Sonra aramıza şehirler girecek,
hiç karşılaşamayacağız.
Tesadüfler bile
bir araya getiremeyecek.
Sonra da belki birimiz öleceğiz, diğerimiz hiç
bilmeyecek.
EMEK MAHALLESİ
2. Bölüm Geçmiş aslında hiç geçmemiş...
10 yıl önce
Sinan - Mehir Saye
Mehir Saye 15 yaşında Sinan 18 yaşında
"Sinan, sen bana lisenin bu kadar zor olduğundan hiç bahsetmemiştin." Diye sinirle konuştu Mehir Saye,
Sinan, onun bu hâline gülerek konuşmaya başladı. "Sana göre zor, bana göre kolaydı küçük hanım."
Mehir Saye sinirle Sinan'a döndü ve "Yürü git Sinan ya! Pertim çıktı şu matematik yüzünden." Dedi oflayarak.
"Gel bir daha anlatayım." Dedi Sinan ve eline kalemi alarak konuyu anlatmaya başladı.
Mehir Saye, Sinan'ın anlattıklarından ziyade daha çok Sinan'a odaklanmıştı.
Küçük kalbi, Sinan için atıyordu sanki, saçmaydı belki ama kalbine söz geçiremiyordu.
Nerden bilebilirdi ki bu Sinan'ın onu son konu anlatışı, Sinan'ı son görüşü hatta son atışmaları olacağını
Sanki Sinan'ın ondan gideceğini biliyormuş gibi saatlerce Sinan'ı izledi Mehir Saye.
"y 3 ise, x 15'tir tamam mı Saye." Dedi Sinan, Mehir Saye'ye dönerek,
Zaten onu izleyen Mehir, başıyla Sinan'ı onaylamış ve kısaca anladığını söylemişti.
"Öyleyse şu soruyu sen çöz bakalım." Dedi Sinan test kitabını Mehir'in önüne doğru iteklerken,
Mehir, ne yapacağını bilemez hâlde test kitabındaki soruyla bakışıyordu. Aradan geçen 15 dakikanın sonunda Sinan hâlâ Mehir'in hiçbir şey anlamadığını anlayarak "Madem anlamadın ne diye söylemiyorsun Saye." Dedi sahte bir sinirle
Mehir oflayarak "Ne kızıyorsun be, anlamadım işte ne yapabilirim."
"Kızmadım, neden söylemiyorsun diye soru sordum birde türkçe mi çalışalım şimdi."
Mehir yanındaki yastığı alarak Sinan'ın kafasına geçirdi. " Alay etme benimle, hem gitsene sen ya bir şey de anlatamadın."
Sinan eliyle kendini göstererek "Ben mi?" Dedi şaşkınca,
"Yok ben, anlatamıyorsun. Bende senin yüzünden anlamıyorum gidip abime söyleyeceğim o anlatsın."
"En başından neden gitmedin abine." Dedi Sinan bilmişlikle,
'Seninle vakit geçirmek için' diyemedi Mehir,
"Sanane." Diyerek bahçedeki oturma alanından kalktı ve içeriye girdi.
"Küçük hanım, bari bir görüşürüz de Nazik ol biraz." Dedi Sinan eğlenceli bir sesle,
"Küçük hanımmış sensin be küçük." Diye sessizce mırıldandı ve devam etti Mehir "Geçen gün Yiğit'i dövdüğün yetmezmiş gibi özür bile dilemedin be sen ne nazikliğinden bahsediyorsun"
Aynı anda da Sinan'ın yanına ilerliyordu, "hak etmeseydi dövmezdim iti, hayır yani o kim ki seninle kafeye gidecek Allah'ın dingili." Dedi Sinan yaşananlar aklına gelince istemsiz sinirli çıkmıştı sesi
Mehir yüzünü ekşiterek Sinan'a bakmış ardından elini uzatarak sorarcasına"Ateşkes?" Demişti.
Sinan gülümseyerek elini Mehir'in eline uzatmış ve "Ateşkes." Diyerek Mehir'e sarılmıştı.
Mehir anında kollarını Sinan'a dolamış ve güzel kokusunu içine çekmişti.
Sinan'ın geri çekilmesiyle Mehir üzülsede belli etmemiş "Görüşürüz." Demişti.
"Görüşürüz küçük hanım." Diyerek oradan ayrılmıştı Sinan.
Mehir matematik kitabını alarak abisinin odasına adımlamıştı.
Ertesi gün :))
Mehir okuldan geldiği gibi üstündeki formasını çıkartmış ellerini yıkayıp evden çıkmıştı.
Arkadan annesinin yemek yiyeceklerini ve nereye gittiğini sormasına rağmen umursamamış ve Nisa'ların evine gitmiş.
Nisa ile aynı okullara gitmiyorlardı, gittikleri lise obp'yi bir düşürüyor bir artırıyordu. Nisa Mehir'den 1 yaş büyük olduğu için rahatlıkla girebilmişti liseye ama Mehir 1 puanla kaçırmıştı.
Hem Nisa'yı görme bahanesiyle Sinan'ı da göreceği için mutluydu.
Nisa'ların kapısını çaldığında kimse kapıyı açmayınca duymadıklarını düşünerek bir kez daha zile bastı Mehir Saye,
Yine kapıyı açan olmayınca evde kimsenin olmadığını anlayıp geri evlerine döndü.
"Kızım bir şey söylemeden nereye gidiyorsun?" Dedi Yasemin Hanım,
"Anne bilmiyor musun sanki gelir gelmez nereye gittiğimi farklı bir yere gitsem haber verirdim." Diyerek içeriye geçti Mehir.
"Abisinin meleği, hoş geldin." Dedi Koray kardeşini kollarının arasına alırken
"Hoş buldum abi." Dedi Mehir Koray'ın sarılışına karşılık vererek,
Kollarını ayırdıklarında anneleri içerden "Hadi yemek yiyeceğiz." Diye bağırmıştı.
"Hadi hadi Yasemin sultan terlik savaşına girişmeden gidelim." Dedi Koray gülerek,
Mehir, abisini başıyla onaylayarak salona girmiş ve masaya bir göz atıp sandalyesini çekip oturmuştu.
"Alın bakalım için sıcak sıcak." Dedi Yasemin Hanım çorba kattığı kaseleri çocuklarının önüne koyarken,
"Ellerine sağlık sultanım." Dedi Koray, çorbadan bir yudum alıp "Afiyet olsun oğlum." Dedi Yasemin Hanım oğluna karşılık olarak,
Huzur dolu bir yemekten sonra, Mehir Saye odasına çıkmış ve birazcık der çalışmıştı, özellikle de Sinan'ın dün anlattığı konuya çalıştı ki Sinan'a konuyu anladığına dair hava atabilsindi.
Yaklaşık 2 saat ders çalıştıktan sonra gürültülü bir şekilde kapının çalınmasıyla odasından çıkıp annesine "Ben açarım." Diye bağırmış ve kapıya ilerlemişti.
Kapıyı açtığında karşısında salya sümük ağlayan arkadaşı Nisa'yı görmeyi beklemiyordu. Endişeyle "Ne oldu Nisa? Neden ağlıyorsun?" Dedi Mehir Saye,
"Mehir." Dedi titreyen sesiyle Nisa, Mehir endişeli ve bir o kadar da meraklı gözlerle arkadaşına bakıyordu.
"Mehir, abim." Dedi ve dudaklarından bir hıçkırık koptu.
"Mehir, abim gitti." Dedi Nisa, kurduğu cümlenin Mehir'de bırakacağı yaraları düşünmeden, Mehir duyduğu cümleyi algılayamadı bir süre
Doğru mu duymuştu, Sinan gitmiş miydi? Neden gitmişti? Daha dün yanındaydı beraberlerdi. Bir anda ne olmuştu da gitmişti.
Hangi sebep onu bırakıp gitmesine yol açmıştı. O kadar mı değersizdim gözünde diye düşünmeden edemedi Mehir Saye.
"Babamla tartıştılar sonra da aldı başını gitti. Geri döner mi bilmiyorum bana sadece Saye'ye söyle dedi ve gitti."
Veda bile etmemişti. Ben gidiyorum dememişti ne zaman döneceğini nereye gttiğini bile söylemeden çekip gitmiş miydi?
Sinanın babası Ömer amca iyi bir insan iyi bir eş ama iyi bir baba değildi bildiğim kadarıyla aslında Nisaya çok iyi davranırdı, ama Sinan'a her zaman daha sert davranmıştı. Tek bir hata bile yapmasına izin vermezdi mesela dört dörtlük olmak zorundaydı Sinan. Tabii ki araları hep kötü değildi iyi anlaştıkları da çok olurdu. Ama tartıştıklarında da uzun süre konuşmazlardı.
Ama nasıl bir tartışmaydı da Sinan herkesi bırakıp gitmişti.
"Mehir, Nisa? neden ağlıyorsunuz?" Dedi kızların ağlama seslerine kapıya gelen Koray, kızlar tek kelime etmedi, mecalleri var mıydı ki Sinanın gittiğini söylemeye
"İçeriye geçin bari donacaksınız." Dedi Koray kızlardan yanıt alamayacağını fark edince, ne Mehir ne de Nisa kıpırdamadı.
Mehir aklına gelen fikirle hızla ayaklandı, Nisa ve Koray'ın şaşkınlık dolu bakışlarını önemsemeden odasına gitti ve telefonunu aldı, rehberden Sinan'ı ararken odaya Nisa hemen arkasından da Koray girdi.
Mehir dolu gözlerinden dolayı bulanık gördüğü ekrandan zar zor Sinan'ı bulup adının üstüne bastı. Ama aklının bir köşesinde haber bile vermeden giden insan telefonumu açar mı ki düşüncesi dönüp dolaşıyordu.
Mehir elindeki telefon çaldı... çaldı... çaldı... ama açan olmadı, Mehir'in yüreği umutsuzlukla doldu taştı. Ulaşamayacaktı ona
Belki 1 hafta
Belki 1 ay
Belki de 1 yıl
Ne yapardı ki Sinan'sız.
Gerçekten diye düşündü Mehir Saye Sinan olmadan ne yapılırdı? Dünyaya gözlerini açtığı ilk günden itibaren Sinan hayatındaydı ki onun, ilk konuşması, ilk adımları, ilk okula gidiş heyecanını, ilk karnesinin sevinci hep Sinan ile yaşamıştı.
Mahallede kavga çıktığında ilk yanına koştuğu, yere düştüğünde ona elini uzatan, saçlarını ören, her ne kadar annesi yasklasa da gizliden sevinsin diye çikolata getiren Sinan
Gitmişti.
İnanması güçtü, ama yıllar bu gerçeği canını yakarak Mehir'e inandırmıştı.
Mehir'i sevindiren umut dolduran, Sinan'dan gelen ilk ve o bilmese de son mesaj Sinan'ın gidişinin üstünden tam 2 ay sonra gelmişti.
Sadece "Beni düşünme Mehir, hatta beni unut kendi hayatına odaklan." Yazmıştı Sinan.
Mehir ona yüzlerce mesaj atmıştı, onu merak ettiğini belirten, endişelendiğini belirten, hiç değilse bari nerede olduğunu söylemesi için yüzlerce mesaj yazmışken Sinan, Mehir'e onu düşünmemesini unutmasını ve kendine odaklanmasını söylemişti.
Mehir o gün karar verdi, artık Sinan'ı yok saymaya, unutmaya, düşünmemeye
Ama aylar belki yıllar geçtikten sonra farketti o ne Sinan'ı yok sayabiliyordu ne de unutabiliyordu.
Buydu işte Sinan Demir ile Mehir Saye'nin geçmişi
Sinan gidişiyle Saye'de gitti Mehir kaldı.
Yıllar sonra Sinan geldi ama Saye geri gelir mi meçhuldü, eğer geçmiş geçmişse Saye tekrar dirilir can bulurdu ama geçmiş Mehir Saye için aslında geçmemişti.
BÖLÜM SONU
Diğer bölüm görüşmek üzere
Allah'a emanet olun :))
Okur Yorumları | Yorum Ekle |