7. Bölüm

VII.

E
hayalkusu_01

 

 

Selaaaammmmm aşklarıııımmmmmm

 

Nasılsınııızzzzzzz????

 

Neysemm çok uzatmadan hemenn bölümee geçelimmm

 

 

EMEK MAHALLESİ

 

7. Bölüm: Büşra Dalgın

 

 

💛🌷 Keyifli Okumalar 🌷💛

 

 

"ABİ! SANA KAÇ KERE SÖYLEMEM GEREKİYOR BU ODANI TOPLAMAN GEREKTİĞİNİ!"

 

Ay çok yüksek sesle bağırdım, ses tellerim koptu galiba

 

Çok sevdiğim anneciğim, her zaman ki gibi en yakın arkadaşı olan Aysel teyzenin yanına gittiği için Allah'ın belası evi toplamak bana kalmıştı.

 

Üstelik bugün bir sürü işim var.

 

Ama anneciğimin, Aysel teyzeyle 50. kez mahalle dedikodusu yapması benim işlerimden daha önemli

 

En azından annem için öyle

 

Neyse evi toplarım sıkıntı değil, ama bu mal abimin odası bok götürüyor.

 

Odaya bir köpek bıraksak yavrusunu bulamaz.

 

"Benim odam toplu zaten Mehir. Sen görmüyorsun."

 

"Doğru görmüyorum, dağınıklıktan önümü göremez hâle geldim." dedim sinirle,

 

Boş boş bakıp geri önüne döndü. Birde yayıla yayıla oturmuş koltuğa

Sinir

 

"Bu odanı kendin topluyorsun abi."

 

"Tamam toplarım ben sonra."

 

Tomom toplorom sonro bon

 

Bok toplarsın abi

 

"Şimdi." dedim net bir dille,

 

"Sonra toplarım Mehir, Allah Allah taktın benim odama."

 

"Annem de bana takıyor abi. Bu odanı annem gelmeden topluyorsun bende dışarı çıkıyorum nokta."

 

"Taamam Mehir taamam."

 

Bir şey söylemden omuz silkip odama ilerledim. Umay ile olan buluşmamız, Umay'ın işinin çıkması ve kısa süreliğine şehir değiştirmesi gerektiği için bugüne ertelenmişti.

 

Geçen 1 hafta boyunca da hayatım 'eski' düzenine uymuştu.

 

İşe gidip geldim, arkadaşlarımla vakit geçirdim, abime laf attım ve olabildiğince kaçtım.

 

Şimdi de aynısını yapacaktım. Umay ile buluşacaktım, ardından Barlas'ın yanına geçip şu abuk subuk olay da bir gelişme oldu mu diye soracaktım.

 

Onun dışında da yeni aldığım davanın bir kaç işini halledecektim.

 

Vakit bulabilir miyim bilmiyorum ama belki Nisa'nın yanına da uğrardım.

 

Kulaklarımı dolduran bildirim sesiyle daldığım yerden gözlerimi çekip telefonuma uzandım.

 

Umay'ımm: Mehiirrr askim ben çıkıyorum şimdi sen de gelirsin konuştuğumuz kafeye
(12.21)

 

 


Siz: Tamammm bende çıkarım birazdan
(12.22)

 


Daha hazırlanmadım bile

 

Giysi dolabımı açıp ne giyeceğimi düşündüm, bir süre sonra kombin yapmaktan vazgeçip dolaba attığım hazır kombinlerden birini alıp giydim.

 

Üstüme krem rengi, crop blazer ceket, altıma da siyah yırtmaçlı deri etek giydim.

 

Üstümü giyindikten sonra saçımı arkadan topuz olacak şekilde sıkıca bağlayıp makyaj yapma aşamasına geçtim.

 

Makyajım da tamamlanınca takılarımı taktım.

 

Fıstık gibi olduk işte hadi çıkalım

 

Bir dur Fadiş bir dur, yakın zaten kafe 5 dakika da kafedeyiz.

 

Hep böyle diyorsun sonra bir gidiyoruz insanlar yemeklerini yemiş üstüne çay içiyor oluyorlar.

 

O gün teknik bir hata olmuştu da ondan geç kaldık.

 

Teknik hata; bilekliğini takamaman

 

Evet bir sıkıntı mı var?¿

 

Ne münasebet ben sadece söyledim.

 

"Mehir, abicim girebilir miyim?"

 

Abimin sesini duymamla abuk subuk düşüncelerden kendimi soyutlaştırıp kapıyı açtım.

 

"Efendim abi."

 

"Bu soğanları annem nereye koydu? Bulamadım bir türlü."

 

Ben de bir yer yandı sandım.

 

"Mutfaktaki balkona bak, oradadır." dedim bezmiş bir sesle,

 

Hayır yani anladık, 6 senedir yurt dışındasın. Ama 2 senedir de burdasın be abi. İnsan yaşadığı evde soğanın yerini bilmez mi Allah aşkına

 

Bir şey demeden arkasını dönüp mutfağa ilerledi.

 

Nisa haklı öküz işte öküz, insan bir nezaketen teşekkür eder ama yok, neyim ki ben kimim yani

 

Tamam sakinim,

 

Yok olamıyorum

 

Yok yok sakinim

 

Gayet nazikçe (!) yatağımın üstünden çantamı alıp içine, telefonumu, glossumu, güneş kremimi falan koydum.

 

Ardından odadan çıktım. Odamın kapısını kapatıp kapıya doğru ilerledim. Aynı zamanda da mutfak kapısından abime baktım.

 

Umarım evi ateşe vermez.

Amin

 

Tava da bir şeyler sallıyordu, deli midir nedir?

 

İyi ki İtalya'da yaşadın abi, başımıza makarna şefi oldu resmen

 

Yakalanmadan kaçayım ben en iyisi, yine sokuşturur ağzıma pişmemiş sosunu

 

Ayakkabılıktan krem rengi topuklu çizmelerimi alıp giyebileceğim en hızlı şekilde giydim.

 

Anahtarlıktan arabamın ve evin anahtarını alıp evden kaçarcasına çıktım.

 

Şu arabaya da kimseye yakalanmadan girebilirsem ne mutlu bana

 

Özellikle annem ve çevresi şu an kırmızı alan benim için

 

Anneme bir yakanlansam mahalledeki bütün komşularla gereksiz sohbet etmek durumumda kalacaktım.

 

Ve o da şu an istemediğim tek şeydi.

 

Seri adımlarla arabama ilerleyip bindim, arabayı çalıştırıp emniyet kemerimi taktım.

(...)

 

"Öyle işte balım, Emre'yle tartıştık daha doğru düzgün konuşamadan arkadaşım ameliyata alındı bende gitmek zorunda kaldım." dedi üzgünce Umay.

 

"Üzüldüm, ama sen en kısa sürede özür dile bence, çocuğa boşu boşuna kızmışsın, e daha sevgili de değilsiniz çocukta doğal olarak cavabını vermiş."

 

Umay, Emre'yi bir kızla görünce kıskanmış ve Emre'ye patlamış, sevgili de olmadıkları için Emre, bunun Umay'ı ilgilendirmediğini söylemiş. Ki kızda Emre'nin kuzeniymiş. Umay da arkadaşı ameliyata alınınca doğru düzgün özür bile dileyemeden şehir dışına çıkmış, son durumda da ikisinin de arası hâlâ bozuk

 

Hayır ben bu ikisinin birbirlerine açılmasını beklerken bunlar aralarını iyice bozmuşlar.

 

Gerginlikle başını sallayıp beni onayladı ve sakinleşmek adını derin bir nefes alıp konuşmaya başladı

 

"Haklısın özür dileyeceğim zaten ama çekiniyorum e bir de utanıyorum, hayır yani Emre benim hiçbir şeyim değil ne diye gidip çocuğa afra tafra yaptım ki ben gerçekten baya salağım galiba."

 

Küçük bir tebessüm ettim, "Hiç denedin mi peki?"

 

Bakışlarını ellerine çevirip parmaklarıyla oynamaya başladı.

 

"Denedim tabii ki denemez olur muyum, denedim. Ama benim yüzüme bile bakmıyor ki. Konuşturtmuyor bile, sürekli işi olduğunu söylüyor."

 

"Ben istersen sana yardımcı olabilirim Umay."

 

Heyecanla gözlerini yüzüme çevirip, hevesle konuşmaya başladı.

 

"Gerçekten mi? İyi de nasıl yapacaksın?"

 

"Hemen umutsuzluğa kapılma ben bir onunla da konuşurum ayarlarım bir şeyler. Sende artık açıl şu çocuğa hem belli o da seni seviyor işte."

 

"Ben bir kendimi affetireyim gerisi kolay."

 

Önümdeki türk kahvesinden bir yudum aldım ve
"E peki madem." dedim içten bir gülümsemeyle,

 

Bir şey söylemedi, söylemesine de gerek yoktu zaten yüzündeki heyecan ve heves kendini oldukça belli ediyordu.

 

"Duyduğuma göre sizin mahalleye taşınmış galiba yeni savcı."

 

Ha illa konu gelecek yeni savcıya

 

"Doğru duymuşsun bizim mahalleye taşındı."

 

"Biraz soğuk biri sanki, büro da karşılaştık da acayip gergin."

 

"Bilmem olabilir, belki meslek icabı falan."

 

"Siz tanışmadınız mı?" dedi şaşkınlıkla,

 

Ohoo ne tanışması, evimize kahvaltıya bile geldi beyfendi.

 

"Tanıştık." dedim kısaca,

 

"Pek sevmedin galiba, gözlerinden nefret fışkırıyor."

 

Yoo, ben bayılırım yeni savcıya

 

Canımı bile veririm o derece

 

"Sevmem için bir neden var mı ki seveyim? Nefret de etmiyorum ayrıca mesafemi koruyorum."

 

"En iyisi insanlarla fazla samimi olmamak lazım, malum en büyük ihanetler yakınından gelir."

 

"Öyle."

 

Fincan da kalan son kahve yudumunu da içip arkama yaslandım.

(...)

 

Büronun önüne geldiğimde arabayı park edip, indim.

 

Hem aldığım davayla alakalı bir kaç işim vardı hem de Emre çıkmamışsa onunla konuşacaktım.

 

Büronun kapısından içeriye girip merdivenlerden çıktım, ve direkt Emre'nin odasına ilerledim.

 

Kapıyı tıklattım ama ses gelmeyince içeriye şafak operasyonu yaparcasına girdim demek isterdim ama şaka tabii ki girmedim çünkü kapısı kilitliydi.

 

Emre'nin odasının bulunduğu koridordan çıkıp ortak çalışma alanına ilerledim.

 

Masalara kısa bir göz gezdirip Emre'yi aradım ama yoktu.

 

Kahve makinesinin önünde kendine kahve yapan Eslem'in yanına ilerledim.

 

"Eslem." diyerek seslendim.

 

"Efendim Mehir?"

 

"Emre çıktı mı?"

 

"Emre bugün gelmedi ki Mehir, evden halledecekmiş galiba işini."

 

Anladım dercesine başımı sallayıp yanından ayrıldım.

 

Aşağıdaki giriş kapısından girdikten sonra çıkan merdivenle büyük bir alana giriyordunuz, bende şu an o alandaydım. O alanın sol tarafında ve sağ tarafında bulunmak üzere iki koridor var ve 1 bir koridor da 5 oda bulunmakta, benim odam sağ koridorun sonundaydı, ve benim odamın birazcık önünde savcının odası vardı.

 

Bu gereksiz bilgi için teşekkür ediyorum Mehir

 

Rica ederim Fadiş ne demek.

 

Çantamdan odamın anahtarını çıkartıp kapımı açtım ve içeriye girip kapıyı geri kapattım.

 

Elimdeki çantayı bir kenara bırakıp çalışma masama geçtim.

 

Zeynep Eğilmez ve eşi Kerem Eğilmez'in davasıydı bu.

 

Zeynep'te, Türkiye'de bulunan binlerce kadın gibi, aldatılmış hem psikolojik hem de fiziksel şiddete maruz kalmıştı.

 

Ve tek istediği de biricik kızı Açelya'nın velayetini babaya hiç verilmemek üzere almaktı.

 

Kerem Eğilmez ile Zeynep'i boşandırmak kolay değildi. Kerem eşi Zeynep'ten ayrılmak istemiyor ve üstüne Zeynep'e iftira atıyordu.

 

"Zeynep'in akıl sağlığı yerinde değil, bu dediklerinin hepsi kafasında kurduğu senaryolardan sadece bir kaçı."

 

Bu cümleler Kerem Eğilmez'e ait.

 

Tabii ki dediklerinin hepsi yalan dolandan ibaret.

 

Zeynep, bir kaç kez karakola gidip suç duyurusunda bulunsa da üstüne uygulanan baskı yüzünden şikayetini geri çekmek zorunda kalmış.

 

Kerem'de bunları yalanlıyor, "Kendi kendine yapıyor sonra da suçu sırf mirasıma çökmek için bana atıyor." Bu sözler de Kerem Eğilmez'e ait.

 

Kerem' in elinde sahte olduğuna emin olduğum, Zeynep' in akıl sağlığının yerinde olmadığına dair bir rapor var.

 

Ve bu onun dediklerini adalet önünde haklı kılıyor.

 

Fakat Kerem Eğilmez'in yanıldığı bir şey var.

Ben

 

Benden hiç ümitli değil. Ama bu konuda büyük yanılıyor çünkü ben istediğim her şeyi yaparım.

 

Evinde Zeynep'in iyi anlaştığı fakat sonradan Zeynep ile arkadaşlığı kesilen Elif Gürmen'in elinde Kerem'in hayli hayli yalan söylediği apaçık belli olan video kayıtları vardı.

 

Yani duyduğuma göre öyleydi, üstelik bu durumdan Kerem salağının da haberi yoktu.

 

Zeynep'e şiddet uyguladığına dair kanıtları bulmuştum, Zeynep'in akıl sağlığının gayet de yerinde olduğuna dair bir belge çıkarttıktan sonra o iş de tamamdı. Tek sorun aldattığına dair bir kanıtım yoktu.

 

Zeynep ile konuştuğumuz da bana Kerem'in sevgilisinin şirket ortağı Büşra Dalgın olduğunu söylemişti.

 

Büşra ile konuşsam acaba tanık olur muydu? Pek sanmıyorum, kendi adının böyle çirkin bir olayla kirlenmesini istemezdi.

 

Ama Büşra ile konuşmamın bana bir zararı dokunmazdı.

 

En iyisi yarın gidip konuşmaktı.

(...)

 

Tik tak tik tak

 

Barlas hazretlerini bekliyordum.

 

Bürodan çıktıktan sonra direkt Barlas'ın yanına gelmiştim.

 

Ama kendileri biriyle görüşmelerini bitirememişti.

 

Hayır yani 1,5 saat ne konuşabilirsiniz ki,

 

Alt tarafı bir şey sorup çıkacağım, ayrıca misafirin ile konuştuğun şey ya da şeyler benim peşimdeki öcüden daha mi önemli

 

Sakin ol seksi kal askm

 

Sakin O-la-mam

 

Olamam

 

Ayrıca ben hep seksi, güzel, sevecen bir kadınım Fadiş.

 

Misafiri kim göremedim bile

 

Bu çocuk umarım benden bir şeyler saklamıyordur.

 

Şüphelendim de ben şimdi

 

Ya bir şeyler öğrendiyse ve bana söylemiyorsa

 

Yani ben ölecek miyim?

 

Ay yok olamaz ben şu an ölemem

 

Senin ayarlarınla oynadı biri, kendine gel kızım

 

Benim delirmem için birinin ayarlarımla oynamasına gerek yok Fadiş. Zaten çevrem delirmem için yeterli bir unsur

 

Barlas'ın kapısının aralanmasıyla ayaklandım.

 

Kapının ardından çıkan sarışın, 1.75 boylarında, baya bi güzel kısaca taş gibi bir kadının çıkmasıyla şaşırdım.

 

Barlas benden gizli sevgili mi yapmıştı? Üstelik benim haberim bile yokken

 

İşte şimdi hayatta sakin kalamam, gebertirim ben bu çocuğu

 

Ya kaç yıllık arkadaşım bana ihanet etti resmen,

 

Çıldırmak üzereyim.

 

"Eh görüşürüz o zaman Barlas bey."

 

Ay bu taş kadın Barlas'a yani müstakbel kocasına 'BEY' mi dedi?

 

Bu kulaklarım bunu da mi duyacaktı.

 

Barlas ilişkisini benden gizlemek için kadına bey mi dedirtti cidden

 

Abisi Koray Soykan olan birinin ne kadar sağlıklı bir kardeşi olabilirdi ki zaten

 

"Görüşürüz."

 

Kadın küçük bir tebessümle arkasına dönüp gitti,

 

Bir şey söylemeden çantamı elime alarak Barlas'ın odasına girdim.

 

Arkamdan da Barlas girip kapıyı kapattı.

 

Gebertiverem beni seni şimdi

 

"N'oldu Mehir? Ne bu acele?"

 

"Ne olup ne bittiğini sana sormak lazım Barlas."

 

"Bana ne olmuş ki?" dedi elleriyle üstünü yoklarken

 

"Kimdi o kadın? Evleniyor musun? Hemde bana haber bile vermeden."

 

"Ne evlenmesi? Ne kadını? Ne haberi Mehir?"

 

Şimdi de salağa yatıyor, çakal

 

"Sen içtin mi?" Dedi sorgularcasına,

 

He Barlas içip salak gibi buraya geldim, malım çünkü ben

 

"Ne içmesi be içmedim ben bir şey."

 

"Neden gelmiştin?"

 

Konuyu değiştiriyor birde

 

Vay çakal vay

 

Neyse biz de ona uyarız.

 

"Bu öcü işi n'oldu?"

 

"Ne öcüsü?"

 

Benim peşimde kaç tane öcü var Barlas?

 

Asıl sen içtin mi?

 

"Hee o mesele, şu anlık bir şey yok ama sen yine de dikkat et."

 

"Bence birinin yaptığı bir şakadan ibaret bu olay." dedim kesin bir dille

 

"Emin değilim."

 

Şimdi konumuza dönelim,

 

"O çıkan kadın kimdi çok tanıdık geldi?"

 

Birazcık yalandan bir şey olmaz,

 

"Hee o mu? Şey ya şu şirket varya adı neydi? Heh Mez Holding oranın ortağı Büşra Dalgın."

 

Büşra Dalgın mı?

 

Bildiğim Büşra?

 

Şu Kerem'in karısını aldattığı kadın olan Büşra

 

Mez Holding

 

Eğilmez

 

Kerem Eğilmez

Oydu.

 

İyi de neden gelmişti buraya?

 

Şaşkınlıkla açılan gözlerimi Barlas'ın yüzüne çevirdim, sesimin titrememesi için özen göstererek o soruyu sordum.

 

"Neden geldi?"

 

-BÖLÜM SONU-

 

 

Bölüm nasıldı aşklarımmm

 

 

Sizce Büşra neden Barlas'ın yanına geldi?

 

 

Diğer bölüm görüşmek üzere

 

 

Allah'a emanet olun hoşçakalın

 

 

😽💫💞

 

 

Bölüm : 21.12.2024 17:24 tarihinde eklendi
Okur Yorumları Yorum Ekle
Hikayeyi Paylaş
Loading...