Bongseon ve Jungkook`un birbirlerinin düğününde tek bir ortak noktası vardı.
Her ikisinin de partneri hiçbir yerde bulunamadı.
------------
"Belki... Benimle şansını falan denemek istersin?"
şaka yaptım ve o da içkisinden bir yudum daha alarak güldü.
"Bu konuda endişelenme, eğer seni elde etmek isteseydim şu anda çoktan yatağımda olurdun.”
"Peki sıra kimde, ha Fiona. SÖYLE BANA?!!"Yaklaşarak bağırıyordu.
"Söylediklerine dikkat et.." Jimin gözlerinin içine bakarak söyledi.
"Kahretsin... Jimin de mi?" Bana alaycı bir sırıtışla bakarak tekrarladı.
Jimin onu yakasından yakaladı ve çenesini sıkarak ona uyarırcasına baktı.
Ona doğru bir adım attım, gözlerine baktım, benimkiler yaşarırken, kalbimin çatladığını duyduğuma yemin edebilirdim.
"Kahretsin... Beni öldürdün" dedim zar zor duyulabilen bir sesle!
Patronumla birbirimizden hoşlanmadığımız bu iş yerinde nasıl hayatta kalabilirim?
"Bana salak gibi bakma, bunun yerine bir fotoğraf çek."
"Telefonu çöp kutusuna atacağım." Gözlerimi devirdim.
"Evet kendini de atmaya ne dersin?" diye önerdi Taehyung.
So far away- Çok uzakta..
BTS’ten önce D-Town vardı.
Suga’dan önce Min Yoongi vardı.
Hayranlar önce sevilmeden önce, ben onu seviyordum.
Min Yoongi hayali için savaşma yolunda ilerlerken kendi sorunlarıyla boğuşan Eunji adında bir kızla tanışır.