“Tamam peki dediğin gibi olsun.” Kamyon hareket hâlinden bir yere girip durmuştu, sabah olmuş,

güneş doğmuştu. Kamyon durunca Ahmet ilk önce inip sonra İrem'i tutarak indirdi. Oldukları yer

şantiye gibi bir yerdi. Neyse ki yol uzak değildi, bir taksi bulup İremgile gittiler. İrem: “Seni bizim eve götüreyim hem şu elini de temizler sargı sararız.”

“Peki tamam öyle olsun.”

Taksi İremgilin evinin önünde durdu. İrem ile Ahmet taksiden inip eve doğru yürüdüler. İrem'in

annesi ve babası uyuyor düşüncesiyle İrem anahtarı yavaşça çevirip kapıyı açtı, sessiz bir şekilde

kapıyı kapattı. İrem önde Ahmet arkada İrem'in odasına geldiler. İrem'in annesi ve babası mışıl mışıl

uyuyordu. İrem temiz sargı bezi ve temiz su getirdi, Ahmet'in elindeki sargıyı çıkarıp yeni, temiz ve

daha iyi, kaliteli bandaj sardı. Kan durmuştu ama kesik derin olmasa bile yara iltihap kapmaması için

elinin sarılması lazımdı. İrem de öyle yaptı, elini yeni bir bandajla sardı. Akşam karanlığında çok

anlaşılamamıştı ama İrem'in üstü bayağı bir kan lekesi olmuştu.

İrem: “Sen burada dur, ben üstümü değiştirip geleceğim, uslu dur bak odayı dağıtma.”

“Uslu durduğum görülmemiştir.

İrem tebessüm ederek "Ukala seni.” diyerek üstünü değiştirmek için odadan çıktı. İrem üstünü

değiştirip mutfakta bir şeyler hazırlamak için mutfağa geldi. Az sonra annesi de uyanıp yanınagelmişti.

“Hayırdır kızım erkencisin ve bu sesler nedir?”

“Arkadaşım var odamda.”

“Arkadaşın mı? Ne işi var ki sabahın yedisinde.”

“Uzun hikaye anne kahvaltıda anlatırız.”

“Peki öyle olsun.”

İrem masayı hazırlayıp Ahmet'i çağırmıştı. Odaya girdiğinde Ahmet İrem'in fotoğraf albümüne bakıyordu

“Hayırdır benden neden izin almıyorsun bakmak için.”

Ahmet gülerek “Cimcimelik yapma gıcık dostlar arasında böyle şeyler için izin mi olurmuş?”

“Cimcimelik yapmak hoşuma gidiyor, seni sinir etmekten çok zevk alıyorum.”

“Bak sen.”

Ahmet İrem'in kollarını tutup geri yatırdı. Gülerek “Şimdi de hoşuna gidiyor mu?”

“Üzerimden iner misin? Annem ya da babam görürse yanlış anlayacaklar.”

“Yanlış anlayacak ne var sadece şakalaşıyoruz.”

“Ahmet lütfen diyorum bak.”

“İyi be tamam, iki dakika eğlendirtmedin şurada.” deyip üzerinden kalktı. Fotoğraflara baktımda

zaman ne çabuk geçmiş.

“Evet zaman çabuk geçiyor, ömrün boyunca iyi dostlar biriktirmek gerek o zaman.