Yeni Üyelik
6.
Bölüm

Kalleşçe bir pusu

@hayalleribuyukbiry

Ne diyorsun amca sen, bizi takip ediyor olabilirler mi?”

“Bilmiyorum, her şey olabilir.” Ahmet bu duydukları karşısında resmen şoka uğramıştı, neler

dönüyordu? Babası da çok kötü şekilde ölüme gitmişti, kalleşçe öldürmüşlerdi babasını ama Ahmet

içinden intikamını mertçe alacağına dair bir söz daha verdi kendi kendine, derken tık tık tık diye kapı

çaldı. Ahmet, amcasının yüzüne baktı, amcası el kol hareketiyle sakin olmasını istedi ve kapıyı açtı.

Kapıyı açarken iki el silah sesi duyuldu, vurulan kişi Ahmet'in amcasının kucağına düştü. Amcası

şaşkınlık içinde kapıyı kapattı. Kapı deliğinden baktı, siyah bir Transporter içinden silahlı dört kişi indi.

Ahmet şaşkınlık içinde amcasının yanına koştu. Amcası:

“Murat kardeşim…” diye sızlanıyordu. Murat bir şeyler söylemeye çalışıyordu ama söyleyemeden

son nefesini verdi.

Ahmet'in amcası, “Murat kardeşim.” diye bağrına bastı Murat'ı. Dışarıdaki dört tane silahlı adam

yaklaşıyordu. Ahmet, amcasına:

“Ne yapacağız amca, herifler geliyor!” diye bağırdı ama amcası şoktaydı, bir tepki vermiyordu.

Ahmet, “Amca, amca!” diye sesleniyordu, amcasında hiçbir tepki yoktu. Ahmet, amcasının yanına

gelip amcasını salladı. “Amca herifler geliyor!” Amcasında hâlâ bir tepki yoktu. Dışarıdakiler kapıyı

taramaya başlayınca Ahmet'in amcası kendine geldi.

“Evlat! Yukarı, yukarı!” diye bağırdı. Ahmet'le amcası koşarak yukarıya kaçtılar. Adamlar çoktan

kapıyı kırıp içeriye girmişlerdi, hiç şüphe yok ki adamlar Ahmet'le amcasına görseler ikisini de kurşuna

dizeceklerdi, onun için bir şey yapmalıydılar. Ahmet yukarı çıkınca boya kutularını gördü.

“Aklıma bir fikir geldi amca, bu boya kutusunu kapıyı biraz aralı bırakıp kapının üstüne koyacağız

adamlar odaya girince suratları boya olur, bizi göremezler.” Ahmet’in dediği şekilde yapıp amcası bir

tarafa Ahmet bir tarafa geçti. Adamlar kapıyı açınca boyanın hepsi yüzlerine döküldü. Ahmet ve

amcası ellerinde sopayla adamlara vurmaya başladı, adamlar bayılmıştı. Adamların ikisi başka odalara

bakıyordu. Ahmet’le amcası silahları alıp aşağıya doğru kaçmaya başladılar. Diğer iki adam, Ahmet'le

amcasının kaçtığını görünce arkalarından sıkmaya başladılar. Ahmet ile amcası bir duvarın arkasına

geçip mermilerden korunmaya çalışıyorlardı, ortalık mermi yağmuruna dönmüştü. Ahmet çevik bir

hareketle hızlı bir şekilde karşıdaki masaya kayarak ateş etti. Ahmet'in açtığı ateş, karşıdaki

adamlardan birinin bacağına isabet etti. Adam yere düştü, Ahmet masanın arkasından adama

namluyu doğrultarak, “Bu babam için!” deyip tetiğe bastı. Mermi adamın kafasına isabet etti, adam

öldü. Sadece bir adamı kalmıştı. Ahmet'le amcası adamı köşede sıkıştırıp, “Sizi kim gönderdi? Söyle

yoksa ölürsün!” diye adamı korkuttular. Adam ise başka çıkar yol olmadığı için konuşmamak için

kafasına sıktı.

Ahmet ile amcası zar zor kurtulmuşlardı. Neyse ki adamları etkisiz hâle getirmişlerdi, etkisiz hâle

getiremeseler adamlar Ahmet’le amcasını öldürecekti hem de hiç acımadan. Ahmet olanlar karşısında

şaşırmasına rağmen soğukkanlılığını koruyordu, ne olmuştu böyle? Neyse ki Ahmet adamlardan daha

uyanık çıktı, böylece adamlardan kurtuldular. Ahmet, “Bana bir şey olsa annem ne yapar? Daha

babamı yeni kaybettim, başka kardeşim de yok, bir şey olsaydı kim bakardı anneme?” diye

düşünmeden edemedi. Ahmet hâlâ hayatta olduğuna şükür ediyordu.

“Amca iyi misin?”

“İyiyim evet.”

“Kim bu adamlar amca, nasıl buldular burayı?”

Bu adamlar belli ki arkadaşımı takip etmişler öğrendiği bilgiyi söylemesin diye. Gönderilen caniler

onun için buradalardı, araba kundaklayanlarla insanlara saldıranlar aynı kişiler ama başlarında kim var

kim bilir! Tam da babanın katilini öğrenecektik, herifler geldi arkadaşımı öldürdü. Kalleşler!” diye

haykırdı amcası.

“Çok yaklaşmıştık babamın katilinin bulunmasına. Bunu yapan her kimse demek ki babamın

katilinin bulunmasını istemiyor.”

“Gel Ahmet, arkadaşımın yatan cansız bedenini alıp mezarlığa defnedelim; arkadaşımın kimsesi

yoktu zaten, cansız bedenini alıp kimsesiz şehitler mezarlığına defnedelim, hiç şüphe yok ki evlat

yerde yatan arkadaşım baban gibi düşünüyordu çünkü onu vatanı bölmek isteyen hainler öldürdü.”

“Mekânı cennet olsun amca, sen de biliyorsun şehitler ölmez vatan bölünmez. Arkadaşın için çok

üzüldüm amca.”

“Bunu yapanlar elbet hesap verir evlat…” Amcası arkadaşının yüzüne baktı, gülerek gitmişti ölüme.

“Yüzü nur gibi parlıyordu Murat kardeşim.” diye cesedine sarıldı ağlayarak.

Loading...
0%