
Düzenlenmiştir
Cansudan
Emirle konuşmak şuan istemiyordum ona kırgındım ama yasemin son dakika atmıştı golü “emir bak şuan konuşmak istemiyorum seninle” “şimdi konuşucaz cansu” deyip elimden tutup sürüklemişti arabaya binmiştik sonrada her zaman buluştuğumuz cafeye gelmiştik önce o sonrada ben inmiştim boş masaya oturup en sevdiğim kahveyi söylemişti kahveler gelince de elimi tutup “çok özür dilerim biliyorum seni çok ihmal ettim belki beni affetmeyeceksin ama seni kaybetmek istemiyorum ben yasemin orada yatarken daha çok anladım kıymetini selçuğun kahroluşunu görünce daha da kahroldum o yüzden yaptığım eşşekliği affet” “neden emir neden yaptın” “özür dilerim ama bunu söyleyemem abin le alakalı bir mesele” “abimle alakaysa ben ne alaka peki kardeşi olduğum için mi” “kardeşime zarar verdiği için bende sana zarar vermekten korktum onun için uzak durdum” abim yasemine zarar mı vermişti “naptı abim” “o onların arasında bunu söyleyemem ama anla beni nolur affet” “olmaz emir affedemem” tam ayağa kalkacakken “izin vermem olmaz gidemezsin” “sen beni çoktan sildim emir gerçekten sevseydin eğer abim le onların arasında olan bir mesele için beni görmezden gelmezdin” deyip kalkmıştık masadan canım ne kadar yanarsa yansın o beni haketmiyordu ve sevmiyordu da bensiz yapabiliyordu o yüzden bu iş olmazdı ve benim için artık emir meselesi kapanmıştı..
Yaseminden
Nereye gittiğimizi bilmiyordum hatta ne konuşacağımızı da ama gidiyorduk başımı cama yaslayıp karnımı tutmuştum acıyordu ama çok değil “çok mu kötüsün” “yok biraz acıyor sadece” “cam soğuk başını koyma” yavaşça kendine çekmişti “burası sıcak”deyip koluna yaslamıştı istemsiz gözlerimi kapatmıştım araba yavaşlayınca “geldik küçüğüm” demişti geldiğimiz yere bakınca sahile geldiğimizi gördüm “ne konuşacağız eğer hala unut diyeceksen unuttum” “onu demeyeceğim” “ne diyeceksin peki” “küçüğüm biliyorum öyle dememem gerekiyordu hatta gittiğim içinde özür dilerim” kalbim hızlanmıştı “şimdi tek ricam bölme beni hata diyeceksin belki ama aşık oldum işte 9 yıl önce 13 yaşındaydın daha bende çok büyük sayılmam 17 yaşındaydım ama senden büyüktüm tabi gördüm seni abine kızmıştın yanıma gelip onu şikayet ediyordun herzamanki gibi ama o gün farklı gelmiştin bana sarılabilir miyim demiştin bana cevap vermeme izin vermeden sarıldın bana be karar gözlüm oysa ne çok ihtiyacım varmış senin kokuna işte o zaman dedim bu kız artık benim kardeşim olamaz sonra okul çıkışı bir çocukla gülüşüyordun canım yanı be küçüğüm canım çok yandı nefesim kesildi sonra beni görünce o çocuğun yanından uzaklaşıp bana koşmuştun abime söyleme sadece arkadaşız demiştin bende bir şey demeden gitmiştim ama abine de söylememiştim sonra abin öğrenmişti geldin bana bağırdın çağırdın sen söyledin dedin yine cevap vermeme izin vermeden cezamı kesip gittin o günden sonra dedim Selçuk unutucaksın sonra seni gördüğüm yerde yolumu değiştirdim size eskisi gibi gelmeyi de kestim sonra sen önümü kestin özür diledin benden uzak durma dedin o güne kadar unuttuğumu sanmıştım ama o gün anladım ki ben hiç seni unutmamışım hep kalbimdeymişsin sonra sana mektup yazmaya başladım her güne bir tane sonra Mirza geldi abine ihanet etmişim ben öyle söyledi ihanet dediği de sevdiği kadına bende aşık olmuşum oysa benim kalbim zaten doluydu öyle sıradan da değildi ben sana sevdalanmıştım” nefes almıştı yutkunmuştum “ her gece aralıksız seni düşünüyordum artık nefes almayı unutmuştum bu arada emir ile aramızı bozduktan sonra seni de görmeyi elimden almıştı artık seni de göremiyordum bazen yolda karşılaşıyorduk seninle ama sen yüzüme bile bakmıyordun öyle hasrettim ki kara gözlerine gülüşüne sonra seni uzaktan izlemeye başladım gülüşünü sesini gözlerini ezbere biliyordum ama hiçbiri bana değildi sonra Mirza mektubu gördü tehdit etti beni seni elimden alacağını söyledi ama sen zaten elimde değildin ki sadece hayallerimdeydin benim sonra aldı ona gülmeye başladın işte asıl o zaman yandı içim kaybettim sandım seni kaç gece kapına geldim hatırlamıyorum ama her seferinde ona gülerken gördüm seni kahroldum mahvoldum ben bittim nefes almayı unutmuştum ama uzun sürmedi sanki hissetmiş gibi geldin bana konuştun güldün seni kendime saklamak istedim yalan yok ama yapamazdım çok kırılgandın kırarım üzerim diye korktum ve başıma geldi kırdım seni dinlemedim ön yargılı davrandım gözlerine her baktığımda nefes alamıyorum ben ama seni öptüm ya o gece asıl o gece korktum beni daha görmek istemezsin kaçarsın diye ama sen önüme atladın benim yüzümden vuruldun acı çektin halada çekiyorsun ben karanlık bir adamım düşmanım çok çünkü kötülerle savaşıyorum ağzından çıkan her kelime kabulüm benim” tekrar nefes aldı “en çok sevdiğin renk mor üzüldüğünde kırıldığında ellerinle oynarsın uyandığında saçlarınla insanlar mutlu olsun diye düşünürsün sonra üzgün olsanda gülersin mutlu görünmeye çalışırsın ses tonun heycanlandığında korktuğunda cılız çıkar güçlü görünürsün ama çabuk kırılırsın çayı şekerli ama kahveyi şekersiz seversin beni de sever misin” ne zaman ağlamaya başlamıştım bilmiyorum “Selçuk abi” “abi deme kara gözlüm yalvarırım abi deme” “ben ben ne diyeceğimi bilmiyorum ben senin hakkında hiç bir şey bilmiyorum ki en sevdiğin rengin siyah ama bana hep beyaz dediğini benim yüzümden polis olduğunu çayı 3 şeker ama kahveyi benim gibi sade sevdiğini kızdığında ellerinin titrediğini yada üzüldüğünde yalnız kalmak istediğini ben bunları bilmiyorum” şaşırmış gibi bakıyordu “biliyorum değil mi” başını sallamıştı eliyle göz yaşımı sildi “sen beni seviyor musun” “ben ben” dudağımda hissettiğim baskıyla gözlerim kapanmıştı öylece duruyordu “seviyorsun” dudaklarını hareket ettikçe kalbim hızlanıyordu birden onu itmiştim “olmaz olmaz ben ben daha hazır değilim eve gidelim” deyip bakışlarımı çevirmiştim bu anı çıkışıma şaşırmıştı ama beni dinleyip arabayı çalıştırmıştı yapamazdım mirzaya güvenmiştim ama benimle oynamıştı Selçuk yapmazdı biliyorum ama hata yapmak istemiyodum…
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |

| 50.8k Okunma |
1.73k Oy |
0 Takip |
50 Bölümlü Kitap |