@hayalrafya
|
Siz: Bana kaybettirdiklerinin sayısı her gün biraz daha katlanıyor. Avukat Bey: Ne yaptığımı bile bilmiyorum. Siz: Aklımı meşgul ediyorsun. Avukat Bey: Ben, aklını meşgul ediyorum da sen çok mu masumsun? Siz: Masumum tabii. Ne yapmışım ki? Avukat Bey: Sen de benim aklımı kendinle doldurdun. Siz: Gerçekten mi, zarar- ziyan karşılaştırması mı yapacağız? Avukat Bey: Bana uyar. Siz: Peki, seninle konuştuğumdan beri başkalarının benimle ne konuştuğunu anlayamıyorum. Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri gerçeklikten kopuk yaşıyorum. Siz: Seninle konuştuğumdan beri evdeki yasaklı çikolatayı yiyen çocuk gibi sürekli saklanıyorum. Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri liseli ergenler gibi elimde telefonla geziyorum. Siz: Seninle konuştuğumdan beri gözümün önünde gündüz düşleri belirip duruyor; tamamı seninle ilgili düşler. Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri uyku bana sırt çeviriyor. Siz: Seninle konuştuğumdan beri kalbim daha hızlı atıyor. Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri duygularım mobbinge uğruyor. Siz: Seninle konuştuğumdan beri gücümü kaybediyorum. Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri kaybettiğim davalar ikiye katlandı. Siz: Bu devran böyle dönmez. Avukat Bey: Hiç dönmez. Siz: Belki de konuşmayı bırakmalıyız. Avukat Bey: Tabii. En sağlıklısı bu olur. Siz: Sağlıklı olanı yapabilir miyiz ki? Avukat Bey: Önce anlamamız lazım. Siz: Neyi? Avukat Bey: Neyin kavgasını verdiğimizi… Sahi, Ahu, biz şimdi neyin kavgasını verdik? Siz: Moralim bozuk. Avukat Bey: Anlaşılıyor. Siz: Burada bir konsey var; deli konseyi. Hastane yönetimi bizi öldürmesin diye kurduğumuz bir direniş örgütü. Avukat Bey: Çok hayalperestsiniz. Siz: Aylardır konsey başkanlığı bana aitti. Kaybettim. Avukat Bey: Kaybetmek bana mahsus sanıyordum. Sen nasıl başardın? Siz: Konsey başkanının etkinliğini test etmek için her hafta satranç düellosu düzenleniyor. Avukat Bey: Düelloyu kayıp mı ettin? Siz: Senin yüzünden. Avukat Bey: En başta, sen geldin bana. Sen, benim aklımı karıştırdın; dikkatimi dağıttın, sen, beni meşgul ettin. Bence ödeşmişiz gibi görünüyor. Siz: Çok bencilsin. Avukat Bey: Güldürme beni, bencil olduğumu bilmiyor muydun? Siz: Bilmeme rağmen hoşuma gidiyorsun ya. Avukat Bey: Bile bile yanlış yapıyorsan – Siz: Ben deliyim. Avukat Bey: Deliliğin arkasına sığınma. Bile bile yanlış yapıyorsan, bu, aptallıktır artık. Siz: Hoşuma gitmen yanlış değil. En doğru eylemin faili oldum ben. Avukat Bey: Öyleyse nasıl olacak? Birbirimizle alakadar olup gerçek dünyadan bütünüyle soyutlanacak mıyız? Siz: Çok cazip bir teklif. Avukat Bey: Teklifi kabul edersen, uzun sürmez; yakında şu konseyde bana da bir sandalye ayırman gerekir. Siz: Sen burada tutunamazsın. Delilerin dünyası dengesizdir. Kayıp düşersin. Avukat Bey: Konuşmayı sonlandırıyor muyuz, öyleyse? Siz: Deneyelim. Avukat Bey: Deneyelim. Siz: Ben asla caymam. Avukat Bey: Ben de kararlılıkta ustayımdır. Siz: Konuşmayacağım dersem… Geriye dönmem. Avukat Bey: Geriye dönsen bile ben cevap vermem. Siz: Şu an epey ciddiyiz, farkında mısın? Avukat Bey: Farkındayım. Siz: Eğer – Avukat Bey: Eğer, ne? Vaz mı geçiyorsun karardan? Siz: Vazgeçmiyorum, sadece… Seninle konuşmamak canıma tak ederse diye söylüyorum… Avukat Bey: Aldığın karara karşı mı gelirsin? Siz: Hayır, seni kaçırmaya gelirim. Avukat Bey: Ne, nasıl? Siz: Bir gece, ansızın. Avukat Bey: Nereye kaçıracaksın beni? Siz: Kaf Dağı’na. Avukat Bey: Kaf Dağı gerçek değil. Siz: O zaman gerçeklikten uzak ama gerçek bir yere kaçırırım. Avukat Bey: Babam peşimize düşer. Siz: Namusunu temizlemek için mi? Avukat Bey: Soyadını kurtarmak için. Siz: Of! Bir erkeği kaçırmak bu kadar zor mu, sahiden? Avukat Bey: İnsan başına gelmeyince anlamıyor, değil mi? Siz: Filmlerde böyle değildi. Avukat Bey: Ne tür filmler izliyorsun sen? Siz: Romantik- drama. |
0% |