Yeni Üyelik
16.
Bölüm

ON BEŞ

@hayalrafya

Siz: Bana kaybettirdiklerinin sayısı her gün biraz daha katlanıyor.

Avukat Bey: Ne yaptığımı bile bilmiyorum.

Siz: Aklımı meşgul ediyorsun.

Avukat Bey: Ben, aklını meşgul ediyorum da sen çok mu masumsun?

Siz: Masumum tabii. Ne yapmışım ki?

Avukat Bey: Sen de benim aklımı kendinle doldurdun.

Siz: Gerçekten mi, zarar- ziyan karşılaştırması mı yapacağız?

Avukat Bey: Bana uyar.

Siz: Peki, seninle konuştuğumdan beri başkalarının benimle ne konuştuğunu anlayamıyorum.

Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri gerçeklikten kopuk yaşıyorum.

Siz: Seninle konuştuğumdan beri evdeki yasaklı çikolatayı yiyen çocuk gibi sürekli saklanıyorum.

Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri liseli ergenler gibi elimde telefonla geziyorum.

Siz: Seninle konuştuğumdan beri gözümün önünde gündüz düşleri belirip duruyor; tamamı seninle ilgili düşler.

Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri uyku bana sırt çeviriyor.

Siz: Seninle konuştuğumdan beri kalbim daha hızlı atıyor.

Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri duygularım mobbinge uğruyor.

Siz: Seninle konuştuğumdan beri gücümü kaybediyorum.

Avukat Bey: Seninle konuştuğumdan beri kaybettiğim davalar ikiye katlandı.

Siz: Bu devran böyle dönmez.

Avukat Bey: Hiç dönmez.

Siz: Belki de konuşmayı bırakmalıyız.

Avukat Bey: Tabii. En sağlıklısı bu olur.

Siz: Sağlıklı olanı yapabilir miyiz ki?

Avukat Bey: Önce anlamamız lazım.

Siz: Neyi?

Avukat Bey: Neyin kavgasını verdiğimizi… Sahi, Ahu, biz şimdi neyin kavgasını verdik?

Siz: Moralim bozuk.

Avukat Bey: Anlaşılıyor.

Siz: Burada bir konsey var; deli konseyi. Hastane yönetimi bizi öldürmesin diye kurduğumuz bir direniş örgütü.

Avukat Bey: Çok hayalperestsiniz.

Siz: Aylardır konsey başkanlığı bana aitti. Kaybettim.

Avukat Bey: Kaybetmek bana mahsus sanıyordum. Sen nasıl başardın?

Siz: Konsey başkanının etkinliğini test etmek için her hafta satranç düellosu düzenleniyor.

Avukat Bey: Düelloyu kayıp mı ettin?

Siz: Senin yüzünden.

Avukat Bey: En başta, sen geldin bana. Sen, benim aklımı karıştırdın; dikkatimi dağıttın, sen, beni meşgul ettin. Bence ödeşmişiz gibi görünüyor.

Siz: Çok bencilsin.

Avukat Bey: Güldürme beni, bencil olduğumu bilmiyor muydun?

Siz: Bilmeme rağmen hoşuma gidiyorsun ya.

Avukat Bey: Bile bile yanlış yapıyorsan –

Siz: Ben deliyim.

Avukat Bey: Deliliğin arkasına sığınma. Bile bile yanlış yapıyorsan, bu, aptallıktır artık.

Siz: Hoşuma gitmen yanlış değil. En doğru eylemin faili oldum ben.

Avukat Bey: Öyleyse nasıl olacak? Birbirimizle alakadar olup gerçek dünyadan bütünüyle soyutlanacak mıyız?

Siz: Çok cazip bir teklif.

Avukat Bey: Teklifi kabul edersen, uzun sürmez; yakında şu konseyde bana da bir sandalye ayırman gerekir.

Siz: Sen burada tutunamazsın. Delilerin dünyası dengesizdir. Kayıp düşersin.

Avukat Bey: Konuşmayı sonlandırıyor muyuz, öyleyse?

Siz: Deneyelim.

Avukat Bey: Deneyelim.

Siz: Ben asla caymam.

Avukat Bey: Ben de kararlılıkta ustayımdır.

Siz: Konuşmayacağım dersem… Geriye dönmem.

Avukat Bey: Geriye dönsen bile ben cevap vermem.

Siz: Şu an epey ciddiyiz, farkında mısın?

Avukat Bey: Farkındayım.

Siz: Eğer –

Avukat Bey: Eğer, ne? Vaz mı geçiyorsun karardan?

Siz: Vazgeçmiyorum, sadece… Seninle konuşmamak canıma tak ederse diye söylüyorum…

Avukat Bey: Aldığın karara karşı mı gelirsin?

Siz: Hayır, seni kaçırmaya gelirim.

Avukat Bey: Ne, nasıl?

Siz: Bir gece, ansızın.

Avukat Bey: Nereye kaçıracaksın beni?

Siz: Kaf Dağı’na.

Avukat Bey: Kaf Dağı gerçek değil.

Siz: O zaman gerçeklikten uzak ama gerçek bir yere kaçırırım.

Avukat Bey: Babam peşimize düşer.

Siz: Namusunu temizlemek için mi?

Avukat Bey: Soyadını kurtarmak için.

Siz: Of! Bir erkeği kaçırmak bu kadar zor mu, sahiden?

Avukat Bey: İnsan başına gelmeyince anlamıyor, değil mi?

Siz: Filmlerde böyle değildi.

Avukat Bey: Ne tür filmler izliyorsun sen?

Siz: Romantik- drama.

Loading...
0%