Siz: Abinin durumu hakkında…

Avukat Bey: Ne olmuş abimin durumuna?

Siz: Ne yapacaksın?

Avukat Bey: Beni alakadar etmez.

Siz: Ne demek alakadar etmez? Yengen bir yalanı yaşıyor.

Avukat Bey: Dışarıdan mutlu görünüyorlar.

Siz: Bir yalanın içinde kimse mutlu olmaz.

Avukat Bey: Ben olurdum.

Siz: Ne?

Avukat Bey: Hayatım tozpembe bir yalanın üzerine kurulu olsaydı mutlu olurdum.

Siz: Yalana gerek yok. Hayatın zaten tozpembe olacak.

Avukat Bey: Yıldız falımda mı gördün?

Siz: Gelecekten geliyorum ya…

Avukat Bey: Şu mevzu.

Siz: Yaa… O mevzu.

Avukat Bey: Başhekime söyle, sana çift seans terapi yazsın. Başka türlü düzelmezsin.

Siz: Düzelmek istemem. Bozuk zihnimle sana tutkunum ben.

Avukat Bey: Ne demek bu? Zihnin düzelirse yakamdan düşer misin?

Siz: Belki.

Avukat Bey: Sağlıklı zihnin için geçici bir heves olurdum yani, öyle mi?

Siz: Geçiciyi bırak, sağlıklı zihnim için heves bile olmazdın.

Avukat Bey: Neden bütün deliler beni buluyor?

Siz: Belki de kalbinin güzelliği yalnızca delilere görünüyordur.

⚖

Siz: Nereden biliyorsun?

Avukat Bey: Neyi?

Siz: Yengenin yaşadığı yalanın tozpembe olduğunu?

Avukat Bey: Bırak artık şu mevzunun peşini.

Siz: Vicdanım el vermiyor.

Avukat Bey: Bir de bunu dert edinemem tamam mı? Belki yaptığım şey bencillik ama umurumda değil. Abimin dertleriyle ilgilenemem. Zaten bir sürü derdim var.

Siz: Mesela?

Avukat Bey: Mesela, sen.

Siz: Dert listenin başında mıyım?

Avukat Bey: Listenin başına yerleşmeyi başardın.

Siz: Güzel.

Avukat Bey: Güzel olan ne?

Siz: Aklının ön safında yer tutmuş olmam.