Yeni Üyelik
49.
Bölüm

KIRK YEDİ

@hayalrafya

Siz: Hava karanlık.

Avukat Bey: Öyle, sis yoğun.

Siz: Havadaki sis, seni de üzmüyor mu?

Avukat Bey: Üzülmek mi? Yapma, havandan ziyade kalbinin sis altında kaldığını düşünmeye başlayacağım yoksa.

Siz: Kalbim? Yalnızca kalbim mi? Benim gökyüzüm aylardır sis altında, Avukat Bey.

Avukat Bey: Yazık.

Siz: Neden yazık?

Avukat Bey: Gökyüzünde yerim olsaydı; o sisi seninle paylaşırdım.

Siz: Ya da… Sisin karanlığından korkardın.

Avukat Bey: Sisin karanlığını da seninle paylaşırdım.

Siz: Paylaşmak çözüm olmazdı.

Avukat Bey: Paylaşmak, yükü azaltırdı, Ahu.

Siz: Üzüntünün yükünü mü?

Avukat Bey: Hem karanlığın yükünü hem se sisin yükünü, zaten üzüntü de bunların ürünü.

Siz: Sis sende ters yaptı, herhalde. Bugün fazla romantiksin, sanki?

Avukat Bey: Her zamanki halim.

Siz: Sıradansın, yani? Her zamanki kadar.

Avukat Bey: Her zamanki kadar sıradanım.

Siz: Her zamanki sıradanlığınla alakan yok.

Avukat Bey: Bu tespiti neye borçluyum?

Siz: Basit bir matematiğe.

Avukat Bey: Paylaş o matematiği benimle.

Siz: Her zamanki halinin bir işi vardı mesela, sense şu anda işsizsin.

Avukat Bey: Motive etmek konusunda bir numarasın.

Siz: Eh, bu da benim her zamanki halim.

Avukat Bey: Her zamanki haline hâlâ alışamadım.

Siz: Artık işsiz olduğuna göre alışmak için bolca zamanın olacak demektir.

Avukat Bey: Bolca zamanım falan yok.

Siz: Nasıl yok, işsiz değil misin?

Avukat Bey: Şunu yüzüme vurup durma.

Siz: Sende benim her söylediğine uyma.

Avukat Bey: Biraz daha zorlasan istifa ettiğim için beni suçlayacaksın.

Siz: İstifa ettiğin için yanında olmamı bekleme.

Avukat Bey: Neden yanımda olmayacaksın, Ahu? Ailemin beni kullandığını defalarca kez anlatmaya çalışmadın mı?

Siz: Öyle, ailen seni kullanıyor.

Avukat Bey: Buna bir son verdim işte.

Siz: Buna bu şekilde son vermemeliydin.

Avukat Bey: Seni rahatsız eden ne?

Siz: İşsiz kaldığın için tamamen bana saracak olman.

Avukat Bey: En başta, bana sarmasaydın; şu anda bununla uğraşmak zorunda kalmazdın.

Siz: Her şekilde olayı nasıl lehine çevirebiliyorsun?

Avukat Bey: Bilmem hatırlar mısın…

Siz: Neyi?

Avukat Bey: Eskiden avukatlık yapardım.

 

Avukat Bey: Ahu?

Siz: Gerçekten bana sardın.

Avukat Bey: Sana saramayacak kadar çok meşgulüm.

Siz: İşsizlikle mi meşgulsün?

Avukat Bey: Bu durumu değiştirmekle meşgulüm.

Siz: Yani?

Avukat Bey: Bana yardım et.

Siz: Ne konuda?

Avukat Bey: İş başvurusu yapabilmem için CV hazırlamam lazım.

Siz: Bu konuda nasıl bir yardımım dokunabilir sana?

Avukat Bey: Daha önce hiç CV hazırlamadım.

Siz: Mesleğe dün başlamadın ki. Şaka mı yapıyorsun?

Avukat Bey: Mezun olduğum anda işim beni bekliyordu zaten. Neden CV hazırlamaya ihtiyaç duyacaktım ki?

Siz: Doğru söze ne denir…

Avukat Bey: Bana yardım et.

Siz: Nasıl yardım edeceğim?

Avukat Bey: Bilmiyorum. Bir CV’ye ne yazılır?

Siz: Kendini öv.

Avukat Bey: Övülecek bir tarafım yok.

Siz: Başarılarından bahset.

Avukat Bey: Başardığım bir şey yok.

Siz: Deneyimlerini anlat.

Avukat Bey: Deneyimlerimin sonu hep hüsran.

Siz: Kendi anlatsan?

Avukat Bey: Depresif olduğum tespitini sen koymuştum. Şimdi ne anlatayım?

Siz: Of, Avukat ya. Ne yapacağız biz seninle?

Avukat Bey: Tamamen umutsuz vakayım, değil mi?

Siz: Hemen yelkenleri indirme.

Avukat Bey: Dâhiyane bir fikrin mi var, yoksa?

Siz: Dâhiyane olmasa da… Senin durumu çözebilecek bir fikrim var, galiba. Bekle.

*Kortan, A. adlı PDF dosyası Avukat Bey kişisi ile paylaşıldı.

 

Avukat Bey: Ne bu?

Siz: Bana ait olan CV. Gerekli yerleri düzelt ve sanki sana aitmiş gibi kullan.

Avukat Bey: Bunun ne anlama geldiğinin farkında mısın, sen?

Siz: Değilim, ne anlama geliyormuş?

Avukat Bey: İşverenleri dolandırmak anlamına geliyor.

Siz: Bildiğim kadarıyla dolandırıcılık, senin genlerinde var, Avukat Bey.

Avukat Bey: Yine gözlerimi yaşartıyorsun.

 

Avukat Bey: Baksana…

Siz: Hım?

Avukat Bey: Senin CV’ni inceledim

Siz: Düzeltmeleri de yaptın mı?

Avukat Bey: Birkaç kısmı kendime uyarladım.

Siz: İyi.

Avukat Bey: Demek, Fransızca Mütercim ve Tercümanlık okudun.

Siz: Babamın isteği üzerine.

Avukat Bey: Bu alan, pek de bir babanın isteyeceği bir alana benzemiyor.

Siz: Babamın isteklerine değil, çıkarlarına uyan bir alandı.

Avukat Bey: Babanın çıkarlarını epey merak ettim doğrusu.

Siz: Anlatırım bir gün.

Avukat Bey: Anlat. Memnuniyetle dinlerim.

Siz: Eee? Başka neleri değiştirdin?

Avukat Bey: Okul kısmını ve ilgi alanlarından birkaçını…

Siz: CV’in hazır, öyleyse.

Avukat Bey: Hazır, gerçekten değiştirecek çok fazla bir kısım yoktu.

Siz: İşini kolaylaştırdım desene…

Avukat Bey: Çok kolaylaştırdın hem de. Üzerine saatlerce düşünsem, bunun kadar iyi bir dolandırıcılık yolunu keşfedemezdim.

Siz: İltifat ediyorsun.

Avukat Bey: Yalnızca, senin yeni bir yönünü keşfediyorum.

Siz: Bir şey mi oldu?

Avukat Bey: Ne olabilir ki?

Siz: Sanki…

Avukat Bey: Sanki, ne?

Siz: Sanki, benimle dalga geçiyormuşsun gibi.

Avukat Bey: Ben seninle dalga geçmiyorum. Ama senin benimle dalga geçtiğinden şüpheleniyorum.

Siz: Neden seninle dalga geçeyim?

Avukat Bey: CV’de neleri değiştirmediğimi bilmek ister misin?

Siz: Niye?

Avukat Bey: ‘Soyadı’ kısmını değiştirmedim.

Siz: Ne olmuş ‘soyadı’ kısmına?

Avukat Bey: Onu değiştirmem gerekmedi. Yani, işimi sahiden kolaylaştırdın.

Siz: Ne anlayacağım bundan?

Avukat Bey: Nedense hissediyorum, tesadüf olamayacağını hissediyorum. Anlıyor musun?

Siz: Ne saçmalıyorsun, sen?

Avukat Bey: Söylesene… Neden benim soyadımı kullanıyorsun, Ahu?

Loading...
0%