@hayalrafya
|
Siz: Hava karanlık. Avukat Bey: Öyle, sis yoğun. Siz: Havadaki sis, seni de üzmüyor mu? Avukat Bey: Üzülmek mi? Yapma, havandan ziyade kalbinin sis altında kaldığını düşünmeye başlayacağım yoksa. Siz: Kalbim? Yalnızca kalbim mi? Benim gökyüzüm aylardır sis altında, Avukat Bey. Avukat Bey: Yazık. Siz: Neden yazık? Avukat Bey: Gökyüzünde yerim olsaydı; o sisi seninle paylaşırdım. Siz: Ya da… Sisin karanlığından korkardın. Avukat Bey: Sisin karanlığını da seninle paylaşırdım. Siz: Paylaşmak çözüm olmazdı. Avukat Bey: Paylaşmak, yükü azaltırdı, Ahu. Siz: Üzüntünün yükünü mü? Avukat Bey: Hem karanlığın yükünü hem se sisin yükünü, zaten üzüntü de bunların ürünü. Siz: Sis sende ters yaptı, herhalde. Bugün fazla romantiksin, sanki? Avukat Bey: Her zamanki halim. Siz: Sıradansın, yani? Her zamanki kadar. Avukat Bey: Her zamanki kadar sıradanım. Siz: Her zamanki sıradanlığınla alakan yok. Avukat Bey: Bu tespiti neye borçluyum? Siz: Basit bir matematiğe. Avukat Bey: Paylaş o matematiği benimle. Siz: Her zamanki halinin bir işi vardı mesela, sense şu anda işsizsin. Avukat Bey: Motive etmek konusunda bir numarasın. Siz: Eh, bu da benim her zamanki halim. Avukat Bey: Her zamanki haline hâlâ alışamadım. Siz: Artık işsiz olduğuna göre alışmak için bolca zamanın olacak demektir. Avukat Bey: Bolca zamanım falan yok. Siz: Nasıl yok, işsiz değil misin? Avukat Bey: Şunu yüzüme vurup durma. Siz: Sende benim her söylediğine uyma. Avukat Bey: Biraz daha zorlasan istifa ettiğim için beni suçlayacaksın. Siz: İstifa ettiğin için yanında olmamı bekleme. Avukat Bey: Neden yanımda olmayacaksın, Ahu? Ailemin beni kullandığını defalarca kez anlatmaya çalışmadın mı? Siz: Öyle, ailen seni kullanıyor. Avukat Bey: Buna bir son verdim işte. Siz: Buna bu şekilde son vermemeliydin. Avukat Bey: Seni rahatsız eden ne? Siz: İşsiz kaldığın için tamamen bana saracak olman. Avukat Bey: En başta, bana sarmasaydın; şu anda bununla uğraşmak zorunda kalmazdın. Siz: Her şekilde olayı nasıl lehine çevirebiliyorsun? Avukat Bey: Bilmem hatırlar mısın… Siz: Neyi? Avukat Bey: Eskiden avukatlık yapardım. ⚖
Avukat Bey: Ahu? Siz: Gerçekten bana sardın. Avukat Bey: Sana saramayacak kadar çok meşgulüm. Siz: İşsizlikle mi meşgulsün? Avukat Bey: Bu durumu değiştirmekle meşgulüm. Siz: Yani? Avukat Bey: Bana yardım et. Siz: Ne konuda? Avukat Bey: İş başvurusu yapabilmem için CV hazırlamam lazım. Siz: Bu konuda nasıl bir yardımım dokunabilir sana? Avukat Bey: Daha önce hiç CV hazırlamadım. Siz: Mesleğe dün başlamadın ki. Şaka mı yapıyorsun? Avukat Bey: Mezun olduğum anda işim beni bekliyordu zaten. Neden CV hazırlamaya ihtiyaç duyacaktım ki? Siz: Doğru söze ne denir… Avukat Bey: Bana yardım et. Siz: Nasıl yardım edeceğim? Avukat Bey: Bilmiyorum. Bir CV’ye ne yazılır? Siz: Kendini öv. Avukat Bey: Övülecek bir tarafım yok. Siz: Başarılarından bahset. Avukat Bey: Başardığım bir şey yok. Siz: Deneyimlerini anlat. Avukat Bey: Deneyimlerimin sonu hep hüsran. Siz: Kendi anlatsan? Avukat Bey: Depresif olduğum tespitini sen koymuştum. Şimdi ne anlatayım? Siz: Of, Avukat ya. Ne yapacağız biz seninle? Avukat Bey: Tamamen umutsuz vakayım, değil mi? Siz: Hemen yelkenleri indirme. Avukat Bey: Dâhiyane bir fikrin mi var, yoksa? Siz: Dâhiyane olmasa da… Senin durumu çözebilecek bir fikrim var, galiba. Bekle. *Kortan, A. adlı PDF dosyası Avukat Bey kişisi ile paylaşıldı.
Avukat Bey: Ne bu? Siz: Bana ait olan CV. Gerekli yerleri düzelt ve sanki sana aitmiş gibi kullan. Avukat Bey: Bunun ne anlama geldiğinin farkında mısın, sen? Siz: Değilim, ne anlama geliyormuş? Avukat Bey: İşverenleri dolandırmak anlamına geliyor. Siz: Bildiğim kadarıyla dolandırıcılık, senin genlerinde var, Avukat Bey. Avukat Bey: Yine gözlerimi yaşartıyorsun. ⚖
Avukat Bey: Baksana… Siz: Hım? Avukat Bey: Senin CV’ni inceledim Siz: Düzeltmeleri de yaptın mı? Avukat Bey: Birkaç kısmı kendime uyarladım. Siz: İyi. Avukat Bey: Demek, Fransızca Mütercim ve Tercümanlık okudun. Siz: Babamın isteği üzerine. Avukat Bey: Bu alan, pek de bir babanın isteyeceği bir alana benzemiyor. Siz: Babamın isteklerine değil, çıkarlarına uyan bir alandı. Avukat Bey: Babanın çıkarlarını epey merak ettim doğrusu. Siz: Anlatırım bir gün. Avukat Bey: Anlat. Memnuniyetle dinlerim. Siz: Eee? Başka neleri değiştirdin? Avukat Bey: Okul kısmını ve ilgi alanlarından birkaçını… Siz: CV’in hazır, öyleyse. Avukat Bey: Hazır, gerçekten değiştirecek çok fazla bir kısım yoktu. Siz: İşini kolaylaştırdım desene… Avukat Bey: Çok kolaylaştırdın hem de. Üzerine saatlerce düşünsem, bunun kadar iyi bir dolandırıcılık yolunu keşfedemezdim. Siz: İltifat ediyorsun. Avukat Bey: Yalnızca, senin yeni bir yönünü keşfediyorum. Siz: Bir şey mi oldu? Avukat Bey: Ne olabilir ki? Siz: Sanki… Avukat Bey: Sanki, ne? Siz: Sanki, benimle dalga geçiyormuşsun gibi. Avukat Bey: Ben seninle dalga geçmiyorum. Ama senin benimle dalga geçtiğinden şüpheleniyorum. Siz: Neden seninle dalga geçeyim? Avukat Bey: CV’de neleri değiştirmediğimi bilmek ister misin? Siz: Niye? Avukat Bey: ‘Soyadı’ kısmını değiştirmedim. Siz: Ne olmuş ‘soyadı’ kısmına? Avukat Bey: Onu değiştirmem gerekmedi. Yani, işimi sahiden kolaylaştırdın. Siz: Ne anlayacağım bundan? Avukat Bey: Nedense hissediyorum, tesadüf olamayacağını hissediyorum. Anlıyor musun? Siz: Ne saçmalıyorsun, sen? Avukat Bey: Söylesene… Neden benim soyadımı kullanıyorsun, Ahu? |
0% |