Yeni Üyelik
18.
Bölüm

ON YEDİ

@hayalrafya

Siz: Won't you come here?

Siz: You know the way.

Siz: It's the one you made.

Siz: Built it in the sky,

Siz: All that's in your eye…

Avukat Bey: Bu ne şimdi?

Siz: Bana, seni hatırlatan bir şarkının sözleri.

Avukat Bey: Beni hatırlamaya sahiden ihtiyaç duyuyor musun? Beni hiç hatırından düşürüyor musun ki?

Siz: Hatırımdaki varlığını şarkılarla destekliyorum.

Avukat Bey: Oysa ben, şarkıları yalnızca dinliyorum.

Siz: Tüh! Çok yüzeyselsin.

Avukat Bey: Derine inmemi gerektirecek bir sebebim yok.

Siz: Büyük konuşma.

Avukat Bey: Hangi konuda?

Siz: Sebebin olmadığı konusunda?

Avukat Bey: Şimdi de sebebim olduğunu mu iddia edeceksin?

Siz: İddia etsem… Dinlemez misin?

Avukat Bey: Güçlü gerekçeler sunarsan, dinlerim.

Siz: Gerekçelerim zayıf olsa da dinlemek zorundasın.

Avukat Bey: Beni buna zorunlu kılan etken ne?

Siz: Avukat olman. Bir avukatın savunma argümanı oluşturabilmesi için zayıf ya da güçlü fark etmeksizin her iddiaya kulak asması gerekir.

Avukat Bey: Ne o? Deli olmadığın zamanlarda avukatlık mı yapıyorsun, yoksa?

Siz: Hayır... Sadece zamanında kendini yetersiz gören bir avukattan birinci sınıf ders aldım.

Avukat Bey: Bahsettiğin avukat kim?

Siz: Bahsettiğim avukatı şarkılarımı dinlediğinde bulacaksın.

Avukat Bey: Ben şarkı dinlemem.

Siz: Yanlış! Sen, şarkıların sözlerini dinlemezsin.

Avukat Bey: Çünkü tabanı iyi olmadıktan sonra sözlerin bir önemi yoktur.

Siz: Buna rağmen en çok sözler kalbe dokunur.

Avukat Bey: Üstünden zaman geçtiğinde melodiyi hatırlarsın.

Siz: Üstünden zaman geçse bile sözlerle birilerini hatırlarsın.

Avukat Bey: Kabul etmeliyim, iyi savunuyorsun.

Siz: Biliyorum.

Avukat Bey: Ama savunamayacağın bir tür var.

Siz: Mesela?

Avukat Bey: Dubstep... Kolaysa aynı savunmayı Dubstep için de yap.

Siz: Dubstep düşmanı mısın?

Avukat Bey: Şarkıları katletmeye düşmanım.

Siz: Saçmalama. Düzgün konuşsana ya. Ben Dubstep’e bayılırım.

Avukat Bey: Dubstep’miş… Sahiden Dubstep dinleyen var mı ki?

Siz: Nesin sen, sürgün yemiş Disney prensesi mi?

Avukat Bey: Kaliteli şarkıdan anlayan biri, sıfatını tercih ederim.

Siz: Ah, Avukat Bey, yeniden yaşayabilmen için acilen sıkıştığın boyuttan çıkıp gündüz düşleri kurmaya başlaman gerekiyor.

Avukat Bey: Sen öyle mi yapıyorsun?

Siz: Ben gündüz düşleri ile besleniyorum.

Avukat Bey: Bir şey diyeyim mi; sen, vaktini iyileşmeye çalışmanın haricinde her türlü gereksiz eylem için heba ediyorsun.

Siz: Gündüz düşleri ruh gelişimi için elzemdir.

Avukat Bey: Öyleyse beni kirli hayal dünyana çekme.

Siz: Kırıcısın. Hayal dünyanın kirli olduğunu mu düşünüyorsun?

Avukat Bey: Hayır, gerçekçiyim. Hayal dünyanın kirli olduğunu biliyorum.

Siz: Neden?

Avukat Bey: Çünkü konuşmaya başladığımız ilk andan beri sen, beni hayal dünyanın merkezine konumlandırıyorsun; benim merkezinde olduğum hiçbir dünya temiz olamaz, Ahu.

Siz: Hayal dünyamı kirleten madde sen misin, yani?

Avukat Bey: Öyleyim.

Siz: Lakin Avukat Bey, sen benim maruz kaldığım en saf hücresin.

Avukat Bey: Yapma. Beni bu kadar değerli kılma.

Siz: Dinlediğim şarkıların amacı, kaybolmuş hayatımın anlamı... Sen, değerli olmayı böylesine çok hak ederken söylesene Avukat Bey, ben sana hak ettiğin değeri nasıl vermem?

Loading...
0%