@hayalrafya
|
Siz: Won't you come here? Siz: You know the way. Siz: It's the one you made. Siz: Built it in the sky, Siz: All that's in your eye… Avukat Bey: Bu ne şimdi? Siz: Bana, seni hatırlatan bir şarkının sözleri. Avukat Bey: Beni hatırlamaya sahiden ihtiyaç duyuyor musun? Beni hiç hatırından düşürüyor musun ki? Siz: Hatırımdaki varlığını şarkılarla destekliyorum. Avukat Bey: Oysa ben, şarkıları yalnızca dinliyorum. Siz: Tüh! Çok yüzeyselsin. Avukat Bey: Derine inmemi gerektirecek bir sebebim yok. Siz: Büyük konuşma. Avukat Bey: Hangi konuda? Siz: Sebebin olmadığı konusunda? Avukat Bey: Şimdi de sebebim olduğunu mu iddia edeceksin? Siz: İddia etsem… Dinlemez misin? Avukat Bey: Güçlü gerekçeler sunarsan, dinlerim. Siz: Gerekçelerim zayıf olsa da dinlemek zorundasın. Avukat Bey: Beni buna zorunlu kılan etken ne? Siz: Avukat olman. Bir avukatın savunma argümanı oluşturabilmesi için zayıf ya da güçlü fark etmeksizin her iddiaya kulak asması gerekir. Avukat Bey: Ne o? Deli olmadığın zamanlarda avukatlık mı yapıyorsun, yoksa? Siz: Hayır... Sadece zamanında kendini yetersiz gören bir avukattan birinci sınıf ders aldım. Avukat Bey: Bahsettiğin avukat kim? Siz: Bahsettiğim avukatı şarkılarımı dinlediğinde bulacaksın. Avukat Bey: Ben şarkı dinlemem. Siz: Yanlış! Sen, şarkıların sözlerini dinlemezsin. Avukat Bey: Çünkü tabanı iyi olmadıktan sonra sözlerin bir önemi yoktur. Siz: Buna rağmen en çok sözler kalbe dokunur. Avukat Bey: Üstünden zaman geçtiğinde melodiyi hatırlarsın. Siz: Üstünden zaman geçse bile sözlerle birilerini hatırlarsın. Avukat Bey: Kabul etmeliyim, iyi savunuyorsun. Siz: Biliyorum. Avukat Bey: Ama savunamayacağın bir tür var. Siz: Mesela? Avukat Bey: Dubstep... Kolaysa aynı savunmayı Dubstep için de yap. Siz: Dubstep düşmanı mısın? Avukat Bey: Şarkıları katletmeye düşmanım. Siz: Saçmalama. Düzgün konuşsana ya. Ben Dubstep’e bayılırım. Avukat Bey: Dubstep’miş… Sahiden Dubstep dinleyen var mı ki? Siz: Nesin sen, sürgün yemiş Disney prensesi mi? Avukat Bey: Kaliteli şarkıdan anlayan biri, sıfatını tercih ederim. Siz: Ah, Avukat Bey, yeniden yaşayabilmen için acilen sıkıştığın boyuttan çıkıp gündüz düşleri kurmaya başlaman gerekiyor. Avukat Bey: Sen öyle mi yapıyorsun? Siz: Ben gündüz düşleri ile besleniyorum. Avukat Bey: Bir şey diyeyim mi; sen, vaktini iyileşmeye çalışmanın haricinde her türlü gereksiz eylem için heba ediyorsun. Siz: Gündüz düşleri ruh gelişimi için elzemdir. Avukat Bey: Öyleyse beni kirli hayal dünyana çekme. Siz: Kırıcısın. Hayal dünyanın kirli olduğunu mu düşünüyorsun? Avukat Bey: Hayır, gerçekçiyim. Hayal dünyanın kirli olduğunu biliyorum. Siz: Neden? Avukat Bey: Çünkü konuşmaya başladığımız ilk andan beri sen, beni hayal dünyanın merkezine konumlandırıyorsun; benim merkezinde olduğum hiçbir dünya temiz olamaz, Ahu. Siz: Hayal dünyamı kirleten madde sen misin, yani? Avukat Bey: Öyleyim. Siz: Lakin Avukat Bey, sen benim maruz kaldığım en saf hücresin. Avukat Bey: Yapma. Beni bu kadar değerli kılma. Siz: Dinlediğim şarkıların amacı, kaybolmuş hayatımın anlamı... Sen, değerli olmayı böylesine çok hak ederken söylesene Avukat Bey, ben sana hak ettiğin değeri nasıl vermem? |
0% |