Yeni Üyelik
9.
Bölüm
@hayalrafya

Siz: Savaşır gözlerimle gönlüm öldüresiye, senin güzelliğinin ganimeti yüzünden; gözüm kovar gönlümü seni görmesin diye, gönlüm ister gözüme pay vermemek yüzünden.

Avukat Bey: Ne bu, yarı zamanlı maniciliğe mi başladın?

Siz: Roman yazıyorum demiştim.

Avukat Bey: Tabii, pastel boyalarınla.

Siz: Evet. Az önce romanımın giriş satırlarını okudun.

Avukat Bey: Sanki birine sesleniyormuşsun gibi.

Siz: Biricik ilham kaynağıma sesleniyorum.

Avukat Bey: Kimden alıyorsun ilhamını?

Siz: Hım… Yakışıklı bir avukattan; yeşil gözlü, açık kumral saçları olan, böyle fena başarısız bir avukat benim ilham kaynağım oluverdi.

Avukat Bey: Kulağa benden bahsediyormuşsun gibi geliyor.

Siz: Tüh, çok mu belli ettim?

Avukat Bey: Bayağı çok belli ettin.

Siz: İyi bari, bugün de benim sayemde güller açmıştır yüzünde.

Avukat Bey: Bu kadar çok ilgi görmemi sağlayacak ne yapmış olabilirim, aklım almıyor.

Siz: Belki de önceki hayatında peri annesindir.

Avukat Bey: Kim bilir…

Siz: Artık, beni bilgilendir bakalım. Geceye yaklaşan akşamın nasıl geçiyor?

Avukat Bey: Romanının ilk satırlarını okumaktan kopabilirsem aynı sıradanlıkta geceye yaklaşan akşamımı geçirebileceğim.

Siz: Uğraşma. Kopamazsın.

Avukat Bey: Bir dakika…

Siz: Ne oldu?

Avukat Bey: Senin şu ilk satırlar…

Siz: Nesi varmış benim ilk satırlarımın? Az önce ‘bayıldım’ diyordun.

Avukat Bey: Birincisi sözlerimi çarpıtma, bayıldım falan demedim. İkincisi satırların çok tanıdık geliyor.

Siz: Kelime kelimeye benzer.

Avukat Bey: Benzerlikten farklı bu… Bu birebir kopya gibi

Siz: Ne yani, işim gücüm yok; oturup başkasının yazdıklarını mı çalacağım? Kafa patlattım ben bu satırlara, kafa.

Avukat Bey: Hırsızlık yapmak için pek de kafa patlatmana gerek yok.

Siz: Hırsızlık, öyle mi?

Avukat Bey: Öyle.

Siz: Kimden çalmışım, peki?

Avukat Bey: Shakespeare.

Siz: Ne münasebet!

Avukat Bey: Eser kaçakçılığı yapma.

Siz: Sen de ölünün arkasından konuşma.

Avukat Bey: Shakespeare’a bir şey dediğim yok. Konumuz senin kelime hırsızlığın.

Siz: Zaman çok ilerledi. Artık özgün düşünce diye bir şey kalmadı. İnsanların kelimeleri, ölü insanların kelimeleriyle ortak paydada buluşabilir.

Avukat Bey: Kendini kandırma. Kelimelerin Shakespeare’in kelime ortağı falan değil. Bildiğin, blok halinde satırları kaçırmışsın.

Siz: Az biraz esinlendiysem ne olmuş yani?

Avukat Bey: Her şeyine tamam, ama beni bu konuda kandıramazsın.

Siz: Okudun, değil mi?

Avukat Bey: Okudum.

Siz: Biliyordum.

Avukat Bey: Ne diye ısrar ediyorsun o zaman?

Siz: Belki unutmuşsundur dedim.

Avukat Bey: Romanın basıldığında diğer insanlara, ‘belki unutmuşsunuzdur diye düşündüm’ mü diyeceksin?

Siz: Basılmayacak. Romanımın sadece bir kopyası olacak.

Avukat Bey: O niye?

Siz: Çünkü sadece senin için yazıyorum. Sen okusan yeter; senin için yazılanı başkalarının okumasına gerek yok.

Avukat Bey: Benim için hırsızlık yapıyor olman gözlerimi yaşarttı.

Siz: Ağlayacak gibi olursan gözyaşlarını cam tüpe akıt.

Avukat Bey: Beni zihninde nasıl bir yere koydun, sen?

Siz: Gözyaşlarını seviyorum. Karşına çıktığımda cam tüpleri senden alırım.

Avukat Bey: Öyle bir şey yapmayacağım.

Siz: Tamam, ben de kâbusun olurum.

Avukat Bey: Zaten kâbusum oldun.

Siz: Kâbus görmekten şikâyetçiymiş gibi durmuyorsun.

Avukat Bey: Nereden biliyorsun?

Siz: Çünkü hâlâ uyumaya devam ediyorsun, Avukat Bey.

Avukat Bey: Yani?

Siz: Hâlâ mesajlaşıyoruz. Beni engellemedin.

Avukat Bey: Engellemedim.

Siz: Benden kurtulman işte bu kadar basitti; ama sen, basit olanı seçmedin.

Avukat Bey: Romanının konusundan bahset.

Siz: Her sıkıştığında lafı değiştiremeyiz.

Avukat Bey: Laf değiştirdiğim falan yok. Sadece…

Siz: Sadece ne?

Avukat Bey: Benim için yazılan bir romanın konusunu bilmek hakkım.

Siz: Seni kıracağıma dişimi kırarım.

Avukat Bey: Söyle öyleyse.

Siz: Yasak bir aşkı yazıyorum.

Avukat Bey: Vay canına!

Siz: Düşman ailelerin çocukları arasında geçiyor.

Avukat Bey: Kitabın sonunda âşıklardan biri ölecek mi bari?

Siz: Nereden bildin?

Avukat Bey: Çünkü Romeo ve Juliet’i okudum.

Siz: Yine başa döndük.

Avukat Bey: Bir de oturup kitabı baştan yazsaydın.

Siz: Baştan yazmadığımı da nereden çıkarttın?

Avukat Bey: Böylesine ciddi bir garipliğe ne kadar tahammül edebilirim, emin değilim.

Siz: Tahammülünün sınırlarını zorlamaya geldim.

Avukat Bey: Belli oluyor.

 

Siz: Avukat Bey?

Avukat Bey: Hım?

Siz: Binlerce kez iyi geceler sana!

Avukat Bey: Gerçekten mi?

Siz: Lütfen, lütfen, lütfen…

Avukat Bey: Tamam, baştan yaz.

Siz: Avukat Bey?

Avukat Bey: Hım?

Siz: Binlerce kez iyi geceler sana!

Avukat Bey: Ahu?

Siz: Hım?

Avukat Bey: Binlerce kez beter olsun gece, senin ışığın yoksa.

Loading...
0%