@hayalrafya
|
Avukat Bey: Nereden biliyordun? Nasıl öğrendin? Siz: Demek bilginin doğruluğunu teyit ettin. Avukat Bey: Sana nereden biliyordun, dedim. Siz: Seni araştırırken yanlışlıkla keşfettim, diyelim. Avukat Bey: Beni neden araştırıyordun? Siz: Anladım, sen iflah olmaz bir iltifat bağımlısısın. Avukat Bey: Sorularımı iki kez yazmak zorunda mıyım? Siz: Pekâlâ… İlgimi çekiyorsun dedim ya. Daha kaç farklı şekilde anlatmam gerekecek? Avukat Bey: Bu… Çok mantıksız. Siz: Başhekime söyleyeyim de burada sana bir yatak hazırlasın. Avukat Bey: Nerede? Siz: Akıl hastanesinde. Her şeyde mantık ararsan geleceğin yer benim yanım olacak çünkü. Avukat Bey: Gerçekten, akıl hastanesinde misin? Siz: Her türlü pisliği yaparım ama yalana asla bulaşmam. Avukat Bey: Akıl hastanesindeysen beni nasıl gördün ki? ... Beni gördün, değil mi? Siz: Tabii ki. Mantıken, takıntım olabilmen için seni görmüş olmam gerekir, evet. Avukat Bey: Mantıken? Siz: İstisnalar kaideyi bozmaz. Avukat Bey: Hayatımda hiç… Bir akıl hastanesinin önünden bile geçmedim. Siz: Zaten ben de ezelden beridir burada değilim. Avukat Bey: Öyleyse beni nerede gördün? Siz: Sağda solda. Avukat Bey: Düzgün cevap ver. Siz: Düzgün cevap vermem için beni mesaj kutundan kovmayacağından emin olmalıyım. Avukat Bey: Emin olman için ne yapabilirim? Siz: Kim olduğumu araştırma, yeter. Avukat Bey: Bu kadar mı? Siz: Bir de bana mesaj yazmayı bırakma yeter. Avukat Bey: Başka emrin? Siz: Bir de kimseye âşık olma, yeter. Avukat Bey: Yeter dedikçe yeni maddeler ekliyorsun. Siz: Huyum kurusun. ⚖
Siz: Anlaştık mı? Avukat Bey: Anlaşmaktan başka çarem var mı? Siz: Merakının seni yiyip bitirmesini istemiyorsan, yok. Avukat Bey: Anlaştık. Siz: Evet… Ben kazandım. Bir davayı daha kaybettin, Avukat bey.
|
0% |