@hayalrafya
|
Yatakta dönüp durmayı bıraktım ve başucumdaki komodinde uzanarak dijital saati kontrol ettim: 03.03. Ne kadar da manidar ama! Nefesimi bıkkınlıkla dışarıya üfledim. Çift gelen saatlerden ölesiye nefret ediyordum. Yastığımın açısını düzelttim. İçindeki pamukları üstünkörü bir şekilde kabartmaya çalıştım ama hayır, katiyen uyuyamıyordum. Galiba rahatlık batıyordu. Boynumdaki zinciri kazağımın üzerine çıkarttım. Zincirin ucundaki tek taşı parmaklarımın arasına alıp camdan içeri süzülen ay ışığına doğru tuttum. Çölde susuz kalmış bir bedevi misali ay ışığını kana kana içen elmas, gözlerimi kamaştırdı. Fakat ben, ondan başka bir tarafa bakamadım. “Seni hayal ediyorsam, lütfen öyle kal. Bana gerçek olmadığını söyleme. Bana gerçek olmadığını ispatlama. Lütfen, hayallerimde kal. Hayallerimde kal ki gerçek olduğuna inanmaya devam edebileyim.” ♡ ♡ ♡
Siz: Bir insanın gerçek olup olmadığını nasıl anlarsın? Avukat Bey: Ona vurarak. Siz: Bu neyi kanıtlayacak? Avukat Bey: Ona vurduğunda acı çekiyorsa gerçektir, acı çekmiyorsa sen, onu hayal etmişsindir. Acı, bizleri gerçek kılan tek duygudur. Bu kadar basit. Siz: Keşke sana vurabilsem. Avukat Bey: Şiddete karşı takındığın bu tutum takdir edilesi… Gerçek olmadığımı mı düşünüyorsun? Siz: Yaşlı, gerçek olmadığını düşünüyor ve galiba onun etkisi altında kalıyorum. Avukat Bey: İstersen Yaşlı’ya gerçek olduğumu ispatlayabilirim. Siz: Nasıl yapacaksın bunu? Avukat Bey: Hastaneye gelirim, onunla tanışırım. Siz: Olmaz. Avukat Bey: Neden olmasın? Siz: Şaka mı yapıyorsun? Hastaneye gelirsen beni görürsün. Avukat Bey: Bir taşla iki kuş vururum, fena mı? Siz: Fena. Beni görmene daha vakit var. Avukat Bey: Kim koyuyor bu vakit kuralını? Siz: Ben. Avukat Bey: Neye dayanarak? Siz: Yaşadıklarıma. Avukat Bey: Allah aşkına, ne yaşıyorsun, Ahu? Siz: Gerçeklik sorunu… Avukat Bey: Bana gecenin üçünde mesaj atmanın nedeni, bu mu? Siz: Bu. Var olduğunu hissetme ihtiyacı duyuyorum. Avukat Bey: Tamam, hastaneye gelme işini unut. Seni arayabilirim. Siz: Yaşlı’nın yanında mı? Avukat Bey: Sonuçta var olmadığım fikrini aklına o koymadı mı? Siz: Beni Yaşlı’nın yanında arayamazsın. Avukat Bey: Neden arayamam? Siz: İkimiz de deliyiz, gerçekliği bilmeyen deliler… Avukat Bey: Terapistinin yanında arayayım öyleyse. Siz: Olmaz. Avukat Bey: O neden? Siz: Çünkü… Çünkü seni öyle bir anlattım ki… Avukat Bey: Yani? Siz: Galiba, Rehber de sana âşık oldu. Avukat Bey: Bulduğum her çözüme bahane üretiyorsun. Siz: Bak, ben aşırı kıskanç bir deliyim tamam mı, sana âşık olan bir kadınla konuşmanı istemiyorum. Avukat Bey: Öyleyse benden ne istiyorsun? ‘Seni istiyorum,’ yazdım ve sildim. ‘Beni bırakma istiyorum,’ yazdım ve sildim. ‘Beni hatırlamanı istiyorum,’ yazdım ve sildim. ‘Tüm bunların yaşanmamış olmasını istiyorum,’ yazdım ve sildim. ‘Senin etrafına kurduğum eski hayatımı istiyorum,’ yazdım ve sildim. Yazdığım tüm mesajlar adeta zehirliydi ve ben henüz radyoaktif bölgeye adım atabilecek kadar temkinli değildim. Siz: Hiçbir şey istemiyorum. Avukat Bey: Tamam. Çözüm yollarımdan birini bile kullanmamaya kararlıysan ben işime geri dönüyorum. Siz: Ne işin var bu saatte; vampir ya da kurt adam değilsen bu saatte ne işin olabilir? Avukat Bey: Vampirler ve kurt adamların gerçek olduğuna inanıyor musun? Siz: En az senin gerçek olduğun kadar inanıyorum. Avukat Bey: Şüphe etsen bile, yeterince gerçeğim. Siz: Onlar da öyle, bu saatte ne işin olduğunu söyle. Avukat Bey: Savunma yazıyorum. Siz: Kim için? Avukat Bey: Müvekkilim için. Siz: Sonunda bir müvekkil buldun, yani? Avukat Bey: Buldum. Siz: Ne işle uğraşıyor? Avukat Bey: Profesyonel hırsızlıkla. Siz: Bir hırsızı mı savunacaksın? Avukat Bey: Hırsız olmayanlar kendilerini savunmama izin vermiyor. Bir şekilde mesleğime tutunmak zorundayım, anlıyor musun? Siz: Ben bunu asla anlayamadım. Avukat Bey: Şirkette yerine getirmem gereken sorumluluklarım var. Siz: Baban ve abinin senin için kurguladığı sözde sorumluluklar… Avukat Bey: Sonuçta sorumluluklar. Siz: Benim de sorumluluklarım var. Avukat Bey: Hastanede mi? Siz: Hastanede... İyileşmek gibi bir sorumluluğum var. Avukat Bey: Ama sorumluluğunu yerine getirmiyorsun. Siz: Daha önce konuştuk, bir şey faydama değilse ondan uzak dururum. Avukat Bey: Sorumluluğun olsa bile mi? Siz: Sorumluluğum olsa bile… Avukat Bey: Sana söyleyeyim, aramızdaki bu sağlıksız ilişki hiç de iyi ve mutlu bir sona doğru gitmiyor. Siz: Sen hatırlamaya başladığın sürece iyi ve mutlu sorunların canı cehenneme. Avukat Bey: Hatırlamak mı, neyi hatırlamışım? Siz: Sana söylediğim bir sözü. Avukat Bey: Ne sözü, nerede söylediğin sözü? Siz: Lunaparkta, lunaparkta sana söylediğim sözü hatırladın ya… Avukat Bey: Lunaparkta mı? Siz: Lunaparkta. Avukat Bey: Ahu… Siz: Hayır. Avukat Bey: Ben – Siz: Sakın söyleme. Avukat Bey: Ben daha önce hiç lunaparka gitmedim ki. Siz: Sana söyleme demiştim, söyleme. Ama söyledin ve benim gerçekliğimi yerle bir ettin. |
0% |