
Kapıyı çalıyordu biri. Hanfendi, Hanfendi iyi misiniz ?diye.
Gözlerimden düşen yaşı silerek Azad karabeyli'yi getirin o gelmeden burdan çıkmam dememle kapının kırılması bir oldu. Gelen Azad'dı beni bu halde görünce herkese çıkmasını söyledi.
Herkes çıktıktan sonra bana yavaşça yaklaşarak, iyi misin bile demeden sarıldı.
Ona o kadar öfkeliydim ki anlatamam ama o sarılınca sanki bir an bütün öfkem geçmişti. Sanki bütün yüküm kalkmıştı. Öyle bir sarılmıştı ki onun kollarında ağlamıştım.
Bir kaç dakika sonra karnımın guruldadığını duyunca, sarılmayı bırakıp sen aç mısın? Diye sorunca ne diyeceğimi bilemedim ama sonra hayır aç değilim diye cevap verdim ama karnım hiç öyle demiyordu. Hep gurulduyordu.
Azad karabeyli bana bakıp bakıp gülümsüyordu......
Yok yok sen açsın dur ben sana mantı söyleyeyim.
İlk mantı dediğinde çok sevinmiştim ama belli etmiyordum, sadece kafamı sallayarak tamam dedim.
Sonra ona bakıp bir şeyler söylicektim , çok kafamı karıştırıyor du çok tuhaf bir insandı hem dağ ayısı gibi hem de çok merhametli, çözemiyorum onu.
Sen benim mantı yemeğini sevdiğimi nerden biliyorsun?
Ayağa kalktı bir anda ve hazırlan birazdan yemek vakti deyip odadan gitti.
Öküz bu adam dedim içimden...........
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |