
Sabah kalktığımda Azad karabeyli koltukta uyuya kalmıştı. Çok masum duruyordu. Sanki bütün deliklerini bırakmışta, çocuk olmuş gibiydi. Üstümü değiştirip dışarıya çıktığımda karşımda Azad'ın kardeşi duruyordu. Bana hafif bir tebessüm ettikten sonra günaydın diyip abim odada mı? diye sordu. Ona kafamı sallayıp evet dedim. Çok tuaftı bu aileydi hem birbirlerini çok seviyorlar ,hem de bir birlerine Çok zarar veriyorlardı.
1 Ay geçmişti resmen en son ailemi silah çektiği gün görmüştüm. Bir ailem vardı ama sanki yok gibiydi bir kerecik bile beni düşündüklerini hatırlamıyorum varsa yoksa hep abilerimi düşünürlerdi. Ya bir kere bile annem yanıma gelip "nasılsın kızım",bir şeyin var mı? diye sormadı hep neden böylesin dedi. Daldığımı fark etmedim tâ ki azade karabeyli'nin sesini duyana kadar. Kalk diye bir anda bağırdı zaten bir işe yaramıyorsun burda da oturamazsın. Ne zaman bir torun kucağıma verdin o zaman bu ailede yerin olucak.
Ne diyorsunuz azade hanım ben okuyacağım ne torunu, ne saçmalıyorsunuz siz ?
Ben deyeceğimi dedim buraya gelirsen okumayacaksın , oturacaksın kocanı bekliyeceksin. Şimdi kalk gözüme gözükme.
O kadar çok sinirlenmiştim ki ordan kalkıp odama giderken Azad'ın kapıdan çıktığını gördüm hemen onun kolundan tutup odaya çektim. Azad neye uğradığını şaşırmıştı. Ona bakıp ben okumayacak mıyım? Diye sordum. Sinirlenip ne okuması dedi sen artık evli bir kadınsın okuyamazsın. Öyle mi diye kaşımı kaldırıp o zaman bende herşeyi azade hanıma anlatırım Azad karabeyli. O lafı duyduğu gibi beni kendine çekip ağzımı kapattı. Uzun süre öylece durduk, Azad'ın teni tenime değiyordu. Sus Arin karabeyli yoksa sonucuna sen bile katlanamazsın. İlk defa ağzından Arin karabeyli lafını duymuştum ve artık Arin Kırımlı olmadığımı anlamıştım.
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |