
Nasıl ama doktor gebe olduğunu söyledi.
Öyle değilmişim işte yanlışlık olmuş ne dememi bekliyorsun. Kendimi o kadar çok kaptırmışım ki hamile oyununu oynamaya ben bile üzüldüm gebe olmadığıma.........
Müsaadenizle ben odama çıkacam. Odama gittiğimde artık büyük bir yük altından kalkmıştım, sanki bu yalandan da kurtulmuş gibiydim. Şuan tek odağım okumak olmaktı onu da kuzenim Aslan hallediyordu. Sahi ne yaptı acaba diye telefona elim gitti, aradığımda bu sefer de telefonunu açmamıştı.
Ona mesaj yazmaya başladım:
Alo, alo aslan nerdesin ?
Burdayım Arin ne oldu?
Niye telefonumu açmıyorsun he , halletin mi o işi ?
He halletim, hallettim biliyorsun senin için yapamayacağım birşey yok pazartesi okula gidiyorsun ama nasıl çıkacaksın?
Orasını bana bırak hallederim de sen nerdesin herkes seni Gaziantep de biliyor.
Bosver neyse benim kapatmam lazım Allaha emanet ol. Bu lafı söyleyince onu görmeden ölmezmişsin babam hep öyle derdi. Sonunda başardığını hissetmiştim, bugün pazar yarın pazartesi ama nasıl çıkacam derken aklıma yine bir fikir gelmişti. Tam eşyalarımı yarına hazırlarken Azad içeriye gelmişti.
Ne yapıyorsun yine baş belası?
Ne var ya dağ ayısı birsey yapmıyorum ama yapmamı istersen yaparım.( göz devirerek) sanki içimi görüyor , nasıl iş çevirdiğimiz anlıyorsa.........
Sonunda akşam yemeği gelmişti, üzerime siyah bir ceket alıp aşağıya indiğimde azade hanım yine eski haline geri dönmüştü. Melek gülümseyerek yemek yerken naz çok mutsuzdu. Acaba yine ne olmuştu diye düşünürken. Azade hanım yakında düğünümüz var diye söyleyince naz elindeki çatallı tabağa düşürmüştü. Şaşkınlıkla Azad ile bir birimize bakarken Uraz birden melek'e eğer yemek yediysen bir yukarıya gider misin bebeğim dedi. Melek tamam dedi, yukarıya çıktığında sinirli bir şekilde elini masaya vurup ne diyorsun anne ben hayır dedim sana öyle birsey hiçbir zaman olmayacak.
Ne oluyor burda iki gün gittim yine birseyler çevirmisin anne yorulmadın mı söyle bana, yorulmadın mı gerçekten.
Abi annem Naz'ı evlendirmeyi düşünüyor hemde o bizim topraklarımıza el koyan sancakların oğlu Kemal'e verecek .
Kendine gel anne Naz nasıl hiç mi görmüyorsun? İlk defa Naz sesini çıkartmıştı ve annesine şu sözleri söylediğini hatırlıyorum:
Anne küçüktüm kaderimi sen belirledin ,okumak istedim hayır dedin baban yok başımızda otur oturduğun yerde dedin anlamadım, oturdum. Abime küçük yaşında bu ailenin reisi sensin dedin abim de anlamadı kabul etti. Ya bu çocuk bu Uraz elinde perişan oldu sırf sen onu sev diye yapmadığı şey kalmadı ya çocuk kazandığı üniversiteye gitmedi sırf senin için. Senin yüzünden 3 tane yıkılmış hayat var hiç vicdanın sızlamadı he anne söyle.......
Naz bunları derken benim bile canım yanmıştı , Azad'ın, Uraz'ın gözleri dolmuştu Uraz'ın boğazı dığümlenmiş bir sekildeydi bir anda masadan kalkıp gitti Azad ise öylece durdu. Bir çocukluk kaybetmiş gibiydi..............
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |