Yeni Üyelik
1.
Bölüm

Boğulduğun an

@haza.l_

Gözlerimi kapatmıştım bir an herseyden uzak durmak hayatla irtibatımı kesmek istemiştim ama nafile bir ses duydum. Zil sesi kalk kalk diye çalıyordu malesef ki kalktım gökyüzüne baktım sadece güneş vardı ve parlıyordu. Oturdum yerime tek istediğim sessizce derin bir uykuya yatmaktı. Aklıma bir anda konservatuvar gelmişti hemen ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkayıp banyoya girdim. Çıktığımda saçımı kurutup at kuyruğu yapıp üzerime siyah bir krop altıma bej rengi bir pantolon giyip hemen çıkıyordum. En sonunda vardığımda araban inip koştuğumu hatırlıyorum.Tam ilerlerken birinin bana çarpmasıyla sarsılmıştım. Öküz müsün sen önüne bakmıyor musun derken kafamı kaldırdım yukarıya doğru üzerinde siyah bir tişört altında siyah bir pantolon sanki filmden çıkan aktörler gibiydi hemen elini uzattığında elini tutup kalktım. Ardından öküz değilim ama yine de özür dilerim bilerek olmamıştı dedi. Ona bakarken gözlerini gördüm o kadar güzeldi ki elaydı gözleri. Kaybolmuştum bir anda sanki zaman durmuş gibiydi bende o zamanın üstünde durmuş onu izliyordum. Bir anda sessizce kusura bakma diyecektim ki yüzünün tamamını gördüm oydu o lisedeki eski arkadaşım. Konuşmuyorduk ama o da bende birbirimizi tanıyorduk. Çok uzamıştı 185 boyundaydı. Siyah saçları ela gözleri derken bir anda bir ses duydum. Kusura bakma ama ismin neydi?M-melek dedim bir anda peki ya senin derken bana güldüğünü gördüm tam ne diye soracakken adım Oğuz dedi. İçimden oydu bu sefer eminim dedim ama dur diyip saate baktım ki baya az vaktim kalmıştı. Tanıştığımıza memnun oldum esmer çocuk diyip oradan koşarak gittiğimi hatırlıyorum.

 

 

 

1. BÖLÜM

Siz hiç bir geminin içinde boğulduğuz mu? Veya yoruldunuz mu.......

 

02.05.2000 hayatımın değiştiği bir andı. O gün aaahh çok kötüydü sanki bir yıldırımın ortasında yapayalnız bir bulut gibi............

Sabah vaktiydi bir çığlık sesi duyduk hepimiz kalktık, bağıran annemiş. İlk anlamadım ama sonra etrafıma bakarken yerde yatan birşey tam kafamı kaldırırken bir çığlık daha feryad figan kopuyordu. O anda korkarak kulağımı kapatıp, bakmaya karar verdim. Baktığımda babammış. Bir anda sustum etrafıma baktım annem bağırıyordu, ablam koşuyordu amcaları çağırmaya,abim ağlıyordu, kardeşim evin de ağlıyordu peki ya ben ben nasıldım? Bende boş gözlerle etrafa bakıyordum. İçimde bir şeyler kopuyor ama ben sadece susup bekliyordum. Ellerimi açıp Allaha dua etmeye başladım allahım lütfen daha erken lütfen onu bizden alma diye. O anda istemsizce gözlerimin damladığını fark ettim ve koşup Evin'in yanına gittim onun gözünü kapattım, o etkilenmesin diye ama nafile o herşeyi görmüş bozuk plak gibi ağlıyordu. Hemen dediler ambulansı arayın 10 kere aradılar ama ambulans gelmedi. Annemi gördüm dışarı koşuyordu galiba yardım getirmek için koştu koştu derken polislerin girdiğini gördüm. Polisler nabzını kontrol ediyordu. O anda anlamışlar öldüğünü aslında ama biz varız diye söylememişler. Hemen arabayı alıp hastahaneye gittiler ve son kez babama bakmıştım sanki bir daha göremeyekmişim gibi........ Hastahaneden haber geldiğinde o kadar mutlu olmuştum ki çünkü babanızın durumu iyi diye söylemişlerdi. Ben ve kardeşim o anda yemeğimizi yemiştik tam telefonu aldığımda bir anda bir mesaj düştü. Babamın ölüm belgesi diye. Baktım telefona sonrada belgeye. Elim titriyordu kalbim çıkacakmış gibiydi. Belgeyi gördüğümde gerçekten de babamın ölüm belgesiymiş. Hemen gidip Ablam Eyşan'a anlattığımda abim Uraz da gelmişti. İkisi de baktıktan sonra sessizce köşeye çekilmişlerdi. Ben ise dışarı çıkacakken annemi görüp herşeyi anlatacaktım ve annem orda! Anne anne bu doğru mu gerçek mi diye soracaktım ama annem ağlamaya başladı özür dilerim özür dilerim diye.

Neden Anne?

Babanız Mert öldü. Acı birşey saplandı yüreğime sanki arkadan biri beni vurmuş ama ben hissetmeden yürümüşüm gibi. Duraksadım ve gözlerimin içine bakan o kişiyi gördüm oydu, babadı o da son kez bana baktı son kez ne kadar basit değil mi ?"son" sözü ama öyle değil. Aradan 3-4 saat geçtikten sonra evimiz doldu taştı hepsi haberi almış ağlıyordu. Ben ise dayanamayıp dışarı attım kendimi nefes alamıyor vaziyetteydim çünkü yıkılmaz dediğim herşey o anda yıkılmıştı biz hepimiz paramparça olmuştuk teker teker. Dışarı çıktığımda birini gördüm iyimisin?diye bana soruyordu. Ben iyi değilim ama ayakta duruyorum o anda başladı güçlü durma duygum içimdeki hiç bir felaketi dışarıya yansıtmamayı o anda öğrendim. Amcam dursun bana bakıp bir laf söyledi. İçini rahat tut ben sana bir şey söyleyeyim mi diye Allah sevdiklerimizin canı yanmasın diye onları erken alır kızım. Onun lafından bir kaç saat sonra kendimi bir minibüste buldum ve gidiyorduk nereye diye sorsanız onu ben de bilmiyorum. Minibüs durduğunda hepimiz inmiştik. Sonra bize dönüp son kez bakabilirsiniz demişlerdi ama ben anlamamıştım. Bir jeton düştükten sonra hayır ben giremicem diyip bir köşeye gitmiştim. Yine o vardı bana doğru neden gitmedin diye sordu?

Gidemedim onu son kez öyle görmek ahhh düşünüyorum da kabusum olurdu ben onu hep güzel bir şekilde hatırlamak istiyorum bu şekilde değil. Peki onun kokusunu unuturmuyum? sessizce bana acıyarak bir bakış attı ve önüne döndü.

 

2 saat su gibi geçmişti. İzmir'e varmıştık orası da dolu insan kayniyordu. Sanırım filmlerdeki gibi mevlüt veriyorlardı. Gidip bir köşeye oturdum. Oradaki insanların haykırışını izliyordum. Bir anda odaya biri girip abime dönerek senin baban bize ben ölsem bile anneniz evlenebilir diye söylemişti. Ne dedim içimden daha yeni babamız ölmüş ve bu ne babası ölen birine bu denir mi ne kadar düşüncesizlik. Bir an anneme karşı nefret dolmuştum. Nasıl yani biriyle evlenebilir mi hayır hayır. Bir yandan insanlara bakarken bir yandan içimi kemiren o söze takılmıştım. Neyse ki akşam olmuştu herkes dağılmış ve sanki huzur bulmuştuk. Bir an kendimi bir yerde yatmış bir şekilde bulmuştum. Sabah olduğunda bir an önce buradan gitmek istiyordum öyle de oldu gidiyorduk. Kaç saat kaldı derken varmıştık. İndiğimizde kapı açıldı ve eve girdik yatmamızı söylemişlerdi ama ben yatamıyorum. Amcamlar bizi yanına çağırdı ve burda uyumamızı söyledi. Sabah olduğunda İzmir'e taşıncağımızı öğrendim. Anılarımız.......

Ablam ve abim gitmişti biz de evin eşyalarını kamyonete doldurup göndermiştik. Biz kardeşimle yengeme gitmeden son kez odama gitmiştim. Kuzenimle birbirimize bakıp birşeyler söyleyip ağlamıştık son cümlesi de şu olmuştu: nasıl yani gidiyor musunuz? Durdum ve onun gözyaşlarını silip ona ben gidiyorum ama burdayım bak kalbindeyim. Seninle olan herşeyim çok güzeldi. Pırıl sen bana hem kardeş hem dost oldun. Üzülme hadi gel gidelim. Gittiğimizde tam oturacağım o an biri bana gelip melek abla annen hastahanede..............

Ne? Başımdan kaynar sular döküldü duyduklarıma inanamıyorum. Hemen balkona attım kendimi arkamdan uzun saçlı birinin geldiğini gördüm Pırılmış ona dönüp ya aynısı olursa kaldıramam annem ölemez diye ağlamıştım. Tam öyle derken yengemin geldiğini gördüm bana dönüp ağlama artık kardeşin korkuyor. Bunu nasıl diye bilir ben daha 10 yaşındayım ama sanki 20 yaşında gibi davranıyolardı. Ne oldu bir günde 10 sene mi geçti benim mi haberim yoktu. Tamam dedim kısık bir sesle. O anda başladı güçlü durma duygum. Anladım bir anda büyüdüğümü. Unutamam sırf ağlamam geçsin diye kuzenim Mehmet bana en sevdiği kartlarını verip ağlama artık o iyi demişti. O anda sadece sağol demiştim. Bir kaç saat geçtikten sonra annem geldi ve otobüse bindik.

Gidiyorduk........

Vardığımızda nenemler geldi yanımıza Evini alıp kucağına sevmeye başladı peki ya ben ben de yokmuydum? Akşam olmuştu artık herkes uyumak üzere ben de bir köşeye yattım uyandığımda saat 3 civarında bir şeydi. Nenem bana karşı allahtan koltuğa yapmamış diyordu. Ablam da susup üzerimi değiştiriyordu. Ben ise o lafları duyduktan sonra yukarıya yeni yapılan evimize çıkmıştım yani ev de diyebilirsek. Orda çok canım yanmıştı. Evin içine girdiğimde yatağıma gidip yatmıştım peki ya annem nerde bunlar olurken? Sabah olmuştu ama ben hala yatıp 12 civarı kalkmıştım. İşte böyle zamanla ev dediğim şey üzerime bir yığın toprak gibi dökülmüştü. Artık o canlı melek değilde mutsuz birine dönüşmüştüm. Kimseyi görmek istemiyordum sadece başarılı olup buradan gitmek istiyordum. Kendimi bulmak istiyordum. İyice psikolojimin bozulduğu bir döneme girmiştim. Sağlık sorunları insanların sözleri iyice kırılmıştım kimseye söylemeden içime atmıştım artık ne ben ne de içim kaldıramamıştı. Yorgun gözlerle derin bir uykuya dalmak istiyordum sanki bir koma gibi uyanmak istemiyordum. Peki ben canlı bir insandan nasıl canavara dönüştüm derken iyice kötüleşiyordum. Kimsenin sevmediğini öğrendiğim an ahhhhhh daha da kötü olmuştum. Peki ya ben böyleysem diğerleri nasıldı? Zamanla kendimi toparlamayı hedefledim ve yaptımda kendimi toparladım ama hala içim kötüydü............

 

27.01.2022

(Yazarın anlatımıyla)

Ahhhhh o çocuğu tanıyordum. Acaba o beni tanıyor mu? Konservatuvara gittiğimde seçilmiştim o kadar mutluydum ki anlatamam. Bir telefon çalması daha Acaba yine kim? Kumru bu

Evet kumru hanım ne oldu acaba yine kiminle ayrıldın?

_Aaaaa kırıcı oluyorsunuz melek hanım benimle buluşacaktın ya unutun mu?

_Aaa unutum hemen geliyorum.

-Gelme çünkü ben geldim karşıya bak.

_aaaa gördüm bana doğru geliyordu . Beni alıp bir kafeteryaya götürdü ama kapalıydı anlamıyorum ne olmuştu Acaba? Neden getirdin kapalı burası . Çok konuşmada yürü der gibiydi. Öyle de yaptım yürüdüm ve içeri girdiğimizde konfeti patladı bir anda iyi ki doğdun melek diyorlardı.aaAAA unutmuştum bugün doğum günümdü doğru ya hayata kapılıp giderken iyice kendimi unutmuştum. Kumru varya sen ne fenasın nasıl unutmadın? Kızım sen benim en zor zamanlarımda yanımdaydın her düştüğümde, kalktığımda sen vardın.Ona bakarken bir anda birinin beni izlediğini fark ettim. Üstüne baktım bir anda siyah tişört altında siyah bir pantolon vardı. Sanki bugün çarpıştığım çocuk gibiydi. Tam yüzüne bakacaken bir ses duydum ooooo iyi ki doğmuşsunuz kumru . Arkama döndüğümde Azar olduğunu anlamıştım biricik dostum. Hemen sarılıp nerelerdesin sen diye kızmaya başlamıştım yani doğum günüm olmasaydı gelmezsin demi sen. Yok ben her türlü gelicem senin Azar demen yeter. Azar'a uzun uzun baktıktan sonra onunla nasıl karşılaştığım aklıma gelmişti onun benim elimden tutup ben senin her zaman yanındayım demesi aklıma geldi. O benim için hem dost hem kardeş gibiydi. Bir anda tik sesi gelince ne oldu yine daldın.

_ Yok be ne dalması. Pasta üfleyeceksin dediler o anda dileğimi tuttum. Allahım her zaman mutlu olayım mutluluğum bozulmasın,dedikten sonra pastayı üfledim ve herkesle sarıldım. Az önce bahsettiğim siyah pantolonlunun yüzüne baktım oydu Oğuz 'du. Sensin derken bana kısık bir sesle evet o öküz benim . Ama ben senin olduğunu bilmiyordum.Beni süzerek her zamanki gibi aynısın diyordu...... saçların dalgalı açık, gözlerin siyah ve üstündeki de güzel demişti. Üstümdeki mi diye şaşırdım. Evet dedi ve bana sarıldı. Beni sıkıca belimden kendine çekerken nefesim onun nefesini çekiyordu. Ben de ona sarıldıktan sonra unutmadım seni 987 nolu. Bana bakıp sırıtıktan sonra gideceğini söyledi. Tamam hadi görüşürüz diyecekken numaramı istedi. Ona 537............... dedikten sonra beni kaydedip aradı. Unutma kaydet beni görüşürüz. Sanki kalbimde kelebekler uçuşuyor du bana mı yürüyor du yoksa ne düşünüyorsun derken beni kumru duymuş tu. Kumruyla lisedeyken tanışmıştık. O günden beri beni bırakmamış hep beraberdik. Hatırlamıyor musun melek? Biz tam okula geldiğimizde ben sana ben bunu seviyorum demiştim sende bana erkeklere güven olmaz hepsi şerefsiz demiştin ama öyle olmadı diyodu o, konuşurken onu dinliyormuş gibi yapıyordum.Kumru lisedeyken bir çocuğu seviyordu. Ona aşkını itiraf ettikten sonra beraber 6 yıldır sevgilerdi. Adı da Kerem' di onunla yakın arkadaş olmuştuk .Kerem nerde?

_Onun bugün işi var ama akşam gelebilir yanına haberin olsun ona göre akşam çıkma bir yere.

Tamam. Kumru ben sana birşey söylicem ben Oğuz'u görmüştüm Konservatuvara giderken onunla çarpışmış ve ona öküz müsün sen önüne bakmıyor musun dedim. Ohaaaa ben sana boşuna sana demedim o çocuk seni bulacak bir de sen öküz müsün demek ne diye öyle diyorsun. Yaaaa offf kafam karışıktı. Neyseki doğum günü partisi bitip eve geçmiştim. Eve gidince kendimi hemen banyoya atıp rahatlamak istiyordum. Banyodan çıktıktan sonra rahat bir şort üstüme de bol bir sweet giyip yatağıma yatmıştım. Telefonu elime aldığımda doğum günü mesajları dolup taşmıştı. Ablam ,abim, kardeşim, annem derken çok fazla mesaj almıştım hepsine topluca teşşekürler mesajı attıktan sonra telefonumu bırakıp yatmıştım. Aradan 5 saat geçtikten sonra kapı sesiyle uyanıp bu saatte kim gelecek diye söylenirken aklıma gelmişti Kerem gelecek . Etrafı 1 dakikada topladıktan sonra kapıyı açmıştım. Ama unutuğum bir şey vardı üstüm ve saçım.Saçım kabarık ve açıkken üzerimde sleepy diye yazan bir sweet. İyi ki doğdun melek. Hoşgeldin Kerem derken arkadan çıkan Oğuz ve kumruyu gördüm. Oğuz bana bakıp beni süzerken kumru bir anda yeni mi kalktın diye kahkaha atmaya başladı. Hoşgeldiniz buyrun içeriye girin. Ben hemen üstümü değiştirip geleyim ev sizin istediğinizi yapın. Tamam dedi kumru baş üstüne komutanım. O anda üzerime hemen lacivert bir eşefman takımı aldıktan sonra saçımı tarayıp yanlarına gittim. İçeriye gittiğimde Kerem ve Kumru tabakları hazırlarken bende sessizce koltuğa oturup Oğuz'a baktım. Bir an aklıma eski zamanlar geldi ve sessizce dalıp gittiğimi fark etmedim.

Loading...
0%