@hazal758
|
İnsanlar hep olmak istediği yerde mutludur . Bazen yok onda para var yok bu beni seviyor diye insan isteklerinden ve hayallerinden vazgecebiliyor. Sonra bir müddet zaman geçiyor ve işte o zaman gerçek yüzünü görüyor ve anlıyor ki hayallerini ve mutluluğunu uğruna harcadığı insan aslında beş para etmezmis . Sonra kalan ömürlerinde o mutluluğu yeniden yakalamaya hayallerini tekrardan gerçekleştirmeye çalışıyor ama olmuyor . İçindeki pişmanlık duygusu ortaya çıkıyor ve gün geçtikçe çoğalarak tek bir kelimeye dönüşüyor "KEŞKE"... Karşımda çocuklugum , acılarım , umutlarım ve hayallerim vardı , karşımda asenanın geçmişi vardı. Karşımda mine vardı. Benim çocukluğumun en iyi arkadaşı . Mine yanım geldi "iyi misin ? " dedi . Onaylar biçimde kafamı salladığım da hafif tebessüm ile yanıma gelip bana sarıldı . Kollarımı kaldıracak halim yoktu, sanırım ilaçlardan dolayıydı. Ben bu yüzden sarılamamıştım . Mine durumumu kontrol etti . Bir hafta hastanede yatmamı aynı zamanda bir hafta da evde izin yapmamı söyledi . Kafamdan savaştırma için yalan söyledim. Yoksa hayatta çıkartmazdı beni buradan . Sonra normal odaya aldılar . Odaya girer girmez bozkurt ailesi odaya girdi . Deniz hanımın gözleri kıpkırmızıydı . Benim için mi ağlamışlardı ama neden ? Deniz hanım direk bana sarıldı . Bu ani sarılmadan dolayı istemsizce inledim. Deniz hanım hemen sarılmayı kesip bana baktı " kızım özür dilerim isteyerek olmadı . Hakan doktor çağırsan kızı-" onun bu telaşlı çıkan sesinden ilk defa birilerinin benim için bu kadar endişelendigini gördüm . Onlara güvenmeye karar verdim . Ve işte bundan hiçbir zaman pişman olmadım . Mert'ten Biz insanlar bu hayatta kimi büyük kimi küçük bir sürü hata yaparız . Bu hastalarımızın bedelini de er yada geç öderiz , ödetiriz. Ben ise önce hata sonra da aptallık yaptım . Bir sözle asenamdan ayrıldım sonra ise onu yaraladım. Onun üzerindeki ruhsal yaralarımın üzerine birde fiziksel bir yara ekledim . Ama o Samet olacak ibne yüzünden benim mallarına çökmeseydi biricik sevdiğim yara almazdı . Onunla olmasına sinir olmuştum asenanın o benim asenanmdı . Onu yaraladıktan sonra mahalleliler beni tutmuştu . Polis geldiğinde hepsi benim lehime işleyecek ifadeler verseler de adım ve param sayesinde sicilime bile işlemeden kurtulmuştum . Babamdan bir saat nutuk dileyip odama çıktım. Çekmecede asenanın fotoğrafını elime aldım onunla konuşmaya başladım " ah be asenam , keşke asker olmasaydın . Benim silah sattığım kişilere düşman olmasaydın . Beni sildin sana hatam büyük ama kendimi af etirecem sana öyle yada böyle... " Asena ile konuşa konuşa uykuya daldım ... Sabah kalkıp banyoda rutin işlerimi hallettim . Üzerime siyah bir takım giydim . Bu gün mafyaların bir araya geldiği bir toplantı vardı. Aşagı indiğimde hizmetçilerin kahvaltı hazırladığını gördüm . Annem moda dergisine bakıyor babam da gazete okuyordu . Onlara günaydın diyip karşılarındaki koltuğa oturduk . Babamın söylediği seyle dikkatimi ona verdim .
Mert'ten "Oğlum Samet Bozkurt'u halletin mi ? " babamın sorusu ile yine aklıma Asena gelmişti . Acaba canı yanmış yanmışmıydı, şimdi ne yapıyordu yada nasıl hiseddiyordu ve en önemlisi Samet Bozkurt olacak o iti nasıl tanıyordu ? Sorulması gereken çok soru cevap bekliyordu kafamın içinde . En çok şu iki soru dönüp dolaşıyordu ama 1. Şimdi durumu nasıl ? 2. Samet Bozkurt'u neden koruyor ? Benden sonra onu sevmesini kendime yediremiyorum. Asena benimdi ve hep benim olacaktı , o istemese bile bizi anca ölüm ayırırdı . Babama bakıp konuştum " bir iki aksilik çıktı baba ama merak etme yakın zamanda bu iş bitecek " babam hafifçe kafasını salladı " oğlum eğer Samet Bozkurt'u ortadan kaldırmazsak bütün işlerimize engel olur . En kısa zamanda icabına bak .!" Kafam ile tamam manasında onayladım . Annem dergiden şükür kafasını kaldırıp " unutamadım değil mi o kızı ? " diye sordu . Annemden bu soruyu beklemediğim için ilk bir afallasam da sonradan toparladım . " anne ne yapım seviyorum , sırf asker diye ayrıldım. Belki evlenince bırakacaktı askerliği bizim tarafımızda olacaktı . Nereden bilebilirsin ki ? " annem hemen kaşlarını çattı " bana bak mert ben türk askerlerini iyi bilirim . Onlar bu yola ölümüne girerler kolay kolay bırakmazlar . Sadece aralarında iki üç tanesi bara için yapar onları da bizden tarafa çekmek paraya bakar . Ama Asena bu mesleğe ölümüne seçenler onu asla bu meslekten ayıramazsın . O bizim düşmanımız o yüzden unut o kızı " kafam ile onayladım . Yoksa kavga çıkacaktı şuan hiç canım annem ile kavga etmek istemiyordu . Derken hizmetçi geldi . Kahvaltının hazır olduğunu söyledi kahvaltıya geçtik . Sesiz bir şekilde kahvaltıyı yaptıktan sonra toplantı için evden çıktım.... ... Derya hanımın sarılmasından sonra Bozkurt erkekleri işe gitmişlerdi . İzin alıp geri geleceklerdi , başımda annem ve Mine vardı . Annem Mine'yi çok sevmişti , sadece annem değil benim üçüzlerden Aras'ta sevmisti anlaşılan. Mine odaya girdiğinden beri gözünü ayırmamıştı . Sürekli Miney'i izleyip durmuştu , Mine ise halinden gayet memundu , hiç şikayetçi gibi görünmüyordu . Bir ara ne oliii bu aşağılık yerde diye düşünmeden edememiştim. Onların bu haline ciddi manada gidene kadar birbirlerini kesip durmuslardı . Şimdi ise Mine annem ve ben oturmuş sohbet ediyorduk" Ee Mine kızım var mı senin sevgilin ? " bu soru annemden gelmişti . " yok efendim " dedi Mine mütevazi bir ses ile . Bah bah bah tanımasam hanım hanımcık bir kız sana sanacam. Tipe bak tipe ... Annem memun olmuş olmuşcasına gülümsedi. Ben de Asena'ysam annem benim canım üçüzüm ile Mine'nin arasını yapacaktı . Evet artık onları kabllenmiştim . Şimdilik onların haberi yoktu ama ... Vakti geldiğinde olacaktı... |
0% |