Yeni Üyelik
17.
Bölüm

16. Bölüm

@hazal758

Iyi okumalar

Bir evin içindeyim, son derece güzel döşemiş bir ev . Beyaz ve bej renklerinin hakim olduğu bir evdi , sanırım üst katında vardı bu evin . Dışarıdan sesler geliyordu koşturma ve gülme sesleri erkek bir çocuk kahkaha atarak " yapma abi " diyordu bu sırada bir erkek sesi duyuldu " ne yapması ? Gel buraya küçük yaramaz. " sonra çocuğun kahkaha sesleri geliyordu .

Sesleri merak ederek dışarı çıktım tahmini yedi yaşında bir çocuk gülerek kaçıyor arkasında da bir adam kovalıyordu . Adam tahmini 1.90 boylarındaydı kehribar gözleri vardı , çocuk yanıma gelip " Asena abla kurtar beni canavardan " diyordu . Bense sadece onları izlemekle yetiniyordum çocuk elimi tutup cekiştirdi ardından adama dönüp konuştu " ulaş abi neden Asena Ablam konuşmuyor , bana mı küstü ?" Dedi .

Adının ulaş olduğunu öğrendigim adam geldi çocuğun elini tuttu sıcak gülümsemesi çocuğa baktı ardından anlımı öpüp " hadi güzelim uyan artık , bak bizi çok güzel günler bekliyor hadi " dedi . Ardından sahne degişti Uraz ve Araz yanlarında iki kadın ve bir kız bir erkek çocuk vardı , gülüyorlardı.

Az önce gördüğüm adam ve çocuk da onlara katıldı , bir şeyler anlatıp gülüyorlardı Uraz beni gördü gülmesiyip konuştu " Hadi asenam sende gel bak ne güzel eğleniyoruz uyan hadi hepimiz seni bekliyoruz " dedi . Yanindaki kadına baktığımda Deniz yüzbaşı vardı hemen hazır ola geçtim, yanıma gelip omuzuma elimi koydu ve konuştu " asker sana emrediyorum uyanacaksın ve sende aramıza katılacaksın " dedi .

Baş selamı" vererek emredersiniz komutanım " dedim . Gülümseyip geri kalktığı yere oturdu . Yavaş yavaş etraf kararmaya başladı ilk önce onlar yok oldu sonra gülüşleri ve sadece tek bir ses duyuldu monitör sesi ...

Gözlerimi açtığımda daha doğrusu çalıştım yine lanet olası hastanenin kokusunu almıştım . Neden hep burada uyanıyordum bilmiyorum , gözlerim ışığa alışınca etrafıma bakındım. Yoğun bakımındaydım kafamı sola çevirdiğimde annem, babam ve kardeş tayfası sulu ve kızarık gözler ile birlikte hafif tebessüm ederek bakıyordu .

Kaplolardan dolayı olmasada hafifçe elimi kaldırıp el salladım. Bu sırada içeriye rüyamda gördüğüm adam girdi üzerinde doktor önlüğü vardı . Gerçekten ben bunu niye görmüştüm ki daha önce hiç karşılaşmamıştım da , ben daha düşünmeye devam ederken doktorun sesi ile kendime geldim .

" Asena hanım beni duyuyormusunuz ? Asena hanım?" Kendimi toparlayarak konuştum " hı of yani evet duyuyorum sizi dinliyorum ..." saçmalamaya başlamıştım .

Neden böyle oluyordu ki ? Adam hafif bir şekilde benim bu halime tebessüm edip konuştu " kurşun kalbinizin biraz altına gelmiş kıl payı kurtulmuşsunuz . Şimdi bir kaç tetkit den sonra sizi normal odaya alıcaz dedi .

Kafamı salladım . Doktor işini halleti. Birkaç dosyaya birseyler yazdı sonra beni normal odaya aldılar , Bozkurt ailesi sürekli sarılıyordu yaralarıma dikkat ederek üstelik iki dakikaya bir bir yerim ağrıyor mu diye soruyorlardı.

Ulutaşlar da buradaydı öğrendiğime göre beni ameliyat eden doktor onların çocuğuymuş . Adı Koray'mış , acilde işi olduğu için o şuan burada yoktu . Kapı çaldı içeri Aslan bey ile Deniz komutan girdi tam hareketleniyordum ki Aslan bey "rahat ol kızım" dedi . Geri yaslandım .

Onlar içeri girer girmez Uraz ayağa kalkmıştı Aslan bey Urazın kaldığı yere oturup konuştu " nasıl oldun kızım bir ağrın sizin var mı ?" Dedi . Kafamı ona çevirip " yok Aslan bey iyiyim " dedim . Samet abime dönüp " abi tim nerede iyiler değil mi ?" Dedim , abim güldü " iyiler merak etme alaya gönderdim sen çıktıktan sonra hem rapor verecekler hemde dinlesinler diye yarın damlarlar buraya " dedi .

Yaklaşık bir hafta kadar hastanede yatmam gerekiyordu . Uraz'a baktığımda kenardan Deniz Yüzbaşıyı izliyordu Deniz yüzbaşının ise yanakları al al olmuş başını öne eğmiş bir vaziyetdi. Ulan ben üçüzlerime hiç çekmemişim bunu anladım birkez daha .

" Her insan yaptıklarının bedelini er yada geç öder.
Şimdi sıra sende ..."

 

İnsan bu hayatta yaptığımız her şeyden sorumluyuzdur. Attığımız adımlardan , aldığımız her nefesten , kırdığımız her kalpten ... Dün akşam geç saatlere kadar sohbet etmiştik , ulutaşlar çok durmamıştı.

 

Şimdi ise başımda Ulaş ve Araz vardı , Araz köşede pişmiş kelle gibi sırıtarak birine yazıyor Uraz ise bana kendi elleri ile kahvaltıyı yediriyordu. İlk itiraz etsemde dinlememişti.

 

Araz'a baktığımda hâlâ sırıtarak telefona bakıyordu , Uraz ağızıma uzatığı ballı ekmeği yiyip başımla Araz'ı gösterdim , Uraz Araz'a bakıp sinsice sırıttı ayağa kalkıp sakin adımlar ile yanına varması ve telefonu elinden çekmesi bir oldu .

 

Araz ilk ne olduğunu idrak edememis olsa bile sonradan idrak etmişti olayı Urazın elindeki telefonu almaya çalışıyordu ama Uraz çoktan odadan tüy tüymüştü. Araz da bana dönüp " güzelim sen burada bekle iki dakika benim Uraz ile ufacık bir işim var " dedi .

 

Odandan çıkıp gitti onların bu haline sesli bir şekilde gülerken odanın kapısı çaldı müsait oldugumu belirten sesler çıkarınca Mert şerefsizi içeriye girdi . Onu gördüğüme şaşırdım. Iceri girip kapıyı kapattı yan tarafımdaki sandalye ye oturup konuşmaya başladı " Asena güzelim nasılsın, agrin falan var mı ? " dedi . Ben karşımdaki duvara bakmaya devam ederken konuştu " ben çok pişmanım , hata ettim pişmanım özür dilerim " dedi .

 

Karşımdaki duvara bakmayı bırakıp ona dönüp konuştum "herkes yaptıklarının bedelini er yada geç öder . Şimdi sıra sende ve sende bana yaptıklarının bedelini ödeyeceksin. Kapının yerini biliyorsun çıkabilirsin ve senden hatalarının bedelini ödeyeceğim günü bekleyebilirsin ." Dedim .

 

Mert saşkınca bana bakıyordu ayağa kalkıp odadan çıktı. Kapıyı kapatmıştı , derin bir nefes aldım. Ona yaptıklarının bedelini ödetecektim öyle yada böyle .

 

Kapının damdan düşer gibi açılması ile pat diye bir ses duyuldu . Kim olduğuna baktığımda timdi , sesin kaynağına baktığımda ise Burhan ve Bulut üst üste yerdeydi . Onları görünce gülmeye başladım tim benim gulmem ile gülerek içeri girdiler Bulut ve Burhan yerden kalkıp kapıyı kapatarak yanıma geldiler .

 

Iyimisiniz faslından sonra Burhan anılarını anlatmaya başladı.Burhan düsünceli olduğumu far edince " komutanım size bir anımı anlatcam şimdi " dedi . Eh hadi anlat şekilde el hareketi yapınca anlatmaya başladı

 

" komutanım şimdi ben köy çocuğuyum köyde büyüdüm. Birgün tavuk civciv çıkramıs dedim tutayım seveyim on altı yaşındayım o zamanlar . Ama tavuk a yaklaşmaya korkuyorum anneme dedim . Neyse annem iki tutmaya çalışıp pes etti . Bende tavuğu kümese kovaladım dedim ki " anne şu civcivi bana tut " neyse tutum civcivi ama elimde civcivi gören tavuk ban uçtu ama bildiğiniz uçtu ben ondan kaçarken ayağım tasam takıldı sırt üstü yere düştüm . Tavuk ta benim üzerime uçtu elimi gagalamaya başladı .

 

Neyse bir şekilde annem aldı üzerimden babam da geçmiş kenarda bana gülüyor . Eve çıktım dedim bir bardak su içeyim annemin iki kahve fincanı ve bir kavanozun kırdım . Annem haberi olunca beklediğimiz aksine hiç kızmadı şaşırdım. Sonra geri aşağı inip civcivi tutayım dedim bunda aldım beni gagalamadan ama annemin ayağını ben mi sanık bilmiyorum onu gagalamiş .

 

Babam tabi bizi kenardan izliyor . Sonra işte ben elimdeki civcivi sevip tavuğa hava atmaya başladım ' bak aldım hahha catlada patla ' diye . " dedi . Bulut hepimizin adına konuştu " abi salak mısın neyse devam et " Burhan ona' sanane aq ' bakışı atıp devam etti " sonra ise bir tavuk bir çoban köpeği ve üç av köpeği tarafından mahallede dolandım durdum . Eni sonu olaya dedem el attı . Ama fena dalga gecmişlerdi ." Dedi üzgünce.

 

Onun bu haline hepimiz güldük. Kısa süre sonra benim canım üçüzlerimde gelip katıldı , belki ogün hayatımda ahiç gülmediğim kadar güldüm ...

 

Bölüm sonu ...

Evet eniştemiz de geldi .

Diger bölümde görüşmek üzere .

Loading...
0%