Yeni Üyelik
18.
Bölüm

17. Bölüm

@hazal758

Biz insanlar kaçarız , kötülüklerden , acılardan, hatalardan hep kaçarız . Ama en çok geçmişimizden kaçarız , ama hep kaçtıkları iz bizi gün gelir bulur .

 

Mesela acıdan kaçarız acı bizi gelir bulur , kötülüklerden kaçarız belki en çok kötülüğü biz yapmışızdır , hatalardan kaçarız ama hata yapmadan yaşayamayız . Geçmişimizden kaçarız en kötü şekilde varlığını hatırlatır , ben buradayım der hissettirir . Kaçarız ama en çok kaçtıkları iz ile karşılaşırız .

 

Hastaneden bir hafta zor yatmıştım ve bu gün eğer hiçbir sıkıntı yoksa çıkacaktım , bu bir haftada tim sürekli yanıma gelmişti . Annemgil zaten kolay kolay gitmemişti yanımdan , ulutaslar ise bir iki kere gelmişlerdi . Yaşadıklarımın hepsi çok komik geliyordu , eskiden yaşama dair sebebi olmayan , yaşamı istemeyen ben artık yaşamak istiyordum . Bu hayata dört elle tutunmak istiyordum nedenini bende bilmiyordum ama öyle hissediyordum.

 

"Kızım ne düşünüyorsun ?" Diye sordu annem , ona dönüp " hiç öyle dalmışım anne " annem anladım dercesine kafasını salladı . Kapı çaldı annem 'gel' diyince içeri Koray Ulutaş girdi . Annem " gel oğlum " dedi. Koray içeri girip " nasılsın Asena, eğer hiçbir sıkıntı yoksa bugün çıkabileceksin ?" Diye sordu .

 

" iyiyim Koray hatta turp gibiyim ne zaman çıkarım? " dedim . Koray sahte bir alınganlık ile "aşk olsun bizden o kadar çabuk mu sıkıldın " dedi , masum çocuklar gibi . Onun bu haline gülüp " yok ben sizden değil , hastaneden sıkıldım . Duvarlar üzerime üzerime geliyor " dedim. Koray da bu sırada dosyalarda birşeyler yapıyordu , bir kaç dakika sonra kafasını kaldırıp annem ile bana baktı " o zaman sevinmelisin taburcu olabilirsin " dedi .

 

" ohh be sonunda vallah askeriyeyi özledim son bir haftada " dedim sesim ilk sevinçli çıkmasına rağmen sona doğru isyankar çıkmıştı . Annem ile Koray bu halime gülerken gözlerim korayın gülüşüne takıldı çok güzel gülüyordu . Bir dakika lan , ne oluyor bana ? Tövbe tövbe .

 

Ne olacak salak aşık oluyorsun .

 

Lan sen yine mi geldin ? Yok aşk falan birdaha üzülmek istemiyorum ben .

 

Biraz önyargını kırsan ne olacak sanki ölür müsün ?

 

Evet .

 

Senle uğraşamam şimdi ben gidiyorum Abdülsıddık ile konuşacam .

 

Lan o kim ?

 

Korayın iç sesi aşkom, çok efendi bir bey .Bay bay

 

Allahım iç sesim bile üçüzler gibi neydi benim günahım . Ben böyle birisiyim ne olurdu bir bana çekseydi . Annem ile Koray nihayet gülmeyi bitirmişlerdi . Koray'ı acil çagırdıkları için o çıkınca annem bana imalı gözler ile baktı bu halini beni biraz ürkütmüştü.

 

" anne hadi ara bizimkilerden birilerini de gelsinler alsınlar bizi " dedim . Yoksa başka türlü bu bakışlardan kurtulamayacaktım . Annem " kaç bakalım kaç " dedi . Uraz'ı aradı sonra benim üzerimi değiştirmeme yardımcı olup eşyaları topladı . Bu sırada da zaten kapı çaldı ve neşeli sesi ile bir adet Uraz ortama girmiş bulundu " selam benim güzel annem ve güzel canım üçüzüm . Nasılsınız? " dedi .

 

Eğer ben Uraz'ı biraz tanıdıysam birşey saklama olanağı çok yüksekti aynısını annemde düşünmüş olacak ki benim aksime sesli dile getirdi " yine ne bok yedin de başına belayı aldın acaba ?" Uraz " aşk olsun anne ben ne zaman başımı belaya soktum ? " diye sordu .

 

Annem " geçen mutfağı darmadağın edip sonra , beni mutfağa sokmadan mutfak eşyası almaya götüren kimdi ?" Diye sordu . Uraz savunma moduna geçip " ama ne güzel oldu bayağıdır değiştirmek istiyordun hem " diye kendini savundu . Ben keyifle onların atılmasını izliyordum .

 

Ahhh birde çekirdek olacaktı şimdi var ya offf ne izlenirdi o zaman

 

Sen yine mi geldin ya gitsene sen bir rahat bırak beni ya

 

Of iyi be gidiyok

 

Bay bay canım

 

İç sesim ile kavgama son verip Uraz ile annemin atılmasına odaklandım " hadi onu geçtim , geçen Samet abinin arabasını çizdirip karakola gelip resmen beni nezarethaneye atın içeride abimi almayın diye bir anlamadığın kaldı " dedi . Uraz " can güvenliğim tehlikedeydi ve en azından beni öldürmeye kalksa biri olsun elinden alabilir diye umudum vardı " dedi . Annem ona ' sen akıllanmazsın' bakışı atıp devam etti .

 

" Arazın başında bardak kırıp baba Araz bana vurdu diye gelmen? " dedi annem sorarcasına . Uraz bunada tak diye cevap verdi " şakalaşırken olan birşeydi o ve üstelik sonradan başıma gelecek birşeydi " dedi. ( bu arada bu yaşanmış bir olay )

 

Annem artık diyecek birsey bulamayıp " yürü hadi gidelim yardım et kızıma " dedi . Uraz " ona kızım bana lan ohh hayat sana güzel be Asena resmen evlatlıgım ben " diyerek söylene söylene geldi . Şaka yaptığının farkındaydım ama yine de ' hayat sana güzel ' diyince yaşadıklarım aklıma geldi.

 

Annem Uraz'ın kafasına hafif bir sille vurup " söylenmeden söylenmeden geliyor terlik " dedi . Uraz koluma girip dikkatlice beni kaldırdı bir yandan da hâlâ söyleniyordu 'şiddet görüyorum ben bu ailede ya evlatlık mıyım ben ' annem Uraz'ın ismini ikaz edince Uraz anında sustu . Önce odadan sonra da hastaneden çıkmıştık ki karşımda onu geçmişimi görünce adımlarım durdu .

 

Mahmut Kurnaz yüzünde pis bir sırıtış ile karşımda duruyordu , ben konuşmadan konuşmaya başladı " oooo bizim minik asenacık da buradaymış . Bakıyorum sahiplenmişsin aileni " dedi . Sabrımı taşıran bir yere gittiğinin farkındaydım yinede sakın kalmaya özen göstererek " ne istiyorsun s*ktir olup gitsene ?" Dedim Mahmut'un yüzünde pis sırıtma büyüdü " acaba bu ailenin senin küçükken t*cize uğradı-" cümlesini tamamlamadan Urazın kollarından kurtulup Mahmut'a saldırdım .(burada aklıma mahmut yerine bir an mamut geldi jsjdj)

 

Ne kadar dövdüm bilmiyorum ama en son Koray beni çekmiş ve ben Korayın kollarına yığıldım . Sonrası karanlık .

Hayat neden bu kadar acımasız ? Daha doğrusu hayat mı acımasız , yoksa biz miyiz onu bu kadar acımasızlaştıran ? İnsanlar neden hiç yaptıklarını görmez yarattıkları insanları görmez ?

Ben bu insana bunu yaptım ki değişti demez ? Neden hatalarını kabul etmek istemez ki ? Bi çocuktan ne bekleyebilirsiniz , oyun oynar , boyama yapar ...

Asenanın hiç böyle bir yaşamı olduğu ki ? Asena küçük yaşta daha çocuk yaşta büyümesi gereken bir çocuktu sadece . Çocukluğunu yaşayamamış, çocuk olmak ne bilmeyen bir çocuk ... Peki bu çocuktan ne beklenebilir ki ?

Peki bunların suçlusu asena mı yoksa ona bunları yaşatanlar mı , kim ?

Asena yavaşça gözlerini açtı ilk başta ışık gözünü alsa da sonradan alışmıştı . Etrafa baktığında hastane odasında olduğunu gördü , bıkmıştı artık bu odadan . Yan taraftaki koltukta ağlamaktan gözleri şişmiş kırmızı olmuş annesi vardı . Sahi her halde onlara şans vererek bu dünyadaki en büyük şansını kullanmamış mıydı ?

Odanın kapısı açıldı içeri kırmızı gözler ile Uraz girdi , Asena kendi için aglamalarına üzülmüştü . Uraz ve Deniz hanım ise Asenanın yaşadıklarını kaldıramışlardı , Pınarın tırnağı kırılsa dünyayı yakacakken kendi öz kızları neler yaşamıştı ?

Uraz kız kardeşini görünce sarıldı. Asena onların bu haline üzülmüştü , onun yüzüne bu haldeydiler kendini içten içe suçlu hisediyordu . Uraz ise kardeşinin yaşadıklarını hatırlayınca daha sıkı sarılıp " söz veriyorum kardeşim , acı çekmemeni önleyecem. Seni geçmişin acısını çıkartırcasına mutlu edeceğim. " dedi . Asena o an artık hiçbirseyin eskisi gibi olmayacağını anladı...

Asena'dan

Uraz biraz daha sarılıp yanıma oturdu ve saçımı sevmeye başladı. Annem ise gelip elimi tutup " özür dileriz kızım , seni daha erken bulamadığımız için . Sen orada acı çekerken mutlu olduğumuz için , sana çocukluğu hiç yaşatamadığımız için ." Annemin elinin üzerine elimi koyup " annem ben acılar sayesinde güçlendim , acılar ile yaşamayı öğrendim. Eğer ayaktaysam acılarım sayesinde , şuan güçlü bir kadınsam kolay kolay pes etmiyorsam , yıkılıyorsam acılar ile yaşmayı öğrenmem sayesinde. Ve annem eğer senin kızın karşında yıkılmaz gibi duruyorsa yıkılmıyorsa acılar sayesinde zamanında çektiğim . Benim üzerime bu yüzden düşmeyin en sinir olduğum şey üstelik gülün ya ne bu sulu göz halleri " dedim . Annem göz yaşları ile güldü , Araz ise " ne ağlaması aptal gözümüze toz kaçtı " dedi .

Bu haline güldüm, kapıyı çalarak içeri Koray girdi . Üzgün gibi duruyordu fark ettirmeden çalışıyordu , yarama bakması için annemgil dışarı çıkınca bir yandan yaraya bakıp konuşuyordu " bu kadar acıya nasıl göğüs gerebildin , nasıl hâlâ ayakta dimdik duyabiliyorsun?" Yaşamın bandajını çıkardı ayağa kalkıp yeni bandaj aldı ( galiba ismi bandajdı) bana döndüğünde konuştum " eğer bu kadar acı yaşamasaydım belki de bu kadar güçlü olamazdım , bu hayat oyununda yanar çıkardım " dedim .

" Hayat oyunu?" Dedi sorarcasına . Onun sorusunu cevapsız bırakmadım " bana göre hayat oyundan ibaret , doğumu üzdü başlayıp yaşamımız boyunca devam eden bir oyun . Yaşamımız boyunca yaşadığımız acılar , korkularımız , üzüntülerimiz ise oyun boyunca yere düşmelerimiz . Oyunda yere düşeriz ama tekrar kalkarız çünkü zorundayız ya onlarda o işte . Ve bu oyun ölüm ile sonlanır. " dedim .

"Vaaov değişik bir ďüşunce ama mantıklı bir ďüşuncede " dedi...

Bir hafta sonra

Hastaneden çıkalı bir hafta oluyordu , bu bir haftada herşey normaldi . Alaya gitmek için iki kere şansımı denedim ama malesef yarı yolda yakalanmıştım babam albaya ben demiş alabay ise eger birdaha evden kaçarsam beni diskoya takacağını artı dört gün görev yazacağını söylemişti . Evde sıkılıyordum akşamları tim gelip gün içinde ne yaptıklarından bahsediyordu .

Bir haftada hemen hergun sabah akşam Koray ile mesajlaşmıştık . Garip bir şekilde onun yanında kendimi rahat hissediyordum, sanki kendi benliğimi buluyordum . Ama nedenini bilmiyorum ?

Neden olacak askom aşıksın 🙃

Değilim içses !

Aşıksın dırırım aşıksın dırırım mm.

Iç ses değilim.

Iyi be demedik birsey ben abdulrezak ile konuşmaya gidiyorum Hıı.

Lan sen onunla konuşuyor musun daha ?

Tabi çiçeğim evleneceğim biz çok kibar bir bey . Hihihi

Lan sende mi be ? Sg .

İç sesim ile kavgayı son verip odamdan çıktım. Artık görevimin başına dönebilirdim . Üzerimde aşık olduğum üniformam ile aşağı indim , kısa günaydın faslındam sonra kahvaltı etmeye başladık . Barış annesinin yanından inip yanıma geldi , cebinden pembe kösteköpek çiçeği çıkarıp bana uzattı . ( arkadaşlar gerçek adı bu mu bilmiyorum ama bizim burda adı bu foto koymak isterdim ama İnterneti yok )

Elinden alıp kokladım " çok güzel bir çiçek teşekürr ederim yakışıklı " dedim . Barış " dala jucaj jucaj " dedi . 'K' hafini diyemiyordu . Onu kucağıma aldım kahvaltı etmeye devam ettik . Sonrada işi olan evden çıktı ...

Samet abim ile alaya geldiğimizde tam inecekken Samet abi kolumdan tutup sarıldı . Şaşkınlığı üzerimden attıktan sonra bende sarıldım kokumu içine çekerek " yaşayamadığım çoçukluğu sana yaşatacağım kardeşim . " daha sıkı sarılıp " beraber yaşayacaksak olur " dedim . Tebessüm edip " söz " dedi . Sonra araçtan indik .

Timin dinlenme odasına gidip tam kapıyı açacakken yine bulutun yine arda ile uğraştıgını anladım . Gülüp kapıyı aniden açıp içeri girdim " oooo gençler özlemediziniz bakıyorum beni " dedim . Burhan uçarak yanıma gelip sarıldı " komutanım özlemez iyim ya " dedi .

Hepsi ile sarıldıktan sonra koltuklara oturduk. Burhan " komutanım bakın aklıma ne geldi ? " dedi . Ona 'ne ' manasında kafa hareketi yaptım. Burhan konuşmaya başladı " komutanım şimdi ben on altı yaşındaydım yine bizim keçileri iz var akşam onları otlatma geliyoruz kuzenlerim kardeşlerim falan . Eve geldik kız kardeşim yok kayıp . Anneme sordum amcama falan sordum yok , kuzenim " bu salak kesin orada kalmıştır " dedi . Ama hava karardı komutanım yani annem de " kesin orada uyuya kalmıştır " dedi . Neyse bunu aramaya gidiyorduk . Karşımızda geldi kuzenim " lan mal neredesin sen ?" Dedi . Kitap okuyordum siz hangi ara geldiniz ya dedi . Buna güluyoruz tabi amcam da kardeşime keçi boynuzu diyor bu arda " keçi boynuzu benim bildiğim dağda mal kalır çoban değil " dedi . Ama biz gülmekten yarılıyoruz , abim geldi şey diyor " sen malmısın lan dağda kaldın " biz burda kuzenim ile koptuk tabi gülmekten karnımız ağrıdı . Şimdi böyle anlatınca komik değil gibi ama orada olsaydınız anlardınız beni " dedi .

Biz güluyorduk ama buluta gülüyorduk elindeki ünlü lokum poşetini şişirip burhanın başına getirmişti . Biz gülerken birden patlattı eş zamanlı olarak burhanın saçı falan un oldu . Bulut kaçarak arkama saklandı Burhan ise tehditlerini savuruyordu . Burhan bulutu dövecekken durdurup konuştum " burhan sen git üzerini değiştir Bulut sende en sonunda birinden dayak yiyeceksin " dedim . Burhan odadan çıkınca biz gülmeye devam ettik .

Burhandan beş dakika sonra kapı çaldı bir er içeri girip tekmil verdi " Sabahattin yüce komutanım devriye sırası sizde " dedi . " tamam aslanım sen çık " dedim . O çıkınca time dönüp " beyler duydunuz zilin sesini haydi hazırlanın beş dakikanız var " dedim .

" emredersiniz komutanım , " dediler tam çıkacaklarken " Bulut burhana çok yaklaşma aslanım " dedim . Topuk selamı verip odadan çıktılar onların arkasından bende hazırlanmak için çıktım.

Bölüm sonu ...

Asena sağlara geri döndü.sjjsj

Burhanı yazarken kendimi yazıyorum resmen bu arada burhanin anıları gerçek tamamen benim yaşadığım olaylar .

Bulutun şakası ?

Tim hakkında düşünceleriniz ?

En sevdiğiniz karakter?

En sevmediğiniz karakter?

Arkadaslar biraz soğuk gelebilirim. Espri yeteneği bende yok ama elimden geldiğince komik yazmaya çalışıyorum. Anlayacağınız düşünüyorum .

Bana edit yapabilecek biri varmı bu islerden anlamıyorum malesef .

İsta:Hazal_snsar

 

 

Loading...
0%