@hazal758
|
Uraz bana şaskin şaşkın bakıyordu. Yeni fark etti de yanında uraza çok benzeyen bir ve birde onlardan büyük gözüken iki adam daha vardı.
Uraz şaşkınlığını atmış olacak ki " asena senin ne işin var burada " diye sordu . Ama sesindeki şaşkınlık bariz belliydi bende cevap verdim " ben burada yasıyacam bir müdette sen " dedim yanındakilere kısa bir bakış atıp.
Yanındakiler muhtemelen nerden tanıştığımıza merak ediyordu . Urazla yaşıt olduğunu tahmin ettiğim çocuk konuştu " üçüz bu hanımefendi mi yo,sa yenge ?" Dedi .
Ne diyo lan bu sanirım üçüzüm ama bu ne sacmalıyor yenge Mengen tam cevap vereceken Uraz eliyle konuşa kişinin kafasına vurup konuştu " lan mal Sen benim üçüzüm olamazsın ya yüz karasısın sen benim o asena bizim karışan kız kardeşımiz " dedi
Adamların yüzünde o an neredeyse tüm duyguları görmüştüm . Şaskınlık , öfke , sevgi , hüzün , hayal kırıklığı , özlem ama en dikkat çeken duygu ise şüpheyidi.
Sanki bir hatamı bir kusurumu arıyor gibi bakıyorladı . Neden ama neden bana böyle bakıyorlardı ?
Ayaz bozkurt
Her insan hayatının başrolünü oynar bir müdet , karşısına çıkan engelleri kimi geçip rolüne devam eder kimi ise rolde çıkıp izleyici koltuğuna oturur .
Pınarın karıştığını öğrendiğimde üçüzüm Uraz ile birlikte görevdeydik . Evet Uraz ve ben askerdik . Olabilir di karışabilirdi. Çünkü pınar ne bana ne de Uraza benziyordu .
Aslında bakılırsa pınar ailedeki kimseye benzemiyordu. Hem görünüş hem de huy olarak . Ya da şöyle bir örnekte veriyim size biz Askeri Uraz ile doğal olarak yaradan aldık Benim canım yandığında mesela Uraz kendisininde canı yandığını söyler .
Onun canı yandığında ise o acıyı ben hissederim ama gelmeyelim ki bu durum pınara böyle değil. Bu da diğer örnek .
O an düşündüğüm başka birşey ise şuydu " ya oda pınar gibi ise " bunu çok düşündüm. Annemgil Uraz ile beraber gitti hastaneye bende gitmek isterdim mesela ama onu görmekten daha önemli işim vardı onu araştırmak .
Kaç saat ugraştık bilmiyorum onu araştırmak için ama sonuç yok tüm bilgileri gizliydi sadece adını öğrenmiştik adı asenaydı , asena kızılarslan .
Bu gün ise fatma teyzenin evinde gördüğümde şok oldum . Fatma teyzenin bir oğlu vardı ve şehit olmuştu . Bizde haftada hiç uğramazsak en az iki defa uğradık. Eksiği falan varmı diye.
Ve şuan yine o gü lerden birindeyken asena karşımda duruyordu . Yıllardır benden bizden ayrı büyüyen asenam tam karşımda duruyordu .
Ama ben koşup sarılamıyordum bile ya o da pınar gibiyse diye korkumdan yaklaşamıyordum . Benim ücüzüm diger yarım karşımda duruyordu ama ben kımıldayamıyordum gene çünkü korkuyordum hemde çok fena korkuyordum . Araz bozkurttan
Dünyada her varlığın birseylere ihtiyacı vardır ? Mesela ; denizin kuma ihtiyacı vardır , gecenin gündüze , bitkinin sevgiye , bir köpeğin sahibe ihtiyacı vardır. Peki biz insanların neye ihtiyacı var ?
Kiminin merhamete , kiminin dostluğa, kiminin cesarete , kiminin sadakete , kimimin adamlığa , kiminin güvene ,kiminin aşka , kiminin ise sevgiye . Biz insanoguları aslında çocukluk döneminde vücudumuz bunların hepsini barındırır.
Zamanla büyüdükçe çocuk çevresinden bile göre göre tüm duyguları değişir. Mesela dostluğun yerini düşmanlık alır, merhametin yerini acımasızlık, cesaretin yerini korkaklık, güvenin yerini güven problemleri , aşk ile dolu kalplerin yerine aşka kapalı kalpler , adamlığın yerini şerefsizlik alır .
Sevildiğini düşünen zihniyetlerin yerini ise hayat boyu sevilmeyecegini düşünen zihniyetler alır .
Asena ile biraz oturmuş konuşmuştuk daha doğrusu ben ve Uraz konuşmuştuk . Samet abim konuşma boyunca asenayı incelenmişti.
Ben de arar ara inceliyorum ama yüz mimiklerini ne kadar iyi saklasada gözlerinden birçok duyguyu ve acıyı gördüm. Ne yaşamişti ki bu kadar ne yaşamışlardı...
Samet bozkurttan
Annemgil hastanede olanlardan bahsettiğiniz çok şaşırdım . Bir anne bir baba nasıl hemen evladından vazgeçerdi ki ? Pınar zaten bizi sevmiyordu o bizim paramızı seviyordu ama yani yinede babam başına birsey gelir diye pınarın arkasına adam takmıştı ama onlar ...
Bu kadar kolay mıydı ? Belki öz evladı olmayabilirdi ama bu kadar çabuk nasıl vaz geçilirdi aklım almıyor yada almak istemiyor bilmiyorum.
Fatma teyzenin evinde Uraz ve araz ile sohbet ederken onu inceleme fırsatı bulmuştum . Uzerinde beyaz kolsuz bir crop ve kahverengi bir oduncu gömleği vardı . Altında ise siyah dar kargo cepli pantolon vardı .
Gömleğin kolları dirseğine kadar çekilmişti. Bu durumda kollarını on plana çıkarmıştı. Pardon kollarındaki yara izlerini . Kolunda bir sürü iz vardı. Eve giderken bir yandan da düşünüyordum.
Bıçak izi olduğu belliydi kimi derin kimi ise yüzeysel duruyordu . Eskiydi ama ne kadar eski olduğu belli değildi. Kolları neden bu haldeydi peki ona kim yapmıştı bunu ?
Pınar tırnağı kırılsa bile kıyameti koparırlar kim bilir onun canını ne kadar yakmışlardı ? Yüzündetek bir mimik yoktu duygusuz bakıyordu fakat gözleri , gözlerinde bir sürü acı vardı .
Sanki kimseyi yanında istemiyor gibiydi ama neden ? Beni düşüncelerden çıkaran arazın sesi oldu " abi ne düşünüyorsun ?" Diye sordu .
" asenayı yüzünde tek bir aci kırıntısı yok fakat gözleri gözlerine dikkatli baktığında birçok şey gördüm . Hayal kırıklığı umutsuzluk korku ama en çok acı gördüm . " dedim.
Nefes alıp devam ettim" kollarının açık bıraktığı yere baktınız mı ? Kollarında bıçak izleri vardı kimi derin kimi yüzeysel yakın zamanda olmadığı kesin .onu düşünüyorum " Dedim.
Anladım dercesine kafamı salladı. " abi peki time yeni gelen asker onun hakında birşey biliyormusun ?" Diye sordu . Onlara time yeni birinin geleceğinden bahsetmiştim . Timim ile çok iyi anlaşıyorlardı. Onların da yeniden tahini cikmisti . Uraz denizliye araz ise mardine gidiyordu . Göreve başladı başlayalı ilk defa ayrılıyorlardı .
Tam cevap verecektim ki telefon sesi ile sustuk . Gelefon baktığımda karahgah idi biraz karşı tarafı dinledikten sonra kapattım . Bizimkilere dönüp " benim gitmek gerek bir kaç dosya isi var " diyip Karhagaha geldim .
Odama girip Üniformamı giydim . Burada iki albay vardı biri babam diğeri ise apdullah albaydı . Odanın öne gelip kapıyı tıklattım içeriden ' gel' komutu ile odaya girip tekmil verdim .
" Binbaşı Samet Bozkurt Adana Emredin komutanım " dedim . Apdullah albay öndeki koltuğu gösterek " otur " dedi . Oturmayıncada "bu bir emirdir binbaşı otur " dedi .
Oturduğumda konuştu " görev var ama hemen değil istihbaratın onaylanmasını bekliyoruz onay geldiğinde çıkacaksınız göreve . Bir de son görevin raporlarını istiyorum daha bu gün masamda olsun " dedi .
" emredersiniz komutanım . Başka bjrşey yoksa" dedim ' cık' manasında kafa sallayınca odadan çıkıp odama geldim dosyalara kömüldüm...
Tam odaklanmıştım ki kapı çaldı . ' gel ' diye komut verdiğimde içeri o girdi . Ama bunun burada ne işi vardı ki ...?
Bolüm sonu ...
|
0% |