@hazelmono
|
Karakolda yerde oturmuş sorguya giren bir sürü insanı dinliyordum. Bence hiç biri katilim değildi,beni vuran adamın vücut yapısı çok farklıydı. Baya iri ve göbekliydi,ayrıca kısaydı. Tabi hiçbir kamera vurulduğum yeri göstermediği için kimsenin bundan haberi yoktu. Bende ne yazık ki ölü olduğum için söylemiyordum. Arkadaşlarımın çoğu şuan okuldaydı,ne kadar ölmüş olsam da onlar için hayat devam ediyordu. Hwa Jin ve Namjoon,Jin Hyung'la beraber olay yeri inceleme ekibiyle beraber gitmişlerdi.
Şuan sorguya giren adam işletmenin sahibiydi,merakla onun diyeceklerini bekliyordum. Belki gizli gizli sorguları dinlememeliydim ama pek umrumda olduğu söylenemezdi.
"Adınız nedir?" dedi Dedektif Yoongi
"Bang Shin Yuk"
"Olay olurken neredeydiniz?"
"Ofisimde bilet satmakla meşguldüm."
"İçeride oyun oynayanlar varken mi?"
"Evet, onların süresi bitince bileti sattığım insanlar giriyor, çok normal değil mi?"
Bay Yoongi başını ovaladı
"Burada soruları ben sorarım"
Adam tırsmış olmalıydı o yüzden kafa sallamakla yetindi.
"J-Hope'la içeri giren kaç kişi vardı?"
"15"
Yoongi önündeki deftere birşeyler yazdıktan sonra adama geri döndü.
"Arenaya çitlerin üstünden yada başka bir şekilde girilebilir mi?"
"Bilmiyorum isterse girer,kameralara yakalanmış olması gerekir ama"
"Çalışanlarınızdan biri böyle bir şey yapmış olabilir mi?"
"Bu olay geç saatlere olduğu için sadece 4 kişiydik. Temizlikçi bayan,ben, süre bittiğinde uyaran ve oyunu öğreten arkadaş"
"Onları da yarın sorguya alacağımı bilmenizi isterim,size de tekrar ihtiyacımız olacak.Çıkabilirsiniz"
Bay Yoongi'nin odasındaki saate baktığımda okulda öğlen yemeği vakti olduğunu gördüm.
Sanırım burda da öğle arası vardı ve Bay Yoongi ceketini giyip odadan çıkmıştı.
Kapıdakilere saat 1 den sonra tekrar burada olmasını söyledi ve hızlı bir şekilde ayrıldı.
Karakoldan ayrılan ve arabaya binmek yerine dalgın bir şekilde yürümeyi seçen Yoongi Hyung'u takip ediyordum. 5 dakika sonra çok iyi tanıdığım bir sokağa girmiştik.
Okulumun olduğu sokak.
Şahsen öldüğümden beri okula gitmeye cesaret edemiyordum.
Acaba şimdi sıramda kim oturuyordu? Yemekhanedeki görevliler sürekli gülümseyem Hobi'yi unutmuş muydu?
Ben kendimi sorulara boğarken okula gelmiştik bile.Tahmin ettiğim gibi öğle arasıydı.Do Hee herzamanki oturduğumuz çardakta tek başınaydı. Aslında o ölülerden yada ruhlardan korkardı. Oyüzden beni hatırlayabileceği bir yerde bulunmaz diye düşünmüştüm. Demek ki sevgisi korkusunu yenmişti. Dalgın bir şekilde eskiden verdiğim tokaya bakıyordu.
O sırada Yoongi Hyung bulunduğumuz yere çömeldi. Önümüzdeki koca duvar yüzündeno bizi göremiyordu -gerçi beni hiçbir şekilde görmüyor- ama biz kenardan onu görebiliyorduk.
Yoongi'nin buraya neden geldiğini merak etmeye başlamıştım. Sorgu için olduğunu düşünmüştüm,ama durum peköyle görünmüyordu.
Cebinden telefonunu çıkarıp Do Hee'nin resmini çektiğinde sorgu için gelmediğine emin olmuş ve koca bir yuh çekmiştim.
Sen polissin ve milleti taciz mi ediyorsun diye baya söylendim. Duymadı ama en azından içimde kalmamış oldu.
Birkaç resim çektikten sonra benim yaslandığım yere yaslandı. Ben bir ruh olsam da şuan teknik olarak üstümde oturuyordu. Kalkmaya karar verdim ama gözüm hâlâ telefonundaydı.
Galerisini açtığında Dohee adında bir klasörü olduğunu gördüm. Biz beraberken olsun onun tek başına dışarıda olduğu zamanlar olsun,birsürü resim vardı.
Dik dik ona bakmaya başladığımda sanki hissetmiş gibi bana doğru baktı. Kaşlarımı kaldırıp gözlerimi kırpıştırdım ve o da omuz silkip önüne döndü.
Koskoca komiser bir lise öğrencisinden mi hoşlanıyordu yani? Do Hee,Jin'in en küçük kardeşiydi birde...
Görünen haliyle Yoongi kankasının en küçük kardeşinden hoşlanıyordu. Bu durum ona ne kadar olgunluk katmıştı acaba...
Gerçi ben ve Tae de aynı kıza aşıktık. En yakın arkadaşımla aynı kıza aşık olmakta pek hoş sayılmazdı.
Artık ben ölüydüm ve ilk aşkımla asla beraber olamayacaktım...
|
0% |