@hazelmono
|
İyi okumalar❤️
----
Öğle arası bittiğinde Yoongi ya da Eun Ji arasında bir seçim yapmam gerekiyordu. Davamı çok merak ediyordum,ama Eun'u da çok özlemiştim. Yoongi oturduğu yerden kalktığında sanırım Do Hee onu gördüğü için buraya doğru gelmeye başlamıştı. İkisi karşı karşıya gelince Yoongi ellerini cebine koyup Do Hee'ye baktı.
"Dersine girsene ufaklık"
Do Hee kaşlarını kaldırıp hafifçe gülümsedi
"Ufaklık olmadığımı biliyorsunuz değil mi?"
Yoongi de aynı şekilde kaşlarını kaldırıp gülümsedi.
"Biliyorum güzelim,ama yine de dersine git"
Do Hee el sallayıp okul binasına doğru ilerlerken Yoongi de Jin'i arayıp telefonu kulağına götürdükten sonra hızlı adımlarla okuldan çıktı. Jin hyung cevap verdiğinde konuşmaya başladı.
"Dışarıdan girdiğinin kanıtları mı bulundu? Pekâlâ kamera kayıtlarında var mı?"
Eliyle alnını ovuşturup derin bir iç çekti
"İçeriden birisi görüntülerle mi oynadı yani?"
"Tamam,tamam,lanet olsun,işinizi bitirir bitirmez en kısa zamanda karakola dönün."
Yoongi telefonunu kapatıp daha da hızlandı hatta koşuyordu. Ne olduğunu tam anlamamıştım ama önemli bir şeyler olduğu kesindi.
----
Yoongi,Jin gelene kadar doğru düzgün bir şey yapmadığı için sıkılıp karakolun karşısındaki parka gitmiştim. Böylelikle Jin hyung gelirse onları da görmüş olacaktım.
Eylüle girmemize rağmen sıcak olan hava beni bunaltıyordu. Ve hissetmesemde fazlasıyla terlemiş olmalıydım.
"J-Hope"
Adımı seslenen kız beni çok korkutsa ve sallandığım salıncaktan düşmemi sağlasa da hiçbirşey olmamış gibi üstümü silkeleyip yerden kalktım.
"Etrafımda belirmeyi ve sanki canlıymış gibi davranmyı kes"
"Üzgünüm" dedi kız. "Enerjin çok güzel."
Farketmeden kaşlarımı kaldırıp şaşkın bir ifadeye bürünmüş olmalıyım ki kız gözlerini gözlerimden çekti,az önce beni salıncaktan düşürdüğü için biraz gıcık olmuştum.
"Benim şansım bana bile yetmiyor" deyip tekrar salıncağa bindiğimde,o yüzünü ekşitmiş ve göz devirmişti.
"Pekâlâ gitmemi mi istiyorsun yani?"
Bunu okadar masum söylemişti ki onu üzdüğümü düşünmüştüm.
"Hayır, üzgünüm sadece biraz sinirliyim"
Anladığını belirtmek için başını salladı ve yanımdaki salıncağa oturup yavaş yavaş sallanmaya başladı.
"Neden öldün?"
Kendimi tutamayıp gülmüştüm çünkü bu komik bir soruydu.
"Ben de bilmiyorum, paintball oynarken öldürüldüm"
"O nedir?"
"Paintball mı?"
"Evet"
"Bir tür oyun,zarar vermeyen bir silahın içine boya koyuyorsun ve 2 takıma ayrılıp bir arena da savaşıyorsun,o boyayla vurulanlar ölmüş sayılıyorlar ve oyundan çıkıyorlar...Ve ben o oyunda gerçek silahla vuruldum"
"Tanrım..."
Olanları anlatırken yanımdaki kız salıncağı durdurup dikkatle beni dinlemişti. Anlattıklarım bitince elini omzuma koydu. Bu korkunç olaylarda tek olmamak güzel bir şeydi.
"Adın ne?" Diye sordum.
"Mi Cha"
"Hoseok" gülümsediğimde o da gülümsemişti ve el sıkışmıştık. Sanırım artık benim gibi hayalet olan bir arkadaşım vardı.
----
Hoseok, Mi Cha'yla tanıştıktan 5 dakika kadar sonra, Jin,Namjoon ve Hwa Jin karakolun önüne gelmiş olan polis arabasından inip hızlıca içeri girdiler.
Hoseok salıncaktan inip gitmesi gerektiğini söyledi ve parktan ayrılıp hızlıca karşıya geçti ve karakola girdi.
Arabadan inen üçlü ve peşlerinden Hoseok Yoongi'nin odasına girince Yoongi kapıyı kapatmıştı.
"Anlat" dedi monoton bir ses tonuyla
Jin Hwa Jin'in çantasını alıp içinden bir CD çıkardı ve Yoongi'nin Bilgisayarına taktı. Video açıldığında dakikayı Hoseok'un vurulduğu zamana getirdi ve konuşmaya başladı"Aslında bunu Namjoon farketti..."
Hoseok nasıl öldüğünü görmek için biraz daha bilgisayara yaklaştı
"...Hobi öldüğü sırada paintball silahı beline tutturulmuş şekildeydi,yani vurulduğu zaman birden bire silah cırtcırtları tam yerinden açılmış bir şekilde özenle elinden biraz uzağa düşmüş olamaz"
Jin bunu söyledikten sonra videoyu başlattı. Hoseok ölürken silahın elinden ya da belinden fırladığı gözükmüyordu,direk elinden biraz uzakta belirmişti.
Hoseok o sahneyi izleyince ona doğru yaklaşan adamı hatırladı, paintball silahını isteyen adamı,ona silahı verdikten hemen sonra,birşeyler fısıldayan adamı tam duyamadan yere yığılmıştı.
"Ama nerdeyse hiç farkedilmiyor ki,bu kamera inanılmaz uzak, yakındakiler de birşey yok mu?"
"Asıl mesele o zaten" dedi Namjoon.
Bilgisayarı kendine doğru çevirip başka bir kamera görüntüsü açtı ve aynı saniyeye getirdi.
"Şu yaprağa bak"
Parmağıyla gösterdiği noktaya özellikle Yoongi ve Hoseok çok dikkatli bakmıştı.
"Aynı görüntü" dedi Yoongi. "Bu kısmı resmen başa sarmışlar"
"Kayıp kısımları bulduğumuz da katil hakkında bir kaç bilgi edinmiş olacağız"
Jin göstereceğini gösterdikten sonra CD'yi yerinden çıkardı ve Namjoon'a verdi
"Namjoon bu CD'yi siber daireye götür, belki onlar kayıp kısımları geri getirebilirler"
---
Hoseok,posta kutusundaki karakoldan gelen çağırıyı spordan döndüğünde görmüştü.
"Cinayet hm... Küçük çocukmuş,insanlar birilerinin hayatının içine sıçmaya bayılıyor olmalı."
Biraz kendi kendine sitem ettikten sonra elindeki bardağa koyduğu meyve suyunu bir dikişte içip tezgaha bıraktı.
Spor çantasını karıştırıp içinden telefonunu bulduğunda o gün arena da beraber olduğu arkadaşlarından birini aradı.
"Sana da geldi değil mi?"
"Evet yarın çağırılıyoruz sanırım."
''Haklısın ben de çok üzüldüm"
"Pekâlâ yarın görüşürüz Kihyun-Ah"
|
0% |