19.BÖLÜM:KÖY

İçimden dua okurken telefonumdan ard arda mesajlar geliyordu. Annem benden laf almak için hazırlanıyordu. Bismillahirrahmanirahim. "bu Alya ve Ece neyden bahsediyor sıla?" dedi annem. Alya Ece halamın kızıydı. "neyden bahsediyorlarmış ki?" diye mırıldandım. "aynen sıla böyle salağa yatarsan anne terliği yiyeceksin" sevgili iç sesim o kadar doğru söylüyordu ki...

annem bana doğru yaklaştı. gerilimden dolayı ter atmıştım! "sıla,bak güzel kızım" diyerek konuya girdi annem "anlat." dedi. neyi anneciğim? annem bu salağa yatma hallerime sinirlenmiş olmalı ki sesini hafifçe yükseltti "sıla! ya bana nolduğunu söylersin ya da..."diyeceği sıra deli bir cesaret ile sözünü kestim "anne ben aşık oldum"

annem kısa bir süreliğine dondu. "ney,ney?" dedi annem. neredeyse erik dalı açıp oynayacaktı annem. "öyle işte,aşık oldum" dedim. annem birden bana sarıldı. ay noluyo? "ay yavrum! sen aşık mı oldun! kız sen ne ara büyüdün!" büyüdük işte anneciğim.

annem ve ben oturma odasına geçmiş babamın yanına oturduk. "fırat,bizim bu kız sevdalanmış!" babam şok geçirirken ben sakin sakin oturuyordum. Yokmu çay felan ya?

"n-ne?" Dedi babam zorlukla. Adam kalp krizi geçirdi be anne! "Baba valla sevdalandım,bilirsin aşk bu..." diyeceğim sıra şok edecek bir cümle söyledi "tanıştır beni bir gün oğlanla" dedi. Emrin olsun babam!

Aradan yarım saat geçmiş ailecek hiç bir şey olmamış gibi film izliyorduk. Bizde buyduk işte. Bir şeye şaşırır yarım saat sonra ise hayata devam ederiz...

babam birden soru yöneltti "yarın akşam köye gidelim de kalalımmı?" Dedi. Annem hemen karşılık verdi "Aynurla ece de gelsin" dedi annem. Aynur halam ve ece halam birleşirse Dedikodular köpürmüştü!

yarın ece halamlar ve aynur halamlar ile köye gitmeye karar verdik. Annem ve babam film izlerken Yiğit yazdı ve hemen baktım. Yani çocuğa görüldü atmayalım değil mi?

Yiğit:napıyon

sıla:oturuyom sen

yiğit:bende aynı

sıla:iyimis

yiğit:ses atsana sesini özledim

şaka! Kamera şakası felan mı!? Tövbe haşa bana kimse böyle iltifat etmemişti lan! Bismillah! Ne yazıcam ben şimdi? Ellerim tuşlara basmaya başladı

sıla:sesim biraz kötü

yiğit:olsun

lan oğlum! Yazmasana şöyle güzel şeyler! Valla kalp krizi geçiricem! hemen konuyu dağıtmaya çalışarak

sıla:sen gönder

çok iyi konuyu dağıtmıştım! Oscar ödülüm nerde benim?

anında ses kaydı geldi! Şaka yapıyor ol! Şaka mısın lan sen!

dudaklarımda tebessüm eksik olmadan odama doğru koştum ve ses kaydını açıp dinledim.

"kimse sesini beyenmiyorsa,dinlemiyorsa ben dinlerim,sesinin her halini beyenirim"

Deli bir cesaret ile bende ses kaydı gönderdim

"teşekkür ederim"

adam sana güzel iltifatlarda bulunsun senin dediğine bak sıla! 'Teşekkür ederim' ne be kızım!

gözlerimi yeni bir sabaha açtım. Ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım. Dün akşam Yiğit ile bol bol konuşmuştuk.

aynamın karşısına geçip kendime baktım. şapşal bir sırıtış. Bu sırıtış normalde hayatımda yoktu. Ama Yiğit hayatıma girince yüzümden eksik olmuyordu.

dolabını açıp siyah bol bir pantolon giydim. Üzerime ise kısa kollu, bol,siyah renkli bi tişört geçirdim. Bugün hava biraz soğuk diye üzerime gri bol hırkamı giydim ve saçlarımı salık bıraktım.

Annem uyanmış televizyona bakıyordu. Babam daha uyanmamıştı. Annemin yanına gidip yanağından öptüm "günaydın!" Dedim neşeyle. Annem gülümsedi "günaydın kızım,işe mi?" Dedi. Yarın hafta sonuydu. Bu yüzden bugün çok neşeliydim. "Evet anne" dedim.

Yine dolmuşa binip boş bir yere oturdum. Abi artık sürekli dolmuşa bindiğim için beni tanıyordu. Arada sohbet felan da etmiştik.

acaba Yiğit uyanmışmıydı? Telefonumu açıp yiğitin profiline baktım. Dış görünüşü sert,soğuk biri gibi ama içi...

Bazen bazı kişiler birini seçerken dış görünüşe göre seçer. Dışını görebiliyorsun peki ya içini?

derin bir nefes alıp telefonu kapattım. Dolmuşcu abi para topluyordu. Paramı uzatıp verdim ve camdan bakmaya devam ettim.

Dolmuştan inip okula doğru yürüdüm. Sınıfın kapısını açıp içeri girdim.

öğrencilerim yavaş yavaş gelmeye başlamıştı. Aynı zamanda Yekta gelince Yiğitte gelmişti. "Çocuklar bekleyin ben geliyorum" dedim ve yiğit ile sınıftan çıktım.

yiğit sırıtarak "naber" dedi. Harbi biz bu çocukla mesajlaşırken ya da görüştüğümüzde konuşmayı unutuyorduk! "İyi,sen?" Dedim. "Bende iyi" dedi.

deli bir cesaret ile Yiğitin yanağını öpüp sınıfa girdim. Utanmıştım. Diğer tüm etkinlikleri neşeyle yapıyordum.

akşam olmuştu bende eve gelmiştim. Arabaya binip halamları aldıktan sonra köye gidicektik. Babam arabayı ece halamların evine sürdü.

ece halamların evine geldiğimizde ece halamın oğlu Batuhan benden 1 yaş büyüktü. Alya ise Batuhanın kardeşi benle yaşıttı. Batuhanı bagaja atmıştık.

Bu seferde aynur halamın evine gidiyorduk. Aynur halamında evine gelmiştik. Aynur halamın 5 yaşında esila diye kızı vardı. birde benden 2 yaş küçük oğlu Deniz vardı.

denizide bagaja atmış yola devam ediyorduk.

sohbet ede ede köye gelmiştik. Arabadan indik ve eve girdik. Babaannem neşeyle bizi karşıladı "oyy kuzularım gelmiş benim!" Diyordu. Gülümsedim ve babaanneme sarıldım.

herkes balkona oturmuş sohbet ederken ben,batuhan,deniz,alya başka bir odaya geçmiş sohbet ediyorduk.

esila birden odaya daldı "abi!" Diye bağırdı. Fazla enerjik bir kızdı esila. "hadi oyun oynayalım!" Dedi. Kaç yaşımıza gelmiş bize inatla kutu kutu pense oynatıyordu!

Akşam olmuş herkes yatmış Deniz, Batuhan,ben ve alya sabahlamaya karar vermiştik.

elimde abur cuburlar ile yer yatağına doğru ilerledim. "Ya bu Enes bana değer vermiyor ya!" Diye sayıklıyordu Alya. Çocuğun parasını yersen tabi değer vermez! Batuhan alayla "ben enesin yerinde olsam şuana kadar seninle ayrılmıştım" dedi. Alya sinirle batuhanın koluna vurdu "salak!" Dedi.

telefonumu çıkarıp bu mükemmel ortamı çektim ve Yiğite gönderdim. "Sabahlamaya karar verdik" diyede mesaj yazdım.

1 dakika sonra mesaj geldi

yiğit:bende geleyim mi

sırıttım ve şakayla

sıla:gelsene

yiğit:konum gönder

ne? Şaka yapmıyormuydu?

sıla:şaka yapmıyormuydun?

yiğit:hayır

ben şok! gelse nolurdu ki? Sabaha karşı geri giderdi.

deli bir cesaret ile konumu gönderdim. Bu cesaret nerden geliyordu bilmiyordum. Derin bir nefes aldım ve alya ile Batuhanın kavgasını izlemeye başladım.

Alya öfkeyle batuhana tekme attı "salak..." diyeceği sıra cama biri taş attı.

bunu biliyordum. Yiğit gelmişti!