2.BÖLÜM:KİMSİN SEN

kıza anlam veremeyerek baktım. Neyden bahsediyordu? "Pardon?" Dedim. Kız alayla güldü "zamanı geldiğinde anlarsın" dedi. Kaşlarımı çattım. Neyden bahsediyordu bu kız? Neyin zamanı gelecekti? Kız başka bir şey demeden çekip gitti.

ders zili çaldığında sınıf tekrar doldu. Herkes sıralara oturmuş bir şeylerle uğraşıyordu. Ben telefonumu çıkarıp eski okulumdan arkadaşım olan Merte yazdım

sıla:naberrr

mesajı gönderdiğimde biraz bekledim ve mesaj geldi

mert:kötü

hemen cevap yazdım

sıla:niye?

biraz bekledikten sonra tekrar mesaj geldi

mert:kızım sensiz okulun keyfi yok

sırıtarak cevap yazdım

sıla:alışman gerek

tam o anda sınıfa hoca girdi ve telefonu kapatmak zorunda kaldım. Etrafa baktım,kimse hocayı takmıyordu. Herkes telefonlarına bakıyordu. Birden bende telefonuma bakacaktım ama saygısızlık olur diye vazgeçtim.

"hey! Ben geldim!" Diye bağırdı hoca. Kimse takmadı. Hoca birden sertçe kitapları masaya vurduğunda herkes hocaya odaklandı "sıla! Al şurdan bir telefon kutusu,al telefonları" dedi hoca. Niye bendim? İtiraaz etmeden telefon kutusunu alıp herkesten telefonları aldım

hoca ders işlemeye başlamıştı. Bazıları sessizce fısıldaşıyordu. Tam o anda arkamdan kağıttan bir top atıldı kafama. Kâğıdı alıp açtım. Bir yazı yazıyordu

bu okula yazıldığına pişman olacaksın

bunu kim yollamıştı bana? Arkama baktım. Herkes sanki derse odaklanmış gibi gözüküyordu

kağıdı buruşturup ayağa kalktım ve çöpe attım. sırama oturdum ve hocayı dinliyormuş gibi yapıyordum ama aslında düşüncelere dalmıştım. Daha 6 yaşındaydım. Anasınıfına başlayacaktım. Çok heycanlıydım. Bir sürü arkadaşım olacak sanıyordum.

küçük sıla sabahın 7:20'sinde kalkmıştı. Çok heyecanlıydı! En sevdiği kirazlı elbisesini giydi. Ablasına saçlarını ördürdü ve çantasına annesinin yaptığı poğaçayı attı. Ablası küçük sılayı öptü ve "öğretmenini iyi dinle tamammı" dedi. Küçük sıla ablasının yüzüne gülümsedi ve heycanla "tamam abla!" Dedi. Küçük sıla ile babası okula gitmek için dışarı çıktılar Babası küçük sılanın elini tutmuştu. Onu kaybetmekden çok korkuyordu. Küçük sıla arabaya neşeyle bindi. Babası arabayı çalıştırdı ve okula sürdü. Okula geldiklerinde babası küçük sılanın elini tuttu ve okulun içine getirdi ve kızını öpüp "görüşürüz güzel kızım" dedi. Küçük sıla babasına sarıldı ve koşa koşa sınıfa girdi. Ama bir şey olmuştu,kimse küçük sılayla oynamıyordu. Küçük sıla bir masanın köşesine geçmiş mutsuzca onları izliyordu. Neden beni almıyorlarki oyuna diyordu içinden. Küçük sılanın o günden beri dışlanma korkusu vardı...

çıkış sesiyle düşüncelerimden çıktım ve çantamı sırtıma takıp ayağa kalktım. Ve yürümeye başladım.

Bir dolmuşa bindim. Bir yaşlı kadının yanı boştu. Onun yanına oturdum. Evet dolmuşa bindim! Servis parası vermek yerine dolmuş parası azmış yani babama göre.

yaşlı kadın bana baktı "sen evlimisin kızım?" Dedi. Şok içinde teyzeye baktım. Sonra kendime gelip "y-yok teyzeciğim" dedim. Teyze sırtımı sıvazlayarak "seni benim oğlana alayımmı" dedi. 2. Bir şok yaşarken teyzeye bakıyordum. Allah'ım! Dolmuşta bana kısmet çıktı!

"Senin oğlan kim teyze?" Asla teyzenin oğluyla evlenmeyecektim tabikii "28 yaşında,bir kere evlenmişti. Ama eski eşinden hiç bir şey olmayınca boşandı" dedi teyze. 28 yaşında! Ah be teyze,dolmuşta bana içini döktün ama ben senin kızın yaşındayım.

Teyzeye gülümseyerek "teyze sen bence hiç uğraşma,ben daha ünüversite öğrencisiyim" dedim ve önüme döndüm.

dolmuştan indim ve eve doğru yürüdüm. 5 dakikalık yol kalmıştı. Ah salak sıla! Merte yazmayı unuttum! Çocuk meraktan ölmüştür şimdi.

telefonumu çıkardım ve mesajlar bölümüne girdim. MERTDEN 5 YENİ MESAJ hemen mesajları okudum

mert:sıla yazcakmısın?

mert:sıla

mert:sıla bir sorunmu var?

mert:sılaaaa

mert:sıla lütfen bana bir sorun yok de

derin bir nefes aldım ve tam bir şey yazacaktımki biri telefonu elimden çekti!

önüme baktım ve karşımda kumral saçlı,açık kahverengi gözlü bir erkek vardı. Hırsızmıydı bu! Ama hırsız olsa telefonu alıp kaçardı. Peki ya ne istiyordu?

anlamsızca çoçuğa baktım,bir yandan sinirliydim. "Napıyorsun!" Diye homurdandım ve telefonumu almaya çalıştım, telefonu alamıyordum! Daha çok yaklaştığımda telefonu yukarı kaldırdı. Kimdi bu çocuk? Ne yapmaya çalışıyordu? Eğer beni sinir etmeye çalışıyorsa evet beni sinir etmişti!

"ya versene telefonumu!" Diye söylendim. Bir daha telefonumu almaya çalışacakken beni tuttu ve duvara yasladı "Kimsin sen! Benden ne istiyorsun?" Diye yalvarırcasına söylendim. Çocuk telefonu bana uzattı "okulda görüşürüz yeni kız" dedi. Nereden biliyordu okula yeni yazıldığımı? Aynı sınıftada değildik.

çocuktan ayrıldım ve yürümeye başladım. Arkamdan söylendi "biliyorum beni merak ediyorsun" onu dinlemek yerine çantamdan kulaklığımı çıkardım ve şarkı açtım.

şarkı dinleyerek eve gelmiştim. Zile bastım ve kapıyı ablam açtı. Eve girdim. nakliyeci eşyaları getirmişti. Annemse tahmininen temizlik yapıyordu.

annem mutfağı yerleştirirken "hoşgeldin kızım,okul nasıl geçti?" Dedi. Biraz düşündüm. "kafama kağıtdan top atıp beni tehdit ediyorlar anneciğim" demek yerine "güzel" dedim ve odama ilerledim. Annem bana doğru seslendi "odanı temizledim. Eşyalarını yerleştirdim!" Dedi. Odama girdim ve etrafa baktım.

cam kenarında yatak, yatağın baş ucunda gardolap. gardolabın karşısında çalışma masası vardı. Üzerimi çıkardım ve siyah bir şort üzerimeyse beyaz bol kısa kollu giydim.

yatağa uzandım ve biraz telefonumda sosyal medyada dolaştım. Tam o anda odama birden ablam daldı. Ablama baktım. Cidden ablamın böyle dalmalarından nefret ediyordum!

Ablam yatağıma oturdu ve "sana anlatmam gereken bir konu var" dedi. Yatağımda oturma pozisyonuna geçtim ve ablamı dinlemeye devam ettim "biliyorsun,Barış diye bir çocuk vardı ve" duraksadı ve devam etti "ve biz sevgili olduk!" Dedi. Ne! Barış abi bir kuryeciydi ve ablam bir pizza sipariş etmişti ve pizzayı barıs abi getirmişti. Daha sonra ablam barış abinin telefon numarasını buldu ve ikiside konuşuyorlardı ve şimdiyse sevgili olmuşlar!

şaşırarak ablama baktım "saçmalama!" Dedim. Ablam gülerek "saçmalamıyorum gerçek!" Dedi. Ablamla bir süre konuştuktan sonra annem yemeğe çağırdı ve masaya oturduk.

yemeklerimizi yedikten sonra ben ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım daha sonra aynadan kendime baktım. Yüzüm kızarmıştı sıcaktan,pembeleşmiş dudaklarım. Fındık burnum,kestane kahverengi saçlarım,yeşil gözlerim...

annemlere 'iyi geceler' diyip odama gittim ve yattım.

sabah olmuştu,gözlerimi yavaşça açtım saat 7:40'tı.ayağa kalkıp elimi yüzümü yıkadım daha sonra üzerime beyaz bol bir kısa kollu aldım ve üzerime geçirdim. Daha sonra alt olarak bol bir pantolon geçirip çantamı ve telefonumu alıp annemleri uyandırmadan evden çıktım.

okula geldiğimde sırama oturdum ve telefonuma bakmaya başladım. Hoca sınıfa girdi ve eşyalarını masaya bırakıp konuştu "1 hafta sonra balo var çocuklar"

umarım hikayeyi beğenirsiniz. sizleri çok seviyorumm bütün sorularinizi cevaplayabilirim! Birde karekterlerin yüzlerini merak ediyorsanız 3. Bölümde koyabilirim. Eğer istiyorsanız yorumlarda belirtebilirsiniz. Birde oylarmısınızzz♡