Yeni Üyelik
3.
Bölüm

Sizden gizli 😶‍🌫️

@helinnn__

Oy vermeden geçmemeye dikkat⚠️

Şimdilik sizden gizli kişi;

Betül: Arkadaşım olur musun?

Telefonuma gelen mesajı gördüğümde şaşırmıştım. Yüksek ihtimalle benim olduğumu bilmeden bana mesaj atmıştı. Bundan dolayı ona şöyle yazdım;

Siz: İsmimi söylemeden arkadaşım olur musun?

Betül:Ay sonunda!
Betül: Sevincim size garip gelebilir ama yazdığım on yedinci kişisiniz ve size yazana kadar halı yıkama bile zannedildim.

Yazdıklarıyla gülümsedim. Bir insan ancak bu kadar tatlı olabilirdi. Bir dakika, on yedinci kişi mi?

Siz: Benden önce tam on altı kişiye mesaj mı attın?

Betül: Evet ve her seferinde farklı anlaşıldım ama çok şükür en sonunda size rastladım.

Siz: Bunu yapmam çok sakıncalı ya bir polise denk gelseydin?

Betül: Bunu dediğinize göre siz polis değilsiniz. Ne iş yapıyorsunuz, ya da okuyor musunuz, kaç yaşındasınız?

Aklında bunun gibi bir sürü soru olduğuna eminim. Okulda arkadaşı olmasa da hocalara sürekli soru sorarak onları bezdirirdi.

Siz: 17 yaşındayım.

Betül: Benden bir yaş büyüksün. Bu arada ismini söylememen benim için sıkıntı oluşturmuyor ama en azından baş harfini öğrensem telefonda daha normal kayıtlı olman için.

Siz: Baş harfim K
Siz: Bu arada arkadaş edinmeyi gönülden istediğini anladım. Normal şartlarda birçok insan arkadaş bulamadığında vazgeçer ve kabullenir. Ama senin yaptığın gerçekten çok istediğini gösteriyor.

Betül: Görüşün için teşekkür ederim.
Betül:Günümü sana anlatabilir miyim?
Betül: Hep bir arkadaşıma günümü anlatmayı istemiştim.

Siz: Anlat, merak ettim doğrusu.

Betül: Bugün okula geç kaldığımdan sınıfa girmeyecektim ama okula yeni birisi gelmiş ve sınıfını bulamayacağını düşündüğünden benden yardım istedi. Neyse benim arkadaşım olmadığından ve onunla arkadaş olmak istediğimden konuşmaya falan çalıştım. Tenefüste kahve içecektik ama bir davranışını çok hoş bulmadığım vazgeçtim. Sınıfa gittim tarih dersinin bitmesine az kala sınıfa geldi. Bu arada en sevdiğim kalemim kırıldı. Neyse işte üstü başı hep kahve yanında da sınıftan iki kişi var. Sordum ona ne oldu falan diye ama bana cevap vermedi. Hatta 'eğer cevap vermiyorsam konuşmak istemiyorumdur.' gibi bir şey söyledi. O bunu dedikten sonra da zaten sohbet etmeye falan çalışmadım. Günün geri kalanı da normal geçti gibi. He bir de Kerem'in üstünün kahve içinde olmasının sebebi benim olduğum düşünüldü sınıftaki bir kız yüzünden.

Siz: Günün baya olaylı geçmiş senin.

Betül:Senin nasıldı günün?

Siz: Benim için çok normal geçti okula gittim dersimi gördüm ve eve geldim. Sonra da spora gittim.

Betül:Spora mı gidiyorsun? Bazı spora giden kişiler protein tozu falan kullanıyor, sen de kullanıyor musun?

Siz:Hayır, zaten gün içinde yediklerim yeteri kadar protein sağlıyor bana.

Betül:Anladım. Benim gitmem gerekiyor yarına yetiştirmem gereken ödevlerim var.

Siz: İsmini bana söylemedin?

Betül: Ay unutmuşum, Betül benim ismim. Kendine iyi bak, görüşürüz.

Siz: Sen de kendine iyi bak Betül.

İsmini eğer sormasam bir dahaki mesajlarda ona yanlışlıkla ismiyle hitap ederek kendimi ifşa ederdim. Bunu yapmam iyi olmuştu.

Ben yatağımda uzanmış düşünürken telefonum çaldı.

Annem.

-Efendim anne?

•Oğlum nerdesin sen?

-Evdeyim. Neden ki?

•Baban uyanmış. Onu alıp eve gelmeyi düşünüyorum ama doktor iki gün sonra taburcu edileceğini söyledi. Baban sabahtan beri seni soruyor. Neyse beni baban çağırıyor, görüşürüz.

Suratıma kapanan telefonla kendime geldim. O kahrolası adam komadan çıkmış mıydı? Onu komaya sokan benken buna sevinmem gerekiyor muydu?

Tam iki yıl önce onu sokakta takip ediyordum. İşe diyerek evden çıkmıştı ama gittiği yol işine giden yolun tersindeydi. Arkasından ilerlerken o kırmızı bir binanın önünde durdu ve telefonun kamerasından kendisine baktı. Kendisine onay vermiş olmalı ki binadan içeri girdi.

Beni farketmemesi için beş dakika bekledikten sonra içeri girdim. İki asansöre de baktım. Birisi bu katta diğeri ise dördüncü kattaydı.

Bu kattaki asansöre girerek dördüncü kata çıktım. On üç numaralı binanın önünde babamın ayakkabıları vardı.

Gittim kapıyı çaldım, üzerinde babamın kazağı olan bir kadın açtı.

"Pardon, yanlış gelmişim."

Kadın sadece bana gülümsedi ve sorun olmadığını söyledi.

Farkettiğim gerçekle gözlerim dolmuştu. Uzun süre sonra ilk defa gözlerim dolmuştu ve bu onun yüzündendi.

Hemen aşağı indim ve bir saat kadar aşağıda bekledim.

Sonunda aşığa indiğinde önceden elime aldığım sopayla ona defalarca vurarak bayılttım. Arkasında olduğum için beni görmemişti.

Benim parasını almak için onu bayılttığım bir hırsız olarak sanması içim de üstünde ne varsa almış ve telefonu dahil her şeyi satmıştım.

Yoldan geçen birisi onu bulmuş ve hastaneye götürmüş.

O günden sonra zaten bir kaç ay psikolojik olarak iyi değildim ama annem bunu babamın hastanede olmasına bağlamıştı.

Canım annem...

Hemen ceketimi giyerek hastaneye gittim. Annemi o adamla yalnız bırakmamak için.

———————

Merhabaaaa!
Nasılsınız?

Öncelikle evet bölüm biraz kısa ama bunun sebebi bölümü tadında bırakmam.

Kendinize iyi bakın, Allah'a emanet olun.

Loading...
0%