
☀️
Sabah olmuştu, Özge'nin bağırma sesini duymuştum, Özge'nin bağırma sesini duymamak mümkün bile değildi, öyle bir bağırıyordu ki kulak zarlarım patlıyordu. Özge, "HADİ KALKIN OKUL VARRRR." Özge'nin sesini daha fazla duymamak için kalkmıştım. Banyoya girip duş aldım, saçlarımı düzleştirdim ve hafif bir makyaj yaptım, ehh tabi okulun ilk gününde bir kilo makyajla gitmek olmaz zaten o kadar çok makyaj yapmıyorum, neysee.
Okul üniformamı giyindim, okul üniformamızı seviyordum siyah kareli etek, beyaz gömlek ve siyah kravattan oluşuyordu, erkeklerde ise siyah pantolon ve beyaz gömlekten oluşuyordu.
Tam aşağı inerken yine Özge'nin o sesini duydum. Özge," Aaa hadi ama kızlar bi hazırlanamadınız." "Geldik işte be kızım ne bağırıyorsun?" Eh tabii Özge hanım iki saat öncesinden kalkıp hazırlanıyor bizi de bir saat kala kaldırıp 10 dakikada hazırlanmamızı bekliyordu, oh ne güzel.
"Diğerleri nerde Özge?" Özge tam cevap verecekken Beren'in senini duydum. Beren, "Burdayızz" Özge, "Hele şükür geldiniz ne zamandır sizi bekliyorum" Talya, " Hadi kızlar çıkalım artık çünkü geç kalıcaz."
Çantalarımızı aldık ve ayakkabılarımızı giyip eveen çıktık, ilk gün için fazla heyecanlı değildim sadece günümüz nasıl geçecek onu merak ediyordum, umarım her şey yolunda gider ve kimseyle uğraşmak zorunda kalmayız...
Ben bunları düşünürken okula geldiğimiz fark etmemişim bile. Dış kapısından içeri girdik, okul gerçekten çok güzel ve çok büyüktü, geniş bir bahçesi, oynamak için basketbol, futbol ve voleybol sahaları vardı, dışarıda bir sürü öğrenci vardı. Bir kısmı gözlerini dikmiş bize bakıyordu, bir kısmı ise umursamadan yanımızdan geçip gidiyorlardı.
Okulun içine girmiştik. Girişte bizi direkt geniş ve büyük bir alan karşılıyordu öğrencilerin oturabileceği koltuklar, panolar ve birkaç dekor eşyaları vardı. Hemen yan tarafta da kafeterya vardı, yine oturmak için bir sürü masa sandalye ile döşenilmişti, çok fazla insan vardı.
Beren, "Kafeteryaya gidelim mi dersin başlamasına daha yar saat var, kahve falan içeriz. Özge, "Olur hadi gidelim" Talya ve bende onayladıktan sonra kafeteryaya gttik. Gider gitmez gözüme birşey takıldı, bir köşede insan topluluğu vardı ve yanlış görmediysem 4 erkek bir kıza zorbalık yapıyorlardı. "Kızlar ben mi yanlış görüyorum yoksa orda bir kız zorbalığa mı uğruyor." Gözlerimle o yönü işaret ettim. Talya, "Yanlış görmüyorsun Doğacım tam da o öyle oluyor." Etrafımıza baktık ve boş bir masa aradık, diğer masalar göre daha büyük bir masa vardı ve boştu. "Şurası boş hadi oturalım." Kızlar onayladıktan sonra masaya oturduk, çantalarımızı masaya koyduk. Etrafıma bakındığımda az önceki 4 erkekten birisi buraya doğru bakıyordu, neye baktığını anlamamıştım. Yanındakilere birşeyler söyledikten sonra buraya doğru geldiklerini gördüm. "Kızlar az önceki erkekler buraya doğru geliyolar." Benim söylememle birlikte 3 de aynı anda oraya doğru baktılar. Beren, "Sakın bozuntuya vermeyin ve fazla umursamayın." Beren bunu dedikten sonra onlar buraya gelmişlerdi bile, ellerini ceplerine sokmuşlar başımızda duruyorlardı artistler ne olucak, buram buram zengin kokusu geliyordu. Adını bilmediğim çocuk soğuk ve sakin bir şekilde konuştu, "Buraya oturmaktaki amacınız neydi peki?" Başımı kaldırdım ve ona baktım, "Ne amacından bahsediyorsun?" Dedim ve ardından başka bir çocuk daha konuştu, "Sizi okulda hiç görmedim yeni misiniz?" Dedi. Özge, "Evet yeniyiz." Dedi. Özge'nin bunu demesiyle 4 üde birbirlerine baktılar ve içlerinden birisi konuştu, "Güzel." Dedi. Beren, "Eee başımızda bu şekilde duracak mısınız?" Dedi. İçlerinden birisi Beren'e doğru eğildi. "Burda gidecek kişi varsa onlarda biz değiliz küçük hanım." Dedi. Onun bu tavrı hiç hoşuma gitmemişti, Talya'nın kolundan tuttum ve hafifi kendime doğru çektim. Bu hareketimden sonra bana doğru döndü ve dudaklarını birbirine bastırdı ardından geri çekildi. İçlerinden birisi konuştu, "Bence yeter artık hadi gidin burdan." Demesiyle ayağa kalktım. "Pardon da neden gidiyoruz?" Dememle sırıttı ve bana doğru birkaç adım attı. "Söylediklerine dikkat et istersen kızıl şeytan." O bana kızı şeytan mı demişti? "Kızı şeytan mı? Sen kimsinde bana bu şekilde hitap edebiliyorsun?" Tam elimi kaldırmış ona vuracakken elimi sert bir şekilde tuttu ve gözlerini benden hiç ayırmadan dişlerinin arasından konuştu. "Sakın. Cüret bile etme." Kulağıma doğru eğildi. "Eğer bir daha benimle bu şekilde konuşmaya devam edersen... senin için iyi şeyler olmaz." Dedi ve beni hızla itti, tekrardan yerime oturmama neden olmuştu, bileğimi o kadar sert sıkmıştı ki kıpkırmızıydı. Özge, "Hadi kızlar gidelim." Olayı daha fazla uzatmak istemediğini anlamıştım. Çantalarımızı aldık ve ayağa kalktık, son kes ona bir bakış attım ve oradan uzaklaştık.
🖤
Umarım beğenirsiniz:) Oy ve yorum yapmayı unutmayınn🤍
| Okur Yorumları | Yorum Ekle |