Yeni Üyelik
10.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Arkadaşlar etkileşim baya düştü.

Benim de canım sıkılıyor bölüm atacam.

Wattpad' in sıkıntıda olmasına bağlıyorum ama oydan daha önemli bir konu var.

Arkadaşlar ben molalarımda sizin yorumlarınıza cevap vermek istiyoruz.

Umarım mesaj verilmiştir.

 

Sabah alarm ile kalktım.Hüseyin'i de uyandırdım. Beyefendi biraz zorlansa da bir sarılmam ile uyandı.

 

Kalktık beraber kahvaltı yaptık, mutfağı toparladık.Ben de kendi kıyafetlerimi giyinince Asya abladan mesaj geldi.

Asya Ablam:Bugün kombin fotoğrafı yok muu??'

Ben:Yok abla kendi kıyafetlerimi aldım

 

Ben bir nevi izin isterdim'Bunu giyiyorum' diye, o da 3. gün ''Ayça atmana gerek yok oraya kendi fiziğime uymayanları koydum biri misafir geldiğinde giysin diye izin almana gerek yok ama sen at güne senle başlamak güzel'' yazmıştı.Başta''Acaba bana mı yürüyor?'' diye düşünsem de sonra saçmalıdığımı fark ettim.

 

Çantama gerekli malzemeleri koydum,motorun anahtarını aldım ve Hüseyin ile evden çıktım.

 

🍁

 

Öğlen olmuştu.Bugün az kişi gelmişti.

Gülfem abla''Kızlar ben toptancıdan Fadime ninenin astım ilaçlarını almaya gitcem siz bakabilir misiniz dükkana''dedi.

 

Ayla''Abla ben de iki dakika Ufuk'un yanına gidip gelsem sabah bir kuzeni ile tartışmış,canı sıkkındı iki dakika görünüp gelsem olur mu hem zaten öğlen oldu''dedi

 

Gülfem abla''Kızlar kuralı biliyorsunuz dükkanı kapatamayız birinizin fedakarlık yapması gerekiyor''dedi bana bakarak.

 

Ayla yavru köpek bakışını yapınca''Tamam tamam sen git ben bakarım dükkana''dedim.

 

Geldi sarıldı,daha sonra Gülfem abla ile gittiler ben de tezgahın arkasında sandalyede müşteri beklerken Hüseyin ile yazışmaya başladım.

 

Ben:Ufuk'a bir şey mi oldu biri ile kavga etmiş dedi Ayla?

Hüseyin 💜:Kuzeni ile tartışmış galiba, anlatmadı

Ben:Ayla geliyor şimdi anlatır

Hüseyin 💜:Sen?

 

Ben:Gülfem abla astım ilacı almaya gitti dükkan bana kaldı

Hüseyin 💜 Bizde de Hakan abi yollamıyor

 

Ben:Niye?

Hüseyin 💜:Manyak ya biraz ayrı kalın da özleyin diyor

Ben: Ndndndndnnd

Hüseyin 💜:Kaçıp gelsem mi yanına?

 

Tam yanıt vereceğim sırada yüzü maskeli beş kişi içeri girdi.Telefonu hızla sessize alıp cebime koydum. Hırsız mı lan bunlar?

 

''Bilader siz çok yanlış geldiniz burası kuyumcu deği ecza-''daha lafımı tamamlayamadan biri benim enseme bir şırınga sapladı.

 

Kendimi her ne kadar korumaya çalışsam da olmadı.

Görüş açım kayboluyordu,bu piçler benden ne istiyordu?

 

Hassiktir bunlar sanırım biyolojik sandığım Adnan piçinin adamları..

Bilincim kapanır iken bir minibüse itiş kakış bindirildiğimi hatırlıyorum.

 

🍁İLAHİ BAKIŞ AÇISI🍁

 

Hüseyin tedirgindi Ayça hızla sohbetten çıkmıştı,mesaj yazmamıştı. Aradı Hüseyin,telefon açılmadı.

 

Hakan abiye''Abi ben iki dakika Ayça'ya bakıp gelsem mesajlara ve telefona cevap vermiyor bir şey olmasa yapmazdı"dedi.

Hakan abi taş kalpli değildi"Tez gel"demekle yetindi.

 

Poyraz,Arda ve Aytaç ise mahalleye girmişti.

Ayça'yı ziyarete gelmişilerdi.

 

Hüseyin dükkana girdiğinde etrafın dağılmış olduğunu gördü.

Burda kesin bir şey olmuş diye düşündü.

 

O sırada Poyraz,Arda ve Aytaç içeri girdi.

Hüseyin hızla gelenlere baktı.

Hızla güvenlik kamerasına baktılar.

 

25 dakika öncesine baktılar.

Hüseyin hızla telefonunu çıkardı ve polisi aradı.

Poyraz sinirle"Kim bunlar ecnebi orospu piçleri"dedi.

Arda hızla Hüseyin'e dönüp"Var mıydı kavgalı olduğu biri falan"dedi.

Hüseyin telefonu kapatınca biraz düşündü ve "Eski babası,Saide anneye evlatlık veren eski babası"dedi.

 

Hüseyin dediği ile kahroldu.

İnşallah diye geçirdi içinden.İnşallah düşündüğü şeyi yapmamıştır o adam güzeline.

 

O sırada devriye atan polisler geldi. Hüseyin onlara durumu anlatırken Arda da Serkan ve Rüzgar'a yazdı.

 

O sırada gelen bildirim sesi ile aklına Ayça'nın isteği ile indirdiği uygulama geldi.

Ayça'nın konumuna baktığından burdan 1 saat uzaklıktaki bir eski marangoz deposunu gösteriyordu.

 

Hüseyin hemen olayı polislere anlattı.

Polisler destek isteyip adrese geçtiklerini belirtti.

 

O sırada Ayça hayatının en kötü anlarından birini daha yaşıyordu.

7 yaşındaki kız içinde ağlıyordu.

Peki ya 17 yaşındaki kız?

O da ağlıyordu ama içinden...

 

Bir sandalyeye fırlattılar Ayça'nın yarı baygın bedenini.

Zaten şırıngadaki ilaç yüzünden yarı baygın olan Ayça başına aldığı darbe ile daha da kötü oldu.Acısı dindirmek için gözlerini sıksa da işe yaramadı.Kendini kısa süreliğine karanlığa teslim etti.

 

Marangoz fabrikasında bunlar yaşanırken polis aracı,Poyraz'ın aracı ve en önde Hüseyin fabrikaya gidiyordu.

 

Bir saatlik yolu trafik yüzünden 1,5 saat olmuştu ama daha yarım saatlik yolları vardı.

 

Vücudunda bir el hissetti Ayça.

İşte bunu hiç sevmiyordu.

 

Anlamıştı o elin kime ait olduğunu.

Biyolojik sandığı babası Adnan'a.

Boynunda geziniyordu o iğrenç eli.

 

Zorladı Ayça kendini.

Elindeki ipleri açmaya çalıştı.

Çok az başardı.

O sırada Adnan piçinin eli ayak bileklerini tutuyordu.

 

Ayça nefret ediyordu bundan.

Adnan'nın kendisini taciz etmesini.

İstemediği ellerin kendisine dokunmasını.

Adnan onu taciz ederken o içinden ağlayıp dışından ellerini açmaya çalışıyordu.

 

"Bak ne güzel bir genç kız olmuşsun"

"Küçükken de ağlamazdın , hoşuna giderdi"

 

Hoşuna giderdi ama taciz edilmek değil,bu piçin önünde her ne olursa olsun ağlamamak, yalvarmamak, güçlü durmak..

Oysaki güçlü olmak bu değildi ama Ayça bunu bilmiyordu.Bunu kendine öğretmemişti.

 

Hüseyin motorununun hız ibresini sona dayamıştı.

15 dakikalık yolu kalmıştı.

 

Ayça ona dokunan ellerin kendinden çekildiğini hissetti.

Lakin o eller sert bir tokatla yanağını buldu.

Taciz edilmektense dayak yemeği yeğelerdi.

Adnan'da acıma yoktu.

 

"Benden kurtulabileceğini mi zannettin zavallı piç, hatırlamazsın sen ,ben seni bir yetimhanenin kapısına bırakıp kaçmıştım."dedi

Derken de ardı ardına tokat ve tekme darbelerini savuruyordu.

 

"O günden sonra da hiçbir şey eski düzeninde gitmedi"dedi ve de darbelerinin indirmeye devam etti.

 

O bunları yaparken Ayça da elini açabildi.

Hızla üzerindeki adamı itti.

Ayağa kalkmaya çalıştı ama hem dönen başı ama hem de ayaklarının bağlı olması ona engel oldu.

 

Adnan piçi onun ayağa kalkamamasını fırsat bildi ve yere yatırıp elini Ayça'nın göğsüne dokundurmaya çalıştı.

 

Ayça ise içinde birşeylerin koptuğunu hissetti.

Bilekliğindeki demiri önce ayaklarındaki iplere sürttü ve açtı.

Daha sonra da onu taciz eden adamın böbreğine geçirdi bıçağa benzeyen demir parçasını.

 

Adna'nın bağırması ile içeri 4 erkek girdi.

Biri Adnan'a bakar iken diğer üçü ise Ayça'ya hem hakaret ediyor hem de dövüyorlardı.

 

Hüseyin egzoz vererek girdi Marangoz fabrikasının olduğu bahçeye.

Sinan Bey, Serkan, Rüzgar, Yusuf da olayı duyar duymaz gelmişlerdi.

 

Adnan ve itleri egzozun sesini duyunca pencerelere koşmuştu.O dört elemanın başı

"Gençler Bekir abi söyledi diye bu Adnan piçi ile işe girdik de Sinanların ekip de geldi,ben kendimi bir kız için yakmam,topuk"dedi ve hepsi kaçmaya çalıştı.

 

Ağzına gelen kanı tükürdü Ayça,anladı o gelmişti.

 

Hüseyin kaçan adamları umursamadan, polislerin uyarısını takmadan koşarak fabrikaya girdi.

 

Yerde baygın yatan yüzü gözü kan revan olan sevdiğini gördü ve de kahroldu.

Hızla yanına gitti.

Başını kaldırıp dizine koydu.

Ayça'nın ise gözleri kayıyordu.

Bilincinin kapanmaması için zorluyordu kendini.

 

Hüseyin fark etti Ayça'nın kendini zorladığını.

Yaralarında yavaşça gezdirdi elini.

 

Ayça içinde ağlayan 7 yaşındaki kız çocuğunu da 17 yaşındaki kızı da tutamadı ve Hüseyin'e sarılıp hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.

 

Anladı Hüseyin,o pezevengin ne yaptığını anladı ama lilasının anlatarak biraz olsa rahatlamasınını istedi.

"Anlat Lilam,ne yaptı sana o piç kurusu"

"Hüs-Hüseyin o-o bana yine yine yaptı.

Yine ta-taciz etti beni"diyerek sarıldı.

"Be-ben İst-istemiyorum o-onun ba-bana izinsiz dokun-dokunmasını" dedi hıçkırarak.

"Be-ben onu bıça-bıçakladım öl-öldü"

 

İçi titredi Hüseyin'in.Ona sarılan kızın sırtını okşadı yavaşça ama.Bir an düşündü zaten tacize uğramış dedi ve elini çekti.

 

Ayça ise onun elinden rahatsız olmuyordu.

Bilincinin kalan son kırıntıları ile "Bana bir ilaç verdiler"dedi.

Poyraz hemen yanına çöktü."Ne ilacı güzelim"

"Bil-Bilmiyorum eczanede bi-bir şırınga sapladılar"dedi.

Ondan sonra dayanamadı ve bilincini kaybetti.

 

Hüseyin"Yapma güzelim bak bana"dedi ve yanağına hafif sarstı.

Poyraz Ayça'nın nabzına baktı"Ambulansı beklemekle olmaz"dedi.

 

Geriye kalan tüm biyolojik aile ise Adnan'ı dövmek ile meşguldü.

 

Poyraz"Araba ile götürelim"dedi ve Ayça'nın baygın bedenini Hüseyin'in kucağından aldı.

 

Eksik hisseti Hüseyin,peşinden gitti.

Poyraz Ayça'yı arka koltuğa yerleştirdi.

Hüseyin, Ayça'nın başını alıp bacağına koydu.

O,daha öperken dişini değdirmezdi yanağına ki Ayça'nın canı acımasın.Neler yapmışlardı lilasına?

 

Ayça titremeye başlamıştı.

Hüseyin önce ceketini üstüne örttü ama bu yetersiz kalınca son çare vücudunu tutmak kaldı.

 

Hüseyin ise Ayça'nın durumunu biliyor.

Bu durumda bile elini nereye koyduğuna dikkat ediyordu.

 

"Lilam bak ben geldim aç gözünü yalvarırım"dedi ve elini tuttu Hüseyin.

Az biraz kavradı elini Ayça.

Bundan ümit alıp elini öptü Hüseyin.

 

🍁

 

Hastaneye vardılar.

Poyraz kendi çalıştığı hastaneye getirmişti.

Poyraz'ın aracını görür görmez sedye getirdiler.

Hüseyin'in kollarından sedyeye geçti.

 

Poyraz" Tomografiye alıyoruz iç kanaması olabilir" dedi.

Normalde yakını olan birine müdahale edemzdi.

Hastanedekiler de izin vermedi uzaktan izleyecekti.

 

Hüseyin Tomografi lafını duyunca hızla kendi bilekliğindeki demir parça ile Ayça'nın bilekliğini çıkardı.Cebinden belli olan telefonunu aldı.

 

Ayça tomografi odasına girdiğinde Hüseyin de kendisini 28 defa arayan Ufuk'u aradı.

Durumu anlattı.Onlar da hastaneye gelmek için işten izin aldılar.

 

Hüseyin lavaboya gidip Ayça'nın kan olan bilekliğini yıkdı.

Yıkarken fark etmeden fazla bastırdığı için eli kesilse de su tutup iyice yıkadı.

 

Kesilen elinin kanını peçete ile durdurdu.

Daha sonra bilekliği kuruttu.

Bilekliği kalbinin üstündeki küçük cebe koydu ve hastanenin koltuklarına oturdu.

 

10 yıl öncesine gitti Hüseyin.

On yıl önce yine bir gün Ayça ile saklambaç oynar iken Ayça'daki değişikliği fark etmişti.

Başta biyolojik babası ona bir laf demiş ona üzülmüştür diye düşündü çocuk aklı ile çünkü o günlerde Adnan kızını haftasonu ziyarete geliyor ve bir yerlere götürüyordu.

 

Hüseyin ne olduğunu defalarca sordu.

Ayça defalarca reddetti.

 

Ama en sonunda Ayça da dayanamayıp ilk Hüseyin'e söylemişti o adamın kendisine izinsiz dokunduğunu.

Bunu öğrenen Hüseyin olayları anne baba babasına anlatmıştı.

 

Daha sonra ise Mehmet amcası ve Saide teyzesine.

Mehmet bey kızının tacize uğradığını öğrenince önce o piçi güzelce dövdü.

 

Daha sonra polise şikayet etti.

Ama piç yaptı piçliğini bir şekilde kurtuldu.

 

Hüseyin ise olanlardan sonra Ayça'ya kendini koruması için bir bileklik hediye etmişti.

Ucundaki demiri de nasıl kullanacağını göstermişti.

 

O sırada gelen ayak sesleri ile kendine geldi Hüseyin.

Geçmişe gitmeyi severdi.

Ama geçmişte yanında olan kişi şimdi yanında olmayınca sevmiyordu..

Hele de o kişi Ayça ise...

 

Gelenler Ayça'nın biyolojik ailesi idi.

Bu ailede sadece belli başlı kişileri seviyordu.

 

Nihan hanım yaşlı gözlerle Hüseyin'in yanına oturdu.

Hüseyin kocasına yer vermek için kalktı.

Ama bu Rüzgar tarafından yanlış anlaşıldı.

Rüzgar annesine saygısızlık yapıldığını düşünürken Hüseyin eli ile Sinan beye yer gösterdi.

 

Çünkü Hüseyin'e göre o kadının yanında kendisi değil kocası oturmalı.

Hem yaşlılar hem de onları sevmiyordu.

Yoksa kalkmış da Sinan beye yer vermiş de çok umurunda olan bir şey değildi.

 

Aytaç üzgün bir sesle Hüseyin'e bakıp "İyi mi?" dedi.

Hüseyin"Tomografiye aldılar daha hiçbir şey net değil"dedi.

 

Bu sefer Sinan Bey"O adam Ayça'ya daha önce ne yaptı?"dedi.

Hüseyin"Bunu size Ayça bu zamana kadar anlatmamış,onun yaşadığı bir olay,ben anlatmam"dedi.

 

Öyle de düşünüyordu.

Ayça bu zamana kadar anlatmamış o mu anlatacaktı?

 

Ortalık suspus olurken Ayla ve Ufuk geldi.

Ufuk, Hüseyin'in acısını almak istercesine sımsıkı sarıldı.

Ayla'nın ise gözleri dolmuştu

 

O sırada Poyraz geldi.

"İç kanamayı durdurduk.Verdikleri ilacı bulduk.

Uyutmak için etkisi düşük bir ilaç ama hala iç kanama riski var.Başında ve vücudunun çoğu yerinde zedelenme var.Sol bileği ise çatlamış.

Bu gece müşade odasında kalacak eğer bu geceyi sorunsuz atlatırsa her şey iyiye gider"dedi.

 

Yusuf, Ayça'ya söyledikleri yüzünden pişmandı.

 

Hüseyin'den önce Ayla"Görebilir miyiz?"dedi.

Poyraz"Bu geceyi bir sorunsuz atlatsın da"

dedi.Öyle kaldı "da" diye kaldı.

 

Biyolojikler bahçeye çıktı.

Ayla,Ufuk ve Hüseyin ise çatı katına çıktı.

 

Saide anneye haber vermek için Ayla gitmeye karar verdi.

 

O sırada Hüseyin de olanları Ufuk'a anlattı.

Hüseyin biraz ağladı.

Ufuk destek oldu.

Hüseyin biraz kendini toparladı.

Ve Ufuk ile beraber Güneşin doğmasını bekledi.

 

Ayla eve geldi.

Önce annesine baktı.

Mutfakta yemek yapıyordu..

Hızla banyoya geçti elini yüzünü yıkadı.

 

Daha sonra annesinin yanına geçti.

"Anne sana bir şey anlatmam gerekiyor ama otur şöyle" dedi ve Saide Hanım'ı oturtturdu.

"Ayla kızım telaşlandırma beni ne oldu" diyerek oturdu.

 

Ayla derin bir nefes aldı,"Anne Adnan piçi Ayça'yı kaçırmış"dedi.

"HİH"diyerek eli ile ağzını kapattı Saide Hanım.

Ayça dolu gözlerle devam etti"Bulmuşlar ama zarar vermiş Ayça'ya hastanede şuan"dedi.

 

"Hangi hastane?"

"XXXXXXX Özel Hastanesi'"

Saide hanım

hemen ayaklandı.

Üzerine bir hırka geçirip çantasını da alıp çıktı.

 

Ayla ise annesine kask aldı ve kapıyı kitleyip çıktılar.

 

Hüseyin,Saide Hanım,Ufuk,Ayla, Biyolojikler, Hakan abi ve Gülfem abla hastaneden geçirdiler.

 

Ama Ayça ise yaşam savaşı vererek geçirdi.

 

 

Ben size ne dedim?

Benim sağım solum belli değil

​​​​​​Sizce Hüseyin'in partnerliği on üzerinden kaç???

Loading...
0%