Yeni Üyelik
11.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Evvvett canoşkiler kritik bir bölüm ve ben yorum istiyorum.

Yorum istiyorum.

Yukarıdaki videonun sahnesi gelince ben size haber edicem.

 

🍁İLAHİ BAKIŞ AÇISI🍁

Sabah olduğunu doğan Güneş'ten anlayan Ufuk ve Hüseyin çatıdan aşağı indiler.

 

Hüseyin,Saide anneyi görünce ona sarıldı.

Saide anne ile acısını paylaştı.

 

Bir süre sonra ayrıldılar.

Onlar ayrıldıktan sonra biyolojikler geldi.

Onlar da karşıdaki koltuğa oturdular.

 

Hüseyin aralarında en küçüklerine baktı.

Eski ailesi hakkında ileri geri konuşan Yusuf'a...

Pişman gibi duruyordu.

 

Ama son pişmanlık neye yarardı.

 

Lakin Hüseyin adı kadar biliyordu ki eğer Yusuf gelip özür dilese Ayça biraz burnunu sürttürür daha sonra affederdi.

 

Ayça için önce intikam sonra duygu.

 

Hüseyin"O piçe ne oldu?"diye sordu.

Rüzgar"Ayça bıçakladığı için başka bir hastanede"dedi.

 

Serkan"O kız o hali ile nasıl bıçakladı acaba?"dedi ve sorarcasına Hüseyin'e baktı.

Hüseyin omuz silkti.

Ayça'ya soramadıkları soruları ona sormaya çalışıp alttan alttan bilgi almaları aptalca idi.

 

Poyraz yine geldi.

"Bu geceyi sorunsuz atlattı.Şimdilik uyanmasını beklemek için normal odaya alacağız.Odaya alınınca söyleyecekler"dedi.

 

Hüseyin"Peki görebilecek miyiz" dedi.

"Oda belli olunca yanına gidip görebiliriz"dedi.

 

O sırada Ayça'ya kıyafet almak için giden Gülfem geldi.

 

Küçük çantayı Saide annenin yanına bıraktı, sarıldı ve "Abla benim gitmem gerekiyor eczaneye bakmam lazım.Birşey olursa,bir gelişme falan olursa bir telefon kadar uzağınızdayım"dedi.

 

Saide anne kafasını salladı,Gülfem'in omzunu sıvazladı.

Gülfem gitti.

 

O sırada Poyraz'ın telefonuna bildirim geldi.

"146 numaralı oda"dedi.

 

Cümbür cemaat odaya gittiler.

Ayça, beyaz bir hastane yatağında baygın uyuyordu,mavi bir hastane giysisi içinde.

 

Hüseyin yavaşça yanına çöktü.

Sağ elini kavradı ve öptü.

Odadaki kimseden bir çekincesi yoktu.

Biyolojik aileye , Ayça en başından söylemişti.

Saide anne,Ayla,Ufuk ise zaten küçüklükten biliyorlardı.

 

Yaklaşık 2 saat oldu.

Herkes bir odanın içinde idi.

Ayla dayanmadı ve kalktı camı açtı.

 

Biyolojik aileden Sinan bey,Nihan hanım, Serkan, Rüzgar ayaklandı.

Sinan bey"Biz bahçedeyiz"dedi ve çıktı.

 

İçerde Biyolojiklerden Poyraz,dolu gözleri ile Arda, Aytaç,Yusuf kalmıştı.

 

Ayça ise şuan çevresindekilerin seslerini duyabiliyor ama konuşmaya ya da hareket edemiyordu.

Kendini komada ama her şeyi duyan biri olarak hissediyordu.

Hüseyin'in elini tutmak istiyordu ama kendinde nefes almaya bile gücü olmadığını anladı.

 

O an aklında anneannesi belirdi rüyasında.

"Kızım sen böyle ayakta dimdik güçlü durduğuma bakma ruhuma bir baksan konuşmaya mecalim yok"dediği güne gitti.Dedesinin evinde kırmızı koltukta kalp hapını içiyordu.

 

Ayça da öyleydi.

Ama anneannesi her ne olursa olsun hep içindekini sonraya atmış hep dimdik durmuş.

 

🍁 Ayça'dan devam🍁

 

Anneannemin o lafından sonra kendimi zorladım ve gözlerimi zar zor açtım.

 

Bembeyaz tavanı ve ışığı görünce hemen gözlerimi kıstım.

 

Poyraz abimin gözümü elleri ile açıp fener tuttuğunu görünce"Çek şunu yav kör oldum anasını avradını" dedim ve elini indirdim

 

O sırada sol elimi kullanmıştım ve ağrımıştı.

O sırada sağ elimin Hüseyin tarafından nazikçe tutulduğunu gördüm.

Her zaman yanımda idi.

 

Odaya şöyle bir göz gezdirdiğimde odada Poyraz Abim ve Hüseyin dışında Arda abim, Aytaç, Yusuf gereksizi,Saide annem,Ufuk ve Ayla'yı gördüm.

 

"Gençler niye bu kadar azız, aşağı mahalleyi davet etmediniz mi?"der demez biyolojiklerin geri kalanı geldi.

 

İç sesim 'Ben de diyorum bir şeyler eksik ama ne'dedi.

 

Nihan hanım geldi ve yatağın kenarına oturdu.

"İyi misin?"dedi.

Soğuk bir sesle "İyiyim"dedim.

 

Ondan sonra konuşma olmadı.

Bu gergin havayı hiç mi hiç sevmiyordum.

Eğer yanında gülüp eğlenecek kişiler yoksa gerginlik yaratacak kişiler varsa neden varlar?

 

Sinan beye döndüm ve "Bu kaçırılma olayım sadece biyolojik sandığım babam Adnan piçi ile alakalı değil sizle de alakalı"dedim.

 

Sizle alakalı deyince bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.

"Yani sizin düşmanlarınızla,Bekir diye birinin adını duydum.O adam tutmuş ve nerden buldu ise Adnan ile ortaklık yapmış"dedim

 

Sinan Bey kendi kendine"Orospu çocuğu"dedi

Sonra bana döndü"Bunları polise de anlatman lazım"dedi.

"Çağırın anlatayım"diye kestirip attım.

 

Poyraz abim sanırım polisi çağırmaya gitti.

Odada kimse konuşmuyordu.

 

Kapı çaldı ve içeri Ferda,Derya,Büşra,Beyza,

Yağmur girdi.

 

Yağmur'un girişi resmen düğün dernek 2: Sünnet'te Hatice'nin 'Seheeeeer'diye bağırıp girmesinin "Ayça" versiyonu.

(Yazar not:videoyu ekleyeceğim,3. Dakikaya getirin)

 

Ferda"Ooo Ayça hanım yeniden düşmüşüz hastanelere hayırdır bu sefer neyden girdin"dedi.

 

"Yine ben yine ben yine ben"dedim dalgaya vurarak.

Büşra"Kız bak hele birşeyler duyduk biz doğru mu?"dedi.

 

"Ne duydun kız daha ben duymadım?"dedim.

Beyza"Şu Adnan piçinin canı dayak istemiş diye duyduk"dedi.

 

Kaçırıldığımı uluorta söyleyip canımı sıkmak istemedikleri için lafı anlayabileceğim şekilde döndürüyorlardı.

 

"Aynen Piç her zaman piçtir derdi dedem haklı imiş"dedim.

 

Bizim sülale ve özlü sözleri...

 

Derya "Onu beşi siktir et ben senden müjde almaya geldim"dedi.

"Ne müjdesi lan"dedim.

 

Yağmur"Aaa o da vardı değil mi?"dedim

Burda benim bilmediğim bir şey dönüyor.

 

Büşra, Ayla'ya döndü ve "Sen duydun mu kız?"

Ayla"Valla Ayça baygın iken Gülfem abla Hakan abinin konuşmaya başladığını diyorsanız onu ben biliyorum"dedi.

 

"NEYY Gülfem abla ve Hakan abi konuşmaya mı başladı?"dedim.

 

Aytaç"Neye bu kadar şaşırdın?"dedi.

Ferda"Sen onların sokak ortasında yaptığı kavgayı ve ayrılmayı görseydin sen de inan böyle şaşırdın"dedi.

 

"Ulan baygın halimle bile insanların arasını yapıyorum ayık olsam neler neler yaparım"dedim kendi kendime.

 

Derya"Ulan konu yine dağıldı bak sana iki hediyemiz var"dedi.

 

Bir elindeki tuzlu çekirdeği bana doğru uzattı.

Biliyorlar en sevdiğim atıştırmalığın bu olduğunu.

 

Bir elindeki davetiyeyi de bana uzattı.

"Lan bana bak Erenle senin davetiyen ise yemin ederim ki düğün konvoyunuzu polise mafya konvoyu diye şikayet ederim"dedim.

Güldü ve "Aç bak"dedi.

 

Açtım ve baktım.

SEMRA & İLKER

Bu mutlu günümüzde sizleri aramızda görmekten mutluluk duyarız.

 

Hemen kafamı kaldırıp kızlara baktım

"Lan bunlar en son nişan atma seviyesine gelip ben tanıştırdım diye bana beddua etmiyorlar mıydı?"dedi

 

Ferda"Öylelerdi hatta en son sen onları Emine ablanın altın gününde tanıştırdığın için Emine ablayla bile dargınlardı ama işte bugün de elimize davetiyeni tutuşturdular"dedi.

 

Arda abim"Kızım sen niye sürekli birilerinin yuvasını yapıyorsun?"diye sordu.

Gözümü kırptım ve "Yuva yapanın yuvası yapılır hesabı abicim bozma"dedim.

 

Annem"Neyse kızım iyileşince gidersin halayını çekersin sen şimdi dinlenmene bak"dedi.

 

Şuan her ne kadar o orospu çocuğunun bana yaptıklarını düşünmemeye çalışsam da aklıma geliyordu.

 

Poyraz abim yanında polis ile geldi.

Nerde kaldın be birader.

Polise her şeyi en başından anlattım.

O sırada bizim biyolojikler de duydu.

Polis tutanağı tuttu ve altına adımı soyadımı yazıp imza atmamı istedi.

 

"Ayça Kutlu" yazıp altına imzamı attım.

 

Poyraz abim"Anne Baba siz eve gidin ben yanında kalıcağım zaten"dedi.

 

Nihan hanım ve Sinan bey başta yok mok deseler de Poyraz abim sağolsun ikna etti.

 

Onlar gittikten sonra abim biyolojiklerden bana düşman kesilen 3'lüye döndü.

"Siz davet mi bekliyorsunuz?"dedi.

Aslan abim be.

Onlara ek Arda abimi de yolladı.

 

Onları da bir güzel postaladı.

Saide annem ise Poyraz abimin amacını anladı ve bizim kızları toplayıp kafeye indi.

Ha kızların arasında Aytaç da var.

Onu da itina ile ben postaladım.

 

Odada ben ,Hüseyin ve Poyraz abim kaldık.

 

Hüseyin geldi yanıma oturdu ve saçımı okşamaya başladı.

Soracaklardı.

Poyraz abim ayağımın yanına oturdu ve gözlerimin içine bakmaya başladı.

 

Kafamı istemsizce eğip"Anlatayım mı?"dedim.

Hüseyin eli ile yavaşça kafamı kaldırdı ve gözlerimin içine bakarak"Anlat Lilam anlat, senin hiçbir utanılacak şeyin yok ne yaptı ise o yaptı"dedi.

 

Ben de zaman geçsin diye komodinin üzerindeki şişe sulardan bir yudum alıp içtim.

En iyisi geçiştirmemek.

 

"Adnan piçi ve Zuhal orospusu sevgili iken Zuhal hamile kalmış, ben sandıkları çocukları düşürmek ve kürtaj için çok deneme yapmışlar ama becerememişler.

 

En sonunda ailesine söylemişler.Onlar da apar topar evlenmişler.

Planlarında önce beni düşürüp sonra boşanmak varmış ama ben yani karıştığım kız ölü doğmuş,bunlar da sezeryan doğum yaptığı için kızın ölü olup olmadığını bilmiyormuş.Beni bir yaşımı doldurmadan yetimhaneye bırakmışlar.

 

Tam bir yaşıma girdiğim gün de Saide annem ve Mehmet babam düzenli olarak hediye getirdikleri yetimhaneye ziyarete gelmişler.

O sırada daha sütten kesilmemiş ve Ayla ile aynı gün farklı yerlerde doğdumuzu öğrenince beni evlatlık almışlar.

 

7 yaşıma kadar her şey çok güzeldi onlarla görüşmemiştim ve evlatlık olduğumu bilmiyordum.

7 yaşında evlatlık olduğumu öğrendim ve Adnan benimle bir ayda 8 gün vakit geçirdi.

O sekiz günün 8'inde de beni dövdü ve taciz etti.

 

Sadece haftasonları beni alırdı.

Bir gün Hüseyin'in ısrarı sonucu söyledim.

Ondan sonra babamlar falan öğrendi.

Bir daha düne kadar görmemiştim.

Bu kadar bilgiyi de o beni döverken anlatmıştı"diyerek anlattım.

 

Geçmişe gittiğimden gözümden bir damla yaş düştü.

Poyraz abim bana sarıldı.

Sırtımı sıvazladı.

Onun da gözünden bir damla yaş sırtıma düştü.

 

O da çekilince Hüseyin beni koltuğunun altına çekti ve saçımı öptü.

 

Poyraz Abim"Ayça vücudun çoğu yerinde ezik var,sol elinin bileğin çatlak ona dikkat etmen gerekiyor.4 gün rapor yazdım."dedi. Ve ekledi"Peki eve dönecek misin?"dedi.

"İşte bunu ben de bilmiyorum"dedim

 

Hüseyin"Bizim evin anahtarı zaten sende var.

Kapı da sonuna kadar açık e annemgil de zaten sana gelsen de gitsen de darılmaz gücenmez.Yani senin kararına kalmış"dedi ve saçlarımı öptü.

 

Poyraz abim"Bana soracak olursan herkes ikinci bir şansı hak eder"dedi.

"Ben ne yapacağımı bilmiyorum"dedim.

 

Biraz düşündüm.

Yusuf, Rüzgar ve Serkan biraz pişman görünüyordu.

Nihan hanım ve Sinan Bey de aynıydı.

 

Belki de her şey daha iyi olabilirdi.

"Tamam geliceğim belki her şey daha iyi olur olmazsa zaten şurda 18 olmama 8 ay kaldı ondan sonra kendi başımın çaresine bakarım" dedim

 

Poyraz abim beni Hüseyin'den ayırdı ve "Yok öyle kendi başının çaresine bakmak,senin burda abilerin var"dedi ve kendine çekti.

 

Poyraz abim"Neyse ben çıkayım da Hüseyin yanlız kalın"dedi.

Daha sonra da bize dönüp"Abartmadan dinlenin"dedi.

 

Onlar gidince kendimi yatağa bıraktım.

Daha sonra üstümdeki hastane giyisisi ile rahat edemediğimi fark ettim.

 

Doğruldum, Hüseyin"Ayça ne oldu?"dedi.

"Üstümü değiştireceğim"dedim.

"Ayla'yı veya Anneni çağırabilirim istersen"dedi.

Gülümseyerek"Ölmedim ya canım kendim değiştirim"dedim ve kenarda duran çantayı aldım ve lavaboya girdim.

 

Belli etmiyordum ama bütün vücudumda sızı vardı.

 

Çantadan kıyafetleri çıkardım.

Şükür rahat şeyler koymuşlardı.

Hızlıca üstümü çıkarıp değiştirdim.

 

Odaya döndüğümde Hüseyin bana bilekliğimi taktı.

"Ne oldu o piçe?"dedim."Öldü mü?"diye sordum.

"Yok yaşıyor geberisice ama başka bir hastanede tedavi görüyor"dedi.

 

Hüseyin geldi,ona sarıldım.

Hayal meyal hatırlıyorum dediklerini.

Saçımı topuz yapmıştım.

Hüseyin saçımın toplamadığım yerlerini öperek "Çok şükür iyisin"dedi.

 

Ona sarılarak cevap verdim.

Vücudumda ve yüzümün büyük bir kısmı yanarcasına sızlıyordu.

 

Ona sarılarak gözlerimi kapattım.

"Dinlen güzelim dinlen ben yanındayım"dedi.

 

Ben de kendimi uykuya bıraktım.

Onun yanında güvende idim.

 

Arkadaşlar ben bu bölümü üç günde yazmıştım.

İstek sahneleri şuraya alayım?

 

İstek şarkıları da buraya alayım?

 

Loading...
0%