Yeni Üyelik
13.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Günde iki bölüm düzenine geçtik

Sonumuz hayrolsun.

Yıldıza basar mısın.

Ve satır arası yorumları bekliyorum.

 

Karşımda o piç kurusu vardı.Hayır,hayır,hayır birazdan uyanacağım,bu bir rüya.

Böyle rüya da olmaz kesin kabus bu.

Her kabusun bir uyanışı vardır.

Hayır bana dokunmaya çalışıyor. Biri''Ayça,Ayça''diye sesleniyor ama ses boğuktu.

 

''Hayır hayır dokunma bana''diye bağırınca kendi kendimi uyandırdım.

 

Çok şükür rüyaymış.Poyraz abimi gördüm.Bana bir bardak su doldurup uzattı ve ''İyi misin?''dedi.

Kafamı salladım.

 

''Ayça bak bu böyle olmaz,bir psikoloğa görünmeye ne dersin?'' dedi.Uzlaşmacı yaklaşıyordu.

''Gitmeyi düşünüyorum hatta gideceğim am önce fiziksel olarak biraz toparlanmayı düşünüyorum''

 

Hem tanıdık hem de işinde iyi olan Hüseyin'in ablası Asya Ablaya gitmeyi düşünüyordum.

''Aynen ben sana ek rapor da yazacağım zaten''

 

Yavru köpek bakışımı attım''Abi zaten iki haftam kaldı onu da uzatmaya gerek yok ki hem ben daha Maraş'a gidicem''

''Hiçbir şey sağlığından önemli değil Ayça''

 

''Abi tamam önemli değil de sen söyle,kavga ettiğim insanların arasında olmak mı ?yoksa beni görünce bile gözlerinin içi gülen insanların arasında olmak mı?''

 

Derin bir nefes aldı ve''2.şıkkı seçiyorum ama bir şartım var''

''Dinliyorum''

''İyileşene kadar seni eczaneye ben bırakıcam''

''Yolunu uzatma abi ben motorla gidip-''lafımı kesti.

''Ayça''

''Tamam abi tamam''

 

"Ben ilaçlarını vermeye gelmiştim"dedi.Benim ilaçlarımla bile o ilgileniyordu.

"Sağol abi"dedim

"Bu iki ilaç aç karnına"dedi ve uzattı.

Uzattığı ilaçları 5 dakika ara ile ard arda içtim.

"Bunlar da kahvaltıdan sonra"dedi ve "Yürü bakalım kahvaltıya"dedi.

 

İyi de benim ağzıma tek lokma koyasım yok ki.

"Abi valla hiç kahvaltı edesim yok"dedim.

"Yok öyle iş Ayça Hanım"dedi itiraz istemez bir tonda.

 

"Abi valla içim istemiyor"diye direttim.

Yesem de geri çıkaracaktım.

"Ayça işi inada bindirme gel iki lokma ye en azından ilaç bir işe yarasın"dedi .

 

"Abi seven her türlü gelir seviyorsa, ilaç da her türlü işe yarar ilaçsa" dedim.Sokrates gel de savunma gör aslanım.

 

"Ayça işi hatır gönüle bindirme hadi kalk"dedi.

"Bu ailede zaten beni seven az kişi varken birini de biri ile de kahvaltı için kavga edemeyeceğim"dedim ve kalktım.

 

O da "Aşağıda bekliyorum"dedi ve gitti.

O aşağı indikten sonra ben de elime ne geçtiyse üstüme giydim ve odayı toparlayıp aşağı indim.

 

Herkes yemeğe odaklanmıştı.Ben de sessizce yerime oturdum.

 

Güç bela yutkuna yutkuna bir iki lokma attım ağzıma.Ama tüylerim diken diken oldu.Bu benim vücudumun bir tepkimesiydi.

 

Yani diyor ki''Biraz daha istemeyerek yersen kusarsın''.

 

Tabakta duran son lokmayı da güç bela yuttum.Üstüne bir bardak su içtim.

Ama midemden yukarı birşeylerin geldiğini hissediyordum.Hızla yukarı koştum.

Hızla kendimi odamın banyosundaki tuvalete atıp içimde ne varsa çıkarmaya başladım.

 

Odanın kapısını kilitleyememiştim ama banyonunkini kilitlemiştim.

Odanın içinden biyolojiklerin''İyi misin?'' sorusu geliyordu.

 

Zevkten takside bile girebilirim.İyi misin diyorsunuz(!)

 

Midemde bir şey kalmayıp boşa öğürdüğümü fark edince kendimi sakinleştirip elimi yüzüme bol bol su çarptım.Aynadaki aksime baktığımda gördüğüm şey morarmış bir göz altı,yarılmış bir sol kaş ve daha önce darbe yemekten kanamış bir çene hattı..

 

Kapıyı açtığımda odada sadece Poyraz ve Arda abilerim ve de Aytaç'ı gördüm.

Arda Abim''Merak etme onları şutladık.''dedi.

''Sağol abi''dedim.

 

Aytaç''İyi misin ikiz?''diye sordu.

Gülümseyerek''İyiyim ikiz'' dedim.

 

Poyraz abim''Zorlamamlıydım seni yemek konusunda,özür dilerim"

Cevap olarak ona sarılıp''Seni seviyorum abi''dedim.

 

O da bana sarıldı.

O sırada ''Hüseyin💜''in aradığını gördüm.

Ayıp olmasın diye Poyraz abime baktım, o da ''aç hadi aç''dedi.

Açtığımda keskin bir rüzgar sesi kulaklarıma doldu.

 

''Efendim Hüseyin''

''Lilam ben o evin civarlına bir hastanın kütüğüne bakmaya geldim gelmişken in on dakika seni göreyim''dedi.

''Geleyim nerdesin sen?''dedim

''Şimmdi sokağa girdim''

''Tammam geliyorum hemen''dedim ve kapattım.Motor sürüyordu sonuçta.

Arda abimin''Noluyor kız yüzünde güller açtı bir anda''diyene kadar sırıttığımın farkında değildim.

 

Poyraz abim''Ne diyormuş sevgilin''dedi

''Abi bir hastanın kütüğü başka yerde ama sanırım bizim mahalledeki sağlıkocağına ve eczaneye gelmiş sanırım ona bakmaya gelmiş.Bu gibi durumlara biz stajyerler bakıyor''dedim.

 

İstanbul'u çok gezmemin bir ton nedeninden sadece biri..

 

Aytaç elllerini açıp''Allah'ım kalbimdeki kişi ile böyle bir ilişki nasip et yarabbim''dedi.

Arda Abim''Kalbindeki kişi kimmiş Aytaç?''dedi

Bana göz kırpıp ''Ayça anladı''dedi

Salağa yatıp''Yoo anlamdım'' derken

 

Poyraz abim''Ben eniştenin yaptığı jestteyim,bak sen bizim Hüseyin beye''dedi.

Telefonumu cebime koyup aşağı giderken ''Ben on beş dakika görünür gelirim''dedim.

 

Arda Abim''Biz de geliyoruz''dedi.

''Gel abi gel''dedim ve aşağı indim.

 

Aşağıda Yusuf,Rüzgar,Serkan,Nihan Hanım ve Sinan Bey telefonla oynuyordu.

 

Rahmetlik babam geldi aklıma,yanında telefonla oynamımızı mümkün mertebe istemezdi, ha birlikte reels/tiktok izlediğimiz zamanlar da oldu ama bizdeki amaç anı biriktirmekti.

 

Dolan gözümü sildim ve dışarı çıktım.Bu ara sanırım aldığım ilaç ve serumlardan dolayı ya sürekli uykum vardı ya da duygusaldım.

Bahçe kapısından çıktığımda kapının önünde Hüseyin'i gördüm.

 

Yanına gittim.Bana sarıldı sımsıkı ama bir o kadar da incitmekten korkarcasına narince.O saçlarımı öperken ben de onun çene hattına masum bir öpücük kondurdum.

 

O sırada Poyraz abim''Hop hop aile var burada''dedi.

O konuşurken Arda abim de aramıza girip bizi ayırmış ve''Ne lan sizin yakınlık dereceniz?''dedi.

 

Aytaç ise bu duruma sadece gülüyordu.

Biz halimize gülerken bahçe kapısından Nihan Hanım ve Sinan Bey çıktı.

Bize süzercesine bakıyorlardı.

 

Nihan Hanım''Resmi olarak tanışmamıştık oğlum,ben Ayça'nın biyolojik annesiyim''Dedi

Sinan bey''Ben de biyolojik babasıyım''dedi

Hüsom da''Formaliteden ben de tanıtayım kendimi bari,ben de Ayça'nın sevgilisi Hüseyin''dedi.

 

Onlar gelen bir araca Serkan ve Rüzgar ile binerken Arda abim de gelip alnımdan öptü ve ''Bir şey olursa ararsınız''dedi.O da araca binince gittiler.

Hüseyin''Lilam kendine dikkat et,bol bol dinlen,benim de gitmem gerekiyor birazdan Hakan abi arar 'nerde kaldın?'diye''dedi.

''Hadi git sen birşey olursa ararsın''dedim.O da yaklaşıp yüzümdeki yaralardan nazikçe öptü.

 

Bölen şey Poyraz abimin öksürüğü idi.

Hüseyin''O zaman ben gidiyorum görüşürüz''dedi ve kaskını takıp gitti.

Aytaç''Sevdim lan ben enişteyi''dedi.

Ben de dalgaya vurarak "Tabi lan ben seçtim,sevdim"dedim

 

Poyraz abim"İyi iyi saygılı bir çocuk al sen bunu"dedi.

"Allah razı olsun abi istersen paket servis yap yolla beni"dedim.

 

Güle oynaya içeri girdik.

Yusuf hâlâ telefonla oynuyordu.

Ben de açlığımı hissedip mutfağa girdim.

Fatma abla bir tarife bakıyordu,peynirli poğaça tarifi, kendi kendine "Acaba şimdi başlasam evin işleri ile bitirebilir miyim?"dedi.

Why not?

 

"Bitirirsin ablam sen etrafı toparlarsın hatta ve hatta benim odama girmene bile gerek yok ben toparladım.Sen evi çevir ben de bugün raporluyum.Canım sıkılmaz bir uğraş olur''dedim

 

Başta sessiz geldiğim için korktu.

''Olur mu kızım,canın çektiyse yaparım ben sana''dedi.

Peynirli poğaçayı çok severim.

''Olur mu kızım ben yaparım'' dedi

''Yok abla diyom ya canım sıkılıyor,sen malzemeleri ver yeter''dedim

 

Başta yok mok dese de sonunda malzemeleri verip evi toparlamaya gitti.

Ben de yukardan kulaklığımı alıp geldim.

Telefonumdan ''Karşıyım''açtım ve koluma dikkat ederek yapmaya başladım.

Evet Sezen Aksu'yu ve şarkılarını seviyorum.

 

Bana sakın anlatmayın inanmıyorum

Bu ezbere bu demode cümlelere

Beni ikna edemiyor hiçbir cevap

Hiç aldırmıyorum bu gülmelere

 

Karşıyım her şeye karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

Karşıyım alayına karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

 

Hadi versinler hadi cezamı razıyım

Hür doğdum hür öleceğim

Ya efendisi olacağım kendi hayatımın

Ya bu yerden gideceğim

 

Karşıyım her şeye karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

Karşıyım alayına karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

 

Atın ölümü arpadan hadi gelin arkadan

Yarı yolda bırakan taş olsun

Aşk yoksa eğer imzan batsın

Karılar kocalar boş olsun

 

Gelemem dolduruşa hepi topu üç kuruşa

Tav olan olana bir daha kül yutmam

Dünya halini de anlar bi üzülürüm ama

Vallahi billahi kin tutmam

 

Karşıyım her şeye karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

Karşıyım alayına karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

 

Hadi versinler hadi cezamı razıyım

Hür doğdum hür öleceğim

Ya efendisi olacağım kendi hayatımın

Ya bu yerden gideceğim

 

Karşıyım her şeye karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

Karşıyım alayına karşıyım var mı?

Rabbim adaletin bu kadar mı?

 

Atın ölümü arpadan hadi gelin arkadan

Yarı yolda bırakan taş olsun

Aşk yoksa eğer imzan batsın

Karılar kocalar boş olsun

🍁

 

Fırından gelen 'dıt' sesi ile şarkının etkisinden çıktım.Fırını duyabilmek için sesini azaltmıştım.

Elime dikkat ederek tepsileri çıkardım.3 tepsi yapmıştım.Fırında tek seferde pişirmişti sağolsun.Onlar pişerken de ben de dağıttığım mutfağı toplamıştım.

 

O sırada içeri Yusuf''Off Allah'ına kurban olurum Fatma abla,sen onca işinin içinde bir de bize peynirli poğaça mı yaptın?''diyerek girdi.K9 amına.

Beni görünce bir an şaşırdı.

Bozmadan ''Çok seviyorsun galiba,pişti gel ye''dedim

Her ne kadar bana karşı önyargılı davransa da...

 

Tepsiden bir tane almaya çalıştı ama eli yandı.

Bir tanesini peçete yardımı ile alıp ona verdim.

Ben malım galiba.

Olsun o da insan.

''Teşekkür ederim''dedi.

 

Onu duymazdan gelip tepsideki poğaçaları alıp bir kaba koydum.

Tepsileri de sıcak suya ısladım ki yağı çabuk çözülsün.

 

O sırada Poyraz abim "Nerde bu kız ya? Ayça mutfakta mısın?"diyerek mutfağa geldi.

"Burdayım abi"dedim.

Poğaçaları gördü ve "Ayça senin dinlenmen gerekiyor ama"dedi.

"Aman be abi kafam dağılsın diye yaptım"dedim.

 

İçeri Aytaç da girince tamamlandık.

Masterchef Murat edası ile"Onun kokusu buraya gelir de ben yemezsem,ya bir yerlerim şişerse"diye girdi.

 

Sonra gözlerini bana dikti ve "Canım ikizim?"dedi.

"Efendim"dedim

"Ben doğru mu görüyorum?"

"Hangi konuda?"Soru cevaptan soru soruya geçtik.

"Sen peynirli poğaça mı yaptın"

"Evet"dememle bana sarılıp beni öpmesi öperken de yere düşürmesi bir oldu.

Canım yandı ama sadece çok ufak bir inilti çıktı ağzımdan.

 

Tepki olarak telefonu elinden alınan dayı gibi"Noluyor lan ha?"dedim.

Poyraz abim"Bu ailedeki herkes peynirli poğaçayı çok sever"dedi.

Bizi kaldırırken de"Öpmek yerine yere düşürdü mal"dedi.

 

Beni sandayeye oturttu ve "İyi misin"diye sordu.

"İyiyim abi alt tarafı yere düştük"dedim.

Aytaç"Özür dilerim ikiz valla bir an düşünemedim canının yanacağını"dedi.

"Aytaç bana bir iyilik yapmak istiyorsan lütfen özür dileme,alt tarafı yere düştük,bunda özür dilenecek bir şey yok"dedim.

 

O da gelip benim yanağımdan öptü.

Bir an irkilsem de ben de onu öptüm.

Salona geçtik tabi elimize birer poğaça alarak.

Salona gittiğimizde Poyraz Abim"Bir şeyler mi izlesek" dedi

Aytaç" Olur"dedi

"İyi olur" dedim

Yusuf "Ne izleyelim?"dedi

 

Aytaç "Benim izlemek istediğim bir Kemal Sunal filmi vardı ama unuttum adını"dedi

Poyraz abim"İyi halt yedin"dedi

Kemal Sunal'ın her flimini izlediğim için "Konusu ne belki izlemişimdir"dedim .

Aytaç "Tatile girmeden önce son edebiyat dersinde ben uyurken Hoca anlatmıştı. Maalesef ki tekrar hatırladığım şey oğlu Ali Sunal ile oynadığı oynadığı bir film olduğu" dedi

"Haa Propaganda filminden bahsediyorsun,Kemal Sunal zaten bir flimde oğlu ile oynayabilmişti"dedim.

 

Poyraz abim"Ne oluyordu o filmde tam hatırlamıyorum"dedi

"Daha önceden büyüyüp yaşadığı köye yıllar sonra sınır görevlisi olarak geliyordu"dedim Elimden geldiğince spoi vermeden anlatmaya çalışarak.

Yusuf"Fragmanını izlemiştim filmini izleyelim bence"dedi.

 

Allah Allah bana laf sokmaya çalışmıyor?

Poyraz abim"Ha hatırladım o filmi lise yıllarında bir kere izlemiştim o flimi izleyelim o zaman" dedi ve televizyonu açtı.

Ondan sonra Poyraz abi ve Yusuf kanepeleri ortaya çekiyordu.

 

"Ne yapıyorsun abi?"dedim

O da "Bir flim ritüeli bu kanepeler ortada birleşecek"dedi.

Onlar kanepeleri açtıktan sonra atıştırmalık almak için mutfağa gittiler.

Ben de Yusuf'la çarşaf seriyordum.İyi iyi en azından çarşaf sermeyi biliyor.

 

Kanepe hazır olunca Poyraz abimler mutfaktan geldi.

Hep beraber koltuğa oturduk.

Ben en köşedeydim yanımda Yusuf, onun yanına Poyraz abim, onun yanında ikizim vardı.

İkizim ile köşeleri kapmıştık.

Filmi açtık ve izlemeye başladık.

 

🍁

 

Film bitmişti onu sesten anlayabiliyordum.

Sesten anlıyorum çünkü acayip uykum gelmişti.Aldığım ilaçlar uykumu getiriyordu. Sabah aldım ilaçları kussam da peynirli poğaçadan sonra içmiştim ilaçları .

 

Yusuf filmi izlerken kafasını omzuma koymuştu.Ben de sanırım uyku haliyle onun kafasının üstüne kafam koymuştum.

Başımın altına kafan geri çekildiğini hissettim.

 

Yusuf'un"E bu uyumuş"dediğini duydum

Poyraz abimin ise "Aytaç da uyudu uyuyacak, Aytaç kalk yerine yat burada rahat edemezsin" dediğini işittim.

 

Yanındaki bedenin geri çekildiğini ve birinin daha doğrusu iki kişinin kalkması sesini duydum.

Onlar kalkınca Bana sarılan birini hissettim. Aytaç'tı bu.

Dışarıdan gelen sesleri umursamadan kendimi uykuya bıraktım.

 

🍁

 

Gözlerimi açınca kendimi başka bir odada Aytaç'ın yanında uyuduğumu gördüm.

Bir an nerede olduğumu sorgulasam da sonra aşağıda uyudumuzu hatırladım.

Telefonum ortada görünmüyordu.

Camı açtığım.Büyük ihtimalle gece yarısıydı.

O sırada Aytaç da derin bir nefes alarak uyandı.

 

Dalgaya vurup"Bana da oksijen bıraksaydın keşke" dedim.

O ise bana ve odaya bakıp "Sen benim mahremime ben nasıl girersin kadın" dedi.

Bu çocuk niye tiktok sesleri ile konuşuyor?

Daha sonra o da kalktı ve benim gibi bir etrafı sorguladı.

 

"E biz en son aşağıda film izlerken uyumuştuk"dedi.

"Yukarıya getirdiler büyük ihtimalle"derken kalkıp ışığı açmış ve telefonuma bakınıyordum.

"Ne arıyon?"dedi.

"Telefonumu,ortalıkta yok bizimkiler merak etmiştir"dedim yatağa geri otururken.

"Aşağıdadır büyük ihtimalle benimki de gözükmüyor ortalıkta"dedi.

"Gel gidelim bakalım aşağıya"dedi ve beni de yataktan kaldırdı.

 

Aşağı gece gece gece ses olmasın diye merdivenlerden yavaş yavaş inerek ulaştık.

Aytaç "Kahretsin ortalığı toplamışlar kim bilir nereye koydular telefonları"dedi.

"Işıkları açayım mı?"diye sordum.

"Açmasak daha iyi olur gibi çünkü bazen burdaki ışık müştemilata yansıyor"dedi.

"Açma desen yeterdi Aytaç"dedim.

Bu sırada da dışardan gelen yarım yamalak ışık ile önümüzü görmeye çalışıyoruz.

"Dur şurda fener olması lazım"dedi ve bir çekmece açıp feneri aldı.

 

Ben de sehpanın üzerinde duran yarısı dolu şişeyi alıp feneri açtım ve şişenin üzerine koydum.

"Onu niye öyle yaptın şimdi?"dedi.

"Fenerin ışığı fazla yayılsın da hırsız sanmasınlar diye"dedim.

O sırada bir ses duyduk.

 

"Kim var lan orda?"

Serkan'ın sesi ve ardından açılan ışık.

O sırada yarım saattir aradığımız telefonların az evvel su şişesini aldığım sehpanın üzerinde olduğunu gördüm.

Fırsattan istifade ikisini de aldım.

 

Aytaç "Telefonları almaya gelmiştik abi"dedi.

Serkan"Bu saate?"dedi.

"Saat kaç ki ?"diyerek konuya dahil oldum.

Serkan"02.30"dedi.

Aytaç"Abi biz uyuyakalmışız da o yüzden bu saate uyandık"dedi.

Serkan "Biliyorum"dedi.

"Eee sorun ne?"dedim.

"Fazla gürültü etmeden yatın"dedi ve gitti.

 

Neye geldin neye gidiyorsun.

İç sesim''Eşek geldin eşek gidecen beni ne zaman sevecen"derken onu Osmanlı tokadı ile susturdum.

 

Aytuaç"İkiz sende açıktın mı?"dedi.

"Midemde şuan Ankara Savaşı var"dedim.

Bunun üzerine gülerek mutfağa geçtik.

Buzdolabını açtığımızda ortadan ikiye ayrılmış bir karpuz bize bakıyordu.

"Karpuz yer misin?"diye sordum.

"Yerim de sen kesebilir misin?"dedi

"Ayıp ediyorsun"diyip karpuzu tek elimle tezgah çıkardım.

Ben bıçağı alıp kendimi kesmemeye dikkat ederek bir dilim kestim.

 

O da bana iki tabak verdi ve buzdolabına geri döndü.

"Karpuzun yanına süt içsek zehirlenir miyiz?"dedi.

"Sanmıyorum hatta gayet güzel gidiyor"dedim

"Dolduruyorum o zaman iki bardak"dedi.

"Doldur"dedim.

Ben iki orta boy kaseye karpuzu dilimledim.

Kabukları çöp kutusuna sığsın diye doğradım ve attım.

 

O da kaseleri aldı ve ben de bardakları ve süt şişesini alıp peşi sıra ilerledim.

Onun odasına ilerledik.

İçeri girdiğimizde elimizdekileri komodine bıraktık.

Aytaç bana döndü ve"İyiki aramıza gelmişsin tekrar ve yeniden"dedi ve sarıldı.

Ben de ona sarıldım.

Sarılma işlemi bitince "Ne izliyoruz?" dedi

 

"Propagandayı ben seçtim bunu a sen seç"dedim.

"Ben bu ara Muhteşem Yüzyıl Kösem'e taktım kafayı onu mu izlesek, sever misin?"dedi.

Allah'ım bu çocuk gerçekten ikizim.

"Severim tabi "dedim

O bilgisayarı açarken ben de telefonuma baktım.

 

Hüseyin 💜 'den mesajlar;

Nasıl gidiyor Lilam 13.15

Hooo müsait değilsin herhalde 13.25

Ayçam iyi misin? 13.25

 

En son mesajına cevap vermediğimde kaçırılma olayı olduğu için endişelenmişti.

 

Ayça arıyorum aç

📞 Hüseyin 💜'den cevapsız sesli arama

📞 Hüseyin 💜 'den cevapsız görüntülü arama

📞 Hüseyin 💜 'den cevapsız normal arama

Ayça oraya geliyorum

 

O sırada mesajlar bir duruluyor.

 

Ayçam benim ben de korktum bir şey oldu diye Poyraz abin Arda'dan numaramı almış herhalde yazdı o bana

İyi uykular güzel Lilam

Rüyanda beni gör

 

Son attığı mesajlara tebessüm ettim.Uyuduğunu bile bile yazdım

 

Ben:Film açmıştık onu izlerken uyuya kalmışım

Ben:Özür dilerim Hüsom korkuttuysam

Ben:Sen şimdi uyuyorsun iyi uykular seviyorum seni💜

 

Yazdım ve çıktım uygulamadan.

Aytaç"Hangi sahneyi açayım?"dedi.

 

"Farketmez hepsini izledim"dedim.

Kısık bir gülme duydum.

O da Anastasia'nın yani Kösem'in zindana atıldığı bölümü açtı.

Birlikte karpuz yedik ve süt içtik sanırım sütü abarttık çünkü şişe bitti.

Bölüm bitince Aytaç "Bugünlük tamam mı yoksa devam mı?"dedi.

"Devam "dedim ve sabaha kadar sırayla bölümleri izledik.

 

2700 kelime.

 

Nasıl bir bölümdü?

 

Ayça'nın rüyaları?

 

 

 

Loading...
0%