Yeni Üyelik
19.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Arkadaşlar napıyorsunuz nasılsınız?

İyisinizdir inşallah.

Geçelim bölümümüzeeee.

Düzenleme:Yeni bölüm değil bir yazım hatasını düzelttim

 

Sabah herkes benim alarmım ile uyanmak zorunda kaldı.

"Ve le günaydın günaydın günaydın günaydın günaydın gününüz aydın agagah biüü" alarmım ile.

 

Biliyorum bu sesin modası geçti ama adamın konuşması beni güne gülerek uyandırıyor.

 

Poyraz abim"Bu kimin alarmı amına koyim?"dedi.

"Hop hop yavaş koy da belin ağrımasın aslan parçası"dedim.

Poyraz abim beni kendi göğsüne çekip"Yok birtanem ,Aytaç da bir ara alarmını böyle yapmıştı da ondan sordum"dedi.

 

Ona sarıldım.

Daha sonra da kalkıp Arda Abime sarıldım.

Yüzü biraz terleşmişti.

Elimle sildim ve yanağına bir öpücük kondurdum.

 

O da bana sarıldı.

"Hadi uyan abi sabah oldu"dedim.

O da "Güzellik bir beş dakika daha versen olmaz mı?"dedi.

"Olmaz abi kalk hadi bak terlemişsin"dedim ve bir kere daha öptüm.

O da bana sarıldıp "Tamam kalkacağım "dedi.

 

Ondan da ayrılıp Aytaç'ın yanına döndüm.

Lan biz gece iki kişilik yatağa nasıl dört gerizekalı sığdık?

Aytaç'ı da sarsarak uyandırmaya karar verdim.

Elimi omuzuna koydum ve bir ileri iki geri var gücümle salladım.

"Uyan ulan"dedim gülerek.

 

O da uyanıp beni üstünden attı ve "Ne oluyordu ebesini gondiklediklerim savaş mı var?" dedi.

 

Ben buna gülmekten yarıldım.

Bir süre sonra kendime geldim ve "Hadi kalkın"dedim.

Aytaç"Ben ne yapacağım tüm gün evde ne bulursam izliyorum izliyecekte bir sey kalmadı"dedi.

Poyraz abim"Kemal Sunal izle"dedi.

"Konularını biri anlatmalı ama spoi vermeden"dedi.

 

"Ben molamda sana atarım bir şeyler ama şimdi hazırlanmam gerekiyor"dedim ve odama gittim.

 

Üzerimi ayarladım,çantaya malzemeleri attım,staj defterini koydum.

Hızlı bir duşa girdim.

Çıkınca saçımı kuruttum.

Hızla aşağı inip kahvaltıya yetiştim.

 

Poyraz abimle bir şeyler atıştırdıktan sonra kalktık.

Ve ben ayaklarım kaça kaça sayım gününün olduğunu bile bile geldim.

 

Her şeyi geçtim Efsun ablaya yazık kız daha dün geldi.

 

Aslında bizim de kalfalık belgemiz vardı ama Gülfem ablanın gözünde çocuktuk.

                                                    

🍁

 

Saat şuan 16.30.

Biz ne öğle molası,ne çay molası vermeden sayım yapmıştık.

Ve hâlâ da yapıyorduk.

Allah'tan çoğu gitti azı kaldı.

Üstüne bir de birim bizim ziyaret etmişti

Birim: Bizim staj yerimizde olup olmadığımızı denetleyen birim

 

Gülfem abla "Al kız şu gripinleri de şu kaba koy"dedi ve bir elinde fanus bir elinde Gripin kutusu bana uzattı.

 

Elinden aldım ama dengesini kaybetti.

Yere düşecek iken kolundan tutup"Abla iyi misin?"dedim.

 

Ayla ve Efsun abla da yanımıza geldi.

Onu koltuğa oturttuk.

Ayla su getirmeye giderken o da"İyiyim iyiyim sadece bir an gözümün önü karardı"dedi.

 

Ayla su getirdi.

İçti,bende o sırada elimi alnına koydum.

"Abla sen cayır cayır yanıyorsun" dedim.

"Yok be güzelim sana öyle gelmiştir" dedi.

 

Kenardaki termometrelerden birini açıp ateşine baktım 39 gösteriyordu.

"Abla ateşin 39 gösteriyor"dedim.

Ayla"Abla annene babana ablana falan haber verelim"dedi ve Gülfem ablanın telefonunu aldı.

 

Gülfem abla Ayla 'nın elinden telefonu aldı ve

"Onlar ta şehrin öteki ucuna gittiler ben tek giderim"dedi ve ayağa kalktı.

Ayla"Abla biz de gelelim"dedi.

"Aynen abla tek başına gitmek ne demek"dedim.

 

Gülfem abla Efsun Ablaya dönüp"Her ne kadar dün gelsen de bunların üstü sensin hiç kimse eczaneden çıkmıyor, buraları toparlayın ben de bir yarım saat bir saate gelirim"dedi ve çıktı.

 

Efsun Abla"Kızlar ne yapacagız yolda düşüp bayılmasın"dedi.

Sağolsun egosu yok.

 

"Ben biliyorum ne yapacağımı"dedim ve telefonumu elime aldım.

Ayla"Hakan abi mi ?"dedi.

"Aynen öyle"dedim ve Hakan abiyi aradım.

 

Sağolsun 8'inci çalışta açtı.

''Efendim Ayça''dedi

''Abi senden bir şey istersem''dedim

''Neoldu?''dedi

 

''Abi şimdi sana bunu söylemem ne kadar doğru bil-''derken lafım kesildi.

''Tamam anladım kimseye çaktırmadan yaparım,gerçi daha ne yapacağımı bilmiyorum ama olsun''dedi.

 

''Abi senin acil burdaki büyük hastaneye gelip Gülfem ablaya bakman lazım''dedim

Telaşlı bir sesle''Neoldu Gülfem'e?'' dedi.

 

Hakan abi de Gülfem Abla da hâlâ birbirlerini seviyorlardı ama ayrılmalarındaki asıl mevzu çevresinde onları çekemeyenlerin iftiralarına inanmaları...

 

''Abi bir an gözü karardı ateşi de 39 çıktı.Bizi istemedi annesiyle ablasına falan da haber verdirmedi.Tek başına gitti.Abi git gözünü seveyim neolur yolda yolakta bayılmasın''dedim.

Hakan Abi''Tamam tamam Ayça sağol haber verdiğin için ben çaktırmadan gider bakarım''dedi ve yüzüme kapattı.

 

Şerroya bak iyilik yaptık yüzümüze kapattı. Telefonu kulağımdan indirir indirmez Efsun Abla''Kızmasın size haber verdin diye''dedi.

Ayla''Boşver Abla Gülfem abla yağmasa da gürler''dedi ve işinin başına döndü.

 

O sırada telefonum çaldı.Arayan Aytaç'tı.Lan ben buna flim önermeyi unuttum.

Açmadan önce Efsun Abla'ya dönüp''Abla benim bir telefon görüşmesi yapmam lazım''dedim ve izin istedim.

 

Her ne kadar dün gelse de o 22 yaşında ve Gülfem ablaya göre bizim üstümüzdü.Yasal olarak eşdeğerdik çünkü o da kalfa idi ben de.Aramızdaki yaş farkı ise ben sağlık meslekte okuyordum o da ya fen ya da anadolu lisesi okumuştu.

 

Telefonu açtığımda Aytaç''Müsait misin?''diye sordu.

''He he müsaitim ama kısa kesmem gerekiyor''dedim.

''Tamam söyle flimin adını''dedi.

 

Kısa bir düşünmeden sonra''Şendul Şaban''dedim.

''Konusu ney?''dedi.

''İşsiz kalan bir adamın karısının iş bulması ve karısının evine az zaman ayırması sonucu yaşananlar'' dedim.Spoi vermemeye çalışarak.

''Tammam izliyorum''dedi.

 

''Akşama soru soracabilirim belki ona göre dikkatli izle''dedim espirisine.

O da güldü ve ''Tamamdır eczacıbaşım'' dedi.

Buna da beraber güldükten sonra kapatıp tabiri caizse savaş alanı gibi olan eczaneye geri döndüm ve bir uçtan toparlamaya başladım.

 

🍁

 

Çok şükür işlerin bitişini mesai saatinin bitişine denk getirebilmiştik.

Asya abla ile mesajlaşmıştım işten sonra yanına uğrayacaktım.

Gülfem abla da iyi imiş,az bir şey sövdü bana Hakan abiye haber ettiğimi anladı ama bir şey olamaz.

 

Arka taraftan çantamı alıp bir sokak aşağıda beni bekleyen abimin arabasına doğru gittim.

 

Abimi kafasını direksiyona yaslamış dinlenirken gördüm.

Yoruluyordu besbelli.

Yanağına bir öpücük kondurdum.

"Abi şimdi direkt eve geçmiyorum" dedim.

O kafasını kaldırıp"Nereye?"dedi.

"Psikologa gidicem sen de eve gideceksin"dedim.

 

"Ben de gelicem"dedi.

"Abi hani hasta mahremi, özel, psikolog hasta arası falan?"deyince de "Kapıda beklerim"dedi.

 

"Tamam abi gel ben sana yolu tarif ederim"dedim.

 

Araba ile Asya ablanın ofisine daha doğrusu minnoş evinin önüne geldik.

Abime dönüp "İstersen burda bekle istersen yukarı çıkalım"dedim.

Abim"Gelirim ben yukarı"dedi.

 

Apartmana girip merdivenlerden çıkmaya başladık.

Ama hesaba katmadığımız şey binanın altı katlı olması, asansör bulunmaması ve Asya ablanın ofisinin en üst katta olması idi.

 

Çok şükür vardık.

Ama ikimiz de nefes nefese idik.

Kapıyı çaldığımda Asya abla meşhur dağınık topuzu ile bizi karşıladı.

Ama ciddi dağınık topuz.

 

İkimize de masanın üstündeki sürahiden birer bardak su doldurdu.

Asya abla girişe bir masa koyardı.

Gelenin yorgun geleceğini bildiği için de üstüne soğuk su koyardı.

 

Asya Ablaya dönüp"Ablacım tanıştırayım biyolojik abim Poyraz abim, abicim tanıştırayım daimi müşterisi olduğum psikolog Asya Abla"diyerek tanımalarına vesile oldum.

 

Onların el sıkışması bitince Asya Abla"Poyraz bey siz isterseniz burda oturun biz içerde konuşalım"dedi.

 

Abime baktığımda memnuniyetle kafa salladığını gördüm.

Gözlerine baktığımda ise parıldama gördüm.

Bana yorgun gözle ona parlayan gözle ha?

 

Asya ablam da pek farklı değildi.

Noluyok amına koyim.

Aslında buraya gelirken de acaba olsalar nasıl olur diye düşünmedim değil.

 

En son sahte bir öksürük ile ortamı kendine getireyim derken tükürüğüm boğazıma kaçtı ve gerçekten öksürmeye başladım.

En sonunda su içip kendime geldim.

Olum siz aşk yaşıyacaksınız diye ben niye ölüyorum lan?

 

En sonunda ablam şükür"Hadi biz içeri geçelim o zaman"dedi ve önden beni sürükleye sürükleye turuncu odasına soktu.

 

Kırmızı oda yan çar turuncu oda djxnnxnx.

 

Ablama oturup başımdan geçenleri,o dönem ne hissettiğimi, evi terk edişimi, kaçırılma olayımı,o olayda başıma gelenleri,sonrasında duygularımı, onların bana karşı olan davranışlarının değişimini hepsini anlattım.

 

Sanırım 1 saat kadar ben anlattım arada da o lafa girip yorum yaptı tavsiye bitti.

Bazen duygulandım ağladım.

En sonunda laf bitinceye seans bitti.

 

Ablam"Sen en doğrusunu yapmışsın herkes ikinci bir şansı hak eder ama o şansı iyi kullanacak kişi hak eder.Onlar da seni üzmez umarım.Ne diyeyim içinden geldiği gibi yaşa"dedi.

 

Odadan çıktık.Poyraz abim kafasını geriye atmış gözlerini kapatmış dinleniyordu.

Adım seslerimizi duyunca kendine geldi.

 

Ablam ve abim vedalaştıktan sonra biz arabaya indik.

Abim arabayı bile süremeyecek gibi görünüyordu.

 

Lan az evvel gözün parlıyordu şerro.

Ama yorgun olduğu göz altından da belli oluyordu.

"Abi iyi misin"diye sordum.

"İyiyim güzelim sadece bugün diğer günlere göre daha çok yoruldum"dedi.

"Abi istersen arabayı bu halde kullanma ne olur ne olmaz kaza var bela var"dedim.

 

"Kim kullanacak peki ?"dedi.

"İn gösteriyim"dedim.

 

Lan ciddi ciddi indi ya.

Ben de şoför koltuğunu oturdum.

O da yan koltuğa oturunca olayı kavradı.

Yorgunluk zeka geriliği yaptı herhalde.Dnnxnddndj

 

"Olmaz Ayça daha yaşın kaç başın kaç"dedi.

Emin vericek bir şekilde gözlerine bakıp "En ufak hatamda kendim kenara çekip inicem abi"dedim.

O da ikna olmuş bir şekilde"Peki biliyor musun sürmeyi"dedi.

"Biliyorum abi"dedim.

 

Geçtiğimiz senelerde dedemin arabasını, traktörünü kaçıra kaçıra öğrenmiştim.

 

Ya Allah ya bismillah diyerek kemeri takıp aracı çalıştırdım.

 

🍁

 

Çok şükür kazasız belasız eve gelmiştik.

Ve de polise çevirmeye yakalanmadan.

Arabayı da kusursuz bir şekilde park ettim.

El frenini de çekince tamamdım.

 

Poyraz abim"Beklediğimden daha iyi sürüyormuşsun"dedi.

"Teveccühünüz efendim"dedim ve indim.

 

Beraber eve girip elimizi yüzümüzü yıkayıp sofraya geçtik.

Arda Abim"Nasıl geçti sayım?"dedi.

"Tek kelime ile yorucu"dedim.

Serkan"İnan ki bizim şirketin stajından daha yorucu olamaz"dedi.

"Her iş çalışana yorucudur" diye kestirip attım.

 

Yemek boyunca hep iş yerinde yaptıklarının yoruculuğundan bahsedip durdular.

Çok şükür yemek bitince odama kendimi tabiri caizse fırlattım.

 

Biraz kendime gelme süresi tanıdım bedenime.

Odada dikkatimi çeken bir buket lila lale idi.

Kartında "Müslüm Baba -Affet" yazıyordu.

Şarkıyı telefondan açıp dinlemeye başladım.

Kim olduğu hakkında bir tahminim vardı.

 

O sürede de kapı çaldı.

Lan ben sakinlik severdim.

Gelen Yusuf'tu.

Kafamda niye "Seni gidi topal,seni hain topal" çalıyor.

 

Değnekleri ile odaya girip "Biraz konuşabilir miyiz?"dedi.

"Olur konuşalım"dedim ve yatakta oturur pozisyona geldim.

Şarkıyı duraklattım.

 

O da karşımdaki sandalyeye oturdu.

"Buyur dinliyorum bak işten geldikten sonra ben antenleri kapatırım kısa süreliğine açık daha sonra hat kesilebilir haberin olsun"diyerek yorgunluğumu da vurguladım.

 

Pişman bir sesle"Ayça abla ben özür dilerim yapmam gerekiyordu, yersiz bir kıskançlıktı benimkisi yaptığından çok pişmanım şimdi hemen değil ama belki ilerde bana ablalık yapmayı kabul eder misin?"dedi.

Durgun bir sesle"İlerde ederim"dedim.

"Abla"diyordu bana.

 

Dokunsan ağlayacak gibi duruyordu.

Bir zamanlar onlar da bana karşı öyle idi.

"Teşekkürler"dedi ve değnekleri ile odadan çıktı.

 

Ne yaşadım lan ben az önce?

Yusuf bile pişman.

Sanırım bana acımışlardı.

 

Affet şarkısını başa sardım ve dondurma örgüme devam etmeye başladım.

 

Eğer seni kırdıysam

Darıl bana

Ama bir gün beni ararsan

Bak ruhuna

 

Birden gecem tutarsa

Güneşi çevir bana

Sevgilim bağışla

Biraz zor olsa da

 

Affet beni akşamüstü

Gölgem uzarken

Öğleden sonra affet

Ne zaman istersen

 

Affet beni gece vakti

Ay doğmuş süzülürken

Sabaha kalmadan affet

Tam ayrılık derken

 

Çünkü sen çölüme yağmur oldun

Sen geceme gündüz oldun

Sen canıma yoldaş oldun

Sen kışıma yorgan oldun

 

Eğer seni kırdıysam

Darıl bana

Ama bir gün beni ararsan

Bak ruhuna

 

Birden gecem tutarsa

Güneşi çevir bana

Sevgilim bağışla

Biraz zor olsa da

 

Affet beni akşamüstü

Gölgem uzarken

Sabaha kalmadan affet

Tam ayrılık derken

 

Çünkü sen çölüme yağmur oldun

Sen geceme gündüz oldun

Sen canıma yoldaş oldun

Sen kışıma yorgan oldun

 

Çünkü sen çölüme yağmur oldun

Sen geceme gündüz oldun

Sen canıma yoldaş oldun

Sen kışıma yorgan oldun

 

Ellerim ağrıyınca örgüyü bir kenara bıraktım zaten bayağı örmüştüm.

Şarkıyı değiştirmedim.

Üçlü fişi çektim ve telefonu yanıma şarja taktım.

Biraz da Hüseyin ile mesajlaştım.

 

Hüseyin 💜:Yorucu muydu bugün

Ben :Baya

Hüseyin 💜:Hakan abi dört buçuk gibi işim var diyip çıktı dükkanı kapatmaya geldi?

Ben: Hüso sen sakın birinin ağzını aramaya falan kalkma beceremiyorsun

Hüseyin 💜:*Gözdevirenemoji*

Hüseyin 💜:Ya biliyorsan söyle lila nerde idi.

Ben: Söz verdim söyleyemem

 

Söz falan vermedim ama konu dedikodu olunca Hüseyin 'e nazlanmayı severim

 

Hüseyin 💜:Ben de sana ŞEREF SÖZÜ veriyorum kimseden "ben Hüseyin'den duydum" lafı duymayacaksın.

 

Ben ikna olanze.

 

Ben:Tamam tamam söylüyorum

Ben: Ekinler baş vermeden kör buzağı topallamazmış

Hüseyin 💜:?

 

Hüseyin artık sabrı kalmadığında sadece" ?" kullanırdı.

 

Ben:La tamam kızma söylüyorum Gülfem abla biraz rahatsızdı.Hastaneye gitmesi gerekiyordu.Annesi babası ablası uzakta diye tek başına gitmeye karar verdi biz de Hakan abiye haber verdik.

Hüseyin 💜:Ben sana kızmamın kızamam Lilam.

Ben:Senin o yanaklarını var ya ısıra ısıra öperim çocuk.

 

Hüseyin 💜: Tehdite bak anasını.

Hüseyin 💜:İyi misin kolunu fazla zorlamıyorsun değil mi?

Ben:Yok ben dikkat ediyorum kendime bugün Asya ablaya da gittim.

Hüseyin 💜:O da yanımda bir yandan mesajları okumaya çalışıyor.

 

Asya abla keyfine göre isterse ofisinde isterse de evde kalıyordu.

 

Ben:fnnxnxndnxnmdnfmfnf

Ben:Az evvel Yusuf geldi.

Hüseyin 💜:Ne diyor

Ben: Pişman açık açık söylemese de affetmemi istiyor.

 

Ben: Mor lale almış

Hüseyin 💜:Hemen affedecek misin

Ben:Yoo süründürücem biraz

Hüseyin 💜:Tahmin etmiştim.

 

Ben:Benim uykum gelmeye başladı.Yatıcam seni seviyorum

Hüseyin 💜:İyi geceler Ayça,ben de seni seviyorum

Hüseyin 💜:Bb ben de şu şerefsizi döveyim az, telefonunu şimdi aldım.Abla dayağı yemeyeli uzun olmuş.

Ben: Görüşürüz Asya abla

 

Şarkı eşliğinde kendimi uykuya bıraktım.

 

Nasıl bölümdü?

 

Ayça?

 

Aytaç ve Şendul Şaban?

 

Pişman Yusuf?

 

Hüseyin?

 

Poyraz?

 

Asya psikolog?

 

Efsun?

 

Gülfem ve Hakan shipimiz?

 

Hadi Allah'a emanet 💋

 

2143 kelime...

 

Loading...
0%