Yeni Üyelik
2.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Arkadaşlar..

4300 küsür kelime,oyu unutmazsanız ve satır aralarında görüşlerinizi belirtirseniz çok hoş olur

 

Sabah yarı uykulu iken tam bacağımı kendime çekecek iken gelen ''agh'' sesi ile gözlerimi açtım.

 

Geceleri bazen hareket eden ,bazen yanımda yattığım insanı tekmeleyen,bazen uyurgezerliği olan biri idim.Sanırım yanlışlıkla Ayla'yı tekmelemiştim.Ayla'nın ''Ya Ayça sikicem bacağını ama ya''demesi ile annem uyanıp''Kızlar bari benim yanımda küfür etmeyin''dedi.

 

Başucumdaki telefona baktığımda saatin 11.15 olduğunu gördüm.İyi uyumuşuz ha.Annem bugün için işten izin almıştı.Annem yatakta gözlerini ovuştura ovuştura kalkıp''Hadi kızlar kalkın,amma uyumuşuz be,kalkın güzelliklerim hadi''dedi.

 

Biz de annemi ikiletmeden kalktık.Annem kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçerken biz de Ayla ile yatağı topladık ve sofrayı kurduk. Annem mis gibi kuymak yapmıştı,en sevdiğim.

 

Telefonumdan bildirim sesi gelmesi ile mesaja baktım.

Mesajı atan ''Hüseyin💜''idi.Mesaj ise ''Kaçta gelelim Ayçam''idi.

Anneme sorduğumda ise ''12 çeyrek gibi çıkarız ona göre gelsinler.Motorla yavaş yavaş gideriz''dedi.Aynen yazdım ve annemin yazdırdığını ekledim.Kahvaltımızı yaptık.

 

Annem motora binerdi de sürerdi de ama hız sevmezdi.Bizim artçımız olduğu zaman hızlı gidersek kaskımıza vurarak bizi uyarırdı.

 

Saate baktığımda 12'ye 15 dakika var olduğunu gördüm.Mutfağı toparlayıp hazırlanmaya gittim..

 

Malzemelerimi alıp banyoda önce kişisel bakımımı yaptım.Daha sonra da üstüme yazlık,siyah,uzun,yarım kollu,siyah bir tişört giydim.Altıma da siyah bir eşofman giydim.Saçımı şöyle bir taradıktan sonra motor kullanacağım için siyah bir hırka giydim.Hayır o değil akşam böyle birinin karşısına çıksam görmez beni amk.

 

İşlerimi bitirip banyodan çıktım.Ayla ile aynı odada kalıyoruz ama giyinirken ikimiz de fazla sapıttığımız için ben banyoda giyiniyordum.

 

Salonda annem ve Ayla'yı beklerken çok sevdiğim Satisgame oyununu oynadım.5 dakika sonra ikisi de geldi.Ayla benim gri halimdi.

Annem de kot-tişört kombini ile aramızda idi.

 

''Hüseyin💜''den ''Aşağıdayız'' mesajını alıp kapıyı kitleyip annem artçımda hastaneye doğru yola çıktık.

 

🍁

 

Hastane'ye geldiğimizde danışmaya adımızı söyleyip başhekim odasına çıkacağımızı öğrenip asansöre bindik.

 

Sanırım bir tık heyecanlanmıştım.Hüseyin bana yaklaşıp''Sakin ol birtanem,bu test seni değiştirmeyecek,germe kendini'' dedi ve ''ben yanındayım''dercesine elimi sıktı.

 

Asansör durunca inip odayı bulduk ve içeri girdik.İçerde bizi 1 doktor,1 hemşire dışında dün gördüğümüz Sinan Bey, yanında onun yaşlarında kumral bir kadın,yanında çarptığım bey,yanında bana benzeyen çocuk,ayakta ise dün anneme "İki kızınızı farklı hastanelerde nasıl doğurdunuz?"diyen bey.

 

Karşılarındaki koltuk boştu.Annem baş selamı verip oraya oturdu.Ben de yanına oturdum. Ayla'm da geldi yanıma oturdu ve bana ne zaman destek vermek isterse yaptığı gibi kolunu ve bacağını koluma ve bacağıma dayadı.Arkamızda ise Hüseyin ve Ufuk ayakta duruyordu.

 

Başhekim lafına başladı."Her iki taraf da buraya neden geldiğini bildiğine göre öncelikle hastanemizin yaptığı bu karışıklık yüzünden hastane adına her iki taraftan da özür dilediğimi belirtmek isterim"dedi.

 

Lafını bitirir bitirmez annem lafa atladı.Annem birisinin hakkına geçilme konusunda dişlidir. Kimsenin hakkını kimseye yedirmez"Yine de yaptığınız bu hata özür ile kapanacak bir hata değil,bir hayatı değiştirecek büyüklükte. Hastaneyi şikayet edeceğimi bilin isterim"dedi.

 

Başhekim"İstediğiniz yere şikayet edebilirsiniz hanımefendi,biz zaten sorumlu kişiyi mahkemeye verdik."dedi ve ekledi.

"İsterseniz teste geçmek için sedyelere buyurun,kan alalım"dedi.

 

Gösterdiği sedyelere Sinan beyle uzanıp kollarımızı sıvadık.Sinan Bey'den başhekim kan alırken benden de hemşire abla kan alacaktı.

 

Ama sorun şu ki kızın eli titriyor,kanı alamıyordu.Sanırım biraz heyecan yapmıştı.

Başhekim işlemini yarılamışken o daha başlamamıştı.

 

Dayanamayıp "Abla bir tık heycan var galiba"dedim.O da derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı ama el titremesi geçmemişti.

 

Hüseyin'e baktım ve mesajı verdim.O da anladı.

 

Hüseyin hemşirenin yanına çöküp"Abla sen şu şırıngayı kaza bela olmadan ver bir"dedi ve yavaşça şırıngayı ve kan tüplerini aldı.

 

Tekte damari bulup şırınga ile kanı çekmeye başladı. 3.Tüp kanı da aldıktan sonra şırıngayı yavaşça çekip çıkardı ve damarıma pamuk basıp beni doğrulttu.

 

Odada herkes ikimize bakıyordu. Başhekim"Siz damar yolu açmayı nerden biliyorsunuz çocuklar?"dedi.

 

Hüseyin de tüpleri Başhekime verirken "Sağlık meslek lisesinde okuyoruz, hemşirelik öğrencileri üzerimizde deneye deneye biz de öğrendik" dedi.

 

Öyle idi.En sonunda 'hep onlar mı bizim kolumuzu delecek' diyip biz de denemiştik. Deneye deneye de öğrenmiştik.

 

Başhekim "3 saat sonra sonuçlar çıkar"dedi ve gitti.

 

Sinan beyin yanındaki kadın "İsterseniz bir kafeye oturup ne yapacağımızı konuşalım"dedi.

 

Annem"Tamam konuşalım"dedi.

 

🍁

 

Hastaneden çıkıp bir kafeye gelmiştik.Bizim ekip full çay isterken onlar da değişik isimli kahveler istemişti.Hayır yani havanız kime.

 

Herkes önündekinden bir yudum alınca Sinan beyin muhtemelen karısı olan hanımefendi konuşmaya başladı.

"Saide hanım ismin Nihan."dedi ve bir yudum alıp devam etti annem ise"Memnun oldum Nihan hanım"dedi.

 

Nihan Hanım"Öncelikle Saide hanım bu testin hiç ciddiye almasakda Ayça'nın fiziksel benzerlikeri gözle görülür biçimde"dedi ve ekledi.

 

"Eğer ki DNA testi de pozitif çıkarsa biz kızımızı tanımak istiyoruz.Onu yanımıza almak istiyoruz"dedi.

 

Annem çayından büyük bir yudum aldı.Annem gerginken çay içiyorsa hep büyük yudumlarla içerdi.Bazen içindeki yangını söndürmek için bazen ise o yangını daha da harlamak için.

 

Annem"Bakın Nihan hanım bu konuda anlayışlı olmaya çalışacağım.Elbette kızınızı tanıyacaksınız elbette onunla yaşamak isteyeceksiniz bu sizin hakkınız.Lakin kızım 18 yaşına kadar orda benim ve sizin isteğiyle belki de biraz kendi isteğiyle durur.18'inden sonrasına ise kendi karar verir.Ayrıca 18'inden önce de tüm duygusal anlarında kapım sonuna kadar açık onun için.Kendini iyi veya kötü hissettiği her an yanıma gelebilir" dedi.

 

Nihan hanımın gözleri doldu.Sinan bey"Ayça sen ne düşünüyorsun bu konuda"dedi.

"Açıkça söylemek gerekirse ben de sizi tanımak isterim"dedim.

 

Nihan hanım büyük bir umutla "Peki bizimle yaşamayı kabul eder misin"dedi.Saniyelik bir anneme baktım."Kabul ediyorum"dedim.

 

Kadının yüzünde güller açtı.

 

Yaklaşık 2 saat de havadan sudan annemle Nihan hanım birbirini tanımaya çalışarak geçti

 

🍁

 

Şuan yine hastanede idik.Bazen dejavu yaşıyormuş gibi hissediyordum.Başhekim elinde bir zarfla odasına geldi,koltuğa oturdu.

 

''Evet bu zarfın içinde Dna testi sonuçlarınız var,bu testin sonucuna göre Ayça 'nın Sinan beyin kızı olup olmadığı belirli olacak''dedi.

 

Dayanamayıp yavaşça''Açıcaksan aç be kardeşim,Acun'a bağladı iyice'' demem üzerine önce odada herkesten gülmemeye çalışma sesi geldi.

 

Doktor bir 5-6 saniye ters ters baktı. Daha sonra da benim söylenmemden etkilenmiş olucak ki hemen zarfı açıp sahte bir öksürük ile konuşmaya başladı.

 

''Evet,yaptığımız test sonucunda Ayça KUTLU ile Sinan GÖKSEL'in kanı %99.9 uyumlu çıkmıştır.Bu sonuç doğrultusunda Sinan Göksel,Ayça Kutlu'nun biyolojik babasıdır.''

 

Benim şu an kadar bildiğim,biyolojik ailem beni 1 yaşıma kadar zehirlemeye çalışmış. Beceremeyince yetimhaneye bırakıp daha sonra da ben 7 yaşında iken benle görüşmek isteyip özellikle biyolojik babam sandığım adam bana travma bırakmıştı.

 

Simdi ise biyolojik babam gözlerime umutla bakıyordu.Biyolojik annemin gözleri yaşlı.En büyük biyolojik abim ise durgun bir şekilde bana bakıyordu.Bir şey hissetmiştim.Ona ilk çarptığım an sanki elektrik çarpmış gibi.O an bir yakınlık duymuştum.Belki de kardeş olduğumuzdandır.Diğer biyolojik abim soğuk bakıyordu.Adının Aytaç olduğunu öğrendiğim ikizim ise sıcak bakıyordu.

 

Odadaki bakışma Hint dizilerini aratır cinstendi.

Bizim ekip biyolojiklere bakıyor, Biyolojikler bana bakıyor, Başhekim Sinan beye bakıyor, Hemşire başhekime bakıyor.Bense herkese bakıyor.

 

E biraz gergin havayı dağıtmam lazım"Yanlız şu odadaki bakışmadan 3 sezon Hint dizisi çıkarırım ben." demem üzere herkes kendine geldi .

 

Başhekim ve hemşire odadan çıktı.Nihan hanım yanıma geldi elimi tuttu ve "Bizimle gerçekten yaşayacak mısın kızım?"dedi.

"Yaşayacağım" çıktı boğazımdan.

 

"Kızım istersen şimdi git evine toparlan akşam Poyraz abin alsın seni"dedi Sinan bey.

"Bana uyar da ayıptır sorması Poyraz hangisi?"dedim.

Buna da güldüler.Ne var bunda gülecek?

 

Çarptığım bey elini kaldırıp"Benim Poyraz"dedi.

Kafamı salladım anneme baktım.Annem"Bize müsade"diyip kalktı.Durgundu.

 

Hastaneden çıkar çıkmaz anneme sarıldım.

Onun için de kolay değildi.Evlatlık alıp benimsediği kızını, gözünden bile sakındığı kızını başka eve 'onların kızı' olarak gidecekti, kocasının cenazesinde onlardan destek alarak ağladığı iki kızından biri gidecekti.

O benden daha üzgün bile olabilirdi.

 

Daha sonra ayrıldık.Bana bakıp "Anahtarı versene kızım ben süreceğim"dedi.

Annemin ehliyeti vardı ama sürmezdi.

Verdim anahtarı ben de arkasına oturdum.

 

Hep ben ısrar etmiştim,hadi anne bir kere de sen sür ben bineyim arkana diye hepsinde "kızım ben ehliyeti aldım ama korkuyorum" derdi.Şimdi ise beni arkasına o Sımsıkı sarıldım beline.

 

Eve doğru giderken yaklaştım ve bağırarak

"Anne bakkala uğrayacağım"dedim

 

Mahalleye konvay halinde girdiğimizde annem bakkalın önünde durdu içeri girip 4 çikolatalı süt,4 tane de etinin uzun antep fıstıklı çikolatalarından aldım.

 

Daha sonra da annemle birlikte tekrar motora bindik.

 

Sokağa girdiğimizde annem ne yapacağımı bildiği için yavaşlattı motoru.Ben de motordan indim ve önümde oyun oynayan 4 küçük çocuğa karşı melodik bir ıslık çaldım.

 

Bizi hepsi ablası-abisi olarak görüyordu.

Benim ıslığımı duyan Azra,Efe,Doruk ve Mira hepsi bana sarılmak için koştu ilk Azra yetişti yanıma ona koskocaman sarılıp hırkasının cebine çikolatasını ve sütünü koydum.

Ondan ayrıldığımda Efe geldi sarıldı bana ona da aynısını yaptım.Sonra Mira geldi sarıldı,o sarılmakla kalmadı öptü de beni.Doruk geldi sonra.Onların hepsine sarılıp cebine hediyelerini koymuştum.

 

Azra ve Doruk 12 yaşında ve arkadaşlardı.

Bu iki bücürün kardeşleri Efe ve Mira da 7 yaşında arkadaşlardı.Bu iki çiftin annesi de çok yakın arkadaştı.

 

Bu bücürlerde kendimizi görüyorduk.

 

Onlardan ayrılıp karşımda durdurup"Bakın çocuklar ben bir süre burda olmayacağım.Ne Melahat ne de Nebahat ablayı üzmüyorsunuz. Size verdiğim telefondan aradığım zaman açıyorsunuz. Yaz kursunuza gidiyorsunuz" dedim.

 

Rahmetli babamın telefonunu yeni bir hat ile onlara vermiştik.Hüseyin gelip elimden tutup kaldırdı beni.Eve girdik.

 

Annem mutfağa gidip çay koydu.

Ben de Ayla ile odamıza girdik.

Sımsıkı sarıldı bana.

Ama ben babam gibi vedalaşmaları sevmezdim ki.

O da sanırım bu yüzden vedalaşmadı bizle.

Ayla'yı kendimden ayırdım.

"Ölüme gitmiyorum Ayla"dedim.

 

Boğuk bir sesle"Doğru sen vedalaşmaları sevmiyorsun"dedi.

 

Bizim odadan kilere geçen bir kapı vardı.Kiler dediğimde eski küçük bir ikinci balkon üstünü kapatmışlar olmuş kiler.Orda küçük bir valizi Aldım, içini sildim.

 

Ayla ile beraber yerleştirmeye başladık.Yazlık kıyafetlerimi,iç çamaşırlarımı,çoraplarımı, şapkamı,havlularımı,hırkamı bir tane de kendi diktigim yazlık elbisemi yerleştirdikten sonra üst bölümünü açtım.Oraya da tığılarımı,tığ iplerimi, şişlerimi ve iskambil kağıtlarımı, çiçek albümünü koydum ve kapattım.

 

Kol çantama da şarj aletimi,kulaklığımı, tokalarımı, powerbankimi(Ayla'nın),koydum.

 

Ve yatağıma oturdum.Aklıma staj defterimin gelmesi ile onu da alıp koydum.Haftaya staj başlıyordu ve belli ki bu onlarla yaşama olayı uzundu.

 

Ayla gitti bir çay getirdi.Oturduk ve boş boş bir yerlere bakmaya başladık.

"Hüseyinler gitti mi?"

"Gitti ama akşama gelecekmiş" dedi.

 

O sırada telefonumun çaldığını duydum.Ali dedem arıyordu.Pek düşkündü ikimize.Açıp hoparlöre aldım.

 

"Efendim dedeceğim"

"Dedesi kurban olsun kızına, napıyorsun nasılsın kızım".

 

Annem anlatmıştı sanırım.Ki babam öldükten sonra dedem gelinine bayağı destek sağlamıştı.

 

"İyiyim dedeceğim sen napıyorsun"

"Bende iyiyim kızım oturuyorum öyle,bak hele ben annenden bir şeyler duydum kızım ama bir de sen anlat isterim"dedi.Bizim hakkımızda bizim dışımızda annemden dahi bir şey duysa bize sorar.

 

"Valla ne duydu isen doğrudur dede.Benim biyolojik ailem sandığım adamla kadın aslen biyolojik ailem değilmiş,olsun ben zaten o Adnan denen iti de Zuhal denen orospuyu da ana baba kabul etmiyordum.Benim annem Saide,babam Mehmet.Beni onlar yetiştirdi."dedim

 

"Onlar bunca sene nerdelermiş kızım?"dedi.Biyolojiklerden bahsediyordu.

"Onlar beni doğumdan sonra öldü biliyorlarmış dede"

"Vah kızım,Allah kimseyi evladı ile sınamasın"dedi.Babamı kaybettiğimiz de dedem de evladını kaybetmesiyle,güçlü durmaya çalışsa da içi yanmıştı.

 

"Peki onlarla görüşecek misin kızım"

"Dede Annem git görüş dedi,onlar da seni tanımalı dedi onlar da onlarla yaşamamı teklif etti,ben de kabul ettim.18 yaşıma kadar kalacağım ondan sonrası o an düşüneceğim iş" dedi.

"Hee anladım kızım,iyi yapmışsın.Git kızım bana da haber ver.Ha bu arada kankanın selamı var"dedi.

 

Dedemin askerlik arkadaşı Musa deden bahsediyorduk.Adam beni de torunu gibi kabul ettiği için ben de onun manevi torunu idim.

 

Telefondan gelen babaannemin "Aliiii gel bak hele şuraya bi" demesi ile dedem"Hadi kızım öptüm ben nenen çağırıyor"dedi

"Hadi görüşürüz"dedim ve kapattık.

 

🍁

 

Gitme vakti gelmişti.Aklımda tek soru"Motoru nasıl götürcem?"iç sesim aklıma yanıt olarak"Zaten herkese yüksek ihtimal geçen sene nerde staj yaptılarsa oraya geçecek.Ben de Gülfem Abla'nin yanına yanına burada gelirsin,o zaman alırsın"dedi.

 

İç sesim bazen mantıklı konuşuyor.

Yabancı bir numaradan arama geldi.Evet telefonlarımızı yabancı numaralara açmıştık.

"Efendim" diyerek açtım.

"Eee Ayça ben Poyraz, geçen gün geldiğimiz binanın önünde seni almaya geldik de aşağı gelsene"dedi.Geldik?

"Tamam iniyorum"dedim ve onu 'Biyo. abi Poyraz' diye kaydettim

 

Vedalaşmaları sevmesem de Anneme sarıldım.

Daha sonra da bizim 4'lü ekibe bakıp

"Siz size emanetsiniz ha,bilesin" dedim Bir TV karakterini taklit ederek.

Hüseyin yanıma gelip bana sarıldı.Bileğimdeki bilekliğe bakarak "Bunu asla çıkarma" dedi.

Kafamı salladım.

 

Ben tacize uğradıktan sonra o kendimi korumam için almıştı bu bilekliği.Özelliği ise ucunda isteğim zaman bıçak keskinliğine ulaşan bir metal vardı.

 

"Hadi ben gidiyorum bekliyorlar beni" dedim ve valiz ve çantamı alarak tek başıma çıktım o evden.Ben böyle istemiştim.

 

Dışarı çıktığımda dışarda bir araba yanında Poyraz ve yanında anneme "iki kızınızı farklı hastanelerde nasıl doğurdunuz?"diyen bey.

Bu adamın adı da öyle kaldı.Da Sinan bey sadece Poyraz gelecek demişti.

 

Neyse siktir et.

 

Poyraz bavulumu alırken, Diğeri ise oturduğum apartmanı süzüyordu.

 

Poyraz da gelince diğeri şoför koltuğuna Poyraz yanına oturdu.Ben de arkaya oturdum.

 

Mahalleden çıktık.Ana yola girdiğimizde diğeri hızı arttırdı.Bir dakika,bu beni mi test ediyor lan.

 

Vjjggfghgtfffhjk.Amk bu hiç konvoyda gelin arabasını geçmeye çalışan kuzenimin arabasına binmemiş ki nerden bilsin.

 

100 km/s ile beni korkutacağını zannediyor,mal.

 

Poyraz"Rüzgar hızı abatma"dedi.

Adının Rüzgar olduğunu öğrendiğim bana karşı konuşarak"Sen nerden girdin be hayatımıza" dedi.

 

What dedin gülüm?

"Ne boş yapıyon la"deyince hızı arttırdı.

"Ayrıca 90-100 hızla beni korkutmasın"dedim.

Manyak mıdır nedir?

 

Poyraz"Rüzgar ne saçmalıyorsun?" dedi.

Rüzgar"Birşey saçmaladığım yok abi damdan düşer gibi girdi hayatımıza neyidüyü belirsiz biri" dedi.

 

Neyidüyü belirsiz biri, neyidüyü belirsiz biri..

Seni tutup çıkartanın ebesini si...

Neydi benim hayat mottom''Önce intikam,sonra duygu''.

 

''Offf başlarım ha senin yapacağın işe ben zil takıp oynuyor muyum bunca yıllık ailemden ayrılcağım diye ha?Bak bir de neyidüyü belirsiz biri diyo,dik dik bakma lan bana''dedim

 

Poyraz araya girip''Hopp gençler sakin bu ne gerginlik tamam her gün böyle olaylar yaşamıyoruz ama biraz sağduyulu olun''dedi.

 

Onları boşverip priv hesabıma girdim.Bu hesabı daha çok eğlence için kullanıyordum. Şarkı söylediğim,bizimkilerle olan fotoğraflar,akımlar,kendi videolarım falan filan vardı.Öteki hesapta herkes ekli olduğu için bu hesapta daha rahat takılıyordum.

 

Okuldan da arkadaşlarım vardı ama onlar ana hesabımda idi.Hocalarım,patronlar falan hepsi iş/okul saatlerinde story atıyor muyum diye takip ediyordu.Ben de genellikle privimde takılan bir insandım.

 

O sırada yukardan bir mesaj düştü.

Dedemin kankası ve bilhassa benim kankam Musa dedemden

''Napıyorsun manevi torun?gelmiyor musun yazın?''

 

Biz yazın stajımızı yaptıktan sonra ekiple beraber köye giderdik.Tüm köy bizim sevgililik olayını biliyordu.Başlarda biraz laf olsa da dedemler hepsinin çenesini kapattırmıştı.

Dedemin balık tesisi vardı.Şuan kuzenlerim bakıyor arada,orda yardıma da giderdim bazen.

 

''Stajımı bitireyim,bu ara aile durumum da karışık dede zaten duymuşsundur Ali dedemden onu ayarlayım gelme planım var'' yazdım

 

''Haaa iyi kızım iyi,okulunu oku,stajını yap,ailenle konuş gel yanımıza bak benim torunların ayağına ben gidiyorum.Sen gel benim yanıma güzel torunum benim''

''Öpüyorum seni güzel kızım görüşürüz fazla internetim yok'' yazdı ve sohbetten çıktı.

 

Bu dedemi de çok seviyorum aslen Şanlıurfalılardı ama ordaki evlerini çocukları zorla sattırıp kendi şirketlerini kurtarmışlardı.

 

Hatta o dönemde çocukları ile 2 ay mı ne konuşmamış.Ali dedemin evine gelmişler. Dedem ve nenem de arkadaşına ve karısına misafirperverlikte kusur etmemişti.2 ay sonra Ali dedemin de araya girmesi ile çocukları ile barştı.Çocukları babasının hakkı olan parayı aldı.Musa dedem de Ali dedemin evinin yanına bir ev yaptırdı.

 

Arabanın birden sağa sonra sola doğru savsaklaması ile kendime geldim.

 

Poyraz el frenini çekti ve''İn lan şu koltuktan öldürecen bizi''dedi.

Yer değiştirdiler ve yine gitmeye başladık.Yarım saattir yoldayız ama yol bitimiyor.

 

🍁

 

Bir villaya geldik.Vay anam babam be,burası resmen bir harika.

Neysa dikkatli inceleyince abartılacak bir tarafı olmadığını fark ettim çünkü bunun birkaç değişiği köyde dedemde de var yani,nedir?

 

Poyraz ve Püzgar'ı takip ederek kapıya geldik.Rüzgar kapıyı çaldı,kapıyı orta boyda,çakma sarışın,güler yüzlü,buğday tenli bir hizmetçi açtı.

 

''Hoşgeldiniz''dedi diğer ikisi bir şey demezken ben de ayıp olmasın diye ''Hoşbuldum''dedim.

Rüzgar göz devirip,bir ayakkabılığa doğru ilerler iken ayakkabısını çıkarcağını anladım.Çok şükür Allah'ım bismillah.

 

Ben ayakkabımın iplerini çözerken Poraz önüme bir terlik koydu ve''Bunları giyebilirsin'' dedi.Çok hoş lila bir terlikti.Alıp giydim.

 

Hizmetli abla''Sizi salonda bekliyorlar efendim''dedi. Rüzgar önden önden kaçar iken bizde birbirimize bakıyorduk.Tribini siksinler Rüzgar bey.

 

Poyraz ''Gidelim bakalım ne diyecekler sana''derken ben de ''Neyse halimiz çıksın falimiz''dedim daha sonra anlayıp ''Pardon o falda deniyordu''dedim.O ise bana gülüyordu.

 

Bir anlığına Hababam Sınıfındaki Külyutmaz gibi ''Ne gülüyorsunuz, Ne var bunda gülecek?''gibi bağırma isteğimi zor tuttum.

 

İçeri geçtik.Herkes oturmuş bana bakıyordu.Nazar falan değmez inşallah.Kimse konuşmuyor herkes bir oraya bir buraya bakıyordu.İçimdeki Rraenee gibi ''Selamınaleyküm,canlı mı burası?''deme isteğimi zor tuttum.

 

Sessizliği Nihan Hanım bozdu.''Ee kızım kendinden bahset biraz''dedi

''Siz sorun ben cevaplayayım''dedim.

 

Sinan bey sordu.''Hangi okula gidiyorsun kızım?''

''XXXXXXXXX sağlık meslek lisesi''

 

Oturanlardan biri küçümseyerek''Tembelsin belli ki anca meslek lisesine girmişsin,babama söyle de seni Aytaç'ın gittiği koleje alsınlar okul başlayınca''dedim

 

''Şimdi ilk sorum şu birader öncelikle senin isim ne?''

Güldü ve ''Arda''dedi.

''Şimdi iki sorum var''

''Dinliyorum''

 

Arkadaşlar..

4300 küsür kelime,oyu unutmazsanız ve satır aralarında görüşlerinizi belirtirseniz çok hoş olur

 

Sabah yarı uykulu iken tam bacağımı kendime çekecek iken gelen ''agh'' sesi ile gözlerimi açtım.

 

Geceleri bazen hareket eden ,bazen yanımda yattığım insanı tekmeleyen,bazen uyurgezerliği olan biri idim.Sanırım yanlışlıkla Ayla'yı tekmelemiştim.Ayla'nın ''Ya Ayça sikicem bacağını ama ya''demesi ile annem uyanıp''Kızlar bari benim yanımda küfür etmeyin''dedi.

 

Başucumdaki telefona baktığımda saatin 11.15 olduğunu gördüm.İyi uyumuşuz ha.Annem bugün için işten izin almıştı.Annem yatakta gözlerini ovuştura ovuştura kalkıp''Hadi kızlar kalkın,amma uyumuşuz be,kalkın güzelliklerim hadi''dedi.

 

Biz de annemi ikiletmeden kalktık.Annem kahvaltı hazırlamak için mutfağa geçerken biz de Ayla ile yatağı topladık ve sofrayı kurduk. Annem mis gibi kuymak yapmıştı,en sevdiğim.

 

Telefonumdan bildirim sesi gelmesi ile mesaja baktım.

Mesajı atan ''Hüseyin💜''idi.Mesaj ise ''Kaçta gelelim Ayçam''idi.

Anneme sorduğumda ise ''12 çeyrek gibi çıkarız ona göre gelsinler.Motorla yavaş yavaş gideriz''dedi.Aynen yazdım ve annemin yazdırdığını ekledim.Kahvaltımızı yaptık.

 

Annem motora binerdi de sürerdi de ama hız sevmezdi.Bizim artçımız olduğu zaman hızlı gidersek kaskımıza vurarak bizi uyarırdı.

 

Saate baktığımda 12'ye 15 dakika var olduğunu gördüm.Mutfağı toparlayıp hazırlanmaya gittim..

 

Malzemelerimi alıp banyoda önce kişisel bakımımı yaptım.Daha sonra da üstüme yazlık,siyah,uzun,yarım kollu,siyah bir tişört giydim.Altıma da siyah bir eşofman giydim.Saçımı şöyle bir taradıktan sonra motor kullanacağım için siyah bir hırka giydim.Hayır o değil akşam böyle birinin karşısına çıksam görmez beni amk.

 

İşlerimi bitirip banyodan çıktım.Ayla ile aynı odada kalıyoruz ama giyinirken ikimiz de fazla sapıttığımız için ben banyoda giyiniyordum.

 

Salonda annem ve Ayla'yı beklerken çok sevdiğim Satisgame oyununu oynadım.5 dakika sonra ikisi de geldi.Ayla benim gri halimdi.

Annem de kot-tişört kombini ile aramızda idi.

 

''Hüseyin💜''den ''Aşağıdayız'' mesajını alıp kapıyı kitleyip annem artçımda hastaneye doğru yola çıktık.

 

🍁

 

Hastane'ye geldiğimizde danışmaya adımızı söyleyip başhekim odasına çıkacağımızı öğrenip asansöre bindik.

 

Sanırım bir tık heyecanlanmıştım.Hüseyin bana yaklaşıp''Sakin ol birtanem,bu test seni değiştirmeyecek,germe kendini'' dedi ve ''ben yanındayım''dercesine elimi sıktı.

 

Asansör durunca inip odayı bulduk ve içeri girdik.İçerde bizi 1 doktor,1 hemşire dışında dün gördüğümüz Sinan Bey, yanında onun yaşlarında kumral bir kadın,yanında çarptığım bey,yanında bana benzeyen çocuk,ayakta ise dün anneme "İki kızınızı farklı hastanelerde nasıl doğurdunuz?"diyen bey.

 

Karşılarındaki koltuk boştu.Annem baş selamı verip oraya oturdu.Ben de yanına oturdum. Ayla'm da geldi yanıma oturdu ve bana ne zaman destek vermek isterse yaptığı gibi kolunu ve bacağını koluma ve bacağıma dayadı.Arkamızda ise Hüseyin ve Ufuk ayakta duruyordu.

 

Başhekim lafına başladı."Her iki taraf da buraya neden geldiğini bildiğine göre öncelikle hastanemizin yaptığı bu karışıklık yüzünden hastane adına her iki taraftan da özür dilediğimi belirtmek isterim"dedi.

 

Lafını bitirir bitirmez annem lafa atladı.Annem birisinin hakkına geçilme konusunda dişlidir. Kimsenin hakkını kimseye yedirmez"Yine de yaptığınız bu hata özür ile kapanacak bir hata değil,bir hayatı değiştirecek büyüklükte. Hastaneyi şikayet edeceğimi bilin isterim"dedi.

 

Başhekim"İstediğiniz yere şikayet edebilirsiniz hanımefendi,biz zaten sorumlu kişiyi mahkemeye verdik."dedi ve ekledi.

"İsterseniz teste geçmek için sedyelere buyurun,kan alalım"dedi.

 

Gösterdiği sedyelere Sinan beyle uzanıp kollarımızı sıvadık.Sinan Bey'den başhekim kan alırken benden de hemşire abla kan alacaktı.

 

Ama sorun şu ki kızın eli titriyor,kanı alamıyordu.Sanırım biraz heyecan yapmıştı.

Başhekim işlemini yarılamışken o daha başlamamıştı.

 

Dayanamayıp "Abla bir tık heycan var galiba"dedim.O da derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı ama el titremesi geçmemişti.

 

Hüseyin'e baktım ve mesajı verdim.O da anladı.

 

Hüseyin hemşirenin yanına çöküp"Abla sen şu şırıngayı kaza bela olmadan ver bir"dedi ve yavaşça şırıngayı ve kan tüplerini aldı.

 

Tekte damari bulup şırınga ile kanı çekmeye başladı. 3.Tüp kanı da aldıktan sonra şırıngayı yavaşça çekip çıkardı ve damarıma pamuk basıp beni doğrulttu.

 

Odada herkes ikimize bakıyordu. Başhekim"Siz damar yolu açmayı nerden biliyorsunuz çocuklar?"dedi.

 

Hüseyin de tüpleri Başhekime verirken "Sağlık meslek lisesinde okuyoruz, hemşirelik öğrencileri üzerimizde deneye deneye biz de öğrendik" dedi.

 

Öyle idi.En sonunda 'hep onlar mı bizim kolumuzu delecek' diyip biz de denemiştik. Deneye deneye de öğrenmiştik.

 

Başhekim "3 saat sonra sonuçlar çıkar"dedi ve gitti.

 

Sinan beyin yanındaki kadın "İsterseniz bir kafeye oturup ne yapacağımızı konuşalım"dedi.

 

Annem"Tamam konuşalım"dedi.

 

🍁

 

Hastaneden çıkıp bir kafeye gelmiştik.Bizim ekip full çay isterken onlar da değişik isimli kahveler istemişti.Hayır yani havanız kime.

 

Herkes önündekinden bir yudum alınca Sinan beyin muhtemelen karısı olan hanımefendi konuşmaya başladı.

"Saide hanım ismin Nihan."dedi ve bir yudum alıp devam etti annem ise"Memnun oldum Nihan hanım"dedi.

 

Nihan Hanım"Öncelikle Saide hanım bu testin hiç ciddiye almasakda Ayça'nın fiziksel benzerlikeri gözle görülür biçimde"dedi ve ekledi.

 

"Eğer ki DNA testi de pozitif çıkarsa biz kızımızı tanımak istiyoruz.Onu yanımıza almak istiyoruz"dedi.

 

Annem çayından büyük bir yudum aldı.Annem gerginken çay içiyorsa hep büyük yudumlarla içerdi.Bazen içindeki yangını söndürmek için bazen ise o yangını daha da harlamak için.

 

Annem"Bakın Nihan hanım bu konuda anlayışlı olmaya çalışacağım.Elbette kızınızı tanıyacaksınız elbette onunla yaşamak isteyeceksiniz bu sizin hakkınız.Lakin kızım 18 yaşına kadar orda benim ve sizin isteğiyle belki de biraz kendi isteğiyle durur.18'inden sonrasına ise kendi karar verir.Ayrıca 18'inden önce de tüm duygusal anlarında kapım sonuna kadar açık onun için.Kendini iyi veya kötü hissettiği her an yanıma gelebilir" dedi.

 

Nihan hanımın gözleri doldu.Sinan bey"Ayça sen ne düşünüyorsun bu konuda"dedi.

"Açıkça söylemek gerekirse ben de sizi tanımak isterim"dedim.

 

Nihan hanım büyük bir umutla "Peki bizimle yaşamayı kabul eder misin"dedi.Saniyelik bir anneme baktım."Kabul ediyorum"dedim.

 

Kadının yüzünde güller açtı.

 

Yaklaşık 2 saat de havadan sudan annemle Nihan hanım birbirini tanımaya çalışarak geçti

 

🍁

 

Şuan yine hastanede idik.Bazen dejavu yaşıyormuş gibi hissediyordum.Başhekim elinde bir zarfla odasına geldi,koltuğa oturdu.

 

''Evet bu zarfın içinde Dna testi sonuçlarınız var,bu testin sonucuna göre Ayça 'nın Sinan beyin kızı olup olmadığı belirli olacak''dedi.

 

Dayanamayıp yavaşça''Açıcaksan aç be kardeşim,Acun'a bağladı iyice'' demem üzerine önce odada herkesten gülmemeye çalışma sesi geldi.

 

Doktor bir 5-6 saniye ters ters baktı. Daha sonra da benim söylenmemden etkilenmiş olucak ki hemen zarfı açıp sahte bir öksürük ile konuşmaya başladı.

 

''Evet,yaptığımız test sonucunda Ayça KUTLU ile Sinan GÖKSEL'in kanı %99.9 uyumlu çıkmıştır.Bu sonuç doğrultusunda Sinan Göksel,Ayça Kutlu'nun biyolojik babasıdır.''

 

Benim şu an kadar bildiğim,biyolojik ailem beni 1 yaşıma kadar zehirlemeye çalışmış. Beceremeyince yetimhaneye bırakıp daha sonra da ben 7 yaşında iken benle görüşmek isteyip özellikle biyolojik babam sandığım adam bana travma bırakmıştı.

 

Simdi ise biyolojik babam gözlerime umutla bakıyordu.Biyolojik annemin gözleri yaşlı.En büyük biyolojik abim ise durgun bir şekilde bana bakıyordu.Bir şey hissetmiştim.Ona ilk çarptığım an sanki elektrik çarpmış gibi.O an bir yakınlık duymuştum.Belki de kardeş olduğumuzdandır.Diğer biyolojik abim soğuk bakıyordu.Adının Aytaç olduğunu öğrendiğim ikizim ise sıcak bakıyordu.

 

Odadaki bakışma Hint dizilerini aratır cinstendi.

Bizim ekip biyolojiklere bakıyor, Biyolojikler bana bakıyor, Başhekim Sinan beye bakıyor, Hemşire başhekime bakıyor.Bense herkese bakıyor.

 

E biraz gergin havayı dağıtmam lazım"Yanlız şu odadaki bakışmadan 3 sezon Hint dizisi çıkarırım ben." demem üzere herkes kendine geldi .

 

Başhekim ve hemşire odadan çıktı.Nihan hanım yanıma geldi elimi tuttu ve "Bizimle gerçekten yaşayacak mısın kızım?"dedi.

"Yaşayacağım" çıktı boğazımdan.

 

"Kızım istersen şimdi git evine toparlan akşam Poyraz abin alsın seni"dedi Sinan bey.

"Bana uyar da ayıptır sorması Poyraz hangisi?"dedim.

Buna da güldüler.Ne var bunda gülecek?

 

Çarptığım bey elini kaldırıp"Benim Poyraz"dedi.

Kafamı salladım anneme baktım.Annem"Bize müsade"diyip kalktı.Durgundu.

 

Hastaneden çıkar çıkmaz anneme sarıldım.

Onun için de kolay değildi.Evlatlık alıp benimsediği kızını, gözünden bile sakındığı kızını başka eve 'onların kızı' olarak gidecekti, kocasının cenazesinde onlardan destek alarak ağladığı iki kızından biri gidecekti.

O benden daha üzgün bile olabilirdi.

 

Daha sonra ayrıldık.Bana bakıp "Anahtarı versene kızım ben süreceğim"dedi.

Annemin ehliyeti vardı ama sürmezdi.

Verdim anahtarı ben de arkasına oturdum.

 

Hep ben ısrar etmiştim,hadi anne bir kere de sen sür ben bineyim arkana diye hepsinde "kızım ben ehliyeti aldım ama korkuyorum" derdi.Şimdi ise beni arkasına o Sımsıkı sarıldım beline.

 

Eve doğru giderken yaklaştım ve bağırarak

"Anne bakkala uğrayacağım"dedim

 

Mahalleye konvay halinde girdiğimizde annem bakkalın önünde durdu içeri girip 4 çikolatalı süt,4 tane de etinin uzun antep fıstıklı çikolatalarından aldım.

 

Daha sonra da annemle birlikte tekrar motora bindik.

 

Sokağa girdiğimizde annem ne yapacağımı bildiği için yavaşlattı motoru.Ben de motordan indim ve önümde oyun oynayan 4 küçük çocuğa karşı melodik bir ıslık çaldım.

 

Bizi hepsi ablası-abisi olarak görüyordu.

Benim ıslığımı duyan Azra,Efe,Doruk ve Mira hepsi bana sarılmak için koştu ilk Azra yetişti yanıma ona koskocaman sarılıp hırkasının cebine çikolatasını ve sütünü koydum.

Ondan ayrıldığımda Efe geldi sarıldı bana ona da aynısını yaptım.Sonra Mira geldi sarıldı,o sarılmakla kalmadı öptü de beni.Doruk geldi sonra.Onların hepsine sarılıp cebine hediyelerini koymuştum.

 

Azra ve Doruk 12 yaşında ve arkadaşlardı.

Bu iki bücürün kardeşleri Efe ve Mira da 7 yaşında arkadaşlardı.Bu iki çiftin annesi de çok yakın arkadaştı.

 

Bu bücürlerde kendimizi görüyorduk.

 

Onlardan ayrılıp karşımda durdurup"Bakın çocuklar ben bir süre burda olmayacağım.Ne Melahat ne de Nebahat ablayı üzmüyorsunuz. Size verdiğim telefondan aradığım zaman açıyorsunuz. Yaz kursunuza gidiyorsunuz" dedim.

 

Rahmetli babamın telefonunu yeni bir hat ile onlara vermiştik.Hüseyin gelip elimden tutup kaldırdı beni.Eve girdik.

 

Annem mutfağa gidip çay koydu.

Ben de Ayla ile odamıza girdik.

Sımsıkı sarıldı bana.

Ama ben babam gibi vedalaşmaları sevmezdim ki.

O da sanırım bu yüzden vedalaşmadı bizle.

Ayla'yı kendimden ayırdım.

"Ölüme gitmiyorum Ayla"dedim.

 

Boğuk bir sesle"Doğru sen vedalaşmaları sevmiyorsun"dedi.

 

Bizim odadan kilere geçen bir kapı vardı.Kiler dediğimde eski küçük bir ikinci balkon üstünü kapatmışlar olmuş kiler.Orda küçük bir valizi Aldım, içini sildim.

 

Ayla ile beraber yerleştirmeye başladık.Yazlık kıyafetlerimi,iç çamaşırlarımı,çoraplarımı, şapkamı,havlularımı,hırkamı bir tane de kendi diktigim yazlık elbisemi yerleştirdikten sonra üst bölümünü açtım.Oraya da tığılarımı,tığ iplerimi, şişlerimi ve iskambil kağıtlarımı, çiçek albümünü koydum ve kapattım.

 

Kol çantama da şarj aletimi,kulaklığımı, tokalarımı, powerbankimi(Ayla'nın),koydum.

 

Ve yatağıma oturdum.Aklıma staj defterimin gelmesi ile onu da alıp koydum.Haftaya staj başlıyordu ve belli ki bu onlarla yaşama olayı uzundu.

 

Ayla gitti bir çay getirdi.Oturduk ve boş boş bir yerlere bakmaya başladık.

"Hüseyinler gitti mi?"

"Gitti ama akşama gelecekmiş" dedi.

 

O sırada telefonumun çaldığını duydum.Ali dedem arıyordu.Pek düşkündü ikimize.Açıp hoparlöre aldım.

 

"Efendim dedeceğim"

"Dedesi kurban olsun kızına, napıyorsun nasılsın kızım".

 

Annem anlatmıştı sanırım.Ki babam öldükten sonra dedem gelinine bayağı destek sağlamıştı.

 

"İyiyim dedeceğim sen napıyorsun"

"Bende iyiyim kızım oturuyorum öyle,bak hele ben annenden bir şeyler duydum kızım ama bir de sen anlat isterim"dedi.Bizim hakkımızda bizim dışımızda annemden dahi bir şey duysa bize sorar.

 

"Valla ne duydu isen doğrudur dede.Benim biyolojik ailem sandığım adamla kadın aslen biyolojik ailem değilmiş,olsun ben zaten o Adnan denen iti de Zuhal denen orospuyu da ana baba kabul etmiyordum.Benim annem Saide,babam Mehmet.Beni onlar yetiştirdi."dedim

 

"Onlar bunca sene nerdelermiş kızım?"dedi.Biyolojiklerden bahsediyordu.

"Onlar beni doğumdan sonra öldü biliyorlarmış dede"

"Vah kızım,Allah kimseyi evladı ile sınamasın"dedi.Babamı kaybettiğimiz de dedem de evladını kaybetmesiyle,güçlü durmaya çalışsa da içi yanmıştı.

 

"Peki onlarla görüşecek misin kızım"

"Dede Annem git görüş dedi,onlar da seni tanımalı dedi onlar da onlarla yaşamamı teklif etti,ben de kabul ettim.18 yaşıma kadar kalacağım ondan sonrası o an düşüneceğim iş" dedi.

"Hee anladım kızım,iyi yapmışsın.Git kızım bana da haber ver.Ha bu arada kankanın selamı var"dedi.

 

Dedemin askerlik arkadaşı Musa deden bahsediyorduk.Adam beni de torunu gibi kabul ettiği için ben de onun manevi torunu idim.

 

Telefondan gelen babaannemin "Aliiii gel bak hele şuraya bi" demesi ile dedem"Hadi kızım öptüm ben nenen çağırıyor"dedi

"Hadi görüşürüz"dedim ve kapattık.

 

🍁

 

Gitme vakti gelmişti.Aklımda tek soru"Motoru nasıl götürcem?"iç sesim aklıma yanıt olarak"Zaten herkese yüksek ihtimal geçen sene nerde staj yaptılarsa oraya geçecek.Ben de Gülfem Abla'nin yanına yanına burada gelirsin,o zaman alırsın"dedi.

 

İç sesim bazen mantıklı konuşuyor.

Yabancı bir numaradan arama geldi.Evet telefonlarımızı yabancı numaralara açmıştık.

"Efendim" diyerek açtım.

"Eee Ayça ben Poyraz, geçen gün geldiğimiz binanın önünde seni almaya geldik de aşağı gelsene"dedi.Geldik?

"Tamam iniyorum"dedim ve onu 'Biyo. abi Poyraz' diye kaydettim

 

Vedalaşmaları sevmesem de Anneme sarıldım.

Daha sonra da bizim 4'lü ekibe bakıp

"Siz size emanetsiniz ha,bilesin" dedim Bir TV karakterini taklit ederek.

Hüseyin yanıma gelip bana sarıldı.Bileğimdeki bilekliğe bakarak "Bunu asla çıkarma" dedi.

Kafamı salladım.

 

Ben tacize uğradıktan sonra o kendimi korumam için almıştı bu bilekliği.Özelliği ise ucunda isteğim zaman bıçak keskinliğine ulaşan bir metal vardı.

 

"Hadi ben gidiyorum bekliyorlar beni" dedim ve valiz ve çantamı alarak tek başıma çıktım o evden.Ben böyle istemiştim.

 

Dışarı çıktığımda dışarda bir araba yanında Poyraz ve yanında anneme "iki kızınızı farklı hastanelerde nasıl doğurdunuz?"diyen bey.

Bu adamın adı da öyle kaldı.Da Sinan bey sadece Poyraz gelecek demişti.

 

Neyse siktir et.

 

Poyraz bavulumu alırken, Diğeri ise oturduğum apartmanı süzüyordu.

 

Poyraz da gelince diğeri şoför koltuğuna Poyraz yanına oturdu.Ben de arkaya oturdum.

 

Mahalleden çıktık.Ana yola girdiğimizde diğeri hızı arttırdı.Bir dakika,bu beni mi test ediyor lan.

 

Vjjggfghgtfffhjk.Amk bu hiç konvoyda gelin arabasını geçmeye çalışan kuzenimin arabasına binmemiş ki nerden bilsin.

 

100 km/s ile beni korkutacağını zannediyor,mal.

 

Poyraz"Rüzgar hızı abatma"dedi.

Adının Rüzgar olduğunu öğrendiğim bana karşı konuşarak"Sen nerden girdin be hayatımıza" dedi.

 

What dedin gülüm?

"Ne boş yapıyon la"deyince hızı arttırdı.

"Ayrıca 90-100 hızla beni korkutmasın"dedim.

Manyak mıdır nedir?

 

Poyraz"Rüzgar ne saçmalıyorsun?" dedi.

Rüzgar"Birşey saçmaladığım yok abi damdan düşer gibi girdi hayatımıza neyidüyü belirsiz biri" dedi.

 

Neyidüyü belirsiz biri, neyidüyü belirsiz biri..

Seni tutup çıkartanın ebesini si...

Neydi benim hayat mottom''Önce intikam,sonra duygu''.

 

''Offf başlarım ha senin yapacağın işe ben zil takıp oynuyor muyum bunca yıllık ailemden ayrılcağım diye ha?Bak bir de neyidüyü belirsiz biri diyo,dik dik bakma lan bana''dedim

 

Poyraz araya girip''Hopp gençler sakin bu ne gerginlik tamam her gün böyle olaylar yaşamıyoruz ama biraz sağduyulu olun''dedi.

 

Onları boşverip priv hesabıma girdim.Bu hesabı daha çok eğlence için kullanıyordum. Şarkı söylediğim,bizimkilerle olan fotoğraflar,akımlar,kendi videolarım falan filan vardı.Öteki hesapta herkes ekli olduğu için bu hesapta daha rahat takılıyordum.

 

Okuldan da arkadaşlarım vardı ama onlar ana hesabımda idi.Hocalarım,patronlar falan hepsi iş/okul saatlerinde story atıyor muyum diye takip ediyordu.Ben de genellikle privimde takılan bir insandım.

 

O sırada yukardan bir mesaj düştü.

Dedemin kankası ve bilhassa benim kankam Musa dedemden

''Napıyorsun manevi torun?gelmiyor musun yazın?''

 

Biz yazın stajımızı yaptıktan sonra ekiple beraber köye giderdik.Tüm köy bizim sevgililik olayını biliyordu.Başlarda biraz laf olsa da dedemler hepsinin çenesini kapattırmıştı.

Dedemin balık tesisi vardı.Şuan kuzenlerim bakıyor arada,orda yardıma da giderdim bazen.

 

''Stajımı bitireyim,bu ara aile durumum da karışık dede zaten duymuşsundur Ali dedemden onu ayarlayım gelme planım var'' yazdım

 

''Haaa iyi kızım iyi,okulunu oku,stajını yap,ailenle konuş gel yanımıza bak benim torunların ayağına ben gidiyorum.Sen gel benim yanıma güzel torunum benim''

''Öpüyorum seni güzel kızım görüşürüz fazla internetim yok'' yazdı ve sohbetten çıktı.

 

Bu dedemi de çok seviyorum aslen Şanlıurfalılardı ama ordaki evlerini çocukları zorla sattırıp kendi şirketlerini kurtarmışlardı.

 

Hatta o dönemde çocukları ile 2 ay mı ne konuşmamış.Ali dedemin evine gelmişler. Dedem ve nenem de arkadaşına ve karısına misafirperverlikte kusur etmemişti.2 ay sonra Ali dedemin de araya girmesi ile çocukları ile barştı.Çocukları babasının hakkı olan parayı aldı.Musa dedem de Ali dedemin evinin yanına bir ev yaptırdı.

 

Arabanın birden sağa sonra sola doğru savsaklaması ile kendime geldim.

 

Poyraz el frenini çekti ve''İn lan şu koltuktan öldürecen bizi''dedi.

Yer değiştirdiler ve yine gitmeye başladık.Yarım saattir yoldayız ama yol bitimiyor.

 

🍁

 

Bir villaya geldik.Vay anam babam be,burası resmen bir harika.

Neysa dikkatli inceleyince abartılacak bir tarafı olmadığını fark ettim çünkü bunun birkaç değişiği köyde dedemde de var yani,nedir?

 

Poyraz ve Püzgar'ı takip ederek kapıya geldik.Rüzgar kapıyı çaldı,kapıyı orta boyda,çakma sarışın,güler yüzlü,buğday tenli bir hizmetçi açtı.

 

''Hoşgeldiniz''dedi diğer ikisi bir şey demezken ben de ayıp olmasın diye ''Hoşbuldum''dedim.

Rüzgar göz devirip,bir ayakkabılığa doğru ilerler iken ayakkabısını çıkarcağını anladım.Çok şükür Allah'ım bismillah.

 

Ben ayakkabımın iplerini çözerken Poraz önüme bir terlik koydu ve''Bunları giyebilirsin'' dedi.Çok hoş lila bir terlikti.Alıp giydim.

 

Hizmetli abla''Sizi salonda bekliyorlar efendim''dedi. Rüzgar önden önden kaçar iken bizde birbirimize bakıyorduk.Tribini siksinler Rüzgar bey.

 

Poyraz ''Gidelim bakalım ne diyecekler sana''derken ben de ''Neyse halimiz çıksın falimiz''dedim daha sonra anlayıp ''Pardon o falda deniyordu''dedim.O ise bana gülüyordu.

 

Bir anlığına Hababam Sınıfındaki Külyutmaz gibi ''Ne gülüyorsunuz, Ne var bunda gülecek?''gibi bağırma isteğimi zor tuttum.

 

İçeri geçtik.Herkes oturmuş bana bakıyordu.Nazar falan değmez inşallah.Kimse konuşmuyor herkes bir oraya bir buraya bakıyordu.İçimdeki Rraenee gibi ''Selamınaleyküm,canlı mı burası?''deme isteğimi zor tuttum.

 

Sessizliği Nihan Hanım bozdu.''Ee kızım kendinden bahset biraz''dedi

''Siz sorun ben cevaplayayım''dedim.

 

Sinan bey sordu.''Hangi okula gidiyorsun kızım?''

''XXXXXXXXX sağlık meslek lisesi''

 

Oturanlardan biri küçümseyerek''Tembelsin belli ki anca meslek lisesine girmişsin,babama söyle de seni Aytaç'ın gittiği koleje alsınlar okul başlayınca''dedim

 

''Şimdi ilk sorum şu birader öncelikle senin isim ne?''

Güldü ve ''Arda''dedi.

''Şimdi iki sorum var''

''Dinliyorum''

 

''1.'si sağlık meslek lisesine düşük puanla girdiğimi nerden biliyorsun?

''2.'si sağlık meslek lisesinde okuyorum diye beni küçümsüyorsun da senin kurduğun cümlede niye 'zaman' sonda o zaman?Türkçemi sorguladım''

 

Arda bir süre durdu.2.sinden bir laf çakamayacağını anlayıp ''Madem yüksek not aldın neden sağlık mesl''1.'si sağlık meslek lisesine düşük puanla girdiğimi nerden biliyorsun?

''2.'si sağlık meslek lisesinde okuyorum diye beni küçümsüyorsun da senin kurduğun cümlede niye 'zaman' sonda o zaman?Türkçemi sorguladım''

 

Arda bir süre durdu.2.sinden bir laf çakamayacağını anlayıp ''Madem yüksek not aldın neden sağlık meslek lisesinde okuyorsun?''

''Mesleğimi elime almak için''

 

Başka biri''Hangi üniversiteye gitmek istiyorsun?''dedi

Hadi buyur burdan yak.

 

Konuşana baktım''Öncelikle bir isim alayım da kimle konuştuğumu bileyim''dedi

''Serkan''dedi.

''Üniversite hayalim yok,okulumdan mezun olup elime dükkan açma belgemi alır almaz Kahramanmaraş'ta dükkan açma gibi hayallerim var.''

 

Bana benzeyen''Neden İstanbul,Ankara,İzmir gibi megakentler değil de Kahramanmaraş?'' dedi ve ''İsmim Aytaç''diye ekledi.Uğraştırmayan insan,severik.

''Sakinlik seviyorum,her ne kadar hayatım sakin olmasa da''dedim

 

Poyraz''Var mı sevgilin, hoşlandığın. Ha ilk günden söylemem dersen anlarım''dedi.

''Yo yo sorun değil,ben ilk günden rengimi belli edeyim de, sevgilim var adı da Hüseyin. Gördünüz zaten.Benden kan alan.''

 

Sinan bey''Ne süredir birliktesiniz?'' dedi düz bir sesle.Ne bu samimiyet birader daha bismillah.

''Bebeklik arkadaşıyız 4 yıldır çıkıyoruz''dedim

 

Nihan hanım''Eli yüzü düzgün,saygılı bir çocuğa benziyordu kızım Allah mesut etsin'' dedi. Konudan rahatsız olmaya başlamıştım çünkü burda oturup daha dün tanıştığım insanlara 17 yıllık arkadaşımı ve sevgilimi anlatmak istemiyordum.

 

''Kim bilir kaç sevgilin var?''dedi.

Bunu diyene baktığımda bunu Rüzgar'ın dediğini gördüm.

Dua et ilk gündeyim yoksa seni buraya yatırıp ağzını yüzünü sikerdim.

 

Sinirlerime sakin olmak için derin bir nefes alınca Poyraz,Aytaç,Nihan Hanım ve Sinan Bey Rüzgar'a sinirle bakarken geri kalanların merakla baktığını gördüm.

''Tek bir tane sevgilim var onu da herkes biliyor.Hatta ve hatta bu herkes kelimesi içerisine tüm Maraş halkını da ekleyebilirsin''dedim.

 

''Artık o çocuğa ne yaptın ise tüm şehir biliyor.Ne tür bir orospuluk yaptın acaba?''bunu diyen en küçükleri idi.

 

Nihan hanım''Yusuf''dedi uyarıcı bir tonda.Sinan bey kaşlarını çatmış Yusuf denen çocuğa bakıyor.

 

''Bana bak bücür, bir daha o kelimeyi bana karşı kullanırsan topu attın gitti olur haberin olsun,olucakların sorumluğunu hiçbir şekilde kabul etmem.Daha orospuluk nedir bilmeyecek yaştasın,gelip bana burda namus vaazı verme.Lafını bil de konuş,ağzından çıkanı o kafanın yan tarfında bulunan organların duysun'' dedim.

 

Poyraz ''Bence de herkes yerini bilip konuşsa daha az gerginlik olur.''dedi

Lafı ortaya atmıştı,benlik bir şey yok.Alınan alınsın üstüne.

 

Sinan Bey''Peki sana bir şey sormak istiyorum kızım''dedim.Umarım evlenme teklif etmezsin sugar dady.

''Dinliyorum''

''Seninle ve annenle konuşmaya geldiğimiz gün yanında bulunan kız sanırım kardeşin.Sana neden tekme attı.Şiddet mi görüyorsun o evde.''

 

Bu dediği ile oturduğum tekli koltukta kafamı eğip gülmemeye çalıştım ama olmuyordu.Kendimi resmen gülmemek için sıkıyordum ya da sikiyor da olabilirdim. Şimdi ben bu adama bu durumu nasıl izah edecem.

 

Gülmem durduğunda herkes ''deli mi la bu'' bakışı atıyordu.

''Efendim durum sandığınız gibi değil''dedim ve gülmemek için dudağımı dişledim.

''Nasıl peki?'' diye sordu çarptığım Poyraz bey.

Yine gülmemek için yanağımın içini ısırarak

 

''Şimdi bizim Ayla ile ikimizin 16 yaşından beri motor ehliyeti var.İkimiz de sürekli birbirimizin motorunu düşürüyorduk.Baktık bu böyle olmayacak işin ucuna ceza koyalım dedik.O an tekmeden kaçıyordum.Ama kaçamadım.''dedim.

 

Yusuf gülerek ''Keşke tekme yediğin anı kayda alsa idim tekrar tekrar gülerdik''dedi.Bu çocuk sebebim olacak.

 

Ciddileşerek''Eğer biraz daha yerini bilmez isen ben de sinirimi bilemeyip seni intagramda canlı yayın açıp dövebilirim.Dikkatli ol''dedim

 

Bana sinirle bakarak ''Kimi tehtid ettiğine dikkat et ben Yusuf Göksel'im''dedi.

 

Onun aksine gülerek''İyi bari eğer sınırını aşarsan dövdüğüm kişinin bilinç kaybı yaşayıp yaşamadığını kontrol edebilirim''dedim.

 

Rüzgar''Sen kimin kardeşini tehtid ediyorsun,lafını bil''dedi.

''Asıl siz yerinizi bilin yoksa kimse için iyi olmayacak.Kızın üstüne çok gitmeyin''dedi Nihan hanım.

Arda''Bakıyorum ilk günden kabul etmişsiniz kızınızı.''dedi.

Ya sabır amına koyayım ya sabır,offf ya sabır amına koyayım ya sabır.

 

Nihan hanım''Yeter,herkes yerini bilsin,her ne kadar duygusal olarak birbirinizi tanımasanız da siz biyolojik olarak kardeşsiniz.Kabul etseniz de etmeseniz de''

 

Yani diyor ki ister seve seve ister sike sike kardeşsiniz.

 

Yani burada birini kardeş olarak kabul edecek olsam sanırım Poyraz'ı ve Aytaç'ı kabul ederim.

Çünkü Poyraz bana daha sıcak davranıyordu.Aytaç ise nötr, olsun.Negatif bir şekilde gelmelerinden iyidir.

 

Şuan ise bazısı kilimi incelliyor,bazısı duvarla bakışıyor.Telefonumun titreşmesi ile telefonumu cebimden çıkarıp baktım.

Bizim lisenin yanınındaki lisede gastronomi okuyan ortaokul arkadaşım Derya yazmıştı.

 

+Ayçaaa

+Ocağına düştüm

+Acil bakk

-Neolduuu

+Emreler ablamlara çay içmeye gelicekmiş 2,5 saate

 

Emre bu ileri zekalının aşkı, evli ablası onun ailesi aynı apartmanda oturuyor diye ablasına taşındı. Ama çocuk kızın adını biliyor mu yok.Kendi kendine takılıyor.

 

-Ee çay koy o zaman gerizekalı bana niye yazıyon?

+Annem yanına tatlı da yaparsın dedi ama benim beynim durdu ne yapayım?

 

-Gerizekalı gastronomi okuyan ben miyim sen misin?

+Ya heycandan zar zor yazıyorum ne yapayım? Şerbetli tatlı mı yoksa sütlü mü?

+Şuan heyecandan puding yapıp bile verebilirim.

-Saçmalama Derya

 

-Evde künefe malzemesi var mı?

+Var 

-E o zaman künefe yap

+öyle yapayım di mi

-Öyle yap

 

-Bize de birer tabak yap bari

+Başka zaman yapsam

-Olur olur

-Sen git önce bir çay suyu koy sonra tatlını yap.

+💋

-💋

 

Salak bu kız yeminle.Gastronomi okuyan kendisi bana soruyor.

Saate baktım.9'a geliyordu.

 

Nihan hanım "Gel kızım sana odanı göstereyim de dinlen biraz" dedi.

Ben de ara holdaki bavulumu aldım.

Ama o asansöre doğru yürüdü.Evde asansör var amk.Zenginliğe bak.Bizim semtte de yalnızca belediye binasında var amk o da bozuk.Ben de onu takip ettim.

 

Asansörün kapısı kapanınca "Bak güzel kızım 1. Katta Poyraz abin,Arda abin,Serkan abin kalıyor.2. katta Rüzgar abin -ki o şuan için abi kelimesini bence hak etmiyor-,Sen, Aytaç kalıyorsun.3. katta ise biz Sinanla ve Yusuf kalıyor.Zemin katta ve alt katta da misafir odaları var"dedi.

 

"Anladım, teşekkürler"dedim.Asansör durunca bir odaya doğru ilerledik.Bu oda çok güzeldi ve büyüktü."Umarım odanı beğenirsin"dedi.

 

"Beğendim efendim çok güzel teşekkürler"dedim.

"Bak kızım onların yaptığı saygısızlıkların hiçbirini savunmamak ile birlikte onları da biraz anlamı istiyorum.Onlar için de zor tabi bu sana saygısızlık yapacakları anlamına gelmiyor.Merak etme hepsini şimdi bir güzel haşlayacağım.Sen kendi içinde mahkemeni kur kızım.Onlara sen nasıl davranırsan davran. Onlarla nasıl iletişim kuracağını veya iletişim kurup kurmayacağını düşün"dedi.

 

"Düşüneceğim"dedim.

"Ver istersen numaramı yazayım lazım olur."

"Buyrun"deyip telefonumun rehber kısmını açtım.

 

Bir şey gördü ve gülümsedi ve numaraları yazdı.

Daha sonra da "Sana iyi düşünmeler"diyerek kapıyı kapatıp gitti.

Neye güldüğüne baktığımda ise kendinini "Biyo. Nihan Anne"diyerek kayıt ettiğini gördüm.Kafa kadın.

 

Odadaki yatağa oturdum daha sonra aklıma üstüme daha rahat bir şey giymem,bunla yatarsam gece rahatsız olup yine kalkacağım geldi.

 

Odaya şöyle bir bakıyorum.Bakmasam daha mı iyi olur? Çok güzel,iki kişilik hafif lila yatak,hemen yanında bir çalışma masası,öteki duvarda kıyafet dolabı vardı.Bu dolapta ise lila-mor tonlarında bir ton kıyafet Duvarlar da lila?

 

La bunlar lilaya aşık olduğumu nerden biliyorlar? Ayriyeten odada banyo da varr.

Valizimden bir eşofman takımı çıkardım ve banyoda giydim.Dişlerimi fırçaladım, saçımı bir güzel taradım,elimi yüzümü de şöyle bir yıkadım ve evimden getirdiğim havluları yerleştirdim.

 

Yatağa oturdum ve telefonumdan bizimkilerin Whatsapp grubuna yazdım.Nihan hanım wifiye bağlamıştı.Grubun adını da tabi ki ben koymuştum.

 

"Bir Adım Daha Atarsan Senin Kelleni Alırım"

Ben:Eee bu grupta neden mesaj yok

Hüseyin💜:Sen yoksun diye

Ayllaa:Sanane la,sanane la

 

Ufuk:hsnsndndndndndbd

Hüseyin💜:Alışabildin mi onlara

Ben:Cık

Ayllaa:Niye,sana bir şey mi yaptılar?

Ufuk: Ağalar alın bunların kellesini

 

Ben:Bana pek bir şey yapmadı sayılırlar ama sürekli laf sokuyorlar,yok orospu musun yok meslek lisesinde başarısızsındır seni koleje aldıralım.Yarrak yarrak konuştu birkaçı canımı sıktılar.

Hüseyin💜:Sana orospu dediler?

Ayllaa:Merak etmeyin Ayça lafını esirgemez

Ufuk:Onu biz de biliyoruz

 

Hüseyin💜:İlk günden orospu demeleri biraz saçma olmuş amk kızı kaç dakika gördünüz de orospu diyorsunuz

Ben:Neyse boşverin onları bir ton Ayla ile Seni sorguladılar zaten

Ufuk: Ben üvey evlat mıyım?

 

Ufuk:O değil hadi Aylam ile tekme atmanı sorarlar da Hüsoyu niye sordular?

Ben:Sevgilin hoşlandığı var mı dediler ben de var sevgilim Hüseyin dedim.İlk günden rengimi belli edeyim dedim.İyi yapmış mıyım.

Hüseyin💜:Çok iyi yapmışsın.

 

Ufuk:Yarın buluşak?

Ayllaa:Olur

Ben:Uyar bana

Hüseyin💜:Her zamanki parkta?

Ben: Saat 13.30'da

Ayllaa:olurr

 

Ufuk:Kızlar okey de bakın 13.30 da buluşuruz 13.30 da hazırlanmıyoruz!!

Hüseyin💜:Harbi ha ağaç olup meyve veriyoruz sonra

Ben:DHNDNDJDJDJDJJD

Ayllaa:Tamam tamam

 

Ufuk:Hadi kapatın

Ben: Hadi öptüm

Ayllaa:Bb

Hüseyin💜:İyi gecelerr

 

Mesajlaşmayı bitirdikten sonra camı yarım açtım.Yaz, kış, yağmur, çamur, dolu fark etmeksizin ben gece yatarken camı yarım açarım.Ayla ile az tartışmamışızdır bu konu hakkında.

 

Derken yan odadan yüksek sesle yabancı müzik sesi gelmeye başladı.Dur bakayım benle kim kalıyordu bu katta.Aytaç ve Rüzgar..

 

Tamam şimdi objektif bakmak istiyorum da bu taşın altından Rüzgar çıkacakmış gibi geliyor.

De bu seste uyunmaz ki en iyisi kulaklığımı takmak.

 

Çantamdan kulaklığımı çıkardım

Bu kulaklığı Hüseyin, arkadaşına özel olarak yaptırmıştı.Kablolu ama Bluetooth özelliklerini de taşıyordu.Dokunmatik şarkı değiştirme, gürültü engelleme falan.

 

Onların yabancı şarkıları varsa benim Sezen ablam var.

Konuş be Sezen abla.

 

Bir gün dönüp bakınca düşler

İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını

Ağla, ağla Firuze ağla

Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte olduğunu

 

Kıskanır rengini baharda yeşiller

Sevda büyüsü gibisin sen Firuze

Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu

Üzüm buğusu gibisin sen Firuze

 

Kıskanır rengini baharda yeşiller

Sevda büyüsü gibisin sen Firuze

Sen nazlı bir çiçek, bir orman kuytusu

Üzüm buğusu gibisin sen Firuze

 

Duru bir su gibi, bazen volkan gibi

Bazen bir deli rüzgar gibi

Gözlerinde telaş, yıllar sence yavaş

Acelen ne bekle Firuze

 

Bir gün dönüp bakınca düşler

İçmiş olursa yudum yudum yudum yıllarını

Ağla, ağla Firuze ağla

Anlat bir zaman ne dayanılmaz güzellikte

olduğunu

 

Acılı bir bakış yerleşirse eğer

Kirpiğinin ucundan gözbebeğine

Her şeyin bedeli var, güzelliğinin de

Bir gün gelir ödenir, öde Firuze

 

Acılı bir bakış yerleşirse eğer

Kirpiğinin ucundan gözbebeğine

Her şeyin bedeli var, güzelliğinin de

Bir gün gelir ödenir

, öde Firuze

 

Duru bir su gibi, bazen volkan gibi

Bazen bir deli rüzgar gibi

Gözlerinde telaş, yıllar sence yavaş

Acelen ne bekle Firuze

 

Sezen ablamın sesinde uykuya daldım.

 

Oku oku bitmiyor değil mi?

Görüşmek üzereee.

 

Loading...
0%