İyi günlerrr.

Geçelim bölümümüzeeee.

Düzenleme:Medya yüklemeyi unutmuşum onu ekledim.

Medya: Aytaç'ın duvar kağıdı.

(Fotoğraf bana aittir)

Sabah dinlenmiş bir şekilde uyandım.

Arda Abime baktığımda daha uyuduğunu gördüm.

Masanın uzarındaki saate gözlerimi kısıp baktığımda 11.45 olduğunu gördüm.

Oda klima sayesinde sayesinde serindi.

Onun boyun girintisine kafamı gömdüm.

Bir süre sonra derin bir nefes almasımdan uyandığını anladım.

"Günaydın"dedim

"Günaydın saat kaç?"dedi.

"12 'ye çeyrek var"dedim

"Kalkıcan mı?"dedi.

"Gel birşeyler yiyelim"dedim.

Beraber mutfağa indik.

O sırada Azra'dan bir mesaj geldi.

"Abla saat 1'de toplantı var, birinin bizim,birinin de Efe ile Mira'nın toplantısına girmesi lazım"

Yazmıştı.

"Tamam gelicem"yazdım ve diğer gruba girdim.

"BİR ADIM DAHA ATARSAN SENİN KELLENİ ALIRIM"

Ben:Gencolar bugün müsait olan var mı?

Ufuk: Ben ve motorum sanayideyiz

Hüseyin 💜:Ne yaptın lan motora

Ufuk: Egzoza baktıracağım garip gurup ses geliyor.

Hüseyin 💜: Anam bana bugün temizlik kitledi

Aylaa:Ben de napam işte staj defteri ile bakışıyorum.

Ben:Azraların toplantısı var benle gelebilecek bir Allah'ın kulu yok mu?

Hüseyin 💜: Anamı ikna et gelem

Ben:Aman Allah Nur teyzenin inadından korusun.

Ufuk:🤲🏻

Hüseyin 💜:Aminnn

Aylaa:Amin cümlemizi

Ben: Tamam hadi bayyssss

Kafamı telefondan kaldırım.

Orda bulunan ablalardan biri sofra kurmuştu mutfağa.

13.00 'de toplantı vardı.

Aslında hayalim tüm gün evde yatmaktı ama.

İç ses"Hayaller Paris, gerçekler Somali,senin adın belli,mokali mokali"dedi.

Ona susması için Osmanlı tokadını bir yapıştırdım daha hâlâ ayağa kalkamadı.

Masaya oturdum.

Aytaç ortalıkta gözükmüyordu.

Evet onla vakit geçirmek istiyorum ve onla gidicektim.

Hızla kahvaltı ettim ve Aytaç'ın odasına daldım.

Daha hâlâ uyuyordu.

Ben bunu kahvaltının üstüne tatlı diye yerim.

Yanına uzandım ve yanağına dudağımı bastırarak bir öpücük kondurdum.

Benim için üzülmüştü.

O da gözlerini açtı ve beni hızla kendine çekti ve yan yatırdı.

Saçlarıma büyük bir öpücük kondurdu ve"İkizini uyandırmaya da gelirmiş"dedi.

Güldüm"Kalk hadi hazırlan"dedim.

"Nereye?"dedi.

"Seni çok havalı bir yere götüreceğim"dedim. Tiktok kullananlar beni anladı.

"Na na na nı"dedi o da akımdaki sesi taklit etmeye çalışarak.

🍁

"Bana bak dediğim her şey aklında değil mi?"diye sordum.

"Evet evet aklımda ben Mira ile anne tarafından akrabaymışım Efe ile de baba tarafından akrabaymışım.Anneleri mesaide diye de akraba olaraktan beni yollamışlar"dedi

"Afferin lan"dedim ve alnından öptüm.

Severim alından öpmeyi.

"Hadi bismillah de sınıfa geç toplantı başlıyacak"dedim.

🍁

Kendimi toplantıdan sonra zar zor bahçeye atmıştım.

Kafamda "Eman eman eman eman"çalıyordu.

Uzaktan gelen Aytaç'ı seçtim.

Oturduğum kaldırımın yanına oturup"Bunlar yaz okulunda böyle ise normal zamanda nasıl Ayça?"dedi.

"Offf anam off, neyse çocukların yaz okulu bir aydı zaten ama ben yine de bir kulaklarını çekeyim"dedim.

O arada bize doğru gelen dört manyağı gördüm.

Bağırarak"Gelin gelin sizinle konuşacaklarımız var"dedim.

Onlar korka korka geldi.

Onlara bağırmadan çağırmadan insan gibi yaptıklarının doğru olmadığını anlattım.

Dediğimi yap yaptığımı yapma.

Tamam biz de yaramazdık amma şöyle de bir şey vardı.Biz öğretmenleri odasına hoparlör koyup 'Kibariye-Hap Koydum' açmamıştık veya hocanın flaşındaki ders kitabı pdfini silmiyorduk,biz gizlemiştik.

Daha yaptıkları çok şey vardı.Dersden kaçma, kaynatma falan.

Güzelce uyardık.

Annelerini de arayıp sanki toplantıdan hiç haberimiz yokmuş gibi derslere dikkat etmesi konusunda uyarmıştık.

Daha sonra da iplikçiye gitmiştim.Orda iplik almıştım.

Aytaç'a çaktırmadan da bir buket çiçek almıştım.

Yusuf'a almıştım.

Üstündeki kartivizite de"Bergen-Sen Affetsen" yazdırmıştım.

Açsın dinlesin banane.

(Birilerinin spoisi)

🍁

Eve geri döndük.

Yusuf salonda idi.

Aytaç"Ben odamdayım bir duş alıcam sonra da beraber takılırız"dedi.

"Tamam"dedim.

O odasına girdikten sonra ben de Yusuf'un odasına çiçeği bırakıp duşa girdim.

Duşta da şarkı dilime dolandı ve söylemeye başladım.

Tanrım kötü kullarını

Sen affetsen, ben affetmem

Bütün zalim olanları

Sen affetsen, ben affetmem

Bütün zalim olanları

Sen affetsen, ben affetmem

Sen tanrısın, affedersin

Bağışlarsın, kulum dersin

Sen tanrısın, affedersin

Bağışlarsın, kulum dersin

Neler çektim, sen bilirsin

Sen affetsen, ben affetmem

Sen affetsen, ben affetmem

Bütün zalim olanları

Sen affetsen, ben affetmem

Ağlatıp da gülenleri

Terk edip de gidenleri

Sevilip sevmeyenleri

Sen affetsen, ben affetmem

Sevilip sevmeyenleri

Sen affetsen, ben affetmem

Ümidimi kıranları

Bu dünyayı yakanları

Ümidimi kıranları

Bu dünyayı yakanları

Dar günde bırakanları

Sen affetsen, ben affetmem

Sen affetsen, ben affetmem

Boynu bükük koyanları

Sen affetsen, ben affetmem

Kendime kese atmaya başladım.

Aytaç'ın sesini duydum"Olum senin sesin baya baya iyi ha"dedi.

Banyoda tektim amk nerden geliyor bu ses.

"Allah'ım sen beni koru, Noluyor lan?"dedim.

"Bir gaipten ses duymadığım kalmıştı o da olsu tam oldu"dedim kendi kendime.

O sırada Aytaç'ın kahkasını duydum.

Ben deliriyorum herhalde.

"Allah canını almasın Ayça ne güldürdün beni"dedi.

"Nerden geliyor bu ses,amına korum ha bak kim benle taşak geçiyorsa"dedim.

"Kızma zilli,tüm evin banyoların havalandırmaları bir kanala çıkıyor ondandır"dedi.

"Aytaç unutturma banyom bitince seni sikicem"dedim bacaklarımı keselerken.

Banyoda yaptığımız muhabbete bak anasını.

O sırada Serkan'ın sesi duyuldu.

"Ayıptır sorması nasıl yapmayı düşünüyorsun, biyolojik olarak imkansız da"dedi.

Amına koyim bir sen eksiktin.

"Biyolojik olarak sikmicem zaten"dedim ve üzerime su tuttum.

Kafamı duruladım ve çıktım.

Üstümü giyiniyordum.

Aytaç'a"Kimin odasında izliyoruz flimi?"dedim.

O da su sesinden duymadığından"Ne?"diye sordu.

"Kimin odasında izliyoruz flimi?"diye yenildim.

"Komşu gel bana"dedi.

"Tamam saçımı tarayım geliyorum"dedim.

"Saçını tarama tarağı al da gel"dedi

Anlamasam da "Tamam"dedim ve omuzlarıma tişört ıslanması diye bir havlu serdim.

Tarağımı,tokamı ve telefonumu alıp banyodan çıktım.

Daha kendi odama bile geçmeden karnımda bir ağrı hissettim.

Hızla tarihe baktım.Velkom tu Regl Haftası.

İki ayda bir olurdum ama iki ayın acısını bir ayda çekerdim.

Hızla yeniden temizlendim ve Aytaç'ın odasına daldım.

Sancılarım başladığı için biraz moralim bozuktu ama yapacak bir şey de yoktu.

Yanına oturdum.

O da arkama geçti ve elimden tarağımı aldı.

Arkadaşlar bende jeton köşeli.

Daha yeni anladım.

Yavaşça saçlarımı taramaya başladı.

Ama ben zaten şuan duygusalım daha da ağlayabilirim.

"Sen de flim bulsan ne güzel olur"dedi.

"Kemal Sunal'ı başka zaman izlesek,benim güzel bir film önerim var"dedim.

Sonlara doğru sancı saplandığı için sesim iniltiden farksız çıkmıştı.

"İyi misin lan?"dedi.

Olum kız kardeşine böyle davranan sevgilisine nasıl davranır.

Bekle beni Ferda, sana geçen sene doğum günü hediyesini staj parası yatmadı diye alamamıştım değil mi?

Aytaç ile aranı yaparak en iyi hediyeyi yapacam.

"İyiyim iyiyim"dedim

"Değilsin işte söyle ne oluyor?"dedi.

"Reglim,iki ayda bir olduğum için baya sancılı geçiyor"dedim.Regl utanılacak bir şey değildi fakat bir an çekindim.

"Gel buraya güzelim"ded ve bana kocaman sarıldı.

İşte o an karnımdaki sancılar bir anlığına dindi.

Tableti uzattı ve "Şifresi yok gir bul filmi ben geliyorum"dedi.

Ben de kafamı salladım ve yatağa uzandım saçım çok az nemli idi.

Telefonumun titremesi ile mesaj geldiğini anladım.

Hüseyin 💜 'den idi.

Evindeki aynanın fotoğrafını atmıştı.

Altına "Bu aynayı siliyom siliyom su izi kalıyor ne yapıcam?"yazmıştı.

"Gazete veya kağıtla sil"yazdım.

Temizlik daha bitmemişti galiba.

Annesine yardım etmek istiyordu.

Kalp attı mesajıma,ben de ona attım.

Canım sıkıldı diye Aytaç'ın peşine gittim.

Flim zaten aklımda hazırdı.

Aşağı indiğimde Aytaç'ın Fatma abla ile konuştuğunu gördüm.

Kenara geçtim.

Aytaç"Abla bu regl nasıl geçer"dedi.

Fatma abla hafif güldü.

"Oğlum bu baş ağrısı değil ki"dedi.

Aytaç"Doğru az birşey derslerde göstermişlerdi ama nasıl azalır sancı,sen de kadınsın bir yardım et"dedi.

Ben ikizimi çok seviyorum.

Fatma Abla"Dur deli oğlan biliyorum bir iki taktik"dedi ve beraber mutfağa geçtiler.

Ben de geri odaya gittim.

Ana ekranı açınca bir şok yaşadım.

Duvar kağıdı benim çektiğim ve çok viral olan bir ağaç fotoğrafı idi.

Ben çektikten sonra arkadaşlar ile ortak kullandığımız 'su.kidam' fake hesabında paylaşmıştık.

O hesap herkese açıktı.

Ve genellikle birilerini işletmek için kullanıyorduk.

Fotoğrafi orda paylaştıktan sonra fotoğraf çok paylaşıldı.

Ben bunları düşünürken Aytaç elinde bir tepsi ile geldi.

Bir ton çikolata, patlamış mısır, meyve suyu falan vardı.

Lan gözlerimden kalp çıkıyor.

"E hani açmamışsın flimi"dedi.

"Tam açıyordum ana ekran dikkatimi çekti"dedim.

Önce anlamadı ekrana baktı daha sonra"Haa Instagram'da çok viral oldu benim de hoşuma gidince ben de ana ekran yaptım"dedi.

"Biliyorum çünkü ben çektim"dedim.

"Valla mı?"dedi.

Telofonumu açıp galerimdeki fotoğrafları gösterdim.

Daha sonra da flimi izlemeye karar verdik.

O tableti eline aldi ve"Filmin adı ne?"dedi

"Ay lav yu adı"dedim.

O arama kısmına"I Love You"yazdı.

Büyük bir kahkaha attım.

"Neye gülüyon be?"dedi.

Tableti elinden aldım ve "Ay Lav Yu" yazdım.

O ise flim çıkana kadar"Kızım ingilizce derslerinde hocanız hep mi hamileydi amına"dedi.

Ona hafif güldüm ve Sermiyan Midyat 'ın yönetmeliğini yaptığı flimi açtım.

🍁

(Filmden replikler canoşkiler)

"Ya baba ama boku çıktı yaa"dedi o.

Ben de gülerken"Ben daha kendi karımı yapamıyorum senin kızını yapacam"dedim.

Aytaç "Anası amarikali babası buralıymış"dedi gülerek.

Ben de "Yusuf Ağa iki taraflıymış" dedim

Gaza gelmiş ikinci flim olan 'Ay Lav Yu Tuu'yu da izlemiştik.

Aytaç bu sefer"Makbulenin kocası ona şikolata sürüyormuş sen lala getir anca"dedi.

Sahneyi canlandırmak için ben de"Kız sana daha dün yoğurt sürmedim?"dedim.

Aytaç da"O yoğurt mantıdan artmıştı leş gibi sarımsaklıydı viyğğk"dedi.

Ben de elimi bacağıma vurup"Sana da fantazi dayanmıyor ha"dedim.

"Vurma döverim Nazım"dedi.

Bende filmdeki korkan erkeği taklit edip"Yapma"dedim.

Daha sonra "Hayırlı olsun ağam hamileymişsin "dedim.

Aytaç"Pas versene oğlum"dedi.

Ben de "Nasıl verem amına koyduğum, atıyorsun taca gidiyor ibne"dedim.

"Bak Daniel senin geçen sefer getirdiğin topla olmuyor,üç gün uğraştılar gol atamadılar"dedi.

"Gel şimdi halaya dizilin burdan sağlık ocağına gider Daniel'i alırız ordan da bizi eve bırakırsınız"dedim gülerken

İkimiz de acaip gülmüştük.

Çok şükür gülmemizi durdurmuştuk.

Yoksa çatlayacaktık.

"Aytaç içimde bir gülme tufanı var lan"dedim.

"Sakın bana bakma"dedi.

Beraber bu dediğimize de güldük.

Ama benim gülmem beni yoklayan sancım ile kesildi.

Namussuz o kadar sert sancı vuruyordu ki bazen nefesim kesilecek gibi oluyordu.

Yatağa uzandım ve sancının geçmesini bekledim.

Aytaç da karşıma uzandı ve alnıma yapışan saçlarımı kenara itti.

"Aytaç senden bir şey isteyebilir miyim?"dedim.

"İste,söyle"dedi.

"Benim odamda kapının arkasındaki askılıkta siyah kol çantam var onun en küçük öndeki fermuarlı yerinde 4 tane bitter çikolata var,getirir misin?"dedim.

Kafasını salladı ve gitti.

Bir tane ile doymadığım için dört tane almıştım.

Geldiğinde ikisini ona verdim beraber yedik.

Sancım biraz azalınca beraber tiktok izledik.

🍁

Akşam yemeğine indik.

Yemek indik.

Yusuf'un yüzü asıktı.

Bana dediklerine saysın.

Tamam ona bir şans daha vermiş, sarılmış olabilirim ama bu dediklerini unuttuğum anlamına gelmiyor.

Yemekten sonra Poyraz abimin odasına gittim.

Kolumdaki sargıyı çıkardı.

Biraz havadan sudan ve de Asya ablamadan bahsettik.

Aşık olduğunu ve daha önce hiç hoşlandığı biri ile konuşurken bu kadar heyecanlanmadığını anlattı.

Saat ilerleyince klimayı orta düzeyde açıp yattık.

Ve karşınızda o çok istenen hastane sahnesi tatatatammm(kimse istemedi)

~GÜLFEM'DEN HASTA OLDUĞU GÜN ~

​​​

Ayça ateşimin 39 olduğunu söyleyince şaşırmadım değil.

Kabul sabah da iyi değilken eczaneyi açmıştım ama bu kadar kötü olduğumu ben de bilmiyordum.

Şimdi ise bir hastane köşesinde bir elimde serum bir elim de yatağın üstünde tavana gözlerimi yummuş yatarak az biraz dinleniyordum.

Kızlara eczaneyi emanet edebileceğimi biliyordum.

Onların çocukluğunu biliyordum.

Derken bir ses duydum.

"Ya Nesim doktor senin yazacağın reçetenin amına koyim ya, okunmuyor ya"

Onun sesiydi.

Eski sevgilim Hakan,daha doğrusu eski nişanlım...

Sesin geldiği yöne baktığımda göz göze geldik.

Hemen kafamı diğer tarafa çevirdim.

"Gülfem"diyen sesini duydum.

Adıma hem aşık etmişti,hem de nefret ettirmişti.Tıpkı kendine yaptığı gibi...

"Yüzüme bakmayacak mısın?"

"Başkalarının beynini kullanan insanlar başkalarının yüzlerini de kullanılabilir diye düşünüyorum"dedim.

Benimle konuşmasın,muhattap olmasın,beni görmezden gelsin.

"Gülfem,her şeyi geçelim, şu an neden burdasın,iyi misin ?"dedi.

"İyiyim"dedim.

O sırada hemşire geldi ve serumu çıkarıp gitti.

Kalkıp gidecek iken sabahtan beri birşey yemediğim için gözümün önü karardı.

Gözümün kararması geçene kadar ayakta beklemeye başladım.

O ise beni yatağa oturttu.

"Yapma" dedim.Sesim belki de en son nişan yüzüğünü kaşına çaldığımda bu kadar çaresiz çıkmıştı.

"Ne yapmayayım Gülfem?"diye sordum.

Beni yatağa oturtmak için tuttuğu elimi elinden çektim.

Ben zamanında o eli tuttuğuma bir kere pişman olmuştum.

Bir kere daha aynı hatayı yapamam.

Bu sefer toparlanamam...

Hızla kalktım ve acilin kapısından geri çıktım.

O da peşimde idi.

Rahat konuşabileceğimiz bir yeşillik ve sakin bir alana geldiğimde hızla arkamı döndüm ve "Neden geliyorsun Hakan, bırak unutayım, bırak toparlanayım,bırak hayatıma devam edeyim, niye aynı şeyleri yaşamamı istiyorsun , hiç mi vicdanın yok,ulan her şeyi geçtim geçmişte hiç mi sevmedin de yine aynı kabusları görmeme izin veriyorsun?"dedi.

Hâlâ aşık olduğum ama kendimi sakındığım o mavi gözlerine baktığımda dumura uğradığını gördüm.

Daha sonra da bana bakıptı ve sinirine hakim olmaya çalışarak"Ben seni hâlâ seviyorum Gülfem ama sen beni kullandın" dedi.

Ben mi onu kullanmıştı.

"Ben ne zaman seni kullandım lan?"diye bağırdım.

İçimde bir boşluk vardı çünkü.

"Eski sevgilin Levent benim yanımda iken sana mesajlar atıyor,o mesajların içeriğini de biliyorsun,sen cevap vermesen öyle mesajlar atmaz"dedi

"Ben o pezevenke cevap veremedim,onun eski numarası da engelli hâlâ bende,ben araştırdım senin gibi bırakıp gitmedim,numara abisinin"dedim ve devam ettim.

"Ben de seni deli gibi sevdim ama aşk gözümü kör etti Hakan."

"Bana o kuzenim dediğin kızla fotoğrafların geldi, baş başa kafede karşılıklı oturur iken"dedim.

"O fotoğrafı bir de ben görebilir miyim?"dedi.

O fotoğrafın geldiğini ona söylemiştim ve ayrıldığımızı söyleyip nişan yüzüğünü var gücümle kaşına fırlatmıştım.

Nokta şeklinde kanamıştı.

Telefonumu çıkarıp ilk birbirimizle buluştuğumuz günün tarihini şifre kısmına girip fotoğraflardan fotoğrafı buldum.

Fotoğrafı ona gösterdim.O fotoğrafı inceledi.

O da kendi telefonundan bir video açtı.

Videoda diğer kuzenler de vardı.

"Evet arkadaşlar 3 yıl önce sözünü verdiğimiz kuzen buluşması bugün gerçekleşti"diyordu Gözlerimdeki ıslaklığın yanaklarıma indiğini hissettim.

Orda diğer kuzenleri,o ve o kız vardı.

Baş başa, diz dize değillerdi...

Ağlamak üzere olan sesimle "Biri bizimle oynuyor"dedim ve kendi telefonumdan o iki numaraya açtığım dava kağıdının fotoğrafını açtım.

Eski mesajların hepsi görünüyordu.

O numaraların attığı tüm mesajlar vardı ve benim onlara mesaj yazmadığım.

Biz bir yalan uğruna mı nişan atmıştık?

Hakanla birbirimize bakakaldık.

Ve o an ikinizin dudaklarınıdan da aynı cümle döküldü.

"Çok özür dilerim,affet beni "

Yaşlı gözlerimle onu zar zor görüyordum.

İkimiz de aramızdaki iki adımlık mesafeyi kapattık ve sarıldık.Ben kollarımı boynuna dolamıştım.

Daha sonra da kollarımı beline indirdim.

Yere oturduk ama hiç ayrılmadan.

Kafamı kalbine bastırıp ağlamaya başladım.

"Affet nolur beni Gülfem'im"dedi.

"Sen beni affet Hakan"dedim.

Saçlarıma bir öpücük kondurdu ve yüzümü yüzüne tuttu.O an anladım ki kaşındaki küçük nokta şeklindeki yara daha duruyordu. Nişan yüzüğü kanatmıştı...

"Her ne kadar ayrı olsak da, o yara da olsa sen yaptın diye orayı sürekli soydum"diyerek baktığım yerdeki yara izini açıkladı.

Ağlamam daha da şiddetlendi ve boğaz ağrım da...

"Yapma Gülfem'im, ağlama"dedi.

"Aramızı bozdular"dedim.

"Aramızı bozan,kara çalılık yapan her kim ise onlar sevinmemesi ve bil hassa bizim sevinmemiz için bunu takar mısın?"dedi ve cebinden nişan yüzüğümü çıkardı.

"Takarım,seni çok seviyorum Hakan"dedim.

4 ay olmuştu ama hâlâ daha cebinde taşıyordu.

Yüzüğü taktığımda yüzü güldü.

Yanaklarımı öptü,ben de boynunu.

Bir süre daha kaldık.

Hakan bir anda ilk beraber söylediğimiz şarkıyı mırıldandı ve ben de eşlik ettim.O aralar bu şarkı çok modaydı ve biz de ilk bu şarkıyı söylemiştik.

Oh-oh, oh, ah

Aradığım anda ulaşamazsam (ulaşamazsam)

Yanımda olamazsan (olamazsan)

Kim'leyim emin olamazsın

Bunu da soramazsın (soramazsın)

Bu gece yalnız olmamam gerek

Beni biliyo'sun, anlamam (anlamam)

Azalıyo' bi' de, bak, zaman giderek

Et acele daha da geç olmadan

Boş ver inadı artık, bırak oluruna, oh

Gel de yatağım ıslansın

Sabaha kadar alev alsın, yansın

Durmam, duramam, imkânsız!

Bu gece imkânsız!

Gel de yatağım ıslansın

Sabaha kadar alev alsın, yansın

Durmam, duramam, imkânsız!

Bu gece imkânsız!

İmkânsız

Bu gece imkânsız

İmkânsız

Bu gece imkânsız

Bi' sürü seçenek olsa da (olsa da)

Yok sen gibisi, inan bana (bana)

Sana kapım açık her zaman

Olurum seninle tastamam (tamam)

Bu gece yalnız olmamam gerek

Beni biliyo'sun, anlamam (anlamam)

Azalıyo' bi' de, bak, zaman giderek

Et acele daha da geç olmadan, hm

Boş ver inadı artık, bırak oluruna

Gel de yatağım ıslansın

Sabaha kadar alev alsın, yansın

Durmam, duramam, imkânsız!

Bu gece imkânsız!

Gel de yatağım ıslansın

Sabaha kadar alev alsın, yansın

Durmam, duramam, imkânsız!

Bu gece imkânsız!

Bu gece imkânsız

İmkânsız

Bu gece imkânsız

Boş ver inadı artık, bırak oluruna

Gel de yatağım ıslansın

Sabaha kadar alev alsın, yansın

Durmam, duramam, imkânsız!

Of, bu gece imkânsız!

Gel de yatağım ıslansın

Sabaha kadar alev alsın, yansın

Durmam, duramam imkânsız!

Of, bu gece imkânsız!

Saat akşam 7'ye doğru dükkanları kapatmakta için kalktık ve el ele yan yana mahalleye girdik.

İnanmıştık birbirimize ve de en temelinden sevmiştik.

İkimiz de birbirinizin elini tuttuğumuza pişman olmayacaktık....

Evettttt nasıldı bölüm???

Ayça?

Hüseyin?

Aytaç?

Mira,Azra,Doruk,Efe?

Gülfem ve Hakan??

Poyrazla uyuması istenmiştiiii kiramadimmm

Aytaç ve Ferda?

İstek şarkı ve sahneleri buraya alayımmmm.

Hadi görüşürüz kendinize çok dikkat edin öpüldünüz 💋 ❤️‍🩹

​​​​​​

​​​​​​

​​​​​​

​​​​​