Yeni Üyelik
25.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Günaydınnnnn

Bölümü sabah biraz erken atmak istedim.

Medya: Ayça'nın elbisesi,elindeki pembe çanta yoktur.

Zevkimize uymuyorsa kafanızdaki ile devam edebilirsiniz.

Geçelim bölümümüzeeee.

 

Şuan masaya oturmuş ilaç etiketi keserken Pazartesi 'den Çarşamba'ya nasıl yatay geçiş yaptığımı düşünüyorum.

 

Dün çok hızlı idi.

Kestiğim etiketleri ilaçlara yapıştırdım.

Bugün o kutlu(!) gündü.

Evvet Ayla'nın geçen gün diktiği o elbiseyi giyecektim.

 

Şükür sancılarım azalmıştı.

O sırada telefonum çaldı.Arayan Arda abimdi.

Gülfem ablaya baktım.İzin almak için değil haber vermek için.

O da kafasını salladı,arka tarafa gittim ve açtım.

 

"Abilerin en Arda'sı,en yakışıklısı nabiyon?"

"Kardeşlerin en kızı,en güzeli,en sevdiğim, iyiyim sen ne yapıyorsun?"

 

"Valla iyi abi çalışıyoruz,sen ne yapıyorsun "

"İyi ben de de durumlar aynı bak sana ne diyeceğim, akşam benle geleceksin,babamlar biraz geç gelecek,orda da kendine çok dikkat edeceksin ben zaten yanında olucam da sen dikkat et"dedi.

 

"Abi ne oluyor?"dedim.

Bir nefes verdi ve"Ortakların çocukları da olucak ve çoğu erkek ama yavşak olan erkek" dedi.

"İbne desene şunlara"

"Haah tam üstüne bastın"

"Siktir et ben hallederim"dedim.

 

"Ben sana güveniyorum zaten meleğim, haber vermek için aradım"dedi.

"Tamam abi sağol aradığın için"dedim.

"Akşam ben alıcam 7'de haberin olsun meleğim"dedi.

 

"Neyse hadi görüşürüz, dikkat et kendine"dedi.

"Görüşürüz abi ,sen de dikkat et,kolay gelsin"dedim ve kapattım.

 

Geri işimin başına döndüm.

Mahalleden bir kadın gelmişti.

Çantasında bir şey arıyordu.

 

"Buyrun teyzecim ne arıyorsunuz ben yardımcı olayım"dedim.

Teyze"Kızım bende B12 eksikliği var doktor reçete verdi ama reçeteyi bulamıyorum"dedi.

 

Teyze'ye"Teyze sen istersen çantayı buraya dök, bakalım var mı yok mu"diye bir öneride bulundum.

Teyze dediğimi yaptı.

 

10 dakika kadar reçeteyi aradık.

Efsun abla"Yengeciğim reçete doktorda kalmış olmasın ''diyince parçalar oturdu.

Teyze"Hassiktir ben onu yanlışlıkla danışmaya bıraktım galiba"dedi.

Ne?

Biz gülmemeye çalışırken teyze kahkahayı koyuverdi.

 

Ayla gülerken"Teyze reçeteyi niye danışmaya verdin?"dedi.

Teyze"Ah kızım ben danışmadan kalem almıştım doktora girmeden önce form doldurmak için.Kalemi vereceğime reçeteyi vermişim"dedi.

 

Daha sonra da "Ben gidem alam da gelem"dedi.

Efsun abla"Dur yenge ben de geleyim senle ne olur ne olmaz"dedi.

Teyze yalandan vurarak"Yürü kız dünkü bok, yardım et yengene valla düyerim"dedi.

Efsun abla bize dönüp"Yengem"dedi ve geri hastaneye gittiler.

 

🍁

 

Akşam olmuştu.

Hüseyin yine öğle yemeğini yer yemez geri işe döndüğü için erken çıkmıştı.

 

Onla eczanede biraz vakit geçirdik.

Ona davetten falan bahsetmiştim önceden zaten.

 

Şuan da zaten elbisemi giymiş.Saçımı yapıyordum.

Elbisemi Ayla dikmişti.

 

 

 

Saçlarımı güzelce taradım.

Daha sonra elime kısa topuklu,siyah stilettolarımı elime aldım.

 

Yavaşça merdivenlerden indim.

Tüm aile burda idi.

Poyraz abim bir ıslık çaldı.

Arda abim ayağa kalktı ve beni kendi etrafında döndürdü.

Aytaç ve Yusuf büyülenmiş gibi bakıyordu.

 

Sinan Babam"Maşşalah çok güzel olmuşsun"dedi.

Nihan annem"Kızım ben birkaç elbise ayarlamıştım ama bu hangi markanın elbisesi çok güzel olmuş"dedi.

"Kardeşim Ayla dikti anne nasıl olmuş mu?"dedim ve etrafımda döndüm.

 

Rüzgar"Çok yakışmış"dedi.Ona sormadım ama yine de"Sağol"diyip göz devirdim.

Serkan ise"Bunu kardeşin yani üvey kardeşin mi dikti?"dedi.

"Evet"dedim.

Aytaç"Kız ,o kız eczacılığı kazanamazsa modelistliğe geçsin"dedi.

"O zaten ikimizin de B planı"dedim.

 

Sinan Baba"Eeee gitmiyor muyuz?"dedi.

Serkan"Gidiyoruz"dedi ve kapıya yöneldi.

 

Herkes dışarı çıktı ve arabalara dağıldık.

Ben de Arda Abim 'in arabasına binmiştim.

 

🍁

 

Balo salonu gibi bir yere gelmiştik.

Babam beni tanıttı.

Biz de bir masaya oturduk ve sipariş verdik.

Yemeğe dair tek bildiğim şey içinde dometes ve tavuk bulunduğu.

Arda Abimin yanına oturmuştum.Yusuf ayağı çatlak diye, Poyraz abim de şirkette çalışmıyor, Aytaç da Yusuf'un yanında kalmak istedi diye gelmemişt.

Abi kardeş ilişkileri güzeldi.

 

Yemekler gelince karşımızda oturan adam konuştu.

"Kızın da pek güzelmiş Sinan"dedi.

Sinan Babam"Maşşalah"dedi.

Yanındaki kadın (muhtemel karısı) bana bakıp"Bunca sene sonra zor olmadı mı?"dedi.

"Oldu ama bir şekilde halletmeye çalışıyorum"dedim ve önüme dönerken Hem Serkan'a hem de Rüzgar'a baktım.

Heheee cevap da veremiyorlar ya acaip iyi.

 

Karşımda oturan benden 2 veya 3 yaş büyük çocuk"Çok güzel bir yüzün varmış,sahibi var mı o güzel yanakların bari"dedi.

Ben senin babanın viski bardağına tüküreyim e mi.

Aslında o lafın doğrusu şarap çanağı ama adam viski içiyor ben ne yapayım amk.

Dur şuna bir cevap verelim.

 

"Var yanaklarımın sahibi,benim yasal olarak" dedim.

"İkinci sahibi ben olabilir miyim?"dedi.

Arda abim"Senin götünün yanakları sağlam kalmasın istiyorsan böyle devam et Şevket" diye araya girdi.

Sinan Babam"Oğluna sahip çık uyar Yiğit, tatsızlık çıkmasın"dedi.

 

Daha sonra ortalık biraz sakinleşti.

Romantik bir müzik çaldı.

Babam annemi, adının Yiğit olduğunu öğrendiğim adam karısını, Rüzgar yan masadan bir kızı dansa kaldırdı.

Aralarında çapkın olan Rüzgar sanırım.

 

Serkan Arda Abime bir şey söyleyip kalktı.

Sanırım içki almaya gitti.

Karşımızda oturan Şevket ise sırıtarak bize bakıyordu.

Arda Abim"Şevket düzgün bak birader yoksa gece berbat olur"dedi.

 

Abime yaklaşıp"Ben bir elimi yüzümü yıkayıp geliyorum"dedim ve kalktım.

Lavabo koridorunda yürürken"Pişt güzellik" diye bir ses duydum.Kedi mi çağırıyon amına.

 

Umursamadan devam ederken bir kolumdan tuttu ve "Selam Ayça,ben Caner,Şevket'in mesajda yazdığı kadar güzelmişsin ama bende seni ona bırakacak göz var mı?"dedi.

"Ne diyon yarram"dedim ve kolumu kurtardım.

"Vayyyy ağzımız biraz pismiş ama benim dudaklarım ile temizlenir"dedi ve yaklaştı.

 

Bu tacize girer ama.Peki ben bunun altında kalır mıyım, yok, elimiz armut mu topluyor?yine yok.

Buna gerindim gerindim bir kafa attım burnuna amma yemin ederim çıt diye bir ses geldi,onu duydum yani.

 

Daha sonra bu doğruldu ve"Ne yapıyorsun sen amına kodumun orospusu"dedi.

Daha tam doğrulamamışken buna gerindim bir dirsek geçirdim bir de tekme.

Daha sonra bilekliği gösterip"Daha da ilerlersen, acımam sikinle götünün yerini değiştiririm"dedim ve arkamı dönüp lavaboya girdim.

 

İhtiyaçımı gördüm,elimi yüzümü yıkadım ve geri çıktım.

Salona geri döndüğümde herkes bir masanın etrafında toplanmış biri ile ilgileniyordu.

Arda Abim,Serkan ve Rüzgar hariç onlar bizim masada idi.

 

Bizim masaya Arda Abim'in yanına oturdum.

Arda abim beni kolunun altına alıp "Afferin hep böyle kendini koru"dedi.

Anlamıştı yani mal olmayan anlardı.

Tam içimden böyle düşünürken Serkan"Ne oldu ki?"dedi.

 

Gülme Ayça,şuan ciddi bir ortamdası-

Ufak bir kıkırdadım,buna da şükür pata küte de gülebilirdim.

Serkan"Neye gülüyon bipolar"dedi samimi bir tonda.

 

"Tam içimden şey dedim 'Masada olanların ardından herkes anlamıştır,mal olmayan anlar' dedim,onun üstüne sorunca biraz komik durdu"dedim.Gizlenecek bir durum yoktu.

 

Bozulmuş bir sesle"Kötü denk gelmiş"dedi.

Sinan Babam ve Nihan annem masaya geldi.

Annem"Çocuklar Caner'i otoparkta biri ile tartıştı diye davet erken bitti,ne saçmalıksa artık, neyse kalkın eve gidiyoruz"dedi.

 

Aynı şekilde arabalara doğru yürümeye başladık.

Arda abim en önde hızlı hızlı kaçmıştı.

Annem ve babam da onun arkasından.

Serkan da onların arkasından yürüyordu.

En arkada ben ve Rüzgar kalmıştık.

Yan yana yürüyorduk.

 

Birden "Bir özür sence çoğu şeyi affeder mi?" dedi.

Bu da Serkan da pişmandı, adım kadar iyi biliyorum.

Ama bozmak olmaz "Ben özürün affettiriciliğine değil de daha çok özürden çok yapılan davranışların affettiriciliğine inanıyorum"dedim.

 

Arabasının yanına geldiği için durdu"O zaman özür dilerim Ayça"dedi.

Kısa bir bakışma yaşandı.

Ben Abimin arabasına o da kendi arabasına bindi.

 

Arda abim arabayı çalıştırdı

Arda Abim"Çok güzel olmuştun bu gece meleğim"dedi ana yola çıkarken.

"Sağol yakışıklım,sen de gözümden kaçmadın lacivert gömlekle, korktum biri alıp kaçacak diye"dedim.

 

"Onu boşver de sen o piç Caner'i nasıl dövdün?"dedi.

"Vira bismillah dedim bi kafa koydum ondan sonrası kolay geldi"dedim.

 

"Afferim"dedi.

"Abi bak hız sınırı 80 diyo biz 100 ile gidiyoruz yavaşlasan iyi mi olur?"dedim.

"Tamam meleğim"dedi ve hızı 80'e düşürdü.

 

Birden önümüzde giden tırdan ani bir fren sesi geldi.

Korna sesi,abimin el frenini çekmeye çalışması,benim kafamı kapıya çarpmam, etrafın kararması, araç kornaları,benim telefonuma uzanıp üç kere kapa tuşuna basmam hepsi birbirine girdi.

 

~YAZARINIZDAN

Göksel ailesinin gözü önünde olmuştu kaza.

Rüzgar hemen geri geri gelip aracın yanında durdu.

Serkanla beraber arabadan indiler.

Annesi ve babası da zaten burda idi.

 

Rüzgar"Ne olur düşündüğüm olmasın"dedi kendi kendine ve aracın daha doğrusu tırın altına girmiş abisinin arabasına doğru koştu.

 

Serkan ise daha mantıklı düşünebiliyordu.

O tırın yanına gitti ve kontak kapatıp olası patlamaları önledi.

Daha sonra da hızla abisinin ve kardeşinin içinde bulunduğu o arabaya koştu.

 

Rüzgar gittiğinde araçtan duman çıktığını gördü.

Zorla da olsa kapıları açtı ve kardeşlerine baktı.

İkisi de yarı uyanıktı ama büyük ihtimalle şokta oldukları için konuşamıyorlardı.

İlk yardım eğitimi almıştı hem Serkan hem de Serkan'ın zoru ile Rüzgar.

 

Rüzgar,abisi Serkan'a baktı.

Serkan"Abimi ben,Ayça'yı sen"dedi.

Rüzgar kafa salladı.

 

Önce emniyet kemerlerini açtılar.

Daha sonra sıkışan yerlerini kurtardılar.

Rüzgar,boynuna dikkat ederek kucağına aldı Ayça'yı.

 

O sırada Ayça dumanların arasında birini gördü.

Yıllar önce toprağa verdiği babasını gördü.

Onun yanına mi gidecekti?

O orda onu korur muydu?

 

Ayça arabadan çıkan gri dumanlara gülümsedi ve "Baba"dedi ağlamaklı bir sesle.

Serkan"Hayal görüyor kafasını çarptı büyük ihtimalle"dedi abisinin ayağını çekerken.

Daha sonra da Rüzgar'a dönüp "Sen Ayça'yı al ben de abimi alıp peşinden gelicem"dedi.

 

Ayça ise bambaşka bir kanalda idi.

Dumanlara gülümseyip "Seni özledim baba"dedi.

Rüzgar onu dikkatlice taşıdı.

 

Araba komple tırın altına girmişti.Tırın arka tekerleri havada idi.

Rüzgar Ayça'nın yüzüne baktı ve daha da pişman oldu.

Tırın altından çıktı ve emniyet şeridine dörtlü yakıp bıraktığı aracın yanına geldi.

Annesi ve babası telaşla ambulansa yer tarif ediyorlardı.

 

Ayça'yı yere yatırdı bağdaş kurdu ve Ayça'nın boynuna dizi ile destek verdi.

"Ayça beni duyabiliyor musun?"dedi ve gözbebeklerini kontrol etti.

Ayça derinden gelen bir sesle"Duyuyorum" dedi.

 

Daha sonra da Arda abisi geldi aklına.

"Abim"dedi ve hareket etmeye çalıştı.

Rüzgar onu geri yatırdı ve "Abimi de Serkan abim getiriyor,sen neren acıyor söyle bana"dedi.

Ayça"Kafam, omzum, bileğim, boynum" dedi.

Daha sonra da nefes alırken zorlandığını hissetti.

 

Rüzgar durumu anladı ve Ayça'nın boynunu en rahat nefes alabileceği şekilde düzeltti.

Rüzgarın gözünden bir damla yaş Ayça'nın yanağına düştü.

Ayça"Abimler, Hüseyin,Ayla,onlar merak eder"dedi.

Rüzgar"Daha haberleri yok"dedi.

Ayça"Acil yardım talebi tuşuna bastım orda onlar da ekliydi"dedi.

 

Rüzgar anlamadı ama kurcalamadı da.

Hüseyin ise hiçbir şey anlamadan ama Ayça'ya ulaşmadığından Acil Yardım Talebi ile gelen o mesajdaki konuma gidiyordu.

 

Rüzgar 'ın ağladığını gören Ayça"Ağlama niye ağlıyorsun?"dedi.

Rüzgar zoraki tebessüm etti.

 

Serkan ise abisini çıkarmış ve bir kenarda boynunu düz tutmaya devam ediyordu.

Serkan,abisi bayılmasın diye onla konuşmaya çalışıyordu.

 

"Abi şeyi hatırladın mı?Hani küçükken Aytaç'ın oyuncak kuzusu ile duvardan duvara maç yaparken televizyonu kırmıştık.Ben hayal meyal hatırlıyorum"dedi.

Arda kesik kesik"Hatırlıyorum hatta akşam çizgi flimi yan komşuda izleyip gelmiştik"dedi.

Birden gülümsemesi kayboldu ve bilinci gitti.

 

Ayça"Ben o eve geri geldiğimde hepinizi affetmiştim."diyince birden Rüzgar şaşırdı.

Ayça gülümsedi"Seni çok süründürücektim güya"dedi.

 

Rüzgar sakin tutmaya çalıştığı sesiyle "Gene süründürürsün değişen birşey yokki"dedi.

Rüzgar"Ayça hadi ben malım sana bir ton şey yaptım ama sen nasıl birisin ki tüm bunlara rağmen affediyorsun"dedi ve Ayça'nın bedenine çevredeki insanlarda aldığı suyu gezdirdi.

 

Ayça'nın gözbebekleri kaydı ve bilinci gitti.

Rüzgar"Hayır Ayça hayır şimdi değil hayır"dedi ve nabzını kontrol etti.

Çok zayıftı.Hatta aldığından bile şüphe duyudu.

Çaresizlikle abisine baktı.

O da aynı idi.

 

O sırada ambulanslar geldi.Arda'nın durumu daha kötü idi.

Serkan Arda abisinin yanına bindi.Rüzgar ise Ayça'nın.

Hüseyin geldiğinde gördüğü tek şey kapatılan bir ambulans kapısının içinde olan Ayça.

Motorsiklet ile ambulansın peşine takıldı.

 

Rüzgar ise cebinde milyonuncu kere titreşen telefonunu açtı.

Açar açmaz da Poyraz abisinin"Ne oluyor Rüzgar"diye bağırması ile yutkundu.

Arkadan gelen "Abi biz bir mesaj aldık ne bu" Aytaç'ın sesi idi.Basılan bir korna ile yolda olduklarını anladı.

Yusuf"Abi konuşsana"demesi ile "Arda Abimle Ayça kaza yaptı.Hastaneye gidiyoruz"dedi.

 

Ani bir fren sesi daha.Ama bu sefer Poyraz aracı durdurmuştu.

Aytaç"Ne"dedi zar zor.Onlar gittikten beri Yusuf'a 'içimde bir sıkıntı var'diyip duruyordu.

Nefesinin kesilmesinin nedenini de anladı.

 

Poyraz"Hangi hastane ?"dedi.

Rüzgar çalışan görevlilere dönüp sordu.

Cevabını alınca da "İstanbul Büyük Şehir Hastanesi"dedi.

Poyraz "Geliyoruz"dedi.

 

Hüseyin ise ambulansın arkasında idi.

Ayla ve Ufuk da geliyorlardı.

 

Kimlere gitmişti o acil durum mesajı?

Hüseyin'e, Ayla'ya,Ufuk'a,Kerem abisine, Orhan abisine, Emir abisine,Poyraz'a,Arda'ya, Aytaç'a, Yusuf'a,Sinan Bey'e,Nihan Hanım'a, Saide Hanıma

 

O sırada hastanede olağan bir gününü yaşayan Kerem'e kuzeni Ayça'dan acil durum mesajı gelmişti.

Aradığında açmıyordu.

O sırada başhekim "Kimse bir yere gitmiyor trafik kazası geliyor herkes acile"dedi.

Bir bu eksikti.

 

Emir'e "Ayça'ya ulaş"yazdı ama mesaj tek tik Büyük ihtimalle asansör kuyusunda olduğu için telefonu çekmiyordu.

Bir yandan da acile yürüyordu.

Orhan'a yazdı."Ayça'ya ne oldu"diye ama Orhan da "Bilmiyorum bana da geldi o mesaj" yazdı.

 

O sırada onların dörtlü kuzen grubuna Osman'dan bir mesaj düştü.

"Ayla ile konuştum, Ayça ve o aileden abisi trafik kazası geçirmiş galiba,Kerem senin çalıştığın hastaneye getiriyorlarmış"

Mesajı okur okumaz kafasını kaldırdı ve sedye ile acile giriş yapan üvey kuzeni Ayça'yı gördü.

 

Üniversiteyi amcası ve yengesinin evinde okumuştu.

Ayça ile beraber büyüdü sayılırdı.

 

Hızla yanına gitti.Önce de bileğindeki bilekliği söktü.Çünkü demir ve tomografi MR'a falan girerse sıkıntıydı.

Daha sonra arkadaşı Berat'ın sesini duydu.

"Kerem sen gelmiyorsun"dedi.

"Yok öyle yağma"dedi ve sedyeyi iteklemeye devam etti.

Berat"Önce MR sonra Tomografi çekilecek" dedi ve diğerlerine dönüp"Ben hemen geliyorum"dedi.

 

Daha sonra da kardeşi gibi gördüğü Kerem'e sarıldı.

Kerem onu ittirdi ve"Ben de gelicem"dedi.

Berat tanıyordu Ayça'yı.Bir iki kere denk gelmişti Keremin yanında.

Berat sinirlenerek"Kerem sikerim seni de inadını da, gelmiyorsun o kadar,senin tek bir saniyelik acıyarak hareket etmen bu kızı ömür boyu sakat bırakabilir,onun için iyi olanı yapmak zorundasın"dedi ve işaret parmağı ile kalbine bastırdı.Kerem pes etti.

 

O sırada Göksel ailesinin geri kalan üyeleri ve Hüseyin gelmişti.

Hüseyin "Rabbim iki gün güldürüyor beş gün süründürüyor, tövbe yarabbim"diye düşündü.

 

Poyraz"Baba ne oldu,nasıl oldu, karşıdan araç falan mı geldi?"diye sordu.

Sinan Bey"Tırın altına girdiler"dedi.

Yusuf'un ağzından "Ne oldu ne oldu?"döküldü.

Aytaç"Nasıl baba nasıl oldu, hiç mi görmediniz?"dedi.

 

Rüzgar "Öndeki orospu çocuğu birden frene yüklendi abim de duramadı herhalde tırın altına girdi"dedi

 

Serkan"Tırın kontağını kapatmaya gittiğimde kaçmıştı o piç"dedi.

Hüseyin"O Adnan piçi en son hastaneye çıkmıştı onun bir bağlantısı olabilir mi?"diye sordu.

 

Nihan Hanım "Olabilir neden olmasın "dedi.

Poyraz"Ben doktorluğu kullanılıp girmeye çalışıcam"dedi ve gitti.Oysa o da biliyordu.

Yakını olduğu için müdahale ettirmeyeceklerini.

Aytaç kendini bir koltuğa attı ve gözlerini sımsıkı kapattı, kalbinde sızı vardı,ince bir sızı.

Sanki kapanınca o sızının geçeceğine inanırcasına.

Yusuf geldi ve göğüsüne yattı.

 

Rüzgar ise kimseye birşey demeden bahçeye çıktı.

Bir banka oturup bir sigarayı yaktı.

O sigaradan bir nefes aldı.Öksürmek istedi ama tuttu kendini,biraz nefessiz kaldıktan sonra bıraktı sigara dumanını.

 

Daha sonra da Ayça'nın gülümsemesi geldi gözünün önüne.

Kendine okkalısından bir tokat attı.

O kıza abilik yapmadığı için.

Çok dikkat çektiğini görünce lavaboya gitti.

Orda kendini güzelce paraladı,ağladı.

Daha sonra ise bir ses yankılandı lavaobada.

 

Abisi Serkan'ın sesi"Bunları kendine yaptığın sürece daha kötü olacaksın,bende hatalıyım ama Rüzgar şöyle de bir gerçek var.Bizim kendimizi geçmiş için paralamamız geleceği düzeltmeyecek"dedi.

Rüzgar abisini gördü ve sarıldı ona.

Serkan da pişmandı.Ama ellerinden gelen tek şey dua etmekti.

 

Hüseyin koridorun başında gördüğü Ufuk ile az da olsa hafifledi.

Ufuk geldi ve kardeşi olan arkadaşına sarıldı.

Ufuk da anlıyordu Hüseyin'in yorulduğunu.

Hüseyin hastaneleri pek sevmezdi sebebi de Ayça'nın hep kötü olup buralara gelmesi idi.

 

O sırada Berat sırası ile Arda ve Ayça'yı muayene etmişti.

İkisinin de boynu sarsılmıştı ve ikisi de kafasını vurduğu için beyin sarsıntısı geçirme ihtimali vardı.

Ayça'nın bunlara ek olarak omzunda ufak bir kesiği vardı ve yeni iyileşen kolu yeniden zedelenmisti.

 

Kerem ve Berat onları müşade odasında bırakıp ailenin yanına gitti.

Poyraz 'ın denemesine başhekimden red gelmişti.

 

Kerem'i ve Berat'ı gören Ayla biraz olsun rahatladı.

Sabahtan beri kimseye belli etmemeye çalışsa da her an çöküp hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdi.

Annesine geç geleceğini yazmıştı.

 

Annesini aradı.Saide hanım açtı.

"Ne oldu kızım gecenin köründe sen daha eve gelmedin mi hem"dedi.

Ayla"Anne"dedi.

"Neoldu kızım yan odaya gelip söylesene" dedi.

Ayla derin bir nefes aldı ve "Anne sana birşey anlatacağım ama sakin kalacaksın"dedi.

Saide hanım anladı birine birşey olduğunu "Kim,Ne ve Nerde?"dedi.

Ayla"Ayça, trafik kazası, İstanbul Büyük Şehir Hastanesi"dedi.

Saide Hanım"Geliyorum"dedi ve kapattı.

 

Kerem ise yaralar hakkında bilgi vermişti. Uzaktan izlemek zorunda kalmıştı.

En sonunda"Uyanana kadar ikisi de müşaade odasında kalacaklar, Uyandıktan sonra eğer tahliller iyi çıkarsa işte o zaman görüşme sağlanabilir"dedi.

 

Daha sonra da Ayla'ya dönüp "Yengeme haber verdin mi?"dedi.

Ayla kafasını salladı ve "Verdim,geliyor"dedi.

 

Herkes bir kenara dağıldı.

Aytaç kalktığı koltuğa oturdu ve Yusuf'u yanına çekti.

Hüseyin dışarı çıktı ve gözlerini kapattı.

Onun da yanına Ufuk oturdu.

 

Yarım saat kadar sonra da Saide Hanım geldi.

Geçmiş olsun dileklerini iletti, kızından durumları hakkında bilgi aldı.

 

Poyraz Serkanla beraber kaza alanına gidip Ayça'nın ve abisinin malzemelerini toplamaya gitti.

 

Rüzgar'da ise Ayça eve geldiği ilk günden beri Ayça

'nın kimlik bilgileri vardı.

Abisinin ve tüm ailenin kimliklerinin fotoğrafı da olduğundan gidip hasta kaydı açtı.

 

Kerem "Dedem duyacaksa bizden duysun" diye düşünüp Sinan Bey'e de danışarak dedesini telaşa vermeden durumu anlattı.

Nenelerine de bol bol kuran okumasını istedi.

Diğer kuzenler ise dua edecekti.

 

Ayça ve Arda da aynı oda içerisinde acılarını uyku ile iyileştirmeye çalışıyorlardı.

​​

 

Ksos istiyoruz, bölümler çok sakin geçiyor,kaos istiyoruz diyordunuz alın size kaos

​​​​​​Çarşambaya kadar bölüm yok haberiniz olsun

Hadi görüşürüz kendinize çok dikkat edin öpüldünüz 💋

Loading...
0%