Yeni Üyelik
3.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Dedim ki haftada bir olmaz iki yapalım bariii.

Çarşamba ve Pazar günleri bölüm gelecek.

Arkadaşlar benim sağım solum belli değil 5 dk sonra da yeni bölüm atabilirim.

Geçelim bölüme

 

Şuan karşımdaki babamın rüya olduğunu biliyordum.Yeşillik bir ormanda hamaktan bana gülümsüyor ve "Kızım bana ordan bir çay versene"diyor.

 

Sesini unutmamış olmama sevindim.Yaşanmış bir günü rüyada tekrar yaşamanın acısını sadece yaşayan bilir.O an uyanmamak için ağlamamaya çalışırsınız ya ben de tam o durumdayım.Ağlamayayım ki biraz daha göreyim.

 

"Güzel Ayçam, benim güzel kızlarım,siz bu dünyadaki her şeyden daha kıymetlisiniz" diyor ve saçımı okşuyor.

 

Gözümden düşen yaş ile babam gitti.Ve rüyadan uyandım.Hangisi daha ağır?

Babamı kaybetmek mi?

Babamı özlemek mi?

Babamın mezarına bile çok uzakta olmak mı?

Babamı rüyamda görmek mi?

Yoksa rüya olduğunu bile bile uyanmamak için kendini sıkmak mı?

Cevap:Hepsi...

 

Kalktım bir elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, saçımı taradım, yatağı topladım. Bizim ekip ile buluşacağım için daha düzgün şeyler giydim.

Belime kadar inen bir lila tişört, altına ince bir siyah eşofman.

 

Aşağıya indiğimde herkesin sofrada olduğunu gördüm.Dün akşamki tartışmadan sonra yine de "Günaydın"dedim.Nihan hanım,Sinan bey, Poyraz ve Aytaç"Günaydın"derken diğerleri hiçbir şey dememişti.

 

Aytaç ve Rüzgar'ın arasındaki boş sandalyeye oturdum ve kahvaltı ettim.Aslında buna kahvaltı etmek denmezdi.Çünkü ben sabahları tek çeşit yönlü beslenmeyi seven biri idim.Biraz domates,biraz yumurta,biraz da salatalık yedim.

 

Yusuf bana bakarak Rüzgar'a birşey fısıldadı ama duymadım.Daha doğrusu bilmek istemedim. Çok bilmek istese idim dudaklarını şipşak okurdum.

 

Nihan hanım"Kızım biz bugün çalışıyoruz, aslında ilk günü senle geçirmek isterdik ama maalesef önemli bir ihale var"dedi.İşci kadın,severiz.

 

"Yok efendim sorun değil ben de arkadaşlarım ile buluşacağım"dedim.

Aytaç"Beni de tanıştırsan ya?"dedi.

"Valla bize fark etmez ama belli bir plan yok her an her şey olabilir haberin olsun"dedim.

"Bana da böylesi lazım"dedi gülerek.

Nihan hanım ve Sinan bey bize tebessüm ile bakıyordu.

 

Daha sonra Sinan bey,Nihan hanım,Poyraz, Arda,Serkan işe gidecekleri için masadan kalkar iken Rüzgar bugün şirkette işi olmadığı için evde olacağını söyledi.

 

Ohhh bu artık Yusufla oturur dedikodumu yapar.

Bizimkilere de haber verdim.

 

'Bir Adım Daha Atarsan Senin Kelleni Alırım '

Ben: Gençler ikizim de benle gelmek istiyormuş sorun olur mu?

Hüseyin💜: Tanışırız

Ayllaa:Ne sıkıntı olacak be sanki ne aktivite yapıyoruz

Ufuk:Gel gel gümüle gel bögrüme dondom kurşunu

Ben: Mal la bu

 

Aytaç hazırlanıp geldiğinde ona şöyle bir baktım. Yakışıklı idi şerefsiz.Sonuçta benim ikizim.

 

Elimi omzuna atıp."Şimdi iki önemli sorum olacak" dedim

"Bir sorun mu var?"dedi.

"Sorun değil sorum var"dedim

"Ha Dinliyorum"dedi.

"1.si Metro deneyimin var mı?"dedim

"Hayır yok"

"2.si metro kartın var mı?"dedim

"Hayır "

 

"İyi o zaman seni metro ile tanıştıracağım büyük gün bugün"dedim

"Peki ben birşey sorsam"dedi

"Sor"dedim.

"Araba ile gidemiyo muyuz?"

"Şimdi araba ile gidersek en hızlı yarım saat bir de tam sabah iş saati trafik olur daha da geç gideriz metro ile sana kart almayı da eklediğimiz zaman 25 dakikaya orda oluruz."

 

"Metrolar o kadar hızlı mi ya?"

Gülümseyerek"Binince görürsün"dedim.

"Görelim bakalım"dedi

 

Daha sonra da "abi biz çıkıyoruz"diye bağırdı.

Evin bilmem neresinden "Güle güle"lafı geldi.

Koltukta oturan Yusuf'tan da "Dikkat et abi kendine"lafı geldi.

"Merak etme yemem abini"dedim ve kapıdan çıktım.Aytaç da peşimden geliyordu.

 

🍁

 

Şuan Aytaç'a zincir marketlerin birinden kişiselleştirilmemiş kart almıştık.

 

Biraz yürüyerek metroya vardık.Geçişlerimizi yapıp metro bekleme alanında beklemeye başladık.

 

Aytaç"Yusuf ve diğerleri adına özür dilerim,onlar aslen iyi insanlar ama sana neden böyle davrandılar bilmiyorum"dedi birden.

"Sen niye onlar adına özür diliyorsun, onların ağızları yok mu?"dedim

"Var ama sana yaptıkları cidden terbiyesizlikti."dedi

 

"Amane yav boşver,her arkamızdan atıp tutanı ciddiye almamalı yoksa kim olduklarını unutup baya boş yapıyorlar."dedim

"Sen onları umursamadığına emin misin? Dün Yusuf'a lafını esirgemiyordun?"dedi

"Bana orospu dedi,ne yapsaydım?,Teşekkür mü etse idim?" dedim

"Sanırım haklısın"dedi

 

O sırada metronun gelmesi ile boş yer bulup oturduk.

2 durak gittikten sonra indik ve iner inmez.

"Şuan nerden gideceğiz?"

"Herkes ne tarafa gidiyorsa biz de onlara takılıp ordan gideceğiz"dedim

Dediğime şaşırsa da metro güzergahı ile ilgili pek bir şey bilmediği için susmayı tercih etti sanırım.

 

Aktarma yaptığımiz metro ile de bir durak gittikten sonra indik.Yukarı çıkmadan önce

Aytaç'a fotoğraf kabinini gösterip "Bir anımız olsun mu?"dedim.

"Olur"dedi heyecanla.

 

İçeri girip fotoğraf çektik ve Instagram'a attık.Ona güvendiğim için onu privime ekledim.O ise benim privimdeki videolar ile eğlenmekle meşguldü.

 

Yukarı çıktığımızda "Hassiktirrr"kelimesi döküldü ağzımdan.

Aytaç"Neoldu?''diye sorarken ben hangi ara yanlış kapıdan çıktığımızı düşünüyodum.

Beni yavaşça sarsması ile kendime gelip "Noluyo lan?"dedim

 

"Bu soruyu ben sormalıyım"

"Fotoğraf kabini yönümüzü şaşırttı Ayto"dedim.

"Yanlış yere mi geldik?"dedi.

"Daha kötü, yanlış kapıdan çıktık"dedim.

 

Bu da fazladan 100 adım demekti.

Aytaç'ı da yanıma alıp çok şükür parka vardım.

Bizimkiler oturmuş çekirdek çitliyor, elma suyu içiyor,Hoşbeş yiyor.Bu hayatta en sevdiğim üçlü.

 

Aytaç'ı bizimkiler ile tanıştırdım.Ayla motorumu alacağımı bildiği için benim motorumla gelmiş ve kendisi Ufuk'un motoru ile geri dönecekti.

 

Bunu söylediğinde Ufuk"Bu motor işi bana yaradı, hız yaptıkça belime sarılırsın dimi Ayla'm"dedi.Ayla karnına bir tane çakması ile sustu.Karına vurmada iyi idi.

 

Şuan ise yapacak bir şey bulamamış yanımızda Uno oynayan çocuklardan uno almış ve dönüyorduk.

 

Halimizi özetlemek gerekirse herkes birbirinre kart kitlemeye çalışıyor.

 

En sonunda Hüseyin "Özür dilerim Ayçam ama başka şansım yok"diyerek bana +2 kitledi.

Aytaç'a dönüp"Burda yanan sen oldun Uzaylı Zekiye"dedim ve +4 attım.

Aytaç"Ben yanmıyorum" dedi ve Ayla'ya +2 kitledi.

Ayla "Hadi bakalım kime girecek?"diyerek +2 attı.

 

Hepimiz Ufuk'tan da bir kart beklerken

Ufuk"Fatmagül'ün de suçu neydi ki zaten,bir Fatmagül bir ben."diyefek kart çekmeye başlayınca gülerek onun suratındaki ifadeyi izledik.

 

Oyundan sıkılınca ve çocuklar"Hadi abla ya daha biz sadece bir el oynadık"deyince kartları geri onlara verdik.Yapacak aktivite ararken aklıma gelen ile hızla salıncağa gidip ayaklarımın üzerinde sallanmaya başladım. Yanımdaki salıncağa Ufuk da geldi.Biz sallanırken diğer 3'lü bizi izliyordu.Ben indim ve yerime Ayla bindi.Ben de onlar sallanırken güzel bir fotoğraflarını çekip prive etiketleyerek attım.

 

Daha sonra saate baktım 17.30'du.Gün boyu iyi eğlenmiştik.Aytaç sıkılır diye düşünüyordum ama hiç öyle olmadı.

Ayla'nın annem geleceği için eve gitmesini söyleyince ona sarıldım ve anahtarı aldım.

 

Hüseyin de bana sarıldı ve içine çekti.Bende ona sarıldım.Onu seviyordum.

Ondan ayrılınca Ufuk ile tokalaştım.O sırada Hüseyin ve Aytaç tokalaşıyordu.

 

Aytaç"İyi biri imişsin,merak etme onu yaklaşan erkek sinekten bile sakınırım"dedi.

Hüseyin ise "Merak etmiyorum,benim Ayça'ya güvenim tam,o ne yapmak isterse kenide yapar zaten"dedi.Güven...

 

Aytaç şaşırsa da bir şey demedi.Herkes motoruna bindiğinde ben de artçıma Aytaç'ı alıp kaskımı ona verdim.O sırada Hüseyin motorunun motoruma yanaştırdı. Kaskını kafama taktı ve "Sen tak yine de"dedi.

 

"Yavaş git ve varınca yaz"dedim

O da kafasını sallayıp motora bindi bitti.

Aytaç'a dönüp"Hiç bindin mi?"dedim

"Sadece bir kez"dedi.

"Yavaş gideceğim eğer birşey olursa söylersin"dedim ve motoru çalıştırdım.

 

🍁

 

Villaya gelmiştik.Aytaç korkmasın diye 50'yi geçmemiştim.Bu akşam oturup Ayla'nın tavşanını örmem gerekiyor.Sorduğunda "başladım" desem de başlamamıştım.

 

O sırada Hüseyin💜'den mesaj geldi

"Ben vardım, sağ salim"yazmıştı

"Ben de daha kapıdan girmedim." yazdım

"Akşam arasam açar mısın?"yazdı.

"Açarım"yazdım.

 

İçeri girdiğimizde herkesin masada yemek yediğini gördük.

Aytaç ile yukarı çıkıp üstümüzü değiştirdik ve elimizi yüzümüzü yıkayarak aşağı indik.

Ben yine sabahki yerime oturdum.

 

Sinan bey"Eee çocuklar bu kadar geç geldiğinize göre bayağı eğlendiniz,neler yaptınız?"dedi.

Aytaç"Teorik olarak pek bir şey yapmadık ama bayağı eğlendik"dedi

 

Nihan hanım"Oğlum Instagram'a attığınız fotoğraf çok güzel çıkmış nerde çekindiniz"dedi.

Aytaç"Metroda fotoğraf kabininde çektik anne"dedi.

 

Poyraz şaşkın bir şekilde"Aytaç?Sen metroya mı bindin?"dedi.

Sanırsın çocuk götünü verdi.

 

"Evet ilk deneyimini benle yaptı"diye ortama girme ihtiyacı hissettim.

Sinan Bey"İyi de kızım neden araba ile gitmediniz?Daha iyi olurdu"dedi.

"Efendim burdan ora araba ile yarım saat bir de tam sabah işe gidiş saati idi trafik ile bizim varış 1 saati bulurdu. Biz de metro ile aktarma yaparak 25 dakikada vardık."

 

Rüzgar"Hahaha metro mu bu kız,kardeşimi de kendine benzetecek"dedi.Buna tek çözüm beddua.

 

Ellerimi açıp sesli bir şekilde"Allah da seni metronun bedava olduğu gün Marmaray metrosuna bindirtsin inşaallah."dedim sonra "Amin"dedim ve elimi yüzüme sürdüm.

Bu dediğime Poyraz da "Amin"dedi.

 

Ee bu niye amin dedi şimdi?

Yusuf"Bu kızın beddua yaratıcılığına bayıldım" dedi.Duyan da o benden büyük zannedecek.

Poyraz"Tebrikler ederim Ayça hayatımda hiç bu kadar değişik bir beddua türü duymamıştım"dedi.

 

Rüzgar"Ne alakası var benim Marmara metrosuna binmenin?" dedi.Buna gülerdim.

Sinan Bey gülerek" Marmara metrosu değil Marmaray"dedi.

Rüzgar bozulmuş bir şekilde"Ne farkı var?"dedi.

"Biri var biri yok"dedim.

 

Nihan hanım"Marmara metrosu diye bir şey yok oğlum, Marmaray var o da Sirkeci'den geçen"dedi.

 

Poyraz"O değil ben hâlâ Aytaç'ın metroya binmeyi nasıl kabul ettiğini düşünüyorum"dedi.

Aytaç"Kabul edilmeyecek bir şey yok ki abi"dedi.

 

Serkan"Metro kartını kimden aldınız?"dedi.

"Kişiselleştirilmemiş kart çıkardık"dedim.

 

Arda"Kişiselleştirilmemiş kart kullanmanın cezası var diye okumuştum"dedi.

"Var ama sadece iki kere bastık onda da kimse bir şey demedi".

 

Poyraz"Yeni açılan belediye binasının ordan mı aktarma yaptınız?"dedi.

"Evet ordan yaptık,bir durak gittik ve yanlış kapıdan çıktık."dedim

 

"Oranın kapıları çok karışık"dedi.

Bir dakika bu bayağı bilgili ha.

"Bayağı bilgin var,aynen bir oranın kapıları bir de Üsküdar'ın kapıları çok karışık"dedim.

 

"Üsküdar o kadar karışık değil bence"

"Biz ordan genellikle Sancaktepe'den çıkardık orası bir tık karışmış oluyordu. Üsküdar'da bir sahil gezeyim dersen karışıyor"dedim.

 

"Bilgim var çünkü üniversitenin ikinci yılı babamla tartıştığım için gurur yapıp metro kullanmıştım."dedi

Sinan Bey"Benle tartışması en azından metro duraklarını öğrenmene yaramış bu da bir şey"dedi.

 

O sırada benim telefon titreşti.Biri arıyordu. Telefona baktım kim arıyor diye "1050₺ Ahmet (Kuzen)" arıyor.Tam kalkıcak iken Nihan hanım"İstersen burda konuş kızım"dedi.

 

Yenilmişlikle geri oturdum.Ah be nihan hanım ne ile karşılaşacağımı bir bilsem.

Telefonu açıp kulağıma tuttum.Keşke tutmasa idim.

 

"LAĞNNN ŞU HESABI VEĞĞRR ARTIK"diye bağırdı öküz kuzenim.

Sesin dışarı çıktığından adım kadar eminim amk kulağım delindi.

 

"İncir ağacının tepesine çıkıp incir topladığın gün sular kesilsin Ahmet"dedim ve kapattım.

(Bilmeyenler için incir ağacının yaprağına değerseniz acaip kaşınırsınız)

 

Arda bu sefer"Bayıldım beddualara" dedi.

Serkan"Ne hesabını istiyor?"daha sorusunu cevaplayamadan telefon yine titreşti.

 

Açtım ama bu sefer kulağıma fazla yaklastırmadım.

"Geri al lan o bedduayı tövbe de"dedi.

"Hadi diyelim tövbe"dedim.

 

"Evett gelelim konumuza sen şu benim Instagram hesabını ne zaman veriyorsun?"dedi.

"TR76 0009 9012 3456 7800 1000 01 hesabına 1050₺ para yatırdığın zaman."dedim.

Evet ibanımı ezbere biliyorum.

 

(Yazardan not:İnternete örnek iban yazdım ordan buldum inşallah başıma bela gelmez)

 

"Lan hesabımı çaldın bir de para mı istiyorsun?"

"Ahmet hatırlarırım sen benim frenlerimin içinden geçtiğin için ve para vermediğin için ben senin hesabını çaldım" dedim.

 

"Lan son gün 2.000₺ verdim ya!" Dedi.

Dayanamayıp"Kimi yiyon sikik o benim maaşımdı,sen fren parasını vermedin "dedim.

 

"Offf bıktım senden"dedi

"Ayy ben sana bayılıyorum sanki at parayı vereyim hesabı"dedim

 

"Tamam tamam önümüzdeki günler para gelecekte gelen ilk parayı atarım "dedi.

"Atar atmaz engelle beni"dedim

"Off senin eline düştüm ya, Aslında Ömer numarasını değiştirmemiş olsa ulaşır yine bedavaya alırdım hesabı"dedi.

"Hangi Ömer?" Dedim.

 

"Musa dedenin torunu var ya çalışmaya gelen o"dedi.

"Ahmet kapatmadan son bir şey soracam" dedim.

"Sen niye benim telefonumdan kendi hesabına girmiştin ki?Olay neydi yani onu unuttum."dedim gülmemeye çalışarak.

 

"Lan gerizekalı taşak mi geçiyon Ayla ile tikimle oynayıp telefonu suya attırdınız ya"

"Ben masumum hakim bey atmasaydın telefonu"dedim ve suratına kapattım.

 

Ananı avradını ben nerde olduğumu unuttum ve de bir ton sövdüm.

 

Rüzgar"Hahaha fakirlikten eski sevgilisinin hesabını çalmış"dedi.

Serkan"Yaptığının kötü bir şey olduğunun farkında mısın?"dedi.

Yusuf"Küfür de ediyor bir de saygısız"dedi

 

"Yeter ula tek tek gelin"diye yükselmem sonucu sesini kesti.

 

Poyraz"Konuyu bize de anlatırsan yanlış anlaşılma olmaz"dedi.

Kendi kendime"Hayvan gibi değil insan gibi hesap sorun"dedim.Duydular mı duydular.

 

Daha sonra da hepsine dönüp"Bakın az önce konuştuğum eski sevgilim değil kuzenimdi. Kendisine ve arkadaşına motorumu verdiğimde frenlerin anasını anlattığı için kişi başı 1050₺'lik bir ücret çıkmıştı.O da parayı vermeyince ben de vermesi için zaten telefonumda açık olan hesabının telefon doğrulama kodunu değiştirdim sadece.

 

Ayrıca bu kuzenim ile benim aramda olan bir konu"dedim.Daha sonra da parmağımı sırasıyla benden kabaca hesap soran o üçlüye çevirip"Ne seni alakadar eder ,ne seni, ne de seni"dedim.

 

Sinan Bey,Nihan Hanım, Poyraz ve Aytaç'a dönüp "Afiyet olsun"dedim ve kalktım.

 

Odama çıktığımda gittin zaten sabah yarım açık bıraktığım pencereyi tam açtım.Kulaklığımı taktım ve Hüseyin'i aradım.

 

"Ayçamm napıyorsun"

"İyi valla rutin tartışmamızı yaşadık ve ben odama kaçtım"

"Ne tartışması?"

"Ya sofrada beni Ahmet aradı hesabı istemek için onlar da konuşmayı duydu ileri geri konuştular"

 

"Amına kodumun gerizekalı özürlüleri"

"Aynen valla,ee sen ne yaptın?"diye sorarken bir yandan da elime tığımı almış tavşanı örmeye başladım.

"Valla eve geldim,annemlere pilav salata yaptım onlar geldi yediler, şimdi de odaya çekildim."Annesi ve babası çalıştığı için yemekleri o yapıyordu.

 

"İyi yapmışsın afiyet olsun"

"Eee anlat bakalım nasıl gidiyor orada"

"Çok kötü,camdan baktığım zaman balkondan bana bakan seni göremiyorum"dedim.

"Ben de göremiyorum"

 

"Aslında onların arasından Poyraz ve Aytaç bana iyi davranıyorlar ama diğerleri nedense hep laf sokma peşinde"

"Boşver Lilam,sen onlara kendini sevdirmek zorunda değilsin.Orda 18'ine kadar kalacaksın "dedi.Lila ve mor benim en sevdiğim renk olduğu için bazen bana öyle seslendirdi.

 

"Aynen öyle bak şimdi de Ayla'nın tavşanına başladım."

"Daha başlamamış mıydın?"

"Bugün başladım dedim ama başlamadığımı bilse üzülürdü o yüzden öyle dedim"

 

"Anladım,kaç kardeşin varmış bu arada?"

"4 biyolojik abi,1 ikiz kardeşim,bir de benden küçük var"

"Matematiğim bitti kaç ediyor?"

"Benle beraber 7"

"Oha ama bunlar da Mart kedisi imiş"

"Öyleymiş valla"

 

O sırada odadan Nur teyzenin sesi geldi."Hüseyin o sofra öyle mi kalmalı yavrum"

 

Annesine yardım eden erkek,severiz...

"Anne Ayça ile konuşuyorum" dedi.

"Hep sen konuşuyorsun zaten hiç biz konuşmuyoruz zaten"dedi ve sanırım telefonu aldı.

 

"Ayça güzel kızım napıyorsun nasılsın, Alışabildin mi oraya?,bir eksiğin var mı?"

Annem gibiydi bu kadın.

"Yok Nur teyze alışamadım daha,siz napıyorsunuz"

"İyiyim güzel kızım,sen şu bizim oğlanı rahat bırak da sofrayı toplasın valla 10 saat çalıştım bugün halim kalmadı."

 

"İyi teyze ben kapatayım o zaman"

"Görüşürüz Ayçam ben sana reels atarım"dedi.

"Yürü eşek sıpası sen önce mutfağı topla, hışım çıktı tüm gün"

"Hadi görüşürüz"dedim ve kapattım.

 

Telefonumdan Sertab Erener açtım ve eşliğinde örgü örmeye devam ettim.

 

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

 

Gözlerim gözlerinden geçerken

Ah yine tövbelerim bozulur

Kimbilir kaç senedir sana ben

Hazırım böyle hadi gel hemen hemen

 

Gözlerim gözlerinden geçerken

Ah yine tövbelerim bozulur

Kimbilir kaç senedir sana ben

Hazırım böyle hadi gel hemen hemen

 

Fırtına bu, bu afet deprem

Yıldızları gel topla benden

Sarsıntılar dağıtsın bizi gel

Yeniden doğuş bu vazgeç kendinden

 

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

 

Eriyorum bak mum gibi

Damlaya damlaya sel oldum al beni sar

Al darmadağın al dolu dizgin

Ruhum bedenime dar

 

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

 

Gözlerim gözlerinden geçerken

Ah yine tövbelerim bozulur

Kimbilir kaç senedir sana ben

Hazırım böyle hadi gel hemen hemen

 

Fırtına bu, bu afet deprem

Yıldızları gel topla benden

Sarsıntılar dağıtsın bizi gel

Yeniden doğuş bu vazgeç kendinden

 

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

 

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

 

Ateşle barut ah yanyana durmaz

Gönül dilinden anla biraz

Bir dokunursan ah dokunursan

Ellerin mızrap olur bedenim saz

 

Şarkılar değişti ben örmeye devam ettim,en sonunda ellerim ağrımaya başlayınca bir kenara koydum.

Biraz telefonda bizimkilerin attığı reelslere baktım.Daha sonra Aytaç'ın attığı fotoğrafa baktım.Güzel çıkmıştık.

Gözlerim ağrıyınca telefonu şarja taktım ve kendimi uykuya bıraktım.

 

Okuyan varsa nasıl olmuş, nasıl gidiyor???

 

Loading...
0%