Yeni Üyelik
4.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Bugün bölüm timee.

Okuyan varsa yaşam belirtisi verebilir miii?

3 bin kelime..

 

Sabah gözlerimi uykuya doymuşlukla açtım.Güzel uyumuşum güzel.Saate baktığımda 8'e geldiğini gördüm.

 

Üzerime mor,belimde biten bir yarım kollu giydim.Altıma da koyu gri bir eşofman.Telefonumu şarjdan aldım,tığımı,ipimi ve boş anahtarlığı yanıma alıp cebime koydum.

 

Aşağı indiğimde hizmetli ablalar da yeni uyanmış, masanın üzerindeki süsleri falan topluyorlardı.Onlara selam verip bahçeye çıktım.Arka tarafta bir ağacın altında tavşanımı örmeye devam ettim.

 

~2.Abi Arda'dan~

 

Sabah yataktan düşmem ile uyandım.Kalkıp perdeyi kapatıp geri yatacaktım ki o kızı gördüm.Kendi kendime ''Napıyor lan o orda tek başına?''dedim.

 

Dikkatli baktığımda bir şey ördüğünü gördüm.Sincaba benziyordu.

Dün masada ve önceki gün salonda öylediklerimin arkasında değilim.Üstüne gittiğimin farkındayım.Birden onun doğduğu günün dönemine gittim.

 

************************************

O yıl 8 yaşında idim.Annem ile teyzem konuşurken duymuştum.Doktor anneme

'' İkizlerden birini almamız lazım yoksa ikisi de ölecek ''demişti.Annem ve babam konuşmuştu.Erkek olana kürtaj yapacaklardı ama giderken annem ağlayarak vazgeçmişti kürtajdan.

 

Ayça'yı ilk kucağına Poyraz abim almıştı.Ondan sonra da ben aldım.O gün kafamda lila renk bir güneş gözlüğü vardı.Ayça gözlüğüme doğru elini atmıştı,başta kıracak sandım ama daha sonra dikkatlice eline verdiğimde lila renginin dikkatini çektiğini anlamıştım.

 

Lila rengini sevdiğini öğrendiğimde odasını Poyraz abimle lilaya boyamıştık.

Maalesef daha o odaya giremeden,hastane küvezinde solunum yetmezliğinden öldüğünün haberini aldık.

 

Küçük bedenini aile kabristanına gömmüştük.Vefat haberini aldığımda koşarak odasına çıkmış,onun için aldığım lila kalpli yastığa ve gözlüğüme sarılarak ağlamıştım.

 

************************************

 

İç sesim''Bre mal geçmişte madem çok seviyordun dün niye masada ahkam kestin, önceki gün salonda küçümsedin?''dedi

 

Beynim''Ağzım kırılsa,dilim tutulsa da keşke demeseydim"dedi.

Özür dilersem affeder miydi?

Zararın neresinden dönersek kar mıdır?

Deneyeceğim ona pozitif yaklaşacağım

Arka bahçeye inip onu izledim,tüm parmaklarını çıtlattı sıra boynuna geldi ama boynunu çıtlatamadı.

 

~Ayça'dan devamke pompake~

 

Elimin ağrısı geçsin diye parmaklarımı çıtlatıyordum.Bir an boynumda bir el hissettim refleks olarak kendimi yana atarken bir yandan da ağzımdan"Ebenin amına sirke şişesi soksunlar, Noluyo lan"çıkmıştı.

 

Gelen Arda idi.Bu buraya neden geldi şimdi?

Baş parmağım ile üst damağımı ittirip"Sen nerden çıktın?"dedim.Harbi neden gelmişti iki gündür ahkam kesiyordu.

 

"Teorik olarak senin çıktığın yerden"dedi

"Hehe zeki jojuk seni"dedim

 

"Boynunu çıtlatamamı ister misin?"dedi.Benim anlamadığım bu soruya neden duygu yükledi bu?

"Olur ama kırma"dedim.

"Kırmam"dedi ve boynunu kütletti.Ben de onu umursamadan örgümü örmeye devam ettim.

 

"Ne örüyorsun?"dedi.Bana pozitif yaklaşsa da önce intikam sonra duygu.

"Seni ilgilendiriyor mu?"dedim.Yüzü düştü ve yutkundu.Hayırdır yani dün aslandın bugün kedi.

 

"Merak ettiğimden sormuştum"

Dayanamayıp "Ya bilader senin derdin ne?" dedim.

 

"Anlamadım?"

"Psikolojik sorunların falan mı var, narsist misin?"

"Nerden çıkarıyorsun bunları"

"İki gündür ahkam kesiyordun? Bugün ilgiliymiş gibi davranıyorsun,net olsana oğlum"dedim.

 

Gözlerime bakarak"Net olayım mı Ayça?"dedi.

"Ol"dedim.

Beklenmedik şekilde"Sana karşı davrandığım her kötü hareketimden köpek gibi pişmanım, senin doğduğun güne gittim bu sabah seni kucağıma aldığım ânâ gittim ve it gibi pişmanım.Duygusal olarak da abin olmak istiyorum"dedi

 

İki gündür ahkam kesen ben miydim lan acaba?

"What dedin gülüm?"dedim

"Senle biyolojik olduğu kadar duygusal olarak da abin olmak istiyorum"diye tekrarladı.

 

Derin bir nefes aldım ve "Dünden bugüne ne değişti?"diye sordum.

O da üzgün bir şekilde"Duygularım"dedi.Buna inanmalı mıydım?

 

Benim beynimde ise şey çalıyor:

Duygularım darmadağın anlayamazsın

Bendeki kalp sende olsa yaşayamazsın

 

"Sabah beni kucağına aldığın güne gittin ve bu düşüncelerini ve duygularını değiştirdi?"dedim sorarcasına.

"Evet bu, sana olan tavrımı değiştirdi"dedi.

 

Güvenmek istesem de önce intikam sonra duygu.Ben bu mottoya ne zaman uymasam kendim üzüldüm.Ama bu diğerlerinden daha önce pişman oldu.

 

"Beni abin olarak kabul eder misin"dedi.

"Ederim ama bu yaptıkların için benim de süreye ihtiyacım var benim de seni süründürmem lazım"dedim,sonları dalgaya vurdum.

 

"İstediğin kadar beklerim ama"dedi.

"Ama?"diye sordum

 

Boğuk bir sesle "Bir kere sarılabilir miyim sana?"dedi.Bunu ben de beklemiyordum.

İçgüdüsel olarak kafamı salladım.

 

Geldi ve bana sarıldı.Ben de karşılık verdim. Sanırım Arda'yı çok az süründüreceğim.

 

Bir süre sonra kendini benden ayırdı ve "teşekkür ederim"dedi

Dalgaya vurarak"Yalnız ben seni bir tık süründürebilirim haberin olsun"

"Sürünüruz ödül sen ol yeter ki"dedi

 

Ben de örgüme devam ettim.

"Kime yapıyorsun, Hüseyin'e mi?"dedi

"Hayır, Ayla'ya yapıyorum"dedim

 

"Yetenekliymişsin bu konuda"dedi

"Evet, dikişte nakışta kendimi geliştirdim"dedim

"Bana da yapar mısın?"dedi

"Yaparım,elime mi yapışacak,ne yapayım?"dedim

 

"Lila bir gözlük örebilir misin?"dedi

"Lila bir gözlük?"dedim

"Evet"dedi

 

"Olur denerim bu da bitti sayılır.Ama beni ip almaya götürmen lazım"dedim

"Akşamüstü gideriz istersen"dedi

"Olur"dedim.

"Hadi gel kahvaltıya gidelim"dedi.

"Dur şunu bitireyim öyle geleceğim ben"dedim.

 

"Nasıl yapıyorsun"dedi ve elimi izlemeye başladı.

Ben de tavşanın kafasını diktim ve üzerine bir anahtarlık taktım.

Dün akşam başlamış bugün bitirmiştim benim için büyük bir başarı.

 

"Eline sağlık çok güzel oldu"dedi ve kalktı,beni de kaldırdı.

 

Birlikte eve girdik.Sinan bey ve Nihan hanım hariç herkes buradaydı.Dünkü yerime oturdum. Rüzgar yine kendi kendine bir şey mırıldandı ama umursamadım.

 

Bir süre sonra Nihan Hanım'ın ve Sinan Bey'in gelmesi ile kahvaltıya başladık.

Sinan Bey"Kızım, akrabalarımız seninle tanışmak istiyorlar"dedi.Neye kafa salladığımı bilmez bir şekilde kafamı salladım.

 

O sırada telefonum titreşti.

Manevi Dedem Musa'dan bir mesaj.

"Kızım bir ailevi mesele için İstanbul'a gelicem,var mı bir isteğin"yazmıştı.

"Bir isteğim yok da dede benim powerbankimi getirsen hiç fena olmaz Ayla'nınkini aldım" yazdım.

"Tamam kızım"yazdı.

"Sağ salim gelin"yazdım o da 👍🏻 attı.

 

Kafamı kaldırdığımda çok şükür herkes önüne bakıyordu.Kahvaltımı ettim ve kalktım.

Tam odama girecek iken Arda'nın bana seslenmesini duydum.

 

"Efendim"dedim.

Yanıma yaklaşıp"Şey gitmişken senin şu sevgilin ile de tanışsam olur mu?"dedi.

"Olur zaten her gün biriniz ile tanıştıra tanıştıra alıştıracağım, birden hepinizi karşısına dikersem kalp krizi falan geçirir maazalah"dedim

 

Bu dediğime güldü"Tamam akşam 5 gibi şirketten çıkarım o zaman sana yazarım sen de hazırlanırsın,seni alır gideriz"dedi.

 

Alt kattan Sinan Bey'in"Arda 30 saniye içinde aşağıda ol"diye bağırması ile vedalaştı gitti.

Bugün Nihan Hanımın disiplinli bir şirket yöneticisi olduğunu öğrendim ama benim canım sıkılıyor.EVDE CANIM SIKILIYOR.

 

Telefonu alıp bizimkilere yazdım.

 

'Bir Adım Daha Atarsan Senin Kelleni Alırım'

Ben:@Hüseyin💜 abilerimden biri senle tanışmak istiyormuş

Hüseyin💜: Hangisi?

Ben:Bunu bilmiyorsun bununla daha bu sabah buzları erittik ama?

Ufuk:Ama?

 

Ayllaa: Ayça'nın hayat mottosu

Ayllaa: Önce intikam sonra duygu

Hüseyin💜: Tanışalım bakalım kimin nesi imiş.

Ben:@Ayllaa ve @Ufuk siz de gelin sizle de tanışsın

Ayllaa:Sen önce benim tavşanımı ör

Ben:Bitti bile

Hüseyin💜:Gece uyumayıp işledin galiba

 

Ayllaa: Fotoğraf at

Ben:Yok öyle şey akşam gelince görürsün hem ben zaten ip almaya gelicem

Ufuk:Gene gidiyor bizimki(sürekli örüyor)

 

Ayllaa:Kime ne örüyorsun?

Ben:Abilerden biri lila gözlük örmemi istedi.

Hüseyin💜:Staj başlamadan ör bitir sonra zorlanıyorsun güzelim.

Ben: Tamamdır

 

Yazdım ve kapattık.

O sırada yazışma tekrar canlandı.

 

'Bir Adım Daha Atarsan Senin Kelleni Alırım'

Hüseyin💜:@ben Sahile gelsene

Ben:Olur

Ufuk:Bizi de çağırmayın zaten

Ayllaa: Boşver aşk biz de baş başa bir şeyler yaparız.

 

Ben:Saat 5.30 'civarı hepimiz bir yerde olacağız zaten o yüzden o zamana kadar ne poh yiyorsanız yiyin,@ufuk ve @Ayllaa

Ben:Hüso sen de gitarı alıp gelsene

Hüseyin💜:Olur lilam

Bu mesaja 💜 ifadesi bıraktınız.

 

Bu yazışmadan sonra kulaklığı aldım üstümü değiştirme gereği duymadan aşağı indim.

Serkan ve Rüzgar PlayStation oynuyordu.

Onları umursamadan ayakkabılarımı giyip evden çıktım.

 

🍁

 

Sahile iner inmez Hüseyin'i elinde gitarla gördüm. Kaskını geri ona verdim.Etrafta boş bank yoktu. Biz Biz de motorları kayalığa yanaştırıp bir kayalığa oturduk.

 

''Hüseyin bak şöyle bir uygulama var sevdiğinle eşleşiyorsun,anlık fotoğraf, konum falan atabiliyorsun''diyerek uygulamayı gösterdim.

''Bakayım,güzel uygulamaymış''dedi ve bana indirdi sonra da kendine indirdi.

 

Biraz birbirimize attığımız reelsler hakkında konuştuk,biraz aşka geldik sarıldık birbirimizin yanaklarını falan öptük.

 

Daha sonra Hüseyin''Ee şarkı söylemiyecek misin?''dedi.

''Çalarsan söylerim''dedim.

''Ne söyleyelim?''dedi

''Müphem söyleyelim mi?''

''Dur notaları vardı bende onun çalalım''

 

Telefonundan notaları açtı.Ben de telefonumdan video başattım,kulaklığımın mikrofonlarını birini ben aldım bir kulağın mikrafonunu da gitara yaklaştırdım .O girdi ve ben de biraz sonra şarkıya girdim.

 

Müphem bi' gül açar içimde, ah

Ne pembedir ne özgür

Yalancı bir bahar mı bu gördüğüm?

Şüphem büyür de büyür

 

Sahildeki insanlar sesimden etkilenmiş olacak ki gözler bize döndü.

 

Bakma öyle yabancılar gibi

Sesin ayazken içim üşür

Ne korkular azat ettim, be canım

Soyun sen de, biraz beni düşün

 

Bakan sayısı katlanarak artıyor,hatta birkaç kişi videoya çekiyordu.

 

Göremezler, canım, göremezler

Sende benim gördüğümü, onlar sığ nefesler

Aşkım ne yabana ne de hevesten

Çok bekledim bunu inan, aç bana yüreğini

Ver bana dileğimi, ver

 

Bu kısımda Hüseyin'in benim gözlerime bakarak eşlik etmesi bir tık heyecanlandırdı.

 

Sitem değil inan ki bu sözlerim

Zamanla soldu düşüm

Ağardı genç yaşımda saçlarım

Bahar ol, bir çiy düşür

 

Hüseyin bu dizede notaları karıştırsa da güzel toparladı.

 

Bakma öyle yabancılar gibi

Sesin ayazken içim üşür

Ne korkular azat ettim, be canım

Soyun sen de, biraz beni düşün

 

Göremezler, canım, göremezler

Sende benim gördüğümü, onlar bi' yudum nefesler

Aşkım yalan değil, ne de hevesten

Çok bekledim bunu inan, aç bana yüreğini

 

Göremezler, canım, göremezler

Sende benim gördüğümü, onlar sığ nefesler

Aşkım ne yabana ne de hevesten

Çok bekledim bunu inan, aç bana yüreğini

Ver bana dileğimi, ver

 

Son üç kıtaya Hüseyin de eşlik etmişti.Ben de heyecandan karıştırmayayım diye gözlerimi kapatmıştım.

 

Gözlerimi açar açmaz kulağımın arkasına sıkıştırılan,muhtemelen her yol kenarında görebileceğimiz o sarı papatya çiçeklerden bir tanesinin kulağımın arkasında olduğunu gördüm.

 

Biz kadınlar çiçek almak istemeyiz.Mesela ben,şuan her yol, kaldırım kenarında bulunan o sarı çiçeklerden koparıp kulağımın arkasına takan bir sevdiğim olduğu için dünyanın en mutlu insanı olabilirim.

Mesele çiçekte değil sana çiçek verme zerafetinde bulunacak erkekte..

 

Hüseyin'in bu romantik hareketinden sonra herkes bizi alkışlamaya başladı.

İçlerinden biri ''Rabbim bu sevginizi evlilikle taçlandırsın''dedi.

O an orda bulunan herkesle birlikte biz de ''Amin''dedik.

 

Kalabalık dağıldıktan sonra biraz daha kendi kendimize takıldık.

Hüseyin''Abine mesaj atsana sen hiç gitme o gelsin''dedi.

''İp almam lazım''dedim.

''İyi hoş da dükkan açık mı acaba?''dedi.

 

Ben öyle her yerden ip alan biri değilim.İplikçi Aysel ablam var ondan alırım.

''Arar sorarım'' dedim.

Evet herkesin numarası telefonunda olan o kişi bendim ama bu numaraların da hepsini''Al numaramı lazım olur''diyen kişiler vermişti.

 

Aysel abla ile konuştum.Kendisi hasta imiş ama dükkanda kızı varmış.Valla güvene hayran kaldım.14 yaşındaki çocuğa koskoca dükkanı emanet etmek güven ister.Gerçi kızın matematiği iyi...

 

Arda'ya mesaj atacaktım da numarası olmadığı için Nihan Hanımı arayıp numarayı istedim.O da sağolsun herkesin numarasını atmış.

 

Ona gideceğimiz dükkanın konumunu attım.

''Şirketten çıkınca istersen direkt bu konuma gel ben de bu civarlardayım zaten''yazdım.

''Nasıl istersen''yazdı.

 

Kalan saatlerimizi de Hüseyinle bazen koşarak,bazen saçma salak efektler ile birbirimizin fotoğrafını çekerek bazen birlikte sarılarak reels izleyerek,bazen çocukların saklambaçına katılarak,bazen ise sadece sarılarak geçirdik.

 

🍁

 

Şuan Hüseyin'le iplik dükkanının önündeki kaldırıma oturmuş Arda'yı bekliyorduk.

Çok şükür geldi.

Arabayı boş bir yere park etti.Arabayı park etme işlemi bitince yanımıza geldi.

 

"Hoşgeldin" dedim.

Daha sonra ekledim"Tanıştırayım biyolojik abim Arda, sevgilim Hüseyin" diye ikisinin tanışmasına vesile oldum.

El sıkıştılar Hüseyin"Memnun oldum"dedi.

Arda"Ben de"dedi.

Arda"E tanışma faslı bittiğine göre biz de ip alma aşamasına geçelim"diye ekledi.

"Geçelim"dedim ve dükkana girdim,onlar da peşimden geldi.

 

İçeri girdiğimde beni 14 yaşındaki Ceren karşıladı."Ooo abla uzun süredir yoktun"dedi.

"E kızım her geldiğimde üç dört tane aldığım için bitene kadar gelmiyorum"dedim.

 

"Ne renk alacaksın abla?"dedi

"Sence?"diye gülerek sordum.

"Yok abla mor mu lila mı,bak annem yeni renkler aldı.Morları da senin için seçtim"dedi ve bana bir tahta kutu açtı.

 

Ama ben aşık oldum.Arda ve Hüseyin geldi.

Arda bir renge uzanıp"Bana bu renkten örür müsün?"dedi.

"Örürüm"dedim

 

"Abla bak 1,75 tığım da kırıldı diyordun getirtim onu da getirdim."dedi ve bir tığı uzattı Ayyy bu da lila renkk.

"Ablam sen şimdi bana şu renkten iki tane,şundan 3 tane ver ,ha az daha unutuyordum.Anahtarlık getirdin mi kız?"

"Getirdim abla 20 tanesi 15₺"

"Ver ablam bitmişti o da,bir de hesapla ne kadar ediyor?"

 

Cansu malzemeleri poşete koyarken bir yandan da hesapladı."Abla şimdi 5 ip aldın 50 liradan 250, tığı 25 lira etti 275, anahtarı da hesaba kattığımızdan 290 ediyor" dedi.

"Helal kız ilerletmişsin matematiği"derken cüzdandan para çıkarıyordum ki Arda 300 lirayı kıza uzattı.

 

Cansu parayı almadı."Abi kimin nesisin bilmiyorum ama ben Ayça Abla'nın yanında ondan başka kimseden para almıyorum"dedi.

 

Buna şaşırmadım çünkü bu kız beni dolandırmayı seviyor.Arda"Alır mısın?" dediğinde Cansu bana baktı.Gözlerimi açıp kapatarak al dedim. Malzemeleri aldıktan sonra dükkandan çıktık.

 

Arda ve Hüseyin'e"Siz bir dakika şurda benim bir işim var"dedim ve yandaki bakkala girdim.

 

İçerde Nazım abi ve kızı oturuyordu.

Raftaki çikolatalar arasında genellikle çocukların en sevdiği çikolatalardan bir tane aldım.Bir de çikolatalı süt aldım.

 

"Nazım abi bunların parası benden ama prenses sen bunları Cansu ablana götürür müsün?"dedim. Kız kafasını salladı.Ben Nazım abiye paranın iki katını ödedim.Nazım abi "Kızım bu para fazla"dedi.

 

"Abi şimdi Cansu'ya alıp senin kızına almamak olmaz"dedim ve raftan alıp kızın az evvel oturduğu yere aynı çikolatadan ve sütten koydum.

Nazım abi"Kızım var ya sen cennetliksin, stajdan üç beş kuruş kazanıyorsun onu da çocuklara harcıyorsun"dedi.

"Eee bu da benim ayıbım olsun Nazım abi"dedim ve bakkaldan çıktım.

 

Hüseyin ve Arda'nın gülerek birşeyler konuştuğunu görünce ben de gülerek yanlarına gittim.

"Yukarda park var Ayla ve Ufuk da orda oraya mı gitsek"dedi.

"Olur,zaten bizimkilerin haberi var"dedi.

Hüseyin"Gelin gidelim o zaman "dedi ve elimi tutup yürümeye başladık.

Arda başta şaşırsa da pek bir şey demedi.

 

Bir sokak üstümüzdeki parka geldik.Bir de ne göreyim Ayla ve Ufuk, geçen hafta nikahına katıldığım, evliliklerinde büyük bir payım olan çifte kumrular ile oturuyor.

Hüseyin gülerek bana baktı.Sen gülme Hüso sen gülünce benim sana sarılasım geliyor.

 

Hep birlikte onların oturduğu çardağa oturduk.

Ben söze başladım." Bu Biyolojik abim Arda, bu Ayla,bu Ufuk,bu çifte kumru çiftimiz de geçen hafta nikahına katıldığım Bahtiyar dede ve Şerife nine"dedim.

 

Bahtiyar dede ve Şerife nine mahallenin en yaşlı iki bekarı idi.Ben de yuva yapanın yuvası yapılır mantığı ile ilerleyip kafama estikçe kısır, altın günlerine katılır,evlenmek isteyene mahhaleden eş önerirdim.

Ama evlenmek istemeyen ve özellikle yaşı küçük olanlara bakmıyorum.

 

Arda"Tanıştığıma memnun oldum"dedi.

Ufuk ve Ayla "Biz de"dediler ve yanlarındaki poşetten çekirdek çıkarıp bölüşmeye başladık.

 

Bölüşme işi bitince muhabbet açtık.Onlar bugün ne yaptığını anlattı,biz bugün ne yaptığını anlattık, yaşlı çifte kumrular evliliklerinin nasıl gittiğini anlattı.

 

Böyle muhabbet ede ede birbirimizi tanıya tanıya saatler geçmişti.

Ufuk"Gençler ve yaşlılar muhabbetinize doyum olmaz lakin saat ilerledi ben kaçar"dedi.

 

Ayla"Dur ben de kalkayım"

Derken aklıma tavşan geldi"Ayla dur bekle bir" dedim ve poşetin içine koyduğum tavşanı çıkardım.

"Olmuş mu?"diyerek Ayla'ya uzattım.

Ayla eline aldı ve "Sen yaparsın da olmaz mı?"dedi.Daha sonra bana sarıldı.

Ayrıldık ve onlar motorlarına binip gittiler.

 

Bahtiyar dede"Şerife gel biz de kalkalım vakit ilerledi."dedi.

Şerife teyze cilveli bir şekilde "Olur kocacım"deyince dirseğimle Hüseyin'e vurdum.

 

O da "Ooooo Şerife teyze ne bu cilve ayıp oluyor aile var burda"dedi ve abartarak eliyle gözümü kapadı.

Biz bu duruma gülerken Bahtiyar dede "Hadi lan ordan , ömrümüz yeterse sizi de göreceğiz nasıl olacağınız"dedi.

 

Hüseyin'in elini gözümden indirip"Ne ömrümüz yeterse Bahtiyar dede" dedim ve elimle masaya vurarak"Siz maşşalah bizi gömersiniz"dedim.

Şerife nine "Hassiktir la ordan"dedi ve beraber kalkıp gittiler.

Arda"Ayça cidden bunları sen mi evlendirdin?"dedi.

"Onun gibi bir şey,aracı oldum diyelim"dedim

 

Hüseyin"Güzelim benim de kalkmam lazım annnem iki de bir eve gel diye mesaj atıyor"dedi ve telefonundaki mesajları gösterdi.

 

'Desturrr Valide-i Muazzam-a Nur Sultan'

 

Oğlum yeter ama bugün gel yarın zaten yine buluşacaksınız

Eve gelll

Eve gelll

Ben:Anne gelirim yarım saate

Eyi on dakikaya evde ol

 

"Tamam tamam kadın haklı hadi kalkalım"dedim ve masadaki çöp poşetlerini toplayıp çöpe attıktan sonra kalktık.

 

Aşağı sokağa motorların ve arabanın oraya geldik.Arda telefonu ile uğraşıyormuş gibi yaparak bize izin verdi.

 

Ben de Hüseyin'e sarıldım,o da bana sarıldı. Saçlarımı kokladı ben de onun kalbinin üstünden öptüm ve Arda'nın öksürüğü üzerine ayrıldık.

 

Hüseyin,Arda ile de vedalaştıktan sonra Hüseyin motoruna bindi ve gitti.

Ben de motoruna bindim,Arda da arabasına binerek o önde ben arkada gitmeye başladık.

 

🍁

 

Peş peşe eve geldik,yanıma geldi ve "Motoru güzel sürüyorsun ama sen yine de dikkatli sür"dedi.

Beraber kapıyı çaldık, kapıyı o hizmetli abla açtı,içeri girip ayakkabılarımızı çıkardık.

 

Salona geçtiğimizde herkes sofrada idi.

Biz de elimizi yüzümüzü yıkayıp geldik.

 

Sinan Bey"Arda, ben de diyorum normalde mesaiye kalan oğlum neden bugün tam 00 da çıktı?"

"Bir iplikçiye gitme mevzumuz vardı da ondan öyle oldu"dedi.

Nihan hanım"Ne ipliği kızım?"der demez.

 

Rüzgar"Varoş"dedi.Ya sabır amk ya sabır.

Onu takmayıp "Tığ ipliği Nihan hanım"dedim.

Bu sefer Yusuf"Ultra mega varoş"dedi.

 

Ne diyordu şarkıda:

Takmıyorum Takmıycağım,

Kimsenin yanına bırakmayacağım.

 

Sinan bey"Tığı işi örebiliyor musun kızım?"dedi.

"Örebiliyorum efendim"dedim.

Nihan hanım kendi kendine"Şu efendim lafını da kaldırsa tatlı kız aslında"dedi.

 

Bugün Saide annemle telefonda konuşmuştum.Biyolojik de olsa onlar benim anne babam olduğu için onlara anne baba dememi istiyordu.

 

Gülümseyerek"Örebiliyorum Sinan baba"dedim.

3.günden kimse benden daha fazla performans beklemesin.

Adamın yüzüne nur indi lan resmen.

Bu adam sadece gülümseyerek cenneti garantiledi valla bak.

 

Nihan hanımdan mutlulukla"Kızım"kelimesi çıktı.

Mutlulukla "Efendim Nihan anne"dedim

Buna da kal geldi.

 

O sırada Poyraz'dan"Darısı başımıza"lafı çıktı.

Ona tüm sülale tayfasının önünde abi demeyi planlayordum.

 

Yusuf ve Rüzgar göz devirir iken diğerleri özenle bakıyordu.

Bu ikisi neden bana kötü davranıyor acaba?

Hadi Yusuf çocuk diyelim

Peki Rüzgar?

 

Hayat mottosu 2 "Seni siklemeyen insanları sikleme!"

 

O yüzden bu tabloya gülerek dahi oldum .

 

Yemekten sonra onlar kahve içerken ben de çay içtim.Gereksiz, insansı varlıkların laf sokma çalışmalar Sinan baba ve Nihan anne sayesinde başa sayesinde başarı ile geri püskürtüldü.

 

Saat ilerleyince herkes odasına çekildi.

 

Ben de duvarları lila odama çekildim.

 

Biraz Saide anne ile konuştum. Anlayışlı karşılıyordu.Ona günümü anlattım. Severdi benim günümün nasıl geçtiğini dinlemeyi.

Onla konuşurken de bir yandan da Arda'nın gözlük şekilli anahtarlığını örmeye başladım.

 

Bu Ayla'nın tavşanından daha zordu.Çünkü kenarları beyaz örüyor sonra ortaya lila renk işliyordum.

 

Saide annenin espri ile karışık"Yat zıbar artık"ile kapattım.

 

Güzel bir duş aldım.Saçımı taradım.Hüseyin'in saçıma taktığı çiçekleri, çiçeklik albümüne koydum.

 

O sırada Manevî Dedem Musa'dan bir fotoğraf gelmişti.Daha doğrusu öğlen gelmişti ama benim telefonumu genellikle alo demek için kullandığım için görmemiştim.

 

Fotoğraf aşırı ikonikti.

 

Anlatıyorum,benim altına oje ile Ayça yazdığım powerbankimi İstanbul'a giriş tabelası ile çekmişti.

 

İkonik adam ya diye düşünerek bir güne daha tekmeyi bastım.

 

Evvveett bugünlük bu kadar.

Loading...
0%