@hellikcantansiyonl
|
Bölümü kimse okumayacak ama olsun ben azimle atacam. Sabah birinin beni sarsması ile gözümü açtım.Aytaç'tı. "Noluyo olum sabah sabah birine mi bir şey oldu?" "Kalksana kızım" "Saat kaç?" "8.30"
"Erkenmiş" "Erken değil kalkıp hazırlansan iyi olur 1,5 saate burda olurlar,hep beraber gelecekler" "E daha 1,5 saat varmış" "Ayça kalk hadi"dedi.
Kalktım ve ona sarıldım ilk günden beri beni kardeşi olarak gördüğü için... Başta şaşırsa da sonra o da sarıldı.
Ayrılınca"İlk günden beri bana iyi davrandığın için teşekkürler ikizim"dedim. Güldü ve bu sefer o sarıldı.
Daha sonra"Seni bir konuda uyarmam lazım,baba tarafından dedemle babam zamanında bir ev için tartıştılar o zamandan beri biz fazla arayıp sormadık o yüzden bize biraz tripli, biraz da sert bir yapısı var"dedi. "Bişey olmaz"dedim ve gardroba ilerledim.
Açık mavi bir düz kumaş pantolon ve açık mavi bir tişört seçtim. Aytaç"İkiz hani sen eczacısın ya bilirsin ilaçları şu sivilcelerime ne iyi gelir" "İkiz bunun için doktora gitmen lazım,ben eczanede staj yapıyorum daha"
"Gittim ama verdikleri ilaçların hiçbiri işe yaramıyor" "Biz eczacılık öğrencileri bazen kendi formüllerimizi deniyoruz, sınıftan bir arkadaş yapmıştı kendi kremini işe de yaramıştı.Dur bakalım vakit bulunca yazarım ben"dedim.
"Ayrıca senin daha önce ne kullandığına, yüz yağ yapına falan bakmamız lazım öyle kendi yaptığımız formülü pat diye süremeyiz" "Tamam ben çıkayım sen üstünü giyin daha sonra odamda kenarda duruyor gelir bakarsın"dedi ve çıktı.
Ben de üstümü değiştirdim. Ve Aytaç'a bahsettiğim arkadaşım Ferda'ya yazdım.
'Eczacılık Ferda' Ben:Ferdaaaaa Ben:Sana işim düştü Ben:Baksana acilll Ferda:Efenim
Ben:Senin şu sivilce kremi sende işe yaramıştı de mi? Ferda:Evet yaradı Ben:Ondan bana bir kutu ya da formülü lazım Sivilceden kafayı yiyen bir arkadaş için Ferda:Ben yapıyorum hâlâ onu verebilirim sana ne zaman müsaitsin geleyim vereyim? Ben:Ferdoş şimdi şöyle senin onu kargolaman lazım
Ferda:Lan aynı semtte oturuyoruz kargoya niye para verelim Ben:Ferda maalesef durum sandığın gibi değil başıma neler geldi neler
Ben:Sana bir konum atsam oraya kargolasan? Ferda:Allah cezanı verecek Ayça Ben:İbrahim Tatlıses gibi deme şunu ya Ferda:At konumu kargoya vereyim
📍Konum gönderildi. Ferda:Oha ebesini amında gösteriyor la konum Ferda:Sen yine Allah bilir ne işlere bulaştın Ayça Ben:Ne sen sor ne ben söyleyeyim
Ferda:Ha bu arada her an Merve Hoca ve Enes hoca sizi arayıp şu çiçek işini sorabilir Bişey olmaz hadi ben kaçarotto Ferda:💋
Telefonu cebime koyup aşağı indim. Poyraz ve Aytaç hariç herkes burda idi. Arda'nın ise bedeni burda idi kalanı uykuda. Nihan hanım mutfağa geçti. Sinan Bey de bir telefon görüşmesi için kalkınca kurtlarla baş başa kaldık.
Serkan''Ayça,dedem bayağı sert biridir.Aslında anne tarafı dedem iyi biri,baba tarafı dedeme ise mesafeli davransan iyi olur''dedi.Lan sen konuşmayı biliyor muydun? ''Sabahtan beri herkes aynı şeyi tekrar eder oldu,merak ettim bu adamı''dedim.
Rüzgar''Bir şeyi de merak etme''dedi. ''Neyi merak ettiğimi gördün de buna laf ediyorsun?''dedim
Yusuf''Boşver abi,biyolojik sandığı ailesi bile daha bir yaşını doldurmadan yetimhaneye vermiş biriyle muhattap olmaya değmez,şimdi de gelmiş buraya gördü zenginliği gitmiyor mahallesine ultra mega varoş işte''dedi.
''Ulan seni var ya yolarım yolarım''diye ayağa fırlamam ile Arda beni tuttu. Serkan ''EE yeter be bıktım laf dalaşınızdan ama''dedi bana bakarak. Bu da kavgaya girip iki tokat atan cinsten.
''LAN BANA BAKIN HEPİNİZİN EBESİNİ YATIRIP SİKERİM LAN!!GELDİĞİMDEN BERİ BİR DÖVMEDİĞİNİZ KALDI,BEN DE BURDA 18'İME KADAR BANA DEĞER VERENLERLE YAŞAYACAĞIM ONDAN SONRA SİKTİR OLUP GİDİCEM ZATEN.''dedim.
Yusuf'a dönerek''BİR DAHA BANA VEYA BENİM GEÇMİŞİM ,AİLEM, ARKADAŞIM, SEVGİLİM FARKETMEZ BENLE ALAKLI BİRİNE HAKARETİ GEÇ İĞNELEYİCİ SÖZ BİLE SÖYLERSEN YER GÖK ŞAHİDİM OLSUN SENİ BENİM ELİMDEN ALMAYA DEĞİL ABİLERİN, TÜM SÜLALEN ALMAYA ÇALIŞSA YİNE ALAMAZ.YER GÖK ŞAHİDİM OLSUN''dedim.
Daha sonra da Rüzgar ve yanındaki Serkan'a dönerek''Size de aynı şeyleri söylemek için ses tellerimi yormayacağım,kızım sana söylüyorum oğlum sen anla hesabı''dedim ve balkona çıktım.
İnşaallah bu pantolonumun cebinde de tığı unutmuşumdur.Aha valla var telefonumdan kamerayı açtım,saçımı açtım ve perçemlerini tığı ile örmeye başladım.
~Ders çalışacağım diye bilgisayarı açıp bölüm yazan yazarınızdan~
Ayça odadan çıktıktan sonra Arda şaşkınlıkla karşısındaki kardeşlerine bakıyordu. Yusuf kendisinden büyük birine neden bu kadar acımazsızdı? Rüzgar neye bu kadar kinliydi? Serkan neden bu kadar fütursuzdu?
Nihan hanım mutfaktan,Sinan bey odadan salona geldi. Onların peşine Rüzgar ve Aytaç da koşarak merdivenlerden indi.
Sinan bey''Ne o bağırış çağırış?''dedi. Nihan bey''Neyi paylaşamıyorsunuz oğlum?''dedi. Poyraz''Ayça nerde?''dedi Arda ''Oğullarınız kızınızı biyolojik sandığı ailesi ile vurmaya kalktı,Ayça da gereken cevabı verdi''dedi. Yusuf umursamaz bir genişlikle ''Yine de bağırması yersizdi''dedi.
Aytaç inanamaz gözlerle kardeşine baktı''Sen nasıl bir insan oldun''dedi.Sonra bu sözü sadece Yusuf'a söylemek adaletsizlik olacağını düşünüp muhteşem üçlüye döndü.
''Hatta tek Yusuf da değil hepiniz,siz nasıl bir insan oldunuz ya,o kız bu eve geldiğinden beri kızı nasıl aşağılayacağınızı şaşırdınız,ben artık üçünüzü de tanıyamıyorum.Sırf duygusal bağınız yok diye o kıza bunları yaşatamazsınız''dedi.
Poyraz ''Aytaç haklı,sizi tanıyamaz oldum.O kıza böyle davranamazsınız'' Rüzgar''Bakıyorum da o kızı çok çabuk kabullenmişsin abi?''dedi. Sinan bey ''Tabi kabullenecek ne yapacak sizin gibi bilmeden mi yargılayacak?''
Nihan bey sinir ve üzüntü karışık bir şekilde''Hata onlarda değil ki,hata bizde,ben oğullarıma terbiye verememişim.Ben oğullarımı insan vasıfına sokacak şekilde yetiştirememişim. Serkan kızı görmezden gelir.Rüzgar laf sokmaya çalışır.En küçük oğlum ise kardeşine orospu der.Ki ben size''Hiçbir kadın böyle itham edilmemeli''diyerek büyüttüm.Ama büyütememişim.Napalım artık kızım bu boş hakaret,boş laf sokmalara 18'ine kadar bizi tanımak için katlanmasına veya görmezden gelmesi için dua ediceğiz''dedi.
Bu konuşmadan sonra ortam buz kesmişti.Nİhan hanım ağır konuşmuştu. Aytaç kardeşini bulmak için kalktı.O sırada kapı çaldı.Arda''Balkonda''dedi.
Aytaç balkona çıktı.Kardeşi saçını örüyordu.O abilerinin yaptıklarını hak etmemişti.
Oysaki hiçbiri bilmiyordu ki Ayça'nın biyolojik zannettiği ailesinden büyük bir yara vardı yüreğinde.
~Ayça'dan devamke pompake~
Saçımın örme işi bitince tığımı cebime koydum o sırada bir gölge gördüm.Ananı sikim. Ohh.Aytaç'mış. "Abimler içerde boş konuşmuş onların-" lafını kestim ''Lütfen onlar adına özür dileme''Dedim ''Akrabalar geldi de gel istersen''dedi. ''Gelmem mi bakalım akraba mı akbaba mı?''dedim ve salona gittim.
Salona gider gitmez hayatımın şokunu yaşadım, karıştığımı öğrendiğimde daha az şaşırmıştım.
Sinan Bey''Ayça tanıştarayım babam Musa'' dedi.Bu benim Manevî dedemdi. Sert dedikleri adam bu muydu lo.
Yüzümde en doğal tebessümüm vardı. Dedem kollarını kaldırdı.Ben de salondaki onca insanın bakışlarını umursamadan koştum manevi dedeme sarıldım.
O da bana sarıldı ve yanaklarımı sıktı. Hayat ninem'' Oğlum siz bizi tanıdığımız biri ile niye tekrardan tanıştırıyorsunuz''dedi onun da elini öptüm.
Biyolojilik akrabalardan bir tanıdık daha gördüm Osman amca.Onunla da tokalaştım eşi ile sarıldım.
Çocukları Özgür abi ile tokalaşmayı hedefliyordum ki o bana sarılması ile plan iptal.Ondan ayrıldım ve baş belam Ömer ile sarıldık.Kulağıma doğru ''giderken frenleri çalcam unutturma''dedi.Kolunu çimdikledim.
Bu sırada bu ailenin üç yaşındaki kızları Ömür ''Açaa abaaaa''diye kollarını açınca onu da kucağıma alıp yanaklarını öptüm.Bu kızı seviyom.
Onu yere bırakmam ile 42-43 kişi ile göz göze geldim. Herkes büyük ihtimal yaranmak için yaptığımı düşünüyor ama nerden bilecekler benim bu ailenin bu kısmını Maraş'tan tanıdığımı.
Musa dedemin yanına geçince Sinan babam''Baba ben sizi tanıştıra-''daha lafını tamamlamadan
Musa dedem ''Ben Ayça'yı tanıyorum zaten,siz de şöyle tanıyın:Benim askerlik arkadaşım Ali'nin torunu idi benim manevi torunumdu.Siz hayırsızlar arayıp sormaz iken bu kız beni dedesinden ayırt etmemişti.Biyolojik torunum sen imişsin kızım.Ali'yi kudurturum artık.''dedi.
Bu iki dedemin en sevdiği şey birbiri ile sataşmaktı.Bir kere aralarına dalayım dedim.Ara lafı yedim arada kalan ben olduğum için karışmıyordum artık.
Osman amcam da ''Kahramanmaraş'a gittiğimizde bize misafirlikte kusur etmeyip.O günden sonra beni de amcası olarak gören kız yiğenim imiş''dedi.
Sinan babam''Ayça kızım zaten bizim tarafın yarısını tanımışsın yarısı da şu şekilde şu gördüğün Fatih amcan ve karısı yanlarındaki Taner ve Aslı da çocukları,bu amcan Çetin ve karısı kızları Dilan,Funda ve Selin, yanındaki kadın halan Ayşen korkma büyücülükle yakından uzaktan alakası yok eşi çalıştığı için tek geldi,çocukları Fuat,Cemal ve Mert bizim taraf bu kadar ''dedi.
Lafı Nihan anne devraldı''Bu gördüğün babam Tekin,annem Gülistan,teyzen Gönül ve kocası, çocukları Şevval,Çağan ve Murat,şu gördüğün dayın Metin ve karısı çocukları İbrahim,Hasan ve Büşra bizim taraf ta bu kadar''dedi.Çok azmış canım.
Yemin ederim her gördüğüm insana kafa sallamaktan kafam ağrıdı. Tekin dede''Hadi çocuklar siz başka odaya geçin artık bahçeye mi geçiyonuz nereye geçiyonuz siktirin gidin hadi 50 kişi aynı odada''diyerek nazikçe kovdu.Kesinlikle nazik.
Musa dedem''Ayça kızım powerbankini al''dedi ve cebinden powerimi çıkardı bana verdi.
''Ha unutmadan sana bir fotoğraf göstermem gerekiyor''dedi ve telefonundan galerisine girdi.Fotoğrafı açtı ve bana uzatırken gülerek''Siz Hüseyin ile evlenmeseniz de Maraş sizi evlendi biliyor''dedi.
Fotoğrafta büyük bir duvar vardı üstüne mor sprey boya ile şunu yazmışlardı: "Ben seni Hüseyin 💜 Ayça'nın aşkı bitene kadar sevicem, sen istemesen de burda bekleyeceğim"
''Kim yazmış dede bunu?''dedim. ''Valla kızım kimse bilmiyor,sağlıkocağının karşısında boş bir evin duvarına yazmışlar''dedi. Fotoğrafı kendime attım ve hem ana hesabımda hem priv hesabımda Hüseyin'i etiketleyerk paylaştım ve story attım.
Bahçeye çıkarken Ömer ''Poweri versene şarj edeyim iki dakika giderken veririm''Dedi. Verdim powerimi ve herkesle birlikte çimene oturduk. Herkes telefonla oynarken Ömerin yavru köpek bakışı ile ne diyeceğini anlayıp alttan nah çektim.
"Ulan hadi ya ver şu motoru valla bak hız yapmıcam bu sefer hem zaten kırk yılın başı sürüyorum,yalvartacaksın beni illa''dedi. ''Valla Ömer kusura bak en son ben sana ve Ahmet'e verdiğimde motorun frenleri tutmuyordu ve bil bakalım ben bu frenin tutmadığını nerde fark ettim biliyor musun?''dedim.
Bizim konuşmamız ile tüm gözler bize dönmüştü. ''Nerde fark ettin?''diye sordu. ''Ali dedemin tarlalarının ordaki yokuşta,lan viraj var la orda ibneler sizin yüzünüzden ölüyordum''dedim.
''E napalım kızım sen de depoyu fullemiştin hızla çok güzel gitti''dedi ''Yürü be, Ahmet daha parayı yatırmadı ben de rehin olarak hesabını çaldım''dedim
''Ha Ahmet o yüzden bana yazdı''dedi ''Ahmet sana mı yazdı?''diye bilmemezliğe yattım. ''Telefon doğrulama kodu benim eski numaramdı hesabı almak için beni deneyecekti ama ben hattı değiştirmiştim'' dedi. "Sen hattı değiştirmesen de ben hesaptaki numarayı değiştirdim"dedim.
O sırada telefon çaldı.Arayan Ahmetti. "İyi insan lafının üstüne arar"diyip arayanı Ömer'e gösterdim.Açtım.
"Efendim kuzen" "Kuzen senin ibani yolla da şu paranı yatırayım"dedi. "Söylüyorum gir"dedim. "Bir dakika,ha şimdi söyle" dedi. "TR76 0009 9012 3456 7800 1000 01"dedim.
Biyolojik kuzenler şaşkınlıkla bakıyor. O sırada bir bozuk para şıngırtısı bildirimi geldi. "Geldi mi ?"dedi.
Miktara baktım ve "Pezevenk gönderme parasını mı kestin?" "E benden para çıkıyor mu çıkıyor ona bakarım"
Bu mal başka bankadan parayı attığı için gönderme parasını kesmişti,hayır iki kuruştan kimse ne zengin ne fakir olur da bu ibne bana gıcıklık için yapıyor.
"Şifreyi ver artık"dedi "Veriyorum ama sen önce bir giriş yap hesabın adını falan yaz"dedim "Yazdım ben sen şifreyi söyle" "TR76 0009-"derken beni kesti. Bağırarak "LAN DAHA NAPCAN İLİĞİMİ Mİ SÖMÜRÜCEN"ses kesin dışarı çıkmıştı.
"Gerizekalı şifreyi söylüyorum"dedim. "Mal beyinli ibanını söylüyorsun"dedi "Şifre ibanım beyinciğini siktigim"dedim
Ömer"Ohaaa çok mantıklı"dedi. "Söyle yazıyorum" "TR76 0009 9012 3456 7800 1000 01" dedim ve "TR büyük harflerle"dedim. "Giriş yaptım tamam artık yazın görüşürüz" dedi. "Hadi bas git"dedim ve yüzüne kapattım.
Herkes bana bakıyordu. Özgür abi gülerek"Frenin parasını daha yeni mu atıyor"dedi. "Maalesef"dedim.
"İyi iyi güzellik de benim senden bir isteğim var"dedi, sanırım anladım. "Abi o isteğinin kardeşini de kardeşin istiyor" Sanırım adı Aslı olan"Yahu kız daha aileye yeni geldi"dedi. Sanırım Adı Şevval olan da"Aynen ya iki dakikada boğmayın kızı aşk meşk işlerinizle"dedi.
Ömer"Ayça sen bana Gülşen'i ayarla valla ne istersen yaparım " Abisi Özgür de"Valla Ayça ben de yaparım sen yeter ki şu Güneş'i bana ayarla"dedi. "Yahu bilader ben size nasıl ayarlayım,siz kıza yürüyorsunuz,bu kızlar ise kariyer odaklı kızlar,siz kızlara ciddiyetinizi belli etmezseniz kızlar tabiki size siktiri çeker"dedim.
Baba tarafından Taner"Sen bunların sevdiği kızları tanıyor musun?"dedi. "Biri ile balık tesisinde beraber çalışıyorduk ablası da kuzenimin arkadaşı"dedim
"Lan o değilde sen beni niye privden çıkarttın?" "Mal mal yorum yapıyordun ondan" "Geri eklersene beni ben senin hesapta acaip eğleniyorum" "Dıt o şansınızı kaybettiniz beyefendi"dedim.
5 dakika sonra yaşlısından gencine herkes benim ana hesaba istek atmıştı. Onları ekledim geri takip yaptım.
O sırada içerden minik Ömür elinde Musa Dedemin telefonu ile gelerek "Ayça aba dedem 'yakalamışken benim internet paketim bitmiş mi ona baksın'dedi"dedi. "Ver bakalım cimcime"dedim ve telefonu aldım.
Parmak izi okuma alanına parmağımı okuttuğumda telefon açıldı.Kendi hesabımdan paketin parasını attım.Dedemle yazın hesaplaşıyorduk.Paket bitmişti hatta iki aylık vergi borcu vardı.İnternet üzerinden onu ödedim,yeni paket yaptım ve telefonu geri Ömür'e verdim.O da götürmeye gitti.
Baba tarafından Fuat lafa girdi "Bize tripli olan dedemizin sana bu kadar yumuşak olması rahatsız edici"dedi. "Neyinden rahatsız oldun?"diye açık açık sordum.
"Bize tripli sana ise acaip sevecen"dedi Cemal. "Bayramdan bayrama arayıp sorduğunuz için olabilir mi,hani bir ihtimal belki"dedim sonlarını bilerek iğneledim . Serkan"Haksızlık etmeyin dedemle hepimizin arası ev mevzusuna kadar iyi idi ev mevzusundan sonra sıkıntı çıktı"dedi
"Ben ev mevzusunu dedemden de dinledim babamdan da dinledim babam hatasını kabul etti, özür diledi hatta geri para yatırdı."dedim. Rüzgar şaşkınlıkla"Babam o parayı geri yatırdı mı?"dedi "Evet"dedim.
Yusuf"Peki babamın parayı yatırdığını sen nerden biliyorsun" dedi. "Dedemin banka kartından dedem rahatsız diye bizzat ben çekip getirdim"dedim
Poyraz"Sen dedemi kaç yıldır tanıyorsun"dedi. İşte tam sırası... "10-11 yaşımdan beri tanıyorum Poyraz abi"dedim.Abiyi bastırarak söyledim.
Lan bu üstüme doğru uçuyor ula ula ula. Sımsıkı sarıldı.Sımsıkı ama yeni doğmuş bir bebeği hem incinmesin diye hafif hem de düşmesin diye sıkı sıkıya tutarsınız ya tam olarak bu şekilde tuttu beni. Ben de onu...
Sarılmamız bitince kahvaltıya geçtik. Kahvaltıdan sonra bütün herkes mini milita oyununa girdi ve beraber oynadık. Güzel bir gündü. Bazen tuhaf bakışlar yaşasam,ara sıra zorbalık görsem de güzeldi. Odaya girdiğimde yatağımın üstünde bir tahta kutu vardı açıp baktığımda içinde mor kalp şeklinde bir yastık olduğunu gördüm.
Yanında bir kağıt vardı ''Bu kalpli yastık çok şeye şahit oldu,senin güzelliğine de şahit olsun ~Arda'' yazıyordu.Yastığa sarıldım mis gibi kokuyordu.Yastığın altındaki mor tığı seti ve kurdele,ip setini görmem ile daha da aşık oldum.Onları masanın üstüne yastığı da yatağın üstüne koydum.
Biraz bizimkilerle konuştum kapatınca kapı çaldı ve içeri Poyraz ABİM girdi. "Napıyorsun abisinin gülü"dedi ve yanağımdan bir makas aldı. "İyi abi arkadaşlar ile konuştuk daha yeni kapattık" "Abi diyen dillerini yesinler, çok seviyorum kız seni"dedi ve sarıldık benim bu adama sarıldıkça sarılasım geliyor.
Bir süre sonra ayrıldı "Ayça sana şu kolundaki bilekliği sormak istiyorum,ucu sivri batmıyor mu?"dedi.Ah be abi onun amacı batmak ama bana değil neyse o anları ne konuşarak ne de düşünerek bu güzel anı bozmayacağım.
"Kendimi korumak için abi ayrıca bence çok hoş"dedim "Güzel güzel ben sadece batıyor mu onu merak ettim"dedi.
Birden"Seni doğumundan sonra ilk ben kucağına almıştım biliyor musun?"dedi. Gülerek"Bilmiyordum abi insan teorik olarak 4 yaşına kadar hatırlamıyor ya" "Doğru,ilk ben almıştım o senin bana çarptığın gün de hissettim dedim kendi kendime bu kızda kesin bir şey var hakkatten varmış"dedi. "Ben de içimden bunlar nerden çıktı diyordum"dedim
Sarıldı bana daha sonra saatine baktı"Güzellik benim saat 7 de kalkıp nöbete gitmem gerekiyor şurda 7 saatcik uyusam ne olur?"dedi.
"Sizin şirkette nöbet mi var?" Diyince güldü. "Sen bilmiyorsun ben doktorum prenses"dedi. "Siz anlatmazsanız ben nerden bilebilirim tamam fal falan bakarım ama o kadarı beni aşar"dedim.
Yine güldü"Haklısın hiç bahsetmedim kendimden, mesleğim doktorluk,28 yaşındayım,aileme düşkünüm."dedi.
"Abi medeni durumunu da söylersen kız bulacam ona göre" dedim Kahkahalarının arasında"Bekarım"dedi. Gülmesi durunca "Hadi yat da yanına yatayım"dedim.
Uzandı ben de yanına uzandım ben bir süre sonra uykuya daldım.Bu gece ona tekme atmamak için kendimi zorlayacaktım, hareket etmemek için.
Yarı uyanık iken yatağın sol tarafının hafiflemesi ve saçlarıma kondurulan öpücük ve de bir cümle"Allah bilir o biyolojik sandığın aile ne yaşattı sana,canım kardeşim bu zamana kadar koruyamadım bundan sonrası için elimden geleni yapacağım" cümlesi.
Bu güne kadar "Seni koruyacağım"cümlesini ailem dışında Hüsomdan duyardım.Hayat ne garip ... Bu da böyle bir bölümdü. Arkadaşlar Wattpadde 29.bölüme kadar var haberiniz olsun |
0% |