Yeni Üyelik
6.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

 

Okuyan varsa bir yorum yazsa, Rabbimin bir selamını verse olmaz mı[Kitabı kendim yazıp kendim okuduğumu düşünmeye başlıyacağım]

 

 

Emeğe saygı..

Geçelim bölümümüzeeee.

 

Sabah Poyraz abim gittikten sonra biraz daha yattım. Uyuyamayacağımı anladım ve kalktım camı açtım.

Gökyüzü çok güzeldi,telefonumu alıp fotoğrafını çektim.Severdim gökyüzü fotoğrafları çekmeyi severim.

Aklıma Derya'nın gelmesi ile ona yazayım dedim

 

+Naptın kız çay faslını

-Mükemmel geçti sayılır

+Sayılır?

-En azından artık adımı ve gastronomi okuduğumu biliyor.

+kjrgnhj olsun bu da bir yerde bir şeydir.

-yani annesi sevdi künefeyi maaşallah falan dediler

+iyi iyi

-Neyse bize misafir gelecek temizlik yapmam lazım bb

+görüşürüz.

Neyse iyi tarafından bakalım en azından artık kızın adını biliyor.

 

Aklıma Arda'nın gözlüğünü örmem gerektiği geldi.

Barış Manço'dan ''Gibi Gibi''şarkısını açtım,kulaklığımı taktım ve mırıldanmalarım eşliğinde örmeye kaldığım yerden devam ettim.Şarkı ve örgü benim terapi ikilim.

 

Ben yaralı kurt, sen kınalı kuzu

Biraz cilve aşkın biberi tuzu

 

Sanki biraz naz ediyorsun ama

Senin bana gönlün var gibi gibi

Yüzüme karşı "Git", diyorsun ama

Sanki gözlerin "Kal", der gibi gibi

 

Arpa buğday yan yana, orak istemez

Yağız at şahlandı mı durak dinlemez

Sanki biraz naz ediyorsun ama

Senin bana gönlün var gibi gibi

 

Yüzüme karşı "Git", diyorsun ama

Sanki gözlerin "Kal", der gibi gibi

Yeter çektiğim i̇nsaf et gayri

Senin bana gönlün var gibi gibi

 

Zehirin şifası süt ile incir

Ellerim kelepçe, yüreğim zincir

Sen de biraz naz ediyorsun ama

Yine de bana gönlün var gibi gibi

 

Yüzüme karşı "Git", diyorsun ama

Sanki gözlerin "Kal", der gibi gibi

 

Kimse sevemez benim gibi seni

Kırk yılda bir gelir Barış gibisi

Sen de biraz naz ediyorsun ama

Yine de bana gönlün var gibi gibi

 

Yüzüme karşı "Git" diyorsun ama

Sanki gözlerin "Kal" der gibi gibi

 

Yeter çektiğim i̇nsaf et gayri

Senin bana gönlün var gibi gibi

 

Şarkı bitince kapı çalındı ve içeri Arda girdi.

''Uyandın mı ben de uyandırmaya gelmiştim''dedi

''Evet gece Poyraz abimle beraber uyuduk o kalktıktan sonra uykum gelmedi''dedim.

Ona abi demeyip Poyraz'a abi demem ile yüzü düştü.Dur yiğido ben sana bu gözlüğü verirken abi diyeceğim.

 

Daha sonra yastığa döndü ''Beğendin mi?''diye sordu.

Örgümün düğümünü atarken''Çok beğendim''dedim.

 

Gözlüğün bir camı bitmişti.Gözlüğün kenar kısmını örmek gibi bir fikrim yoktu,sadece cam kısmını örüyordum.Bazen internetten boyut bakıyordum.Kenarları beyaz ortayı lila örmek bir tık zorluyordu

Örgüye bakarak ''Başlamışsın hatta bitirmek üzeresin''dedi.

''Öyle dünden beri canım sıkıldıkça örüyorum bu arada hediyeler için teşekkürler''dedim ve bu sefer ben sarıldım başta şaşırdı ama o da sarıldı ve saçımdan öptü.

İnsanın abisinin olması güzel şey...

 

Daha sonra''Hadi kız kahvaltıya gel''dedi ve aşağı gitti.

 

Ben de üstüme elime ne geçti ise giyindim ve aşağı indim.

Ben ve Poyraz abim dışında herkes burda idi.

''Günaydın''dedim

Sinan baba,Nihan anne,Aytaç ve Arda'ya ek olarak Serkan da ''Günaydın"dedi.İçine cin falan kaçtı herhalde.Kısır günlerinden adını duyduğum Ebuzer ablaya götürelim bari.

Yerime oturdum ve masadaki sessizlikle kahvaltı etmeye başladım.

 

Kapı çaldı,hizmetli Fatma abla baktı ve''Ayça hanım size bir kargo var bir bakar mısınız?''dedi.Aytaç için krem geldi herhalde diye düşünüp kapıya baktım.Tam da düşündüğüm gibi,gerekli yerlere imzamı attım ve kargoyu aldım.

 

İçeri girdiğimde Nihan Hanım''Hayrola kızım nedir o?''dedi.

''Bir arkadaşımdan sivilce kremi istemiştim Nihan anne o gelmiş''dedim.

Aytaç''Bu senin arkadaşının meşhur kremi mi?''dedi.

''Aynen ondan''dedim.O da kahvaltısnı bitirdi ve yanıma geldi.

''Hadi gel bakalım''dedi ve beraber odasına çıktık.

 

Beni odasındaki pufa oturttu ve kendisi de banyodan ilaçları almaya gitti.Ben de o sırada Ferda'dan ibanını istedim ve parasını attım.

 

O yanıma geldi ve ilaçları gösterdi.

''Hepsini doktordan aldım ama neredeyse hiç işe yaramadılar'' dedi.Burda en az 8-9 tane ilaç vardı ve hepsini eczanede en az 4 kere satmışımdır.Çoğu hastadan da işe yaramadığını duymuştum.

 

Aytaç'a dönüp''Sen şimdi bol su çarpa çarpa yüzünü yıka da gel''dedim.O gidince ben de sivilcelerime yapmayı düşündüm ve karar verdim.Sol yanağımda çıkanlara sürecektim.

 

Kargo poşetini yırttım.İçimde ilaç ve kil maskesi için kil vardı.Ve de bir not''Önce kil maskesini kullan,kil maskesini yıkadıktan yarım saat sonra ilacı sür,ilacı 20 dakika yüzde beklet,sonra yıka ve tekrar kil maskeesi''yazıyordu.

Ben daha önce yapmıştım bu maskeyi o yüzden benim için sıkıntı yoktu.

 

Aytaç yüzünü kurulayıp yanıma geldi ve ''Bak bakalım cilt yapıma''dedi.

Ben de ''Ulan beni oturttun kendin zürafa gibi ayakta dikiliyorsun,eğil ula''dedim.

O gülerek yanıma oturdu ben de alnındaki cit tipine yanaklarına baktım.

Benim gibi karma cilt tipine sahipti.Alnı,burnu ve çenesi yağlı.Yanakları ise yağlı-kuru karışık tam orta idi.

 

''Şimdi ikiz cilt tipin kreme uygun.Daha önce kil maskesi yaptın mı hiç?''dedim

''Bir kere sadece''

''Bir şey oldu mu yüzüne''dedim.

''Hiçbir şey olmadı''dedi.

''İyi o zaman sen git bir saç boya fırçası falan bul ben de yüzümü yıkayıp geliyorum''dedim ve onun banyosuna girdim.

Yüzümü bastıra bastıra yıkadım ve peçete ile kuruladım.

Biyoloji hocamınz''Yüze hiçbir zaman havlu değdirmeyin çocuklar''derdi.

 

İçeri girdiğimde masanın üzerinde bir saç boya seti gördüm.Olur,kullanılırdı.

Ama saç boya setinin dışında bir adet de Yusuf vardı.Benlik bir şey yok abisinin odası sonuçta diye düşündüm ve umursamadan paketteki killleri bir güzel poşedi açmadan ufaladım ve kaba döktüm üzerine de biraz su döktüm ve karıştırdım.

 

Yusuf itina ile beni izler iken Aytaç da kargonun içinden çıkan nasıl yapılır talimatını okuyordu.

Aytaç''İlk kime sürüyoruz?''dedi.

''Bana fark etmez''dedim.

''Tamam o zaman süreyim sana'' dedi ve fırçayı eline alıp yüzüme sürdü.Bu çocuk çok güzel sıvacı olur bak size söyleyim.

 

Bana sürdükten sonra ben de ona sürdüm.Bir ayna selfiesi çektik ve instaya saldık.

Yusuf inatla bizi izliyordu.

''Eveeettt,Aytaç efendi şimdilik takıl istediğin gibi ''dedi.

''Sen?''

''Ben Hüseyinle konuşacağım''dedim ve odama gittim

 

Hüseyin'e müsait olup olmadığını sordum ve görüntülü aradım.

Telefonu açınca Nur teyze ile hastanede olduklarını gördüm.

''Nur teyze,ne oldu sana?''

''Yok kızım telaşlanma ufak bir grip dünden beri geçmeyince bir serum taktırmaya geldik''dedi.

Hüseyin''Aşkım dünden beri annemin yanında idim yazamadım kusura bakma sms de atamadım paket daha yeni geldi''dedi ve başka bir yere geçti.

 

''Yok ya sorun değil annenle ilgilen sen manyak mısın deli misin?''

''Benim aklım yerinde de sen ne yaptın suratına öyle''

''Kil maskesi''

''Niye kız sivilcen mi çıktı?''

''He ya biraz çıktı ben de yapam dedim''

''İyi iyi alışıyor musun,iyi davranıyorlar mı sana?''

''Yani iyi davranmayanı görmezden geliyorum''dedim

 

''En iyisi''

''Dün bak ne oldu anlatam''

''Anlat kız anlat ıncığını cıncığını hepsini anlat''

''Hani bizim manevi dedemiz Musa var ya''

''Hee bildim''

''O benim biyolojik dedemmiş''

''Valla?''

''Valla''

 

''Kız ben sana şeyi sorcaktım sen o duvar yazısını nerden gördün de fotoğrafını çektin anam instagramda dolaşırken karşısına çıktı,Zaten zalim kadın bana hospot da açmadı''dedi

''Köyde sağlıkocağının karşısında bir evin duvarına yazmışlar''

''E kim çekmiş fotoğrafı?''

''Musa dedem çekmiş''

''Bak hele cidden Musa dedenin torunları dedemin anlattığı kadar gıcık mı?''

''Zaten Özgür,Ömer,Ömür'ü tanıyorduk.Diğerleri de bazısı umursamıyor,bazısı empatili yaklaşıyor bazısı laf sokma derdinde''dedim.

''Dur bizimkileri de alalım onlarla da konuşalım''dedim ve onları ekledim.

 

Ayla bulaşık yıkıyor,Ufuk çay içiyordu.

Ufuk''Naptın lan yüzüne?''

Ayla''Hababam Sınıfı Askerde'de Şafak Sezer,Mehmet Ali Erbil için ''Babamın yüzüne kusmuşlar lan''diyordu ya aynı tepkiyi verebilirim''

Ufuk''Hüso sen niye hastanedesin lan?''

Hüseyin''Annem hastalandı kardeşim o yüzden geldim''

Ufuk''LAN GERİZEKALI İKİ YAN BİNAMDA OTURUYORSUN NİYE HABER VERMEDİN!!''

Ayla''Aaa neyi var Nur teyzenin''

Hüseyin''Grip oldu bir serum taktırmaya geldik''

''Geçmiş olsun''dedim

''Geçmiş olsun''

''Geçmiş olsun''

 

Ufuk''Hüso siz o yazıyı nerden buldunuz lan?''

Hüseyin''Sağlıkocağının karşısındaki bir evin duvarına yazmıışlar''

Ayla''Ayço bak hele Musa dedem İstanbul'a gelmiş''

''Hah ben de tam onu anlatacaktım''

Ufuk''Neyi?''

''Benim Manevi dedem Musa aslında benim biyolojik dedem imiş''

Ufuk,Survivordaki Yasin gibi''NEYYY?''diye bir tepki verdi.

''OHAAAAH''dedi Ayla.

 

Ayla daha sonra''Ayça sen benim powerbankimi nereye koydun?''

''Aylo o bende dedemden benimkini getirmesini istemiştim o da sağolsun getirmiş ben üç vakte kadar vericem sana powerini''

''Tamam''

Hüseyin''Gençler benim kapatmam lazım,görüşürüz''dedi ve çıktı.

Ufuk''Ben de gidem depomu fulleyim zam gelecek diyorlar''dedi ve çıktı.

Ayla ile kaldık baş başa''Nasıl?Biraz olsun alışmışsındır artık.''

''Alışmaya daha çalışıyorum hatta dün kavga bile ettim.Bir de dün akrabalar ile tanıştım.Osman amcayı falan tanıyorduk zaten diğerleri ile tanıştım''

 

''Dün ne dediler de tartıştın?''

''Ya densiz birtane yerden bitme var gelmiş o Adnan denen orospu ve Zuhal denen kancık hakkında konuşuyor.İşte''Biyolojik sandığı ailesi bile onu evlatlık vermiş''falan filan ben de amacım dövmekti ama Arda tuttu dövemedim.Estim,gürledim ve balkona çıktım"

"Vay bücür vay"

 

"Ben de öyle balkona çıktım.Daha sonra da akrabalar geldi onlarla tanıştım.Dedemin torunları velev bir ev için dedelerine düşman olmuş.Tamam babaları her ne ise ama torunların dedelerine düşman gibi trip atmak acayip gereksiz"

"Çok saçmalamışlar"

"Valla Özgür ve Ömer'in anlattığına göre Güneş ve Gülşen'e talipler"dedim

"Haklarında hayırlısı pek kötülüğünü görmedik ama Güneş ve Gülşen'i üzerler mi bilmiyorum"

 

"Haklarında hayırlısı neyse ben gideyim de şu bakımı yapayım"

"Hadi ben de bulaşığı bitirdim bir elbise dikmeye çalışıyorum onu yapayım"

"Fotoğrafını atarsın"

"Atarım hadi görüşürüz" dedi ve kapattı.

 

Maske kurumuştu.Benimki kurumuşsa Aytaç'inki de kurumuştur diye odaya girdim.

Girmem ile pufta uyuyan bir Aytaç,yatakta kolunu sarkıtarak yatan bir Yusuf gördüm.

Eğer böyle uyumaya devam ederse Yusuf'un uyandığında kolu çok ağrıyacakt.Kendime ne oldu bilmiyorum ama içgüdüsel galiba, onun kolunu aldım ve yanına koydum.

 

Daha sonra da Aytaç'ı dürterek uyandırdım.

Pufta kil maskesi ile uyuyan tek insan

Biraz zorlandı ama kalktı.

Birlikte üfeleye üfeleye maskeyi soyduk.

Daha sonra kremi sürdük.

Ben zamanlayıcıyı açtım ve pufa uzandım.

Aytaç"Ne yapıyormuş sevgilin?"

"İyiymiş annesi hasta olmuş serum taktırmaya gitmiş"

"Geçmiş olsun, şey Ayça ben senden bir şey rica etsem"

"Efendim Aytaç ne diyeceksin?"

"Ya benim arkadaşlarımla bugün evde buluşacaktık"

"Eee?"

 

"Seni de onlara anlattım ve seni onlarla tanıştırmak istiyorum"

"E gelsinler tanışırız bunun için ricaya gerek mi var ikiz"

"Bilmem belki rahatsız olursun diye söyledim."

"İkiz,ben rahatsız olursam beni rahatsız eden de rahatsız olur o yüzden dert etmeeee"

 

"Tamam bu arada cidden matematik hocası ile iddaya girdin ve iki tepsi baklava ısmarlattın mı?"

"Privde gördün muhtemelen evet ben o hocayla ve Merve hoca ile bayağı anım var"dedim.

"Anlatırsın bir ara"

"Anlatırım ikiz" dedim.

 

Birlikte Instagram'da dolaştık.

Daha sonra 20 dakikanın dolduğunda yeniden yıkadık.

Kil maskesini yeniden yaptık.

O da kuruyunca soyduk ve herkes kendi odasında duşa girdi.

Biraz işe yaramıştı.

 

🍁

 

Temizlenmiş paklanmıştım, üstüme temiz bir şeyler giydim ve aşağı indim.

Aşağıda Aytaç dışında 2 kız 2 oğlan vardı.

"Selam"diyerek ortama giriş yaptım.

 

Onlar da "Selam"diyerek karşılık verdi.

Aytaç"Tanıştırayım ikizim Ayça, Ayça arkadaşlarım Bertuğ, Yunus, Nil,İpek"

 

"Memnun oldum"dedim.

Nil"Biz de Ayça ha bu arada Bertuğ benim sevgilim Yunus da İpekle sevgili"dedi

"Ekibin tek sapı benim ikizim yani"demem ile güldüler.

Bertuğ"Aslında Aytaç'ı isteyen de var ama beyimiz kızı istemiyor"dedi.Dakika bir gol bir bunlar Aytaç'ı bana kötülüyor.

 

"Olabilir, herkes herkesi sevecek diye bir kural yok"dedim.

İpek"Vayyy 3 günlük de olsa ikizimi savunurum diyorsun"dedi.Acaip gıcıklar.

"Bunu günle veya ikizim olmasına tam olarak nerden bağladın acaba?"

Yunus"Ne tripleniyorsun canım espri yaptı karım"dedi.

 

Öğğkk ne tarafa kussam acaba.Lan biz Hüseyinle 17 yıldır tanışıyoruz,4 yıldır da sevgiliyiz bir kere karım/kocam muhabbetine girmedik.

Nil"Eee Ayça sen hangi Anadolu lisesinde okuyorsun?"dedi.Döndük yine başa.

 

"XXXXXXX Sağlık Meslek Lisesinde okuyorum"

Bertuğ"Hahahha sağlık meslek mi?"dedi.

Tam ağzımı açmıştım ki.

Aytaç"Neyine güldün tam olarak Bertuğ,senin baban ve paran olmasa bizim kolejde de okuyamazdın hatta koleji geç hiçbir okul seni o puanla öğrenci kabul etmezdi"dedi.

Ooo çaktı doksana.

 

Yunus"Ortam gerildi bir PlayStation oynayalım mı?"dedi.

Aytaç"Olur"dedi.

 

Bugün hizmetli ablaların izin günü idi.

Nil"Gel bebeğim biz de senle kahve yapalım"dedi ve koluma girip mutfağa doğru götürmeye başladı.İpek de peşimizden geliyordu.

Kolundan çıkıp "Ben kol kola gezmeyi sevmiyorum" Hüseyin ve Ayça dışında.

Mutfağa girdiğimizde kettle su koydum.

 

İpek"Bak cicim sakın ola ki sevgilin yok diye gözün benim kocama veya Nil'in kocasına kayarsa gebertirim seni"dedi.

"Şşşt hayrola civciv mi gebertiyorsun öyle, lafını bil de konuş"dedim kancığa bak ya.

 

Nil"Biz gayet lafımızı biliyoruz varoş,e tabi geldin zenginliği gördün,ha ne diyordum gözün bizim kocalarımıza kaymasın"dedi.

"Gözüm sizin kocalarınıza kaymadı da kaymaz da ha sizin lafınızı çok da sikime taktığımdan değil ama sevgilimi deli gibi sevdiğimden, ha bu arada siz bence size ihanet etmiyeceğinden emin olduğunuz insanlarla sevgili olun derim,bir abla tavsiyesi"dedim.

 

Onlar da göz devirip içeri gittiler.

Ben de suyun kaynamasını beklerken 3'ü 1 aradayı kupalara döktüm ve Ayla'ya yazdım.

 

'Ayllaa'

Kız şimdi eve Aytaç'ın arkadaşları geldi bir pick me görmen lazım

Ayllaa:Deme

Sevgililerine kocam diyorlar 🤮

Ayllaa:Nereye kusuyoruz

Valla acaip elim kaşınıyor dövmem yakındır.

Ayllaa: Yardıma gelem mi?

Döversem haber veririm şimdi kahve yapıyorum

Ayllaa:Hadi bb

 

Kahveleri yaptım ve götürdüm masaya bıraktım.Kızlar telefondan tiktok izliyor erkekler ise PlayStation oynuyor.

Daha doğrusu Bertuğ ve Yunus oynuyor.

Kazanan Aytaç ile oynayacakmış.

Ben de privime geçen gün sahilde Hüseyin'le şarkı söylediğimiz videoyu attım.

 

🍁

 

Oyunlar oynandı,laflar sokuldu, kahveler içildi ve çok şükür siktir olup gittiler.

Kendimi salondaki koltuklardan birine attığımda asansörden Yusuf indi.

Ananısikim bu da evde idi değil mi.

 

Aytaç da geldi yanımdaki koltuğa yattı.

"Sevdin mi bizimkileri"

"Cık erkekler seni resmen kullanıyor, kızlar da acaip pick me yolmamak için zor tuttum kendimi"

"Kızlar pick me biraz"

 

"Biraz mı? Mutfakta beni sıkıştırıp kocalarımıza bakmayacaksın dediler be?"

"Ney cidden dediler mi bunu"

"Beklemiyor muydun?"

"Hayır sevgilim yok diye bir tık dışlanırım da sana da böyle söylenmez ya"

 

"Bak sana bir ikiz tavsiyesi bunların yanında kendini bozma"dedim

"Diyosun?"dedi

"Tabi lan hayatında kaç kere ikiz tavsiyesi aldın?"dedim

"İlk"dedi

"E o zaman"dedim

"Ne o zaman"dedi

"Konuşacak konu kalmadı kapat muhabbeti"dedim

 

Yusuf"Valla onu beşi bilmem ben de Aytaç abi çok sağol kolumu düzelttiğin için valla tüm gün ağrırdı yoksa"dedi.

 

Sıçtım,ben hayatımın orta yerine sıçtım.

Aytaç"Ben senin kolunu düzeltmedim ki"dedi.

Gözler bana döndü"Ben de bazen kolumu sarkıtarak yatıyorum acısını bilirim o yüzden düzelttim"dedim.

Yusuf içine kaçan bir sesle"Sağol"dedi.

Ben de odama çıktım ve ailenin diğer üyeleri gelene kadar Mucize Doktor izledim.

 

🍁

 

Ailenin diğer üyeleri de geldiğinde sofraya oturduk.

Yemeği sonlarına doğru telefonum titreşti.Arayan Derya ve Ferda idi.Bunlar zaten kuzendi.

 

Açtım.

''Efendim Kızlar''

Derya''Ayça direkt konuya giricem akşam sözüm olan künefeyi yapacam topla sizinkileri gel"

Ferda"İstersen ikizininde getir aynı evin içinden seni çağırıp onu çağırmamak ayıp olur"

 

Derya"Aynen onu da getir bir de akşama size bomba bir haberim varr"

"Ne haberi?"

Ferda"Lan bundan benim niye haberim yok"

Derya"Akşam öğrenirsiniz hadi çok geç olmadan gelin ha bir de iskambil kağıdı getirin, döneriz"

 

"Tamam bizimkilere siz söylediniz mi"

Ferda"He he onları biz hallettik"

"Tamam lan o zaman kapatın"

Dedim ve kapattım.

 

Sinan babam meraklı gözlerle bana bakıyordu

"Yemekten sonra künefe yemeye çağırıyorlar" dedim ve Aytaç'a baktım"Seni de çağırıyorlar"

dedim.

 

Nihan anne "İyi kızım gidin gezin"dedi.

Arda"Tanıdık künefeci var istersen"dedi.

"Yok yok gerek yok"

 

Poyraz abim"Olur olur siz Arda'nın dediği yere gidin"diyerek lafı ağzıma tıktı.

Sinan baba"Aynen kızım hem aklımız kalmaz" deyince

 

"Yav taramalı tüfek gibi ard arda saydırmaya başladınız,konu şu ki bizim arkadaşımız gastronomi okurken ve bize künefe sözü var iken başka yere niye gideyim?"

Arda"Ha o zaman gidin"dedi

 

Aytaç ile masadan kalktık ve üstümüzü değiştirdik.Ben saçımı ördüm.İskambil kağıtlarını, örgümü, telefonumu cebime koydum.

 

Aytaç da hazır olunca kaskı ona takarak eve gitmeye başladık.

 

Yakınlaştığımızda bir marketin önünde durduk ve ben çekirdek,kola,meyve suyu,hoşbeş, cips, çikolata, sakız ve haribo alıp geldim.

 

Aytaç poşetlerle beraber arkada giderken benim gözüm yanmaya başlamıştı ama az kaldı.

 

Çok şükür eve sağ salim vardık ama benim gözüm fena yanıyor.

 

Kapıyı çaldığımda buğulu gözüm ile Hüseyin'i gördüm.

İçeri girdiğimizde ben daha merhaba demeden banyoya götürdü.

 

"Ah be güzelim kasksız mı kullandın motoru, aç gözünü bir bakayım"dedi ve gözüme baktı.

"Kızarmış biraz gel yıkayalım da biraz kendine gelsin"dedi.

 

Her ne kadar yok mok desem de beraber gözümü yıkadık.

 

Daha iyiydim.İçeri geçtiğimde bizimkileri, Ferda'yı, Amerikan mutfakta künefeleri yapan Derya'yı gördüm.

 

Ama ayriyeten bir şey de gördüm.

Aytaç'ın ve Ferda'nın birbirine sürekli attığı kaçamak bakışlar....

Hehe elime düştün.

 

O sırada kapı çaldı.Tabi kapıya en yakın olarak bu görev bana aitti ki Derya kapıya doğru uçuncaya kadar.

Biri geldi.Ablası ve eniştesi tatilde kim geldi derken fotoğraflarını gördüğüm Bizim Derya'nın Eren'i geldi ya.

 

"Evet arkadaşlar tanıştırayım şimdilik flörtüm Eren"

"Neyin neyin"diye bir tepki verdim.

"Flörtüm"dedi.

Ayla"Lan daha sabah bizden olmaz imkansızız demiyor muydun?"

Eren"Demekki o kadar da imkansız değilmişiz"

 

Ferda"Allah bir yastıkta kocatsın"diyince Ufuk bir yastık alıp fırlattı ve "Edepsiz burda aile var" diyip Ayla'yı göğsüne çekti.

 

Ben mi? ben zaten Hüseyin'in kolunun altında idim.

Derya"Ferda sen şu fırını açıp gelsene"

Ferda"Kaç dereceye ayarlayım?"

"180"

"Tamam"ded ve gitti.

Geldiğinde "Ağır Romantik"flimini izlemeye başladık.

 

Flimin ortalarına doğru künefeler pişti biz de bir yandan yedim bir yandan izledik.

 

Künefeler bitince benim getirdiğim malzemeleri atıştırmaya başladık.Flim bitince akım çektik.Biraz Eren'i tanıdık.

 

Pişti oynadık.Aytaç'a da öğrettik çocuğun beyni yandı.

Bazen ben sıkıldım örgümü ördüm,az kalmıştı akşam da örürsem kesin biterdi.

 

Saat 20.30'e doğru geldiğinde artık gitme vakti yaklaştığını anladık.

 

Biz kızlar olarak bulaşığı topladık.Erkekler de etrafı toparladı.Tam her şey tamam derken Ayla ile halıyı süpürmemiz gerektiğini anlayıp bir de halıyı süpürdük.Eren ve Aytaç bu hareketimize şaşırsa da diğerleri alışık olduğu için pek şaşırmamışlardı.

 

Daha sonra vedalaştık ve evden çıktık.

Hüseyin ne kadar almamak için ısrar etsem de bana kaskını verdi"Benim yolum kısa"dedi.

 

Biz de Aytaç ile dönüş yoluna başladık.

Hızı 50'den 60'a hafif hafif çıkararak test ettim başta korksa da sonra alıştı.

                          

🍁

Eve geldiğimizde herkes salonda oturuyordu.

Aytaç ile biz de oturalım dedik.

Havadan sudan konuşurken sehpanın üzerine koyduğum telefonum titreşti.Esselaa..

 

Merve hoca,Enes Hoca,Ayla görüntülü arıyordu.

 

Biyolojik takıma dönüp "Ölürsem vasiyetimdir Kahramanmaraş'a gömün"dedim ve açtım.

 

"Merhaba hocalarım,yani okul bitti tatilde de arayacağım diyorsunuz"

Merve hoca"Sen neden aradığımızı çok iyi biliyorsun"dedi.

Ayla"Valla hocam telepati yeteneğimiz yok"dedi elindeki çekirdeği çitlerken.

Enes Hoca"Susun be susun yerden bitmeler, söyleyin o çiçeği kim yolladı?"

 

Ayla ile haberimiz yokmuş gibi"Ne çiçeği?"dedik.

Merve Hoca"Enes Hocanız adınıza bana yolladığınız o pembe çiçekler"dedi

"Hocam şimdi lafı evirip çevirmeyelim siz iki hoca arasında bir sevgililik olayı var ha haddimize düşmez karışmak orası tamam eyvallah da siz iki hoca tek bir şeyi merak ettim diye az daha beni disipline yolluyordunuz"derken lafım kesildi.

Enes hoca"Matematik dersinden kaçıp Ebelik şubesinin dersine girmiştin Ayça"

 

"E bir şeyi merak ettim"

Ayla çekirdek çitlerken"E bu konunun çiçekle ne alakası var"dedi.

"Hah ben de oraya geliyorum siz iki sevgiliyi, yan meslek lisesindeki öğrenciler tam çıkış saatinizde el ele görmüşler"dedim

Merve hoca"Eeee?"dedi

 

"Geldiler bize sordular var mı öyle bir şey biz de yalan söylemedik var dedik onlar da ikinize çiçek buketi yapıp göndermişler hayırlı olsun diye"dedim.

Biyolojiklerden herkes sırıtıyor.

 

Ayla"E şimdi çiçeğin bizle değil yan meslek lisesi ile alakası var yani bizi boş yere aradınız"dedi.

Enes Hoca"E peki bu çiçeği yan meslek lisesinden kim yolladı"

 

"Hocam bulsak biz de gidip söyleyeceğiz kendini belli et bizim başımız yanıyor diye ama kendini belli de etmiyor biz de bilmiyoruz"dedim.Yalan, kız ile çiçeğin rengine kadar konuştuk.

 

Merve Hoc"Eyi bakalım hadi buna inandım sanın neyse yarın yarın zaten staj yerleriniz açıklanacak sonraki gün de staja başlıyorsunuz"dedi.

"Hocam gitmeden son bir şey söylemek istiyorum"dedim.

 

Enes Hoca"Söyle"

Sesimi yükselterek"Nikah şahidiniz biz olacağız haberiniz olsun"dedim ve kapattım.

 

Nihan anne"Kızım bu çiçek mevzusu da ne?"

"En başından anlatsam çok iyi olacak gibi"dedim ve anlatmaya başladım

 

"Şimdi ben bir dönemler ikiz bebeklerin doğumlarına acaip merak sarmıştım bir gün artık Ayla çeneme dayanamadı 'matematiği kır ebelik şubesinin dersine geç arkada birine sordur'dedi.Bu bana fena mantıklı geldi."

Rüzgar"Sen de yaptın?"dedi.

 

"Yaptım, planıma göre beni yok da yazmıyacaklardı ve derste zannedeceklerdi.E biz de dedik ki 'Ebelik hocası ve matematik hocası nerde denk gelip beni konuşacaklar hem bir derslik'.Ama atladığımız çok mühim bir detay varmış."

 

Yusuf"Neymiş?"dedi.

"Ebelik hocası Merve Hocanın ve Matematik Hocası Enes Hocanın sevgili olduğu detayı"

 

Sinan baba"Neyy, yakalandım deme"

"Valla derste Enes hoca bizimkilere soru çözdürürken iki arada bir derede Merve hocaya Romantik mesaj yazar iken'Ay gibi yüzün var'demiş galiba hocanın aklına nereden esti ise ben gelmişim,vizyon desen yok ve Merve hoca arka sıraya baktığında bir göz göze geldik.

 

Ondan sonra beni müdüre götürdüler savunma yaptım.Müdür 'İkinciye affetmem de sen bu işlerde profesyoneldin nasıl yakalandın' diye sorunca ben hoca yanıma gelirken açık unuttuğu sohbetten mesajı gördüğümü söyledim.

 

O sırada bizi nöbetçi dinlemiş o gitmiş tüm okula yaymış işte Merve ve Enes hoca sevgili diye.Sonra iş bana patladı.Nöbetçiyi bulduk itiraf ettirdik."

 

Serkan"Bu olayda çiçek nerde?"dedi.

 

"Daha çiçeğe var,bu iki hoca beni müdüre postaladıktan sonra dersleri bitmiş ve bahçede bir banka oturmuşlar.Bizim de yan taraf normal meslek lisesi,arada bahçeyi ayıran bir duvar var.Bunlar bankta otururken fotoğraflarını çekmişler.

 

Bu arada bizim hocalar da biraz gerilmiş,bunlar da Merve hocaya hayırlı olsun çiçeği yollamışlar.Bana da sormuşlardı ne yollayalım diye ben de pembe gül yollayın dedim.Bunlar da yollamışlar.

 

Sonra Enes hoca daha kartviziti okumadan "kim niye sana çiçek yolluyor"diye rollenince ortalık karıştı.Ben de o sırada hemşirelikden bir arkadaşın damarını yanlış yerden açtığım için öğretmenler odasında idim.Bunlar tartışıp kartviziti okuma zahmetine girmeyince ben yaptım. Aralarını düzelttim."dedim.

 

Poyraz"Hemşirelikten birinin sana damar yolu açması gerekmiyor mu sen niye ona damar yolu açıyorsun?"dedi.

 

"Onlar bizim damarları delik deşik etti ben de dedim hep siz mi bizi denek olarak kullanacaksınız ben açmayı denedik"

Arda gülerek"Öğrendiniz mi bari"dedi

 

"Öğrendik"dedim.

Sinan baba"E var mı kızım böyle anın tanıyalım seni biraz"dedi.

Ben şimdi bunlara halayda coşup davul üstüne çıktığımı söylesem deli gözü ile bakarlar.

 

"Var kuzenim Ahmet'in tiki ile oynayıp telefonunu suya attırdım, başka komşudan göz hakkı erik alırken kolumu kırdım,bir

hafta içinde 2 ayrı bileğimi burktum, küçükken Ayla ile dedemin tüm cevizlerini ağaçtan düşerek yerdeki muşambanın üstüne dökmüştük,biz dört gerizekalı 5 kilometre yolu sıcağın bağrında yürümeye çalışmışız,küçükken nehire düşüp boğulma tehlikesi yaşıyorum zannedenlerken ben nehirde yüzüyordum, 4 yaşında Ayla ile tartıştığımızda beni merdivenlerden yuvarlar iken onu tutmuştum birlikte yuvarlanmıştık, Matematik Hocası ile iddiaya girdim ve tüm sınıfa iki tepsi baklava ısmarlattımşuan aklıma hepsi gelmiyor ama var"

 

Yusuf"Şeytanla kapışır"dedi

Rüzgar"Bu kız Azrail ile savaşıyor resmen"dedi

 

Poyraz ise diğerlerinden farklı bir soru sorarak"Gözlerin neden kırmızı?"dedi.

"Şey motoru giderken kasksız sürdüm de"

Şüpheci bir ses tonu ile "Öyle mi?"dedi.

Gözlerinin içine bakarak "Öyle"dedim.

 

"İyi bir daha yapma kör olursun"dedi.

Te Allah'ım yarrabim.

 

Serkan'dan bir soru fırlatıldı ortaya"Hiç alkol, sigara falan kullandın mı?"dedi

Dana nerde hah orda mı? Kuyruğunu koparabilrisiniz

 

"İki kere alkol denemeye çalışırken yakalandım daha sonra söz aldıktan sonra bir daha içmedim, sigarayı da içmiyorum"dedim.

Rüzgar"Ha alkol almayı denedin yani"

 

"Evet tüm çevremdeki büyükler içince merak etmiştim ilkinde küçük bir kuzene salondan getirtip içecek iken kuzenimin babası "Bunları kime götürüyorsun" diyince kuzenim "Baba gizli içen arkadaşlara götürüyorum" demiş ordan yakalandık.

 

İkincisinde ise bana doldur dediler o sırada tam içecek iken mani oldular"

 

Sinan bey"Peki sana daha doğrusu size ne sözü verdiler de daha içmediniz?"

 

"İkincisinde fena bir şekilde dedem de görmüş çekti kenara 'kızım 18 ol ben seni ve arkadaşlarını karşımda içmenize müsade edicem'dedi o günden beri bir daha denemedik."dedim.

 

Nihan anne"Sen de bu söze güvenerek bir daha içmedin mi?"

 

"Nihan anne düzeltmem gerekiyor benim yaptıklarım zaten deneme idi daha hiç içmedim ki"demem üzerine salondaki herkes kıkırdamaya başladı.

 

Sinan baba ayağa kalktı ve "Kızım güldük eğlendik ama seninle odamda konuşmam gereken konular var"dedi.

 

E ne güzel gülüyorduk.

El mecbur kafa sallayıp peşinden gittim.

Asansör ile yukarıda Nihan annem ile kaldıkları odanın içinde bir kapı daha vardı.

Ordan da geçince çalışma odası olduğunu gördüm.

Eli ile koltuğu gösterdi.

Oturdum, gerilmiştim.

 

"Sözümü kesmeden dinlersen sevinirim"dedi.

 

Sözünü kesmemek için kafa salladım.

"Artık biz seni kızımız olarak görüyoruz ve senin bizim soyadımızı taşımanı istiyoruz"

Ama ben soyadımı severdim. Rahmetlik babamdan kalmıştı bana o.

 

Ama karşımdaki biyolojik babam da öyle umutlu bakıyordu ki yapamadım, reddedemedim, gerçi neyi red edecek isem onların evinde yaşıyordum.

 

"Kabul ediyorum Sinan baba"dedim.

Çekmeceden iki zarf ve piyasa değeri çok yüksek bir açılmamış telefon çıkardı.

 

"O zaman bunları da kabul edersin"dedi.

Zarflarıaçtığımda soyadımın "Göksel" olduğu bir kimlik ve kredi kartı.Kimlik her ne ise de kredi kartı ı-ıgh

 

"Bu ikisine gerek yok"diyerek telefon ve kredi kartını geri ittirdim.

"Al kızım yanında bulunsun"diyerek üçüncü bir tercih sundu.

 

"Sinan baba,ben zaten staj görüyorum onun parası da bana yetiyor dahasına gerek yok"dedi

"Al kızım ikiletme yav"

Aldım,el mecbur.

"Şimdi git güzel bir uyku çek saat geç oldu"dedi.

 

Ben merdivenlerden inmeye başladığımda Yusuf'un da çıktığını gördüm.Elime baktı ve "Oo helal olsun varoş hanım sonunda ailemize girmeyi başardın soyadımızı aldın"dedi

 

Gözlerine tüm hüzün duygularım ile baktım, ben küçükken anne ve babamı ikna etmeye çalışırdım bir erkek kardeşim olsun diye..

Abla olmak istiyorum diye....

 

O anları, babamı hatırlayınca daha da üzüldüm,duygusallaştım.Benim gibi kahverengi olan gözlerine baktım.

 

"Ne desem boş senin için,ne yaparsam yapayım artık sen beni böyle biliyorsun yapacak bir şey yok"dedim ve yanından hızlıca geçip gittim.

Onun da arkamdan baktığını hissettim.

 

Odama geldiğimde pijamalarımı giydim ve Sana Saklandı Ruhum açıp örgüme devam ettim.

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

 

Yeniliyorum her gün

Senin hatırına sürgün bu ev

Katlanıyorum hâlâ buna

 

Yeniliyorum sonra

Yepyeni bir umutla içimi

Göze alabilecek miyiz sence her şeyi?

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

Bize karşı dursalar da, kalbimize vursalar da

İftira atsalar da yanımda dursun kalbin

 

Yeniliyorum her gün

Senin hatırına sürgün bu ev

Katlanıyorum hâlâ buna

 

Yeniliyorum sonra

Yepyeni bir umutla içimi

Göze alabilecek miyiz sence her şeyi?

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

Bize karşı dursalar da, kalbimize vursalar da

İftira atsalar da yanımda dursun kalbin

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

Bize karşı dursalar da, kalbimize vursalar da

İftira atsalar da yanımda dursun kalbin

 

Şarkı ikinci kez de çaldıktan sonra örgüm bitti.

Anahtarlığını takarken saate baktım 11.39'du.Acaba Arda ABİM uyumuş mudur?

Şansımı deneyeceğim.

 

Asönsörü çalıştırmakla uğraşmamak için yürüyerek alt kata indim.

 

Eveet şimdi sorun burada başlıyor bu katta 2 tane beni seven abi 1 tane de beni görmezden gelen biri vardı.Şimdi ben Arda'nın odasını nasıl bulacağım?

 

Bizim kat düzeni geldi aklıma,merdivene en yakın olan oda,bizim katta en büyüğümüz olan adı batasıca Rüzgar'a aitti.

 

Bu katta en büyük Poyraz abimdi o zaman merdivene en yakın olan mantıken onun odası olması lazım,ondan bir küçük Arda idi.O zaman onun odası da benim gibi ortada.

 

İçimden ''umarım bu odadır''diye geçirdikten sonra kapıyı çaldım.''Gel''sesinden sonra içim rahattı bu Arda Abimin sesiydi.İçeri girdiğimde reels izlediğini gördüm.Beni görünce doğruldu.

 

''Hâyır olsun gecenin bu saatinde''dedi

''Hâyır merak etme''dedim yatağının kenarına oturdum ve cebimden gözlüğü çıkardım.

Ona doğru uzatırken''Örgünü bitirdim de getireyim dedim,abi''dedim.

 

Gözlerinin içi parlar iken ona sarıldım.O da benim saçlarımı okşadı.Bir süre sonra kendini benden ayırıp

''Bu gözlüğün hikayesini veya neden bunu sana ördürdüğümü biliyor musun?''dedi

''Bilmiyorum abi''

 

Gitti ve bir çekmeceden lila bir güneş gözlüğü çıkardı.Lan bu benim ördüğümün cam hali.

 

''Senin doğduğun gün güzümde bu vardı.Daha doğduğu günden lilaya karşı bir ilgin vardı.Lilaya ilgini anlayınca şuan kullandığın odayı Poyraz abimle lilaya boyamıştık.Gerçi az daha tinerden zehirleniyorduk ama olsun.Bu gözlüğü sen al örgü olan bende kalsın''dedi.

 

Güneş gözlüğünü elime aldım.Daha sonra duygu değişikliğinden çıkıp ona sarıldım.''Hadi ben gideyim de sen yat sabah iş var''dedim ve çıktım.

 

Odama çıktım,onu komodinin üzerine koydum biraz reels/tiktok izledim.Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.

 

Aşağıdan gelen birşey düşme sesi ile olduğum yerde doğruldum.

''Euzubillahimineşeytaniracimbismillahirahmanirahim''

 

Yüreğim ağzımda elim ise beni her zaman korumaya yarayan bilekliğimin demir kısmında aşağı indim.

 

Aşağı indiğimde yerdeki halıları toplayan bir Yusuf gördüm. Gözlerine baktığımda uyanık değil uyurgezer olduğunu gördüm.

 

Oğlum her şeyi anladım da insan uyurgezer iken gezer dolaşır bu halı topluyor.Neyse benim de uyurgezer iken çamaşır makinesine annemin sabahtan ayırdığı renklileri attığımı ve de makine bitince serdiğimi göz önünde bulundurursak bir yerlerde bu genetik işliyor.

 

Uyurgezerken uyandırıldığımda bir keresinde yanlışlıkla Ayla'ya saldırdığım için onu uyandırmayacaktım. Elinden tuttum ve asansöre koydum.Kata basmadan orda beklettim.

 

Topladığı halıları geri serdim ve asansörde duvara dayadığı omzunu alıp düz tutturdum.

 

Onu odasına götürüp yatırdım.Ters yattı ama

size ne sözü verdiler de daha içmediniz?"

 

"İkincisinde fena bir şekilde dedem de görmüş çekti kenara 'kızım 18 ol ben seni ve arkadaşlarını karşımda içmenize müsade edicem'dedi o günden beri bir daha denemedik."dedim.

 

Nihan anne"Sen de bu söze güvenerek bir daha içmedin mi?"

 

"Nihan anne düzeltmem gerekiyor benim yaptıklarım zaten deneme idi daha hiç içmedim ki"demem üzerine salondaki herkes kıkırdamaya başladı.

 

Sinan baba ayağa kalktı ve "Kızım güldük eğlendik ama seninle odamda konuşmam gereken konular var"dedi.

 

E ne güzel gülüyorduk.

El mecbur kafa sallayıp peşinden gittim.

Asansör ile yukarıda Nihan annem ile kaldıkları odanın içinde bir kapı daha vardı.

Ordan da geçince çalışma odası olduğunu gördüm.

Eli ile koltuğu gösterdi.

Oturdum, gerilmiştim.

 

"Sözümü kesmeden dinlersen sevinirim"dedi.

 

Sözünü kesmemek için kafa salladım.

"Artık biz seni kızımız olarak görüyoruz ve senin bizim soyadımızı taşımanı istiyoruz"

Ama ben soyadımı severdim. Rahmetlik babamdan kalmıştı bana o.

 

Ama karşımdaki biyolojik babam da öyle umutlu bakıyordu ki yapamadım, reddedemedim, gerçi neyi red edecek isem onların evinde yaşıyordum.

 

"Kabul ediyorum Sinan baba"dedim.

Çekmeceden iki zarf ve piyasa değeri çok yüksek bir açılmamış telefon çıkardı.

 

"O zaman bunları da kabul edersin"dedi.

Zarflarıaçtığımda soyadımın "Göksel" olduğu bir kimlik ve kredi kartı.Kimlik her ne ise de kredi kartı ı-ıgh

 

"Bu ikisine gerek yok"diyerek telefon ve kredi kartını geri ittirdim.

"Al kızım yanında bulunsun"diyerek üçüncü bir tercih sundu.

 

"Sinan baba,ben zaten staj görüyorum onun parası da bana yetiyor dahasına gerek yok"dedi

"Al kızım ikiletme yav"

Aldım,el mecbur.

"Şimdi git güzel bir uyku çek saat geç oldu"dedi.

 

Ben merdivenlerden inmeye başladığımda Yusuf'un da çıktığını gördüm.Elime baktı ve "Oo helal olsun varoş hanım sonunda ailemize girmeyi başardın soyadımızı aldın"dedi

 

Gözlerine tüm hüzün duygularım ile baktım, ben küçükken anne ve babamı ikna etmeye çalışırdım bir erkek kardeşim olsun diye..

Abla olmak istiyorum diye....

 

O anları, babamı hatırlayınca daha da üzüldüm,duygusallaştım.Benim gibi kahverengi olan gözlerine baktım.

 

"Ne desem boş senin için,ne yaparsam yapayım artık sen beni böyle biliyorsun yapacak bir şey yok"dedim ve yanından hızlıca geçip gittim.

Onun da arkamdan baktığını hissettim.

 

Odama geldiğimde pijamalarımı giydim ve Sana Saklandı Ruhum açıp örgüme devam ettim.

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

 

Yeniliyorum her gün

Senin hatırına sürgün bu ev

Katlanıyorum hâlâ buna

 

Yeniliyorum sonra

Yepyeni bir umutla içimi

Göze alabilecek miyiz sence her şeyi?

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

Bize karşı dursalar da, kalbimize vursalar da

İftira atsalar da yanımda dursun kalbin

 

Yeniliyorum her gün

Senin hatırına sürgün bu ev

Katlanıyorum hâlâ buna

 

Yeniliyorum sonra

Yepyeni bir umutla içimi

Göze alabilecek miyiz sence her şeyi?

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

Bize karşı dursalar da, kalbimize vursalar da

İftira atsalar da yanımda dursun kalbin

 

Bu yerler bu insanlar bana yabancı, biliyorsun

Sana saklandı ruhum, beni bırakma ne olursun

Bize karşı dursalar da, kalbimize vursalar da

İftira atsalar da yanımda dursun kalbin

 

Şarkı ikinci kez de çaldıktan sonra örgüm bitti.

Anahtarlığını takarken saate baktım 11.39'du.Acaba Arda ABİM uyumuş mudur?

Şansımı deneyeceğim.

 

Asönsörü çalıştırmakla uğraşmamak için yürüyerek alt kata indim.

 

Eveet şimdi sorun burada başlıyor bu katta 2 tane beni seven abi 1 tane de beni görmezden gelen biri vardı.Şimdi ben Arda'nın odasını nasıl bulacağım?

 

Bizim kat düzeni geldi aklıma,merdivene en yakın olan oda,bizim katta en büyüğümüz olan adı batasıca Rüzgar'a aitti.

 

Bu katta en büyük Poyraz abimdi o zaman merdivene en yakın olan mantıken onun odası olması lazım,ondan bir küçük Arda idi.O zaman onun odası da benim gibi ortada.

 

İçimden ''umarım bu odadır''diye geçirdikten sonra kapıyı çaldım.''Gel''sesinden sonra içim rahattı bu Arda Abimin sesiydi.İçeri girdiğimde reels izlediğini gördüm.Beni görünce doğruldu.

 

''Hâyır olsun gecenin bu saatinde''dedi

''Hâyır merak etme''dedim yatağının kenarına oturdum ve cebimden gözlüğü çıkardım.

Ona doğru uzatırken''Örgünü bitirdim de getireyim dedim,abi''dedim.

 

Gözlerinin içi parlar iken ona sarıldım.O da benim saçlarımı okşadı.Bir süre sonra kendini benden ayırıp

''Bu gözlüğün hikayesini veya neden bunu sana ördürdüğümü biliyor musun?''dedi

''Bilmiyorum abi''

 

Gitti ve bir çekmeceden lila bir güneş gözlüğü çıkardı.Lan bu benim ördüğümün cam hali.

 

''Senin doğduğun gün güzümde bu vardı.Daha doğduğu günden lilaya karşı bir ilgin vardı.Lilaya ilgini anlayınca şuan kullandığın odayı Poyraz abimle lilaya boyamıştık.Gerçi az daha tinerden zehirleniyorduk ama olsun.Bu gözlüğü sen al örgü olan bende kalsın''dedi.

 

Güneş gözlüğünü elime aldım.Daha sonra duygu değişikliğinden çıkıp ona sarıldım.''Hadi ben gideyim de sen yat sabah iş var''dedim ve çıktım.

 

Odama çıktım,onu komodinin üzerine koydum biraz reels/tiktok izledim.Aradan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.

 

Aşağıdan gelen birşey düşme sesi ile olduğum yerde doğruldum.

''Euzubillahimineşeytaniracimbismillahirahmanirahim''

 

Yüreğim ağzımda elim ise beni her zaman korumaya yarayan bilekliğimin demir kısmında aşağı indim.

 

Aşağı indiğimde yerdeki halıları toplayan bir Yusuf gördüm.Gözlerine baktığımda uyanık değil uyurgezer olduğunu gördüm.

 

Oğlum her şeyi anladım da insan uyurgezer iken gezer dolaşır bu halı topluyor.Neyse benim de uyurgezer iken çamaşır makinesine annemin sabahtan ayırdığı renklileri attığımı ve de makine bitince serdiğimi göz önünde bulundurursak bir yerlerde bu genetik işliyor.

 

Uyurgezerken uyandırıldığımda bir keresinde yanlışlıkla Ayla'ya saldırdığım için onu uyandırmayacaktım. Elinden tuttum ve asansöre koydum.Kata basmadan orda beklettim.

 

Topladığı halıları geri serdim ve asansörde duvara dayadığı omzunu alıp düz tutturdum.

 

Onu odasına götürüp yatırdım.Ters yattı amaolsun.

Ne der bir mühendis atasözü ''Çalışıyorsa dokunma''

Benimki de o hesap yattı ya dokunma nasıl yattı ise yattı.

 

Onun üstünü örttükten sonra odama gittim. Hüseyinle yazıştım.

Kendimi uykunun derin kollarına bıraktım.

​​​​Arkadaşlar bölüm uzun olduğu için atmakta bayağı zorlandım, dünden beri bu bölümü düzenlemeye çalışıyorum uygulamayı yeni kullanmaya başlamanın da cahilliği var üzerimde.

Emeğe saygı.

 

Loading...
0%