Yeni Üyelik
9.
Bölüm
@hellikcantansiyonl

Evvvett arkadaşlar Günaydın napıyorsunuz nasılsınız,yaşıyor musunuz.

Bugün bölüm geleceğini söyledim zaten önceki bölüm de ara bölüm gibi bir şeydi yani fazla bir şey olmuyordu o yüzden fazla da uzatmadan bölüme geçelimmmm.

 

🍁2HAFTA SONRA🍁

Koskoca 2 hafta olmuştu.Beni sürekli görmezden gelen,laf sokmaya çalışan, küçük düşürmek isteyen, eski ailemi önüme atan, tehdit eden,şantaj yapan insanlardan ayrı olarak koskoca iki hafta.

 

Şimdi ise eczaneye kimse gelmiyor diye mola vermiştik.

Poyraz ve Arda Abilerimin adamları arada bir mahalleye uğrasa bile mahalledikiler de artık başıma gelenleri öğrendiği için beni gizliyorlar.

Bu iki hafta içersinde en az 3 kere annemin evine bakmaya gelmişlerdi.

 

Privimi ise onlardan gizlemiştim.

 

Kaçak çay gibiyim yeminle.Tüm mahalle nerde olduğumu biliyor ama polise veya adamlarına söylemiyor.

 

Bugün ise içimde Aytaç'ı arayıp oraya geleceğimi söylemek vardı.Onları çok da umursadığımdan değil lo, stajda ne yaptığımı telefona yazmaktan alanım kalmadı.Google keepse yazmak için 3 ayrı Google hesabı oluşturdum la ben.

 

Mesainin bitmesine 10 dakika vardı.Ben de çayı kafama diktim.

Önce bardakları yıkadım sonra etrafı süpürdüm.

Ayla da üstüne paspas çekerken ben de Gülfem abla ile kasayı saydık.

 

Eksik çıkmadı çok şükür.

Mesai bitene kadar da iki tane hasta geldi onların da ilaçlarını verdik ve yolladık.

 

Mesai saati bitince çıktık.

Hakan abinin dükkanının sokağına gittik.

Bizimkilerin motorlarının yanına motorları koyduk.

 

Onlar da işlerini bitirip geldi.

Ben"Gençler siz takılın ben şu staj defterini almam gerekiyor."dedim

Hüseyin"Nerden çıktı ya"dedi isyan edercesine.

Ben"Elbet bir gün almak zorundayım Hüseyin telefonumda alan kalmadı" dedim.

Sıkıntılı bir nefes verdi.

 

Ufuk"Tek gitme biz de gelelim"dedi

Ayla"Aynen hem biraz gezinti olur"dedi

Ben"Yok gençlik ben biraz da yüzleşebilirim hem bir şey olursa çağırırım merak etmeyin"dedim

Ufuk"İyi öyle olsun"dedi

Ayla"Ara ama bak "dedi.

Ben "Tamam ararım"dedim kafamı sallayarak

Hüseyin ise rica edercesine bakıyordu..

 

Yanağına bir öpücük kondurdum, Osman Ağa gibi elimi ve parmağımı sağa sola eğerek"O zaman ben gideyim sonra geri geleyim"dedim.

 

Sımsıkı sarıldı bana,biliyordum ne yapacağını, ama şimdi o burda ben de geliyorum diyip yanımda gelirse diğerleri de isteyecek ben ise oraya baskın yapar gibi gitmek istemiyorum. Onlara benzemek istemiyorum.

 

Motoruma bindim ve ana yola çıktım.

Tam da tahmin ettiğim gibi Hüseyin bir kilometre kadar arkamda idi.

 

Onların evine yaklaştığımda motoru sağa çektim ve iki hafta önce Serkan'a, Rüzgar'a ve Yusuf'a mesaj attığım hattı telefona taktım.

 

Maalesef benim işten çıkış saatim onlarınkinden bir saat sonra olduğu için büyük ihtimalle evdelerdi.

 

Aytaç'ı aradım.Çaldı, çaldı ve açtı.

"Kimsiniz?"dedi yorgun sesi ile.

"Benim Aytaç, Ayça"dedim

Sesini alçattı.

"Ayça nerdesin kızım sen tüm ev halkı dağıldı"dedi

"Peki sence hakettiler mi?"dedim umursamadan

"Benim,Arda ve Poyraz abimin haketmediği kesin"dedi haklılık akıtarak.

"Ha bak ona katılıyorum ama diğerleri sonuna kadar haketti"dedim

 

"Valla onu beşi bilmem babam her akşam odasında bize belli etmeden içiyor"dedi

Gülerek"Adama bak ya önce kızını odaya kitlemekle tehdit et üstüne içki iç.Şaka gibi ailesiniz Aytaç.Benden bir tabak buz götür bari"dedim

 

"Ama şuna katılıyorum Ayça, babam hak etti"dedi

"Neyse ben seni niye aramıştım?"dedim harbi unuttum ya la.

"Belki yerini söylemek için"deyince hatırladım.

"Yok onun için değildi ya,hah hatırladım ben 5 dakikaya staj defterinin ve kalan malzemelerimi almaya gelmiyorum haberin olsun diye aradım"dedim

"Gerçekten mi?"dedi

"Gerçekten"dedim

"Çok iyi o zaman"dedi

 

"Ama kimseye söyleme yüz ifadelerini merak ediyorum da"diye uyardım

"Tamam tamam gel hadi salona iniyorum orda beklerim"dedi

"Hadi görüşürük"dedim ve kapattım.

 

Arkama aynadan baktığımda Hüseyin'in 3 metre kadar arkamda durduğunu gördüm.

 

5 dakika sonra evde idim.Güvenlikler sağolsun önceden tanıdıkları için sıkıntı çıkarmadılar.

 

Kapıya vardığımda arkama baktım.Hüseyin motorumun yanında idi.Gözlerime baktı.

Ellerimle kalp yaptım ve kapıyı çaldım.

 

Fatma abla kapıyı Önce şaşırsa da sonra içeri girmem için geri çekildi.

Ona takıldım"Abla valla stresten senin bile yüzün düşmüş gül kız az"dedim.

 

Salona girmeden önce terliklerimi giydim.

E burayı da biri temizliyor yani kendi kendine temizlenmiyor.

 

Salona girdiğimde Nihan Hanım dalgın bir şekilde dizisine bakıyor.

Serkan ve Rüzgar yemek masasında birer dosyaya bakıyor.

Yusuf annesinin yanında online oyun oynuyor.

Poyraz abimin nöbetçi olduğunu zannediyorum.

Arda Abim ortalıkta görünmüyor.

Sinan bey yukarda içiyormuş afiyet bal sugar.

İkizim ise bana doğru uçarak sarılmakla meşgul.

 

İkizimin bana sarılması ile tüm gözler bana döndü.

Ben de ona sarıldım.Özlemiştim şerefsizi.

 

Herkes şoktan çıkınca ilk konuşan Rüzgar oldu

"Tilki döndü dolaştı kürkçü dükkanına geri döndü"

Burdaki tilki benim ha?

İç sesim"Ben bir köleyim sen bir prensesin öyle mi HAH!

Ste o ne sestir senden çıkıyor.

 

Cevap verme ihtiyacı duydum.

"Tilki postunu ve ruhunu satmaya değil staj defterini ve malzemelerini almaya geldi".

 

Serkan sinirle"Nerde gizleniyordun da bize o fotoğrafları mesajları attın"dedi.

 

Hadi ama hep o mu fütursuz olacaktı?.

"Sen şimdi inanmazsın ama benim haberci güvercinlerim var.Ben onlara güncelleme yaptım,format attım, fotoğraf falan da atıyorlar"dedim gülerek.O ise sinirle bakıyordu,kudur oç.

 

Daha sonra diğerlerine dönerek "Ben malzemelerimi toplayıp gideceğim ha bu arada annemi de rahat bırakın annemin evine saklanacak kadar beyinsiz değilim."dedim ve yukarı çıktım.

 

Odamın kapısını açtığımda beklemediğim bir durumla karşılaştım.

 

Arda Abim,benim eski yatağımda cenin pozisyonunda bir elinde benim ördüğüm mor gözlük,bir eli ile mor yastığı göğsüne bastırarak uyuyordu.

O bunları hak etmemişti...

 

Yanına oturduğumda gözünden süzülen bir damla yaş benim kalbimi parçalamaya yetti.

Ağzından belli belirsiz bir "Ayça"duydum.

 

Onun göğsüne sarıldım.

O da uyandı.

Önce kendini ve beni geri ittirdi.

Sonra ben olduğumu görünce sımsıkı sarıldı.

"Kardeşim burdasın değil mi,burdasın burdasın rüya değil burdasın"dedi

"Burdayım abi,geldim"

"Teme-temelli mi döndün?"derken sesi titriyordu.

Belli belirsiz hayır anlamında kafamı salladım.

Daha çok sarıldım.

Bu ailenin en duygularını kendi içinde yaşayan ama hassas olanı oydu galiba.

 

Sakinleşince daha nefes alabileceğimiz bir şekilde sarıldık.

En sonda ise "Ayça burdaki insanların çoğu seni hak etmiyor dönme geri git,gerekirse ben sana yardımcı olurum ama ne olur nerde olduğunu bileyim"dedi.

 

Burdan gitmemi o söylüyordu, içi yanarak.

"Abi ben buraya geri dönmedim sadece malzemelerimi almaya geldim.Zaten Hüseyin de aşağıda beni bekliyor."dedim.

 

O da bu sefer beni ayırdı ve "Kalk topla kıyafetlerini bu evde senden nefret edenler seni sevmedikçe sana zarar vermeye çalışacaklar hatta dedemin yanına git en iyi o kol kanat gerer sana nerde olduğunu bilmiyordu onlar da çok telaşlı"dedi.

 

O sırada içeri Aytaç girdi.

Ben onu da Arda abimin yanına oturttum ve kapının önünde biri var mı yok mu diye kontrol ettim.Kimse yoktu.

Kapıyı örttüm.

 

Sesimi alçaltarak"Abi zaten dedelerimin ve nenelerimin haberi var onlar da bu işin içinde nerde kaldığımı biliyorlar.İki hafta sonra stajım bitince onların yanına Kahramanmaraş'a geçmeyi düşünüyorum."dedim.Bir yandan da kıyafetlerimi topluyordum.

 

İkisi de şaşırmıştı.Aytaç"Ne yani Ali dedenin, Musa dedemin ve bunların eşi olan nenelerimiz de senin nerde kaldığını,nasıl olduğunu biliyor?"dedi.

 

"Evet biliyorlar."dedim

Arda Abim"Çok güzel rol yapıyorlar o zaman"

"Evet ben dedim yapsınlar diye"dedim

 

Aytaç"Sen şimdi nerde kalıyorsun ikiz?"

"Müstakbel kaynanamda"dedim

Arda Abim"Ne?"

 

"Öyle abi annemin evine sürekli aramaya geliyorlar.Hüseyinlerin evi de annemin evinin iki çapraz binası hem yakın hem güvenli hem de ne olup ne biterse hemen haberim oluyor."

 

Aytaç"Peki bir şey sorcam"dedi

"Sor"dedik

''O Serkan abimin fotoğrafı sana nasıl ulaştı?"dedi

"Ben çektim"Dedim.

 

Arda abim"Ama bir kız ben Ayça'ya yolladım dedi"dedi

"O benim ilkokul arkadaşım bir şekilde beni savundu"dedim

Aytaç"Mahalleye bak anasını"dedim

 

Arda abime döndüm ve "Abi ben size yeni hattımın numarasını vereyim ordan bana ulaşırsanız ha bu arada Poyraz abim nerde?"dedim

Arda Abim"Nöbette o"dedi

 

Telefonumdan onlara eczanenin konumunu ve evin konumunu attım.

Aytaç"Peki Hüseyin'in babası falan kızmadı mı sen onlarda kalıyorsun diye?"dedi.

"Yok be adam rahmetlik babamın eski arkadaşı sağolsun kızı ile bir tutar"dedim bu arada ben de çoğu malzememi toplamıştım.

 

Banyodan havlularımı aldım.

Aytaç'ın yüzüne baktığımda eski sivilcelerinin söndüğünü fakat yerine yenilerini çıkmaya başladığını gördüm.

 

"İkiz senin sivilcelerin yarısı gitmiş yarısı çıkmış o nasıl oldu?"

"Krem bitince ben de bıraktım"

"İyi geldi mi peki?"

"Geldi ama krem bitti"

"Tamam ya sıkma canını ben Ferda ile konuştur kargolarım sana"

"Aslında numarasını versen ben sipariş etsem olmaz mı?"

Fırsatçı.

"Dur bakayım bir Ferda'ya sorayım öyle atarım ben sana numarayı"

 

Arda Abim geldi ve kocaman sarıldı bana.

Hafiflemiş hissetim.

 

Arda abim"Arada uğrarız eczaneye"

"Uğrayın abi de daimi müşteri olmayın dikkat çeker"

Yanağımı sıkıp"Bakacağız kimin kardeşi daha güzel bakacağız göreceğiz" dedi.

"Hadi gidelim bakalım beni sevgilim bekler"deyince güldüler.

 

Arda abim beni koltuğunun altına alıp aşağı giderken Aytaç da arkamızdan valizimle geliyordu.

 

Aşağı indiğimizde naçizane ex baba Sinan Bey'de burada idi.

Aşağı iner inmez ayağa kaktı ve bana doğru adımladı.

 

''Kızım, nerdeydin sen bunca zaman?''

 

Kırgın olduğumu sesime yansıtarak''O gün Ayça hanım diyordunuz,ne ara 'kızıma' döndük geri,hayır bir öylesiniz bir böylesiniz benim de nevrim döndü''derken de elimi ters düz yapmıştım.

 

Nihan Hanım''Kızım inan ben babanın lafını bölmemek için şey yaptım''dedi.

 

''Kimse kimseyi kandırmasın Nihan Hanım,siz bir şirkete sözünü geçiren kadınsınız,size aşık olan eşinizin lafını bölmekten mi çekineceksiniz? Haha güldürmeyin beni,o çok kıymetli eşiniz lafını Poyraz Abim böldü bir şey demedi,Arda abim böldü bir şey demedi,Aytaç böldü bir şey demedi.O yüzden kimse kimseyi kandırmasın''dedim

 

''Ama kızım-''derken lafını kestim.

 

''Nihan hanım ben sizin benim yanımda durup durmamanıza kırılmadım.

Ben sizin Yusuf'u veya beni ikimiz birden savunmadığınızda kırıldım,inanın Yusuf yerine de kırılmışımdır.

 

Veya ben sizin illa beni savunmadığınızda da kırılmadım,ben size burda susup oturup orda anneme bağırıp çağırdığınızın haberini aldığımda kırıldım.

 

Aldım haberinizi,geldi kulağıma annemin üzerine yürümüşsünüz ama çok yazık ki sizi sadece eşiniz ve korumlarınız korurken annemi iyilik yaptığı insanlar korudu.''dedim.

Benim cümlelerim niye benim canımı yakıyordu?

 

Rüzgar''Her ne kadar reddedersen et onlar senin biyolojik annen ve baban''dedi.

 

"Her şey kan değil"dedim

Bu laftan sonra ortam buz keserken ben Aytaç'tan valizimi alıp bahçeye çıktım.

 

Bahçede Aytaç ve Arda ile bahçede vedalaştım.Her ne kadar vedalaşmaları sevmezem de....

 

Bahçeden de çıkınca Hüseyin'i gördüm.

Onunla valizimi artçıma güvenlikçi abilerden aldığımız ip ile sabitledik.

Bir sahile indik.

Ona yaşadığımı ve duygularımı anlattım,destekledi beni.

 

Hava kararınca da eve döndük.

Nur teyze ve Mustafa amca ile çatıda biraz çay içtik.Nur teyzenin ısrarı üzerine Selda Bağcan'dan "Adaletin Bu mu Dünya" söyledim.Tam bir Selda Bağcan hayranı idi.

 

Güvenemem servetime, malıma

Ümidim yok bugün ile yarına

Toprak beni de basacak bağrın

 

Adaletin bu mu dünya

Ne yar verdin, ne mal, dünya

Kötülerinsin sen dünya

İyileri öldüren dünya

 

Ne insanlar gelip geçti kapından

Memnun gelip giden var mı yolundan

Kimi fakir, kimi ayrılmış yarinden

 

Adaletin bu mu dünya

Ne yar verdin, ne mal, dünya

Kötülerinsin sen dünya

İyileri öldüren dünya

 

Kimi Mecnun gibi dağda dolaşır

Kimisi de ölüm yok gibi çalışır

Kimi meteliksiz, kimi milyona karışır

 

Adaletin bu mu dünya

Ne yar verdin, ne mal, dünya

Kötülerinsin sen dünya

İyileri öldüren dünya

 

Adaletin bu mu dünya

Ne yar verdin, ne mal, dünya

Kötü

lerinsin sen dünya

İyileri öldüren dünya

 

Yarın da işe gideceğimiz için çok da geç olmadan aşağı inip yattık.

 

1800 küsür kelime.

Evet satır arasında yorumlarınızı okumak beni mutlu eder canoşkiler.

 

Loading...
0%