Yeni Üyelik
3.
Bölüm

3. Bölüm

@herbirinizokur

 

karşımdaki kız gülümsedi ve elini bana doğru uzatarak konuştu,

 

 

"Memnun oldum Duru, ben Parla. Demir'in kardeşiyim."Sarı saçlı,yeşil gözlü güzel bir kızdı.

 

 

Bana doğru uzattığı elini, kavradım ve gülümsedim.

 

 

"Memnun oldum Parla"

 

 

Biz tanışırken Ozan araya girdi;

 

 

"Duru,abinin sevgilisi yani yengen..." Ozanlara bir açıklama yapmadığımdan ve demirin de birşey dememesinden dolayı beni sevgilisi zannediyorlardı. Demir onlara illaki gerçeği söyleyecekti, fakat benim önceden söylemem daha mantıklıydı. Ne zamana kadar sürecekti bu saçmalık?

 

 

"Parla, aslında ben abinin sevgilisi veya senin yengen değilim."

 

 

Parla olanları anlamaya çalışırken, Ozan ve Ayaz aynı anda konuştu,

 

 

"Nasıl yani?"

 

 

Anlatsam mı? Anlatmasam mı? İkilemde kalmıştım. Ama illa ki öğrenecekler di. Zaten basit bir olaydı,en fazla ne olabilir ki?

 

 

"Şöyle ki ben bir fuhuş çetesinin eline düştüm...ve abinde beni satın aldı...Yani şuan yanınızda isteyerek değil,zorunluluktan duruyorum.Beni yanlış anlamayın, sizi sevmiyorum gibi düşünmeyin ama sizinle daha normal bir şekilde tanışmak isterdim.Demir zaten sizede yakında bu konu hakkında bahseder diye umuyorum."

 

 

Üçü de bana bakıyordu. Hepsi çok şaşırmıştı. Bu sırada Ayaz konuşmaya başladı;

 

 

"Duru çok özür dilerim. Ben seni abimin yanında görünce zannettim ki..."

 

 

"Önemli değil . "

 

 

Ozan ise hâlâ durumu anlayamamış gibi bakınıyordu. Birşey söyleyecek gibiydi fakat söylemeye korkuyordu. Söyleyeceği şeyleri seçemiyor bundan dolayı da yüzünde garip bir ifade oluşmuştu.

 

 

Ozan derin bir nefes aldı ve konuştu,

 

 

"Duru yanlış anlama ama nasıl fuhuş çetesinin eline düştün? Çünkü bu normal bir olay değil yani..."

 

 

Cümlesini tamamlayamıyordu. Söyleyeceği şeyleri özenle seçiyor gibiydi. Onu da daha fazla yormamak adına anlatmaya başladım,

 

 

"Ben arkadaşlarım ile biraz alkol almıştım.mekana arabam ile gitmiştim fakat az da olsa alkol aldığım için arabayı kullanmak istemedim. Yürüyerek gidiyordum ki... Bir adam arkadan geldi ve....sonrasında gözümü açtığımda depo gibi bir yerdeyim. "

 

 

Ben anlattıktan sonra Parla hızla yanıma gelerek bana sarıldı.

 

 

"Ben böyle olduğunu bilmiyordum. Çok özür dileriz "

 

 

Bir yandan sarılıyor bir yandanda özür diliyordu. Bende ona sarıldım ve sakinleştirmeye çalıştım;

 

 

"Parla burda suçlu sen değilsin. Olmuş geçmiş. Boşver bunları gel otur ." Oldu veya geçmedi Duru,içinde yangınlar var ya da boğulacağın küller.

 

 

En sonunda Parla'da tam yanıma oturdu. Ozan da aynı zamanda konuyu değiştirmeye çalışıyordu;

 

 

"Ee Parla okul nasıl gidiyor?"

 

 

"İyi Ozan abi,son senem zaten daha rahat."

 

 

Aslında çokta küçük durmuyordu. Olgun bir kıza benziyordu.

 

 

"Sen ne okuyorsun Parla?"

 

 

"Güzel sanatlar okuyorum ben."

 

 

"Ne güzel..."

 

 

Biz konuşmaya dalmıştık ve böyle 2 saat geçmişti. En sonunda Ayaz konuşmaya başladı;

 

 

"Saat geç oldu kızlar hadi yatın."Ayazın sözü ile Parla ayağa kalktı ve elimi tutup yukarıya doğru beni peşinde sürüklerken konuştum,

 

 

"iyi geceler size"

 

 

Parla ile yukarıya çıkıyorduk ki en sonunda o da dayanamadan konuşmaya başladı;

 

 

"Bir ihtiyacın olursa ben her zaman yanındayım tamam mı Duru? " Merdiven çıkmaktan nefes nefese kalmıştık.

 

 

"Tamam Parla tamam. Bir ihtiyacım olursa ilk sana geleceğim." Parla gülümsedi ve bana sarıldıktan sonra tekrardan konuştu,

 

 

"Tamam, hadi iyi geceler."

 

 

"İyi geceler..."

 

 

Odaya çıktıktan sonra, odanın terasına geçtim. Ve düşünmeye başladım. Ben buradan nasıl kaçacaktım ki?Demir, maşAllah bütün evin çevresini korumalarla donatmış.

 

Evin giriş ve çıkış yerlerini tam olarak bulursak çıkabiliriz aslında.Geçen gece ve bugün gözlemlediğim üzere,korumalar belirli saat aralarında nöbet yeri değişimi yapıyorlardı. Bu değişim esnasında kendi ihtiyaçlarını da hallediyorlardı. Bu esnada aradan kaçabilrdim. Evdeki herkese iyi tarafımı gösterip,onların bana güvenmesini sağladıktan sonra herşey tamamdı.

 

 

Ozan, Ayaz, Bora,Parla ve en önemlisi de Demir. Hepsine iyi tarafımı göstereceğim. Ozan , Ayaz ve Parla kolay. Bora zaten konuşmuyor. Tek bir sorunumuz var Demir. Demirin kurallarına ve hayatına ayak uydurduktan sonra herşey olabilirdi.

 

 

Bunları da düşündükten sonra kendimi yatağa attım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.

 

 

"Duru hanım, uyanır mısınız?"

 

 

Birisi beni dürtüyordu

 

 

"Duru hanım"

 

 

"Duru hanım, sizi Demir bey çağırıyor lütfen kalkın artık " off bi uyutmadınız amına koyayım ya!

 

 

"Tamam kalktım ya."

 

 

Hizmetli kız odadan çıktı. Bende yüzümü yıkadım ve üstümü değiştirip çıktım.

 

 

Demir'in odası benim odamın karşısındaydı. Odasının önüne geldim ve kapıyı çaldım.

 

 

"Gel."

 

 

Odaya girdim ve kapıyı kapatıp konuşmaya başladım;

 

 

"Beni çağırmışsın?"

 

 

"Evet seni çağırdım. Çünkü yeni kuralları hatırlatacağım." Ya varya kurallarını ayrı seni ayrı sikeceğim... Sabah sabah fazla mı sinirliyiz biz?

 

 

Ben birşey demeyince kendisi konuşmaya devam etti ;

 

 

"Ozan ve Ayaz ile gerektiğinden çok yakınsın. Gerekmedikçe yanlarında durmanı istemiyorum.

 

Evdeki herhangi birine seni fuhuş çetesinden satın aldığımı vs bahsetmeyeceksin. Şimdilik bu kadar."adam dün yaptıklarımı tam liste saydı lan!

 

 

"Demir birşey söyleyebilir miyim?"

 

 

Bana baktı ve konuştu;

 

 

"Söyle."

 

 

"Bana dedin ya Ozan ve Ayaz'a birşeyden bahsetme diye..."

 

 

Daha ben birşey söylemeden anlamış olacak ki , ciddiyetle bana döndü.

 

 

"Eee Duru sonra?"

 

 

"Biz dün Uzay,Ayaz,Parla ve ben oturuyorduk. Sonra ikisi hep bana yenge diyordu ve bende senin sevgilin olmadığımı , bana yenge demelerine gerek olmadığını söyledim. Birde beni fuhuş çetesinden aldığını anlattım..."

 

 

Sonlara doğru sesim kısık çıkmıştı çünkü kendisi bana çok korkunç bakıyordu. Sinirle konuşmaya başladı ;

 

 

"Ya ben daha sana birşey diyemeden sen gitmişsin bütün hayatını millete anlatmışsın. Herkese seni bir fahişe olarak satın aldığımı anlatmaktan zevk mi alıyorsun Duru!"

 

 

Kendisi ağır konuşup benim kalbimi kırmaya çalışıyordu. Başarıyordu da...

 

Demir bana bağırırken ben hıçkırarak ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Sadece dolu gözlerle söylediği sözleri dinliyordum.nerde bizim güçlü duracağım,kendimi ezdirmeyeceğim diyen kızımız?

 

 

"Konuşsana Duru! Susma , dün bana kafa tutuyordun şimdi ne oldu? Gerçekleri öğrenince ne değişti? Ben sana dedim senin ailen, arkadaşın herşeyin benim dedim. Seni seven bir ailen olduğunu mu sanıyorsun Duru ? Yada seni önemseyen arkadaşlarının olduğunu mu sanıyorsun?"

 

 

Arkamı döndüm ve Demir'in odasından çıktım. Odamın önüne geldiğimde Parla'yı gördüm. O da benim ağladığımı görünce hemen yanıma geldi.

 

 

"Duru noldu ? Abim mi birşey söyledi ? Sen onu önemseme kafasına estiği herşeyi söyler o. İyi misin?"

 

 

Parla bana soru soruyor sorduğu sorunun cevabını da kendisi veriyordu. Böyle küçük bir olayda bile çok panikliyordu.

 

 

"Parla lütfen biraz beni yanlız bırakır mısın? Söz veriyorum sana anlatacağım en yakın zamanda..."

 

 

"Peki, sen öyle diyorsan...daha yeni uyandın yemek falan ister misin? Odana gönderebilirim." Bu kız gerçekten çok iyi biriydi.

 

 

"Hayır Parla gerçekten çok teşekkür ederim. Ben biraz yanlız kalmak istiyorum, izninle."

 

 

"Peki..."

 

 

Odaya girip hızlıca kapıyı kilitledim. Terasa geçip bir koltuğun üzerine oturdum ve düşünmeye başladım.

 

 

Sırf Ayaz ve Ozan'a yaşadığım şeyleri anlattığım için bu kadar kızmıştı. Böyle küçük bir şeyde bile çok sinirleniyordu. Kendi sinirini ise benim en büyük yaralarımdan vurarak geçirmeye çalışıyordu. Aslında bir yerde doğru söylüyordu. Beni seven bir ailem yoktu. Onun ailesi nasıl bilmiyorum. Belki çok güzel bir çocukluk geçirmişti.

 

Ailem demişken acaba beni merak etmişler miydi? Bence zil takıp oynamışlardır...

 

 

Ben kendi kendime konuşurken Demir gelmiş kapıyı zorluyordu.

 

 

"Duru! Duru ses verir misin?"

 

 

Rica mı etmişti o? Ay yok ben almayayım

 

 

"Duru, bak ses ver birşey yap. Yoksa kapıyı kıracağım!" Valla parasını ödemem!

 

 

Ayy keşke çekirdek olsaydı.

 

 

"Duru kapının etrafında,yakınındaysan çekil."

 

 

Lan ciddiymiş bu.

 

 

"Ne oldu Demir?"

 

 

"Duru kapıyı aç konuşalım sakince."

 

 

"Konuştuk zaten konuşacağımız her şeyi. Bu sefer ne diyeceksin? Ailemin ne kadar kötü olduğunu mu? Benim ne kadar beceriksiz olduğumu mu? Yoksa arkadaşlarımın sahte olduğunu mu konuşacaksın.Yoksa her gerçekten kaçıp beni sahtekarlıklar altında mı tutacaksın?"

 

 

"Duru aç şu kapıyı dedim sana!"

 

 

Kapıyı açarsam ölme ihtimalim yüzde kaç?

 

 

Eninde sonunda kapıyı açacaktım. Bismillahirrahmanirrahim diyerekten kapıyı açtım.

 

 

"Efendim Demir ne oldu? Al bak açtım kapıyı"

 

 

Demir afallamıştı. Çok komik gözüküyordu. Kapıyı çalmak için kaldırdığı elini saçlarına daldırıp geri çekti.

 

 

"Az önce odada söylediklerim... Biraz ileriye gittim üzgünüm."hiçte öyle görünmüyor ama neyse...

 

 

Birşey dememi bekliyor gibi bana bakıyordu.

 

 

"Bir şey demeyecek misin?"

 

 

"Bir şey dersem kuralları çiğnerim Demir."

 

 

Dudakları kıvrıldı. Ve konuşmaya devam etti ;

 

 

"Bakıyorum da kurallarıma ve hayatıma alıştın."

 

 

Şuan başarıyordum. Onunla doğru düzgün sohbet ediyorduk ve ona alıştığıma ikna ediyordum. Amacıma ulaşıyordum işte...

 

 

"Evdeki konumumu böyle belirleyeceksem , kurallarada uymalıyım değil mi?"

 

 

Her bir sözümde ona bir adım daha atıyordum.Hadi öpüşün!

 

 

"Evet uymalısın. Bu kadar çabuk alışacağını tahmin etmemiştim sadece."bende canım bende...

 

 

"Sonuçta artık burdayım. Senin kurallarına uymak dışında bir seçeneğim yok."

 

 

Gülüyordu... İlk kez bana bağırmadan, küfür etmeden insanca konuşuyorduk.

 

 

Drama derslerinde neden iyi olduğumu şimdi anladım...

 

 

"Senin adına sevindim Duru. Çünkü evdeki konumun git gide artıyor. Yükseliştesin " sen mi yapacaksın sen mi edeceksin falan dediler. Valla ben yaptım. Babalar sözünü tutar!

 

 

Bende ona gülümsedim.

 

 

"Ne mutlu bana o zaman..." Yarım ağız gülümsedi ve konuştu,

 

 

" Gel kahvaltıya inelim."

 

 

"Tamam geliyorum."

 

 

Demir ile beraber mutfağa inmiştik. Herkes burdaydı ben hemen Parla ve Ayaz'ın ortasındaki sandalyeye oturdum. Ayaz sessizliği bozup konuşmaya başladı.ne zaman sustu ki...

 

 

"Günaydın yen- Durucum nasılsın?"

 

 

Demir, Ayaz'ın hitap şekline takılmış olmalı ki Ayaz'a dik dik bakıyordu.

 

 

"Günaydın Ayazcım iyiyim de ne oldu, sordun durduk yere?"

 

 

"Yok Durucum sabah biraz gergindiniz sanki o yüzden sordum."

 

 

"Önemli birşey değil. Boşver."

 

 

Ben Ayaz'la konuşurken Parla araya girdi ve kulağıma eğilip konuştu;

 

 

"Bana anlatacaksın değil mi Duru? Senide sık boğaz etmek istemiyorum ama..."

 

 

"Yok canım ne sık boğazı. Ben anlatıcam sana ortam biraz sakinleşsin."

 

 

Bu seferde Ozan araya girdi;

 

 

"Siz ne konuşuyorsunuz fısır fısır? Bizden birşey mi saklıyorsunuz yoksa?"

 

 

"Tövbe hâşâ Ozancım ne saklayacağız kızsal meseleler işte..."

 

 

Ardından Parla'ya bakarak göz kırptım.

 

 

Bora neredeyse iş dışında hiçbir şey konuşmuyordu. Bana bile benden büyük olmasına rağmen 'Duru hanım' diye sesleniyordu. Yada Demir uyarmıştı...

 

 

"Ayaz siz kaç yaşındasınız?"

 

 

"Parla dışında hepimiz 28 yaşındayız Durucum."

 

 

"O kadar yaşlı mıydınız siz yaa"

 

 

Biz Ayaz ile gülerek konuşurken araya Demir girdi ;

 

 

"Niye beğenemedin mi Durucum?"

 

 

Durucum kısmına vurgu yaparak söylemişti. Ve Demir'in verdiği mesajı Ayaz anlamış olacak ki yerine sindi.

 

Konuyu değiştirmem lazımdı yoksa her an kavga falan çıkabilirdi.Demir zaten ayaza öldürecekmiş gibi bakıyordu.

 

 

"Bora sen hiç konuşmuyorsun. Konuşmayı mu sevmiyorsun? " Sanane la sanane

 

 

"Ben Ayaz ve Ozan gibi çok konuşmam Duru hanım. Ama bir ihtiyacınız olduğunda Demir bey yerine ben varım." Eyvallah koçum.

 

 

"Bora yanlış anlamazsan, sen benden büyüksün de ismimle hitap etsen olur mu? Çünkü abim yaşındasınız da."Abi deme lazım olur.

 

 

Bora sorgulamak istercesine Demir'e baktı. Onayını da alınca konuşmaya başladı;

 

 

"Peki Duru sen nasıl istersen ."

 

 

Yemekler bitmiş herkes salona geçiyordu. Kimin yanına otursam acabaa? Tam Parla'nın yanına geçecektim Ozan oturdu diğer yanına doğru yöneldim Ayaz oturdu. Lan noluyor?

 

 

"Ya bir durun amına koyayım. Ordan oraya iki saattir..."

 

 

Ve küfür etmem ile Demir bana döndü;

 

 

"Duru?"

 

 

Küfür ettiğimi hatırladım ve anı bir tepki daha verdim.

 

 

"Siktir!"

 

 

"Duru! Üst üste aynı hatayı yapmayı nasıl başarıyorsun?"

 

 

"Şey..."

 

 

"Yeni kural , küfür, argo vs yok" küfür bir kültürdür.

 

 

"Peki..."

 

 

Demir koltuklardan birine oturmuştu ben ise hangi koltuğa geçsem diye bakınıyordum. Demir ise olaya el attı ,

 

 

"Duru gelsene yanıma ne bekliyorsun?"

 

 

"Ben... Peki geliyim"

 

 

Demir'in yanına geçtim ve iş ile alakalı olan sohbetlerini dinledim.

 

 

"Abi, Enver geri dönmüş Türkiye'ye korumaları arttıralım mı?"

 

 

"O pezevenk yerinde duramıyor zaten!Bok var geldi buraya." Küfür tek bana yasak galiba?

 

 

Demir konuşmaya devam etti;

 

 

"Arttırın korumaları. En yakın zamanda halledelim şu herifi. Bakalım derdi neymiş."

 

 

"Peki abi, Enver'in konum bilgisi vs sana en geç yarın atarım. Bizimkilere söylerim takipte kalırız..."

 

 

"Tamam koçum eyvallah"

 

 

Ben onları dinlerken Parla yanıma geldi ve sessizce konuşmaya başladı yine ;

 

 

"Abimler sohbete daldı gel bahçeye çıkalım. Hem sen bana sabah yaşananları anlatırsın dertleşiriz biraz."

 

 

"Tamam gel çıkalım canım ."

 

 

Ben Demir'e ne diyecektim şimdi? Kardeşimle beraber senin dedikodunu yapıcaz izin verirsen bahçeye çıkabilir miyim mi diyeceğim? Bu sefer ben Parla'ya sessizce sordum;

 

 

"Abine ne diyeceğiz? Beni bahçeye bile çıkarmıyor o."

 

 

"Dur o iş bende."

 

 

Parla abisinin yanına gidip tatlı tatlı konuşmaya başladı;

 

 

"Abicim izin verirsen bizim arka bahçede yeni aldığımız köpeği Duru'ya göstermek istiyorum da. Olur mu?"

 

 

"Tamam abicim."

 

 

Parla beni arka bahçeye doğru sürüklerken ben de peşinden gidiyordum.En sonunda durdu ve havuzun yanında duran koltuklara oturduk.

 

 

"Ee hadi anlat sabah ne oldu?"

 

 

"Sabah abin beni odasına çağırmış . Bende abinin odasına girdim ve abin bana gereksiz yere bağırmaya başladı. Bende bana bağırınca biraz korktum o yüzden gözüm dolmuştu, sonra odadan çıkmıştım odama gidiyordum ki sen odanın önündeydin. Sen de gördün zaten sonrasını..."

 

 

"Duru abim adına senden özür dilerim ama birşey daha soracağım izninle?"

 

 

"Tabii sor canım."

 

 

"Abim sana ne dedi de ağlayacak konuma geldin?"

 

 

İlk önce söylesem mi söylemesem mi bilemedim ama düşündüğümde söylesemde söylemesemde birşey değişmeyecek.

 

 

"Abin size ,beni fuhuş çetesinden aldığını söylemememi, benim bu evde konumunun bir fahişeden farksız olduğunu söyledi... Birde ailemin beni önemsemediğini falan."

 

 

Parla gözlerini kocaman açıp bana bakıyordu. Abisinin söyledikleri karşısında çok şaşırmıştı anlaşılan.

 

 

"Ben ... Ben tekrardan abim adına çok özür dilerim. Biliyorum bu sözleri kafandan çıkaramazsın ama kendini böyle hissetme. Seni fuhuş çetesinden almış olabilir ama sen oraya kendi isteğin ile girmedin. Kendini sakın fahişe gibi hissetme. "

 

 

Bana destek vermeye çalışıyordu onu anlıyordum. Abisinin yaptıklarının üstünü kapatmaya çalışıyordu.

 

 

"Boşver Parla. Bana destek çıktığın için teşekkür ederim."

 

 

"Ailen nasıl biriydi Duru?"

 

 

"Ailem... Beni istememişler aslında. Yani ben öyle el bebek gül bebek büyüyen bir çocuk değilim. Yani aile sevgisini ,kilo vermem için bana yemek vermemeleri veya düşük bir not aldığımda duymadığım küfür yemediğim dayak bırakmayan bir ailede gördüm ben."

 

 

Parla'nın da gözleri dolmuştu... Bir anda yanıma geldi ve sarıldı.

 

 

"Ben özür dilerim . Ben sordum sana , hatırlattım böyle kötü şeyleri kusura bakma..."

 

 

En sonunda ben de dayanamadım ve gözlerim doldu. Aynı zamanda yapmacık bir sinirle Parla'ya kızdım;

 

 

"Sen bugün çok fazla özür diledin. Bir daha böyle şeyler için özür dilediğini görmicem tamam mı Parlacım?"

 

 

Onu güldürmek için de söylemiştim aslında. Başarılı da olmuştum...

 

 

"Tamam Duru abla tamam."

 

 

"Ne ablası ayol? Biraz daha dursam teyze olucam herhalde. İyice yaşlanmış hissettim şimdi."Saçlarımı geriye attım ve kısa bir bakış attım.

 

 

"Tamam ya tamam. Ben şakasına söylemiştim. Hem sen yaşlansan yine çok güzel olursun."

 

 

"Yaa sende öyle Parla. Çok güzel sapsarı saçların, bembeyaz süt gibi tenin var. Çok güzel bir kadınsın."

 

 

Parla şuan gerçektende çok heyecanlanmıştı. İlk defa iltifat duyuyor gibiydi.

 

 

"Gerçekten mi? Güzel miyim gerçekten?"

 

 

Parla gerçekten çok güzeldi ve bu güzelliğinin farkında değildi.

 

 

"Gerçekten Parla çok güzelsin. Estetikle senin kadar güzel olmak için binlerce lira harcayanlar var."

 

 

"Yaa çok teşekkür ederim Duru. Sende çok güzelsin."şu konuyu artık kapatalım mı?

 

 

Parla bir yöne kitlenmiş bakıyordu. Onun baktığı yere başımı çevirdiği de Demir'i gördüm. Sinirli de değildi sakin de değildi. Bize doğru yürüyordu. Allah'ım inşallah konuştuklarımızı duymamıştır. Amin

 

 

Yanımıza geldi ve kolumu tutup konuşmaya başladı;

 

 

"Konuşmanız bittiğine göre Duru artık benimle geliyor. Parla sende odana çık ders çalış."

 

 

Beni yukarıya kadar çıkarmıştı. Daha sonra Demir'in çalışma odasına girmiştik. Demir koltuklardan birine oturdu ve benimde oturmamı söyledi.

 

 

"Bana söylemek istediğin bir şey var mı Duru?"

 

"Yok"

 

 

"Peki, Parla ile ne konuştunuz?"abi kesin duydu bu. Boku yedik

 

 

"Sabah beni ağlarken görmüştü merak etmiş ne oldu diye, bende kavga ettiğimizi söyledim ."

 

 

"Başka?"seni ilgilendiren kısım bu kadar paşam.

 

 

"Ne başka?"

 

 

"Başka ne konuştunuz Duru?!" Sakin ol sinirlerine hakim ol

 

 

"Ailemi sordu, bende cevapladım."çokta uzatmayalım.

 

 

"Peki Duru, ben anladım anlayacağımı. Çıkabilirsin sen."ay ne anladı acaba?

 

 

"Evden mi ?" Aynen aşko

 

 

"Odadan çık Duru."

 

 

"Peki."

 

 

Odadan çıktım ve aşağıya Ozan ve Ayaz'ın yanına geçtim .

 

 

"Siz niye hiç işe falan gitmiyorsunuz? Yoksa işsiz misiniz?"

 

 

İkiside güldü ama ben bunu ciddi bir şekilde sormuştum. Ayaz ise devam etti;

 

 

"Durucum, Demir bize iş vermedikçe biz birşey yapmıyoruz. Yani herşey Demir'e bağlı"

 

 

"Peki."

 

 

Daha sonra yanımıza Parla'da gelmişti ve akşama kadar sohbet edip anılarımızı anlatmıştık.

 

 

Akşam olduğunda herkes tekrardan masaya oturmuştu. Sabah yaşanan gerginlik şuan yoktu .şimdilik.

 

 

Herkes normal bir şekilde yemek yiyordu. Fırtına öncesi sessizliği ise Demir bozmuştu;

 

 

"Duru, artık yemeklerde benim yanıma oturacaksın."

 

 

"Neden ki?"

 

 

"Ben öyle istiyorum Duru."

 

 

"Tamam otururum."

 

 

"Ayrıca Ozan ve Ayaz artık buraya taşınıyor. O yüzden sen benimle yatacaksın."

 

 

Söyledikleri karşısında yemek boğazıma kaçmıştı. Ben öksürüyordum, Ayaz ise sırtıma vuruyordu.

 

 

"Helal Durucum helal."

 

 

"Neden seninle yatıcakmışım?"

 

 

"Çünkü Ozan ve Ayaz gelecek"

 

 

"Ee başka odaya geçeyim ben?"

 

 

"Diğer odalar dolu."

 

 

Bu sırada Parla konuşmaya başladı;

 

 

"Abi 2. Katta 3 oda boş, 1. Katta da 2 oda boş. Bence Duru bunlardan birine geçebilir."

 

 

"Hayır geçemez!"

 

 

"Neden geçemezmişim?"

 

 

"O odalarda dolucak"

 

 

"Ama şuan dolu değil!"

 

 

"Bağırma Duru!"

 

 

"Bağırtma o zaman!"

 

 

"Senin yanında kalmayacağım."

 

 

"Kalacaksın ."

 

 

"İzle ve gör Demir kalmayacağım!" Zehir ettiniz yemeği zehiir

 

 

"Zevkle izleyeceğim Durucum."

 

 

Masadan kalktım ve katlardaki boş odaları arıyordum. İkinci mata geldiğimde Parla'nın da dediği gibi 3 oda boştu . Tekrardan mutfağa inip Demir'in karşısına geçtim.

 

 

"İkinci katta 3 oda boş Demir. Birisine geçeceğim ben."

 

 

"Onlar dolu Duru! "

 

 

"Ya değil!Baktım değil."

 

 

"Artık dolu. Birisine Parla'nın giyinme odası yapılacak, diğerine Ozan'ın odası, geri kalan son odayı ise Bora için yapacağım."

 

 

Bu sırada Bora konuşmaya başladı;

 

 

"Abi bana odaya gerek yok benim evim var ben evimde kalıyorum."helal lan sana helal lan Bora.

 

 

"Bora acil bir işin olur gelirsin kalıcak o oda öyle!"

 

 

Demir yandan Bora'ya kaş göz işareti yapıyordu . Bora ise susmak zorunda kalmıştı. Bu sırada Parla konuştu;

 

 

"Abi 1. Katta 1 oda boş-"

 

 

"Parla abicim yeter! O oda da dolar tamam mı abicim? Duru benimle kalacak bu kadar!"

 

 

"Lan kalmayacağım diyorum!"

 

 

Ben mutfaktan çıkmış salona gidiyordum ki peşimden Demir de geliyordu.

 

 

"Duru yeter!"

 

 

"Asıl sana yeter be! "

 

 

"Duru en başta sana söyledim bana ve benim hayatıma ayak uydurmak zorundasın. Bunu yapmazsan sonuçlarına katlanırsın dedim."

 

 

"Neymiş bunun sonucu Demir? Seninle aynı yatakta yatmadım diye beni mi döveceksin?"

 

 

Demir'in çok üzerine gitmiştim. Kendisi de çok sinirliydi ve ben bunları söyleyince daha da çok sinirlendi.

 

 

"Aynen öyle yapıcam Duru!"

 

 

Ayaz, Ozan, Bora ve Parla hepsi bizim bağırışmalarımızdan dolayı salona ge

 

lmişti .

 

 

Demir ise bana vurmak için elini kaldırmıştı. Demir'in elini havadayken tuttum ve kasıklarına dirseğim ile tekme attım . Demir yerde acıdan kıvranırken ben sözlerime devam ediyordum.

 

 

"Herşeyi yap Demir Karahan. Ama bir kadına el kaldırma. Çünkü her zaman şimdiki gibi yerde kıvranırsın!"

 

 

Yeni bölümü nasıl buldunuzz? Sizin istediğiniz özel bir sahne var mı? varsa yorumlarda belirtmeyi unutmayın. Yıldıza basmayı unutmayın aşklarımmm 💗💗

 

Hepinizi çok seviyorum iyi okumalar yeni bölümde görüşürüzz💘💘

Loading...
0%