Yeni Üyelik
9.
Bölüm

9.Bölüm

@herbirinizokur

Kapıyı açmam ile karşımda Işıl,Nehir ve Ece'yi görmem bir olmuştu.

 

"Siz... Nasıl geldiniz?"

 

"Demir bey bizi davet etti aslında." Nehir'in sözleri ile yanımda duran Demir'e doğru dönmüştüm. Demir gülümseyerek bana bakıyordu...

 

Tekrardan kızlara döndüm ve konuşmaya devam ettim,

 

"Çok iyi oldu gelmeniz. Hadi ayakta kaldınız gelin içeriye." Kapıyı biraz daha açıp gelmelerini işaret ediyordum. Üçü de teker teker içeriye girmişti. Salona doğru geçerken Demir'e biraz daha yaklaştım ve konuşmaya başladım,

 

"Teşekkür ederim..."

 

"Rica ederim prenses." Prenses?

 

Demir'den tekrardan uzaklaştım ve kızların yanına oturdum. Peşimden Demir'de gelip karşı koltuğumuza oturmuştu.

 

Ece daha fazla dayanamadı ve konuşmaya başladı,

 

"Sen yokken neler neler oldu Duru? Varya duysan kalp krizi geçirirsin burda kızım!"

 

"Abart Ece abart! " Işıl, Ece'nin abartmalarına alışık olduğu için böyle tepki veriyordu.

 

"Tamam ya meraklandırdınız beni de. Anlatın hadi!"

 

Ece bir anda derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı,

 

"Başlıyorum kızlar hazır mısınız? " Ece hepimize bakarak konuşuyordu.

 

"Hazırız hadi anlatın artık." Ece, anlatmaya o kadar hevesliydi ki ben bile merak etmiştim.

 

"Başlıyorum, şimdi birinci konumuzda,"

 

Ece ayağa kalktı ve hepimizin önüne geçip anlatmaya başladı,

 

"Bir kız vardı hatırlıyor musun Duru? İsmi Güneş'ti. Bu kız hani senin arkandan baya dedikodunu falan yapmıştı. Bu kız ile senin takıntılı sapığın gibi birşey var ya! İsmi neydi ya? (...) Hah tamam hatırladım Alper'di ismi. Neyse işte bu varoş ile Alper sevgili olmuş! İnanabiliyor musun? Alper resmen sana aşıkken, Güneş ile sevgili oldu! Güneş zaten aşıkmış bu çocuğa zaten o teklif etmiş. Bence o kızın seninle kavga sebebide Alper'di, Alper sana aşık diye kuduruyordu... Neyse bu birinci dedikodumuz. Yorumlarınızı alayım hanımlar."

 

"Vay şerefsize bak sen! Güneşte az değilmiş, vermiş resmen çocuğa! Ulan 1 aydır yokum nerdeyse adamlar 'Yasak Elmaya' dönüştürmüş resmen ortamı!" Ben sinirle konuşuyordum, Ece ise daha çok sövmem için bana gaz veriyordu.

 

"Çok haklısın kızım ya , ben zaten ayırırım onların ikisini." Ece insanların özel hayatlarına biraz fazla dahil olan birisiydi. Biraz ...

 

"Ece bence senin müdahale etmene hiç gerek yok canım, zaten ayrılırlar yakında." Nehir, Ece'ye göre daha sakin bir yapıya sahipti,herşeyi akışına bırakırdı. Hiçbir olaya dahil olmazdı. Biz dördümüz. Ben, Işıl,Ece ve Nehir hepimiz çok farklı kişiliklere sahiptik. Ama ortak yönlerimiz vardı...

 

"Ya Nehir! Onlar ayrılmadan ayıralım işte!"

 

"Ece, insanların özel hayatını karıştırmamalısın. Sevsen de sevmesen de."Işıl, her zamanki gibi otoritesini koruyordu. O dedikodu yapmayı sevmezdi, tam tersiydi. Empati kurardı,desteklerdi,haklı haksız fark etmez dedikodusunu yapmazdı. Onun işi adaletten yanaydı. Işıl her ne kadar ciddi bir kişiliğe sahip olsada bizimle beraberken içindeki çocuğu ortaya çıkarıyordu.

 

Bizim ortak yanımızda buydu. Beraberken ,içimizdeki hiçbir zaman yaşayamamış çocuğu uyandırıyorduk...

 

"Tamam tamam birinci dedikoduyu yeterince yorumladık bence. Hadi diğerlerini anlat aşkım."

 

&

 

Biz, neredeyse iki saat boyunca durmaksızın dedikodu yapmıştık. Ben yokken yaptıkları sevgilileri,aldatmaları,aldatılmaları konuşmuştuk .Toplasan bir aydır yoktum neler olmuştu!

 

Bizim dedikodumuz Işıl'ın telefonuna gelen mesaj ile kesilmişti. Işıl gelen videoyu izliyordu fakat gittikçe yüz ifadesi değişiyordu. Ece dayanamadı ve İşıl'ın telefonuna baktı, Ece telefona bakıp kahkahalar atıyordu.

 

"Duru, bence bunu görmelisin..." Işıl bana bakarak onay bekliyordu.

 

"Noldı ki? Göster bakayım."

 

Sözlerim ile Işıl telefonu bana çevirdi ve videoyu oynatmaya başladı.

 

'Karademirim vur kadehlere

Hadi içelim, içelim her gece

Karademirim vur kadehlere

Hadi içelim, içelim her gece

Zevki sefa, doldu gönlüme

Hadi içelim, acıların yerine'

 

Bağıra bağıra şarkıyı söylüyordum bir yandanda dans ediyordum. Etrafımda bana eşlik edenler,videomu çekenler,desek verenler,dans edenler...

 

Videoyu izlediğim de paylaşan siteyi görmüştüm, yine bir magazin sitesi. Işıl video bitince telefonu kapattı ve bana döndü,

 

"Duru... Duru bu sen misin? Lütfen değilim de!" Işıl kolumu cimcirerek konuşuyordu.

 

Demir bana dün hiçbir şey yaşanmadığını söylemişti! Bu hiçbir şey miydi?

 

"Duru!" Nehir'in bağırması ile irkildim ve ona doğru döndüm,

 

"Ne bağırıyorsun be!"

 

"Kızım sana sesleniyoruz cevap versene! Videoyu izledin kal geldi sana "

 

"Şaşırdım sadece..."

 

Ece hiçbir şey yaşanmamış gibi yanıma geldi ve kahkaları arasında konuşmaya çalıştı,

 

"Kızım baksana ne kıvırmışsın burda! Maşallah maşallah, elbisen de güzelmiş. " Ece hâlâ bizimle dalga geçiyordu...

 

"Ya Ece konu bu mu? "

 

"Kızlar, size kötü bir haberim var!" Nehir bir anda aramıza girmişti,

 

"Noldu Nehir?"

 

"Bu magazinlere düşmüş ya televizyonda da yayınlanabilir..."

 

"Off, bir bu kalmıştı! Hem televizyon telefon ne fark eder ?"

 

"Kızım telefonda herkes paylaşıyor böyle şeyleri! Ama televizyonda paylaşılırsa olay büyük demektir!"

 

Nehir'in sözleri ile Ece televizyon ünitesinin yanından kumandayı aldı ve televizyonu açtı.

 

Tam da Nehir'in dediği gibiydi... Bütün magazinler bunu konuşuyordu!

 

Son günlerde magazinin gündeminden düşmeyen Duru Saraca, cumartesi gecesi sevgilisi Demir Karahanlı ile gittiği mekanda böyle kayıtlar altına alındı

 

(…)

Sevgilisine ithaf ettiği şarkıyı söyleyen

Duru Saraca bütün dikkati üzerine çekmişti. Saraca ailesi bu durum karşısında " Ailemizden bir birey olmadığı için bize karışmak düşmez, sevgilisi ile yaptığı şeyler bizi alakadar etmez " diye cevap vermişti.

Daha fazlası için beklemede kalın...

 

Televizyon açıldığında içeriye Demir girdiği için bütün haberi izlemişti. Demir haberin bitmesi ile telefonunu eline aldı ve birisini aradı,

 

"Bora, Ayaz ve Ozan'ı alıp bize geliyorsunuz! Ayrıca çıkan son magazin haberlerini sildirip yayılmasını engelliyorsunuz!

 

(…)

 

"Tamam söyleyin Serdar'a halletsin o. Gelin sizde "

 

Telefonu kapattı ve bana doğru geldi. Onun konuşmasını beklemeden ben konuştum,

 

"Hani hiçbir şey olmamıştı Demir! Sana sabah sordum sana kaç kere ya. Neden bana söylemedin? Madem haberin vardı neden magazine düşmesini engellemedin?"

 

"Bana o sesini yükseltme Duru! Senin yaptığın bir rezilliği sana haber vermediğim için özür dilerim . Ayrıca haberim vardı ama magazine düşeceğini tahmin etmemiştim ve bunu engellemeye çalıştım! Zaten silecekler kayıtları "

 

"Tahmin etmeliydin Demir! Bunun olacağını biliyordum! Zaten magezinin dilinden düşmüyoruz, bütün hareketlerimiz izleniyor, gittiğimiz AVM'ye kadar peşimizden geliyorlar!"

 

"Gittiğimiz AVM'ye kadar peşimizden gelmeleri benim suçum mu Duru? Ailen dakika başı magazine gidip ' Duru bizim kızımız değil' yada 'Duru yok artık Aras var ' gibi saçma salak duyurular veriyorlar, magazinlerde bunun yüzünden bizden bir cevap almak için peşimizden geliyorlar!"

 

"Tamam Demir tamam. Bak sende biliyorsun peşimizden geleceklerini peki neden önlemiyorsun? Gelmelerini önleyebilirsin! Bütün yeraltını avucunun içinde yöneten,gören kişilerin resmen kaçtığı Demir Karahan bunları mı önleyemiyor? Yada işine mi geliyor magazine benim sevgilim olarak geçmek?"

 

"Duru! Magazine sevgilin olarak düşmek işime falan gelmiyor-"

 

"Ne o zaman Demir? Bunun başka açıklaması yok! Yerinde oturmuş mafyayım diye dolaşıyorsun! Senin mafyalığın gidip fuhuş çetesinden kadın almak ve bununla övünmek falan herhalde? Siktiğimin magazin haberlerini bile önleyemiyorsun!"

 

"Duru yeter! Magazine sevgilin olarak düşmek hoşuma falan gitmiyor! Ailesinin bile istemediği bir kızı ben ne yapayım? Senin ailenin yaptığı sikik açıklamaları önleyecek kadar önemsemiyorum." Demir'i kzıdırmıştım ama bana da böyle cevap vereceğini tahmin etmemiştim. Bana olan sözlerinden sonra hiçbir şey dememiştim, sadece gözlerine bakıyordum.

 

Kızlar ise kavgamıza şaşırmıştı, iki saat önceki adam ile şimdiki adamın aynı olup olmadığını sorguluyorlardı resmen. Nehir ve Ece oturdukları yere sinmişlerdi ağızlarını bıçak açmıyordu. Ama kimsenin yapamadığını Işıl yapmıştı, Işıl beni Demir'in önünden çekti ve kendisi Demir'in önüne geçti ,

 

"Demir Karahan, senin mafyalığın, kabadayılığın bana sökmez! Ailesinin istemediği bir kız diye birşey yok, Duru'nun bu zamana kadar ailesi,arkadaşı,sırdaşı aklına gelebilecek herşeyi olduk biz. Ayrıca Duru seni ne yapsın? Dünyada o kadar Duru'nun ayaklarının altına dünyaları serecek adamlar varken senin gibi bir mafya bozuntusunu mu seçsin?" Işıl bütün cesareti ile Demir'e karşı çıkıyordu. O sırada kapıda bizi izleyen Ozan, Bora ve Ayaz'ı gördüm. Onları şuan umursayamazdım çünkü Demir sinirden çıldırmış bir şekilde Işıl'a bakıyordu,

 

"Bak kimsin bilmiyorum. Işıl mısın ışık mısın? Her ne boksan! Sen ne haddin ile karışıyorsun? Burdaki yetkin ne ?"

 

"Ben, Işıl Arslan tanıştığıma memnun oldum Demir bey. Ayrıca cezaevi avukatıyım," Işıl çantasından kendi bilgilerinin olduğu bir kartı aldı ve Demir'e uzatıp sözlerine devam etti,

 

"İhtiyacınız olacağını varsayıyorum Demir bey, en yakın zamanda görüşmek dileği ile..." Herkes şok olmuş bir şekilde Işıl'ı izliyordu.

 

"Daha çok görüşeceğiz avukat hanım. Ayrıca cesaretinize hayran kaldım, nereden geliyor bu cesaret?"

 

"Meslek sırrı."

 

Işıl ,Demir'in karşısından çekildi ve beni de peşinden sürükleyerek koltuğa oturttu. Ben hâlâ şokun etkisinden çıkamamıştım. Işıl böyleydi korkmazdı karşısında kim olursa olsun kendini yada çevresini savunurdu.

 

Bota geldiklerini belli etmek amaçlı boğazını temizledi ve konuyu değiştirmeye çalıştı,

 

"Demir bey, biz birşeyler konuşacaktık. Geç olmadan konuşalım isterseniz."

 

"Tamam Bora geliyorum." Demir gözlerini benden ayırmadan Boraya cevap vermişti ki Ayaz bütün odunluğu ile ortama girdi,

 

"Vay vay vay Duru hanım, sizin böyle arkadaşlarınız vardı da biz mi bilmiyorduk ? "

 

"Ayaz ortam zaten gergin birde sen yapma-" sözüm Ece'nin Ayaz'a elini uzatıp konuşmaya devam etmesi ile kesilmişti,

 

"Merhaba Ayaz, ben Ece tanıştığıma memnun oldum." Ayaz Ece'nin uzatmış olduğu elini dudaklarına götürdü ve hafifçe öpüp geri çekildi,

 

"Memnun oldum Ece, tanıştığımıza göre numaranı, Instagram hesabını verebilirsin?" Ayaz telefonunu çıkarmış Ece'nin cevap vermesini bekliyordu. İki deli bir araya gelmişti...

 

"Olur vereyim." Ece Ayaz'ın telefonunu aldı ve kendi hesabını, numarasını kaydetti .

 

Bu kadar gergin ortamda bu iki gerizekalı resmen cilveleşiyordu! Onları bölen ise her zamanki gibi Demir olmuştu,

 

"Ayaz, gel şuraya! Ben sizi iş konuşalım diye çağırıyorum sana bak! Karı kız peşindesin."Ayaz, Demir'in bağırması ile Ece'nin yanından kalktı ve Demirlerin olduğu tarafa doğru yürüdü.

 

"Duru, arkadaşların bu gece misafirimiz olsunlar. Sizde konuşun ne yapıyorsanız yapın, bizi rahatsız etmeyin bir süre iş konuşacağız." Demir birşey dememi beklemeden salondan çıktı ve kapıyı kapattı.

 

Kızlar Demir'in gitmesi ile biraz da olsa rahatlamışlardı. Ece sanki bu anı bekliyormuş gibi yanıma geldi ve konuşmaya başladı,

 

"Duru, biliyorum daha önce kaçmaya çalıştın ve başarılı olamadın. Ama bu sefer beni dinle, bu gece kaçalım buradan. Bak benim planlarımda var. Hem denemekten zarar gelmez. Sen tamam de ben bu gece seni bu evden çıkarayım!" Ece hızla konuşuyordu, ne ara plan yapmıştı vs bilmiyordum. Zaten yakın bir zamanda da kaçmayı planlıyordum ama şuan erken gibiydi. Aslında şuna tek değildim, yanımda neredeyse 3 kişi vardı yani başarılı olma ihtimalim daha yüksekti . Fakat ikilemdeydim... Denemekten zarar gelmezdi! En son kaçarken de bunu söylüyordu soluğu Demir'in arabasında aldı...

 

"Tamam... Tamam bu gece kaçalım." Ece onaylamam ile gülümsedi ve plana geçti,

 

"Bak şimdi plan şöyle, evden ilk ben ve sen çıkacağız çünkü Demir'in uyanma ihtimali vs var. Böyle bir ihtimal de Işıl ve Nehir devreye girecek. Onlar Demir'i oyalayacaklar ve biz gitmiş olacağız. Ama Demir uyanmaz ve aksilik çıkmazsa, tekrardan sen ve ben çıkacağız sonra evin biraz ilerisinde duran siyah arabaya binip gideceğiz. Nehir ve Işıl ise bizim peşimizden gelecek araba ile gelecekler. Sizin için uygun mudur?"

 

"Tamam Ece tamam hepimize uygundur."

 

Demir'den

 

Bora, Ayaz, Ozan ve ben çalışma odasında iş konuşuyorduk. Duru'nun magazin olayları vs hepsini önlemeye çalışıyorduk.

 

"Abi, Duru hanımın magazin olayları halledildi. Herşey silindi ve artık gelmeleri engellenecek. Ama kötü bir haberimiz var." Bora, iyi adamdı. Dediğini yapar bütün ilgisini verirdi, bütün hayatı iş üzerineydi.

 

"Ne oldu yine Bora?"

 

"Abi, Ahmet mahzenden kaçmış. Aradık heryere adamları saldık fakat hâlâ ortalarda yok . "

 

"Ulan ne demek yok? Adam daha birkaç gün öncesine kadar yarı baygın yatıyordu! Nasıl kaçacak bu halde? Daha çok adam salın etrafa ne yaparsanız yapın bulun bana o piçi!"

 

"Tamam abi, biraz daha adam göndeririz zaten il dışına çıkamaz bu kadar kısa süre içerisinde. "

 

"Tamam başka bir sıkıntı var mı?"

 

"Şuanlık yok abi, ne zaman normal eve geçeceksiniz? Ona göre koruma sayısını arttıralım."

 

"Yarın geçmeyi düşünüyoruz Bora, sen burdaki korumaların yarısını falan oraya gönder zaten bir geceden birşey olmaz."

 

"Tamam abi onuda hallederiz. "

 

"Tamam başka soracağınız birşey yoksa bu akşam sizde burda kalın, sabah dönersiniz evinize."

 

"Tamam abi."

 

&

 

Duru'dan

 

Akşam olmuştu, biz kaçma planlarımızı yapmış ve ne olur ne olmaz diye B planıda yapmıştık.

 

Demirler sonunda çalışma odasından inmişlerdi. Onların yanında sanki hiçbir şey olmamış gibi konuşuyor ve birazda olsa Demir'e sıcak davranmaya çalışıyordum. Malum kaçacağız...

 

Bizin sohbetlerimiz arasında kurye gelmişti ve yemeklerimizi alıp Demirler ile sohbet ederek yemiştik...

 

&

 

Artık gece olmuştu, saat neredeyse gece 2'ye gelmişti. Biz bu saate kadar sohbet etmiş,film izlemiş,dedikodu yapmış ve gelecek hayallerimiz den bahsetmiştik.

 

"Hadi kızlar saat geç oldu yatalım artık. Zaten yarın diğer eve geçeceğiz." Demir'in sözleri ile herkes kalkmıştı ve odalarına doğru gidiyordu,

 

"Demir benim odamın yanında Nehir ve Işıl dursun. Ben ve Ece beraber kalalım olur mu? " Demir önce bir düşündü sonrada bize onay verdi,

 

"Tamam zaten hazır odalarınız nasıl kalıyorsanız kalın ."

 

"Tamam, gelin kızlar."

 

Herkes odalarına geçmişti, ben ise Ece ile birlikte planımızı tekrarlıyordum,

 

"Şimdi balkondan ineceğiz, sonra korumaların olmadığı tarafa geçeceğiz ve siyah arabaya bineceğiz. Tamam tamam yaparız. Kolay..." Resmen kendi kendime konuşuyor ve cevap veriyordum.

 

"Duru,bak sakin ol yapacağız. Zaten bak korumalarda azalmış. Onların molaları oluyor ya 2 saatte bir, hatta bak molalarına son 25 dakika civarı kalmış. Bunlar bu molalarda ihtiyaç falan gideriyorlar ve yer değiştiriyorlar. Bizde tam o an kaçacağız, dikkatli olman gerekiyor tamam mı ?"

 

"Tamam Ece tamam . Sen saati falan kontrol et zamanında çıkalım."

 

"O iş bende, sende üzerine siyah birşeyler giy belli olmayalım çok fazla."

 

"Tamam dur sanada vereyim kıyafet."

 

"Tamam hadi hızlı ol."

 

İkimizde bu 25 dakikada üzerimizi değiştirmiş ve nerdeyse on kez planı tekrarlamıştık.

 

"Duru bak son 3 dakika, şimdi balkona çıkacağız ama eğil belli olma. Tamam mı?"

 

"Tamam Ece, hadi hızlı olalım."

 

Ece odanın kapısına doğru ilerledi ve sessizce kapıyı açtı, Ece'nin arkasından yavaş ve sessiz adımlarla onu takip ettim ve balkon kapısının önüne kadar geldik. Ece balkon kapısının önüne geldiğimizde eğildi ve bana doğru fısıldadı,

 

"Duru eğil."

 

"Tamam."

 

Bende Ece gibi eğildim ve balkona girdik, korumalar molaya girmişlerdi hepsi yer değiştirmeye vs başlamışlardı.

 

Bizim çıkacağımız taraftaki iki korumada ordan çıkınca Ece bana seslendi ve aniden koşmaya başladı,

 

"Duru koş!"

 

Ece elimden tutarak beni ormanın tam içine doğru sürükledi, kimse bizi fark etmemişti sadece bir koruma etrafına bakınmıştı fakat ormanın derinliklerinde olduğumuz için görünmemiştik.

 

Siyah bir araba görüş açımıza girdiğinde Ece bana seslendi,

 

"Gel Duru bak bu araba" arabayı işaret ederek konuşuyordu.

 

Ece'nin işaret ettiği arabaya doğru koştum ve Ece ile beraber arabaya bindik.

 

Arabaya bindiğimizde bir adam arabayı sürmeye başladı ve Ece bana su uzatarak konuşmaya devam etti,

 

"Bak Duru, başardık! Hadi al su iç o kadar koştuk yorulmuşsundur." Ece'nin verdiği suyu içtim ve yolu seyretmeye başladım.

 

Gittikçe uykum geliyordu,göz kapaklarımı resmen açamıyordum. Daha fazla zorlamadım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım. Ne de olsa artık kurtulmuştum. Demir yoktu, sadece Ece,ben, Nehir ve Işıl. Hepimiz normal hayatımıza devam edecektik...

 

Hepinize tekrardan merhabaaa💗

Bölümü nasıl buldunuzz?

İstediğiniz sahne vs varsa yorumlarda belirtmeyi unutmayın💗

Bölümü yıldızlamayı unutmayınn

Diğer bölümde görüşmek üzere okurlarımmmm💗

Loading...
0%