Yeni Üyelik
11.
Bölüm

11. Bölüm

@hercaisenaryosu

Sonunda birbirlerinden ayrılıp evden çıktılar. Sahaya geldiklerinde herkes gelmişti, Miran’ı bekliyorlardı. Reyyan, Miran’ın elindeki çantayı alıp, kocasını uğurladı. Kendisi kızların yanına geçti. Sema ve Ebru’yla sarılıp kendisi de yanlarına oturdu. Maçın başlamasıyla herkes dikkatle izlemeye başladı. Kimi zaman kızlarla birlikte gaza gelip, tezahürat bile yapmıştı. Mola verildiğinde karısına göz kırpması kimsenin gözünden kaçmamıştı. Maç Miran’ın takımının mağlubiyetiyle sonuçlandı. Reyyan kendisine doğru gelen kocasıyla hemen yerinden kalktı. Çantadan havluyu alıp, kocasını beklemeye başladı. Yanına gelen, soluk soluğa kalan kocasının terlerini silmeye başladı. Gözlerinde ki sevecenlik her halinden belli oluyordu. Onlar birbirlerinin gözlerinde kaybolmuşken, Ebru, Sema’nın kulağına yaklaştı.

E:Sema bak görüyor musun? Nasıl bakıyorlar birbirlerine? Hele Miran..Ben ilk kez Miran’ı böyle görüyorum. Gördün değil mi? Molada nasıl gülümsedi karısına? Ben bir kez bile görmedim güldüğünü.

S:Gördüm gördüm. Maşallah Allah bozmasın valla.

E:Amin canım amin.

Ebru ve Sema, genç çifti çekiştirirken onlar birbirlerine dalmış etrafa dikkat etmiyorlardı.

M:Yenildik..

R:Sağlık olsun. Bence çok güzel oynadınız.

M:Sıkılmadın inşallah.

R:Yok canım. Sıkılır mı insan? Aksine çok eğlendim.

M:İyi bari acıktın mı? Şu ileride ciğerci var gidelim mi?

SL:Olur biz geliriz.

S:Bizde geliriz valla. İyi olur.

Miran’ın kendisine bakarken pamuk gibi olan yüzü anında asıldı. Kaşlarını çatıp karşısında ki Suat ve Selim’e baktı. Memnuniyetsizce homurdanmaya başladı.

M:Ben karımla baş başa gitmeyi düşünmüştüm.

E:Ne olur yani bizde gelsek? Batar mısın?

Miran bakışlarını karısına çevirdi. Bir gözünü kırptı muzurca.

M:Ne diyorsun? Götürelim mi bu beleşçileri?

Reyyan gülümseyerek baktı etrafına. Gülümseyerek baktı herkese.

R:Götürelim..

M:Hepsini mi?

R:Hepsini.

Reyyan alt dudağını dişlerinin arasına aldı. Kocasına yaklaştı. Sesini kısarak konuşmaya başladı.

R:Paramız yeter mi?

Miran ufak bir kahkaha attı.

M:Umarım yeter. Yetmezse Selim’in şirketinde çalışmaya başlarım.

SL:Tamam anlaştık.

M:Sen çantaları falan al, arabaya geç. Ben duş alıp, üzerimi değiştirip geleyim.

R:Tamam.

Erkeklerin yanlarından ayrılmasıyla birlikte, Reyyan Ebru ve Sema’ya döndü.

R:Her zaman böyle eğlenceli mi?

E:Olmaz mı?

S:Yoksa bizim ne işimiz olur, her seferinde. Onların atlayıp, zıplamalarını mı izleyeceğiz? Sen hep gel, bu eğlence kaçmaz. Genelde maçtan sonra yemeğe falan gideriz. Miran pek gelmezdi. Bekar olduğu için bizimle dalga geçerdi.

E:Aynen valla. Sonunda belasını buldu o da. Ama ne bela, hem tatlı hem de…

Reyyan merakla açtı gözlerini.

R:Hem de..

E:Onu ilk kez bu kadar rahat gördüm. Genelde gergin ve sinirlidir. Az önce devre arasında sana gülümsediğini görmedim sanma…Sen ne yaptın bu adama?

Reyyan kaşlarını çattı. Gerçekten bu kadar mı değişmişti? Kendisi neden fark etmemişti?

R:Sizce çok mu değişti? Ben fark etmedim.

S:Tabi kızım. Onun ne kadar değiştiğini bilemezsin? Hem bence bu daha başlangıç, daha çok değişecektir.

Yemekler yendikten sonra herkes dağılmaya başladı. Kızların hepsi Reyyan’ı evlerine davet etmişti. Özellikle Sema neredeyse emri vaki yapmıştı.

S:Haftaya kızımın doğum günü. Bir ocak doğumlu. Mutlaka geliyorsunuz, itiraz kabul etmiyorum. İyi bir hediye de getirin kızıma..Pinti kocan geçen sene oyuncak bebek getirmişti.

M:Vaktim yoktu.

Miran homurdanarak.

M:O bebek hem konuşuyor, hem yürüyordu..Kızından akıllıydı.

S:Ben anlamam kızım seni dayısı sanıyor. Ona göre davran. Bak sizin de çocuğunuz olsun, ona en güzelini alacağım.

Reyyan bakışlarını bir an kocasına çevirdi. Çocuk meselesi geçince elinde olmadan ürperdi. Mirandan hamile olduğunu düşünmek ürpertmişti içini. Gözlerinin önünde ki görüntü çok hoşuna gitti. Başını iki yana salladı. Miran’ın bakışlarını üzerinde hissediyordu. Miran’ın çocuklar hakkında ki düşüncelerini biliyordu. Gürültü yapan, baş ağrıtan, sürekli ağlayan şeylerdi.

Miran buz gibi sesiyle konuşmaya başladı.

M:Henüz çocuk falan istemiyoruz…Kafan rahat olsun. Doğum gününe gelmeye çalışırız ama söz vermiyorum.

S:Niyeymiş?

M:Belki planımız olur. Yılbaşına annemin yanına gideriz belki.

S:Yine git. Akşama gelirsiniz..

M:Bakalım..Hadi biz gidiyoruz. İyi geceler..

Yola çıktıklarında Miran karısına baktı çaktırmadan.

M:Yılbaşı için planın var mı?

R:Annene gideceğimizi söyledin ya.

M:Sana sormadığım aklıma geldi. Belki bir planın vardır. Okulda parti falan..

R:Aslında parti var.

M:Ee?

R:Ne ee?

M:Anladın sen beni. Davet eden birisi yok mu?

Reyyan başını önüne eğdi.

M:Demek var. Kim peki?

Reyyan cevap vermedikçe tahminlerinin önü arkası kesilmiyordu.

M:Tabi ki Serkan hoca değil mi? Kabul ettin mi peki?

Sorduğu sorunun cevabından korkarak sorduğunu, direksiyona sıkan elinin eklemlerinin beyazlığından anladı. Reyyan o kıl herifin teklifini kabul eder miydi acaba?

Miran toplantıya bir türlü konsantre olamıyordu. Dün Reyyan’a istersen gidebilirsin demişti. Ya giderse diye geçirdi içinden. Kafasının içi doluyken kendisini toplantıya veremiyordu. Hızla doğruldu yerinden, kendisine şaşkınca bakan müdürlere çevirdi başını.

M:Arkadaşlar bir ara verelim. On beş dakika sonra devam ederiz.

Kendi odasına geçti. Pencereden dışarıyı izlerken içinde ki sıkıntı devam ediyordu. Reyyan’ı aradı. Ulaşılamayan telefonla birlikte, homurdanması gecikmedi. Eğer Reyyan kabul ederse, bir bahane bulması gerekecekti. Yılbaşı için annesi plan yapmıştı muhtemelen. Annesine karısının o akşam başka biriyle partiye gideceğini nasıl söyleyecekti? Birbirlerine çok alışmışlardı. Çaktırmamaya çalışsalar da haftada en az üç, dört konuştuklarının farkındaydı.

Miran düşüncelere dalmışken, çalan telefonuyla kendisine geldi. Reyyan arıyordu.

M:Alo.

Serkan hocayı düşününce sebepsizce öfkesi kabarmıştı, sesi biraz sert çıktı.

R:Miran vakitsiz mi aradım?

M:Yok canım. Ara vermiştik toplantıya.

R:Beni aramışsın. Akşam gelemeyeceğini söyleyeceksen sorun değil gerçekten.

M:Yok yok ondan değil. Öylesine aradım ben. Derslerin bitti mi?

R:Yok bu saatim boş sonra iki dersim var. Kantindeyim şimdi.

M:Önemli mi dersler?

R:Çok değil. Neden sordun?

M:Şimdi gelsem..Seni alsam..

R:Akşam işin mi var. Bak dediğim gibi eğer akşam gelemeyeceksen, hiç önemli değil. Ben kendim dönerim.

Miran derin bir nefes çekti içine. Sesi ayarlayamadığı bir sertlikte çıktı.

M:İlgisi yok. Sadece beraber biraz dolaşırız diye düşündüm. Yemek falan da yeriz.

R:Senin canın mı sıkkın?..Peki gel, beni al. Ne olduğunu anlatırsın sonra?

Miran, birkaç dakika sonra sekreterini aradı. Direktiflerini vermeye başladı.

M:Benim acil bir işim çıktı. Sen salondakilere devam etmelerini bildir.

Sekreter:Ararlarsa ne diyeyim?

M:Nerede olduğumu bilmediğini söyle. Çok çok önemli bir şey olmadıkça beni arama.

Arabaya binip, karısı üşümesin diye birazcık hızlı gitmeye başladı. Üniversitenin önüne gelip, giriş kapısında beklemeye başladı. Bir dakika sonra kapıdan görünen Reyyan’la yüzüne bir gülümseme kondurdu. Karısı kendisini henüz görmemişti. Hemen kıyafetine çeki düzen vermişti ki, Reyyan’ı durduran Serkan hocayla birlikte sinirleri tepesine çıktı. Kaşlarını çatıp, bakmaya başladı. Ne konuştuklarını düşünürken, yavaşça yanlarına yaklaşmaya başladı.

S:Ne yaptın? Düşündün mü?

R:Neyi hocam?

S:Yılbaşında benimle gelecek misin? Karar verdin mi?

R:Hocam size söyledim. Ben evliyim..Üzgünüm..Size iyi günler benim acelem var..

Serkan omuzlarını silkti umursamazca.

S:Biliyorum..Doğru söylediğini öğrendim. Bugün öğrenci işlerine gittim. Soyadın değişmiş. Sonra arkadaşlarını buldum..Bana gerçeği anlatmak zorunda kaldılar.

R:Gerçeği derken?

S:Evet..Tam olarak gerçeği.

R:Arkadaşlarımı mı zorladınız?

S:Biliyorum başta kulağa biraz kötü geldiğinin farkındayım. Ama başka çarem yoktu. Okulun en güzel kızının bir anda neden evlendiğini anlamam lazımdı.

R:Belki yıldırım aşkıdır. Onun ne kadar yakışıklı olduğunu eminim sizde fark etmişsinizdir. Arkadaşlarımı zorlamaya hakkınız yoktu.

S:Evet hakkım yoktu ama yaptım. Demek onunla parası için evlendin?

Reyyan bozulmanın verdiği huzursuzlukla kaşlarını çattı.

R:İlk anda bu da kulağa hoş gelmiyor.

S:Benim için önemli değil. Bunu bir iş olarak görüyorum. Birkaç ay için reddetmek çok zor. Aynı evde ama farklı odalarda yattığınızı biliyorum. Bu göstermelik evliliğiniz ne zaman bitecek peki?

Reyyan sıkıntılı bir nefes çekti içine.

R:Hocam..Kaba olmak istemiyorum. Ama bu sizi hiç ama hiç ilgilendirmez. Evliliğim hakkında konuşma haddine sahip değilsiniz. İster sahte olur, ister gerçek.

S:Reyyan beni kandırmaya çalışma. Ben bu evliliğin sahte olduğunu biliyorum zaten.

Reyyan iyice gerilen sinirleriyle birlikte, tehditvari bir şekilde parmağını ileriye doğru uzattı.

R:Benim evliliğim ve kocam hakkında konuşamazsınız. Benim evliliğim sahte değil. Temassa kendimizi kaybedecek kadar, öpmekse zamanın varlığını unutacak kadar, duyguysa uğruna canımı bir an bile düşünmeden verecek kadar. Ben kocamı seviyorum.. Bir daha sizi ilgilendirmeyen meselelere karışmazsanız sevinirim.

Çevreden geçen birkaç kişi, merakla tartışan öğretmen ve öğrenciye bakmaya başladı. Reyyan huzursuzlaşmıştı. Bir an önce buradan girmek istiyordu. Tam dönüp gidecekken Serkan hoca uzanıp, Reyyan’ı elinden hafifçe yakaladı.

S:Reyyan bu beni ilgilendiriyor.

R:Ya ben anlayamıyorum neden? Sizi ne alakadar ediyor?

S:İlgilendiriyor işte. Fark etmemiş olman çok kötü. Daha önce söylemiştim sebebini.

Reyyan derin bir nefes alırken, elini de hafifçe çekmek istedi. Ama Serkan hoca buna izin vermedi. Elini biraz daha sıkı tuttu.

S:Yılbaşı için kararını verdin mi? Benimle gelecek misin?

R:Hocam gerçekten tebrik ediyorum hala birlikte yılbaşına gitmekten bahsediyorsunuz. Nasıl yapıyorsunuz?

S:Hiçbir şey mani değil. Her şeyle mücadele edebilirim ben senin için. Hadi kabul et..Benimle gelecek misin?

M:Sanmıyorum..

Merve duyduğu sesle hemen bakışlarını kaldırdı. Birkaç metre ileri de Miran, buz gibi bir suratla ikisine bakıyordu. Elleri cebindeydi. Kaşlarını çatmıştı, sinirini her hücresi bağırıyordu. Gözlerini yavaşça aşağıya indirdi. İkisinin ellerine baktı.

M:Karımın elini tutuyorsun...

Sesindeki sakin ton, neyin belirtisiydi? Miran’ın bakışlarına odaklanılırsa, biraz sonra kopacak olan kıyametin..

Reyyan hızla elini çekti. Bu kez Serkan hoca da ısrarcı olmamıştı. Bu adam kendisinden uzundu. Kendisini yanında narin hissetti. Yüzündeki keskin bakışları tekin değildi. Ürktü istemsizce. İnternetten onun ne kadar tehlikeli ve kavgacı birisi olduğunu okumuştu. Gözlerini Reyyan’a çevirdi. Şaşkınca Miran’a bakıyordu.

Reyyan, Miran’ı ilk kez böyle görüyordu. Adeta gözlerinden bir karanlık geçmişti. Hocasıyla el ele tutuşmuş gibi göründüklerinin farkına varmıştı. Kalbi hızla çarpmaya başlarken, birkaç adım ileriye doğru atabildi.

R:Miran hadi gidelim.

M:Yok gitmeyelim. Yani gidelim de benim merak ettiğim bazı şeyler var, onların cevabını alayım ondan sonra gideriz.

Reyyan endişeli gözlerle baktı Miran’a. Miran, Reyyan’ı kolundan kenara doğru itip, gözlerini bir an bile ayırmadığı Serkan’a çevirdi.

M:Sen, son söylediğini bir daha söylesene.

S:Miran bey. Gerilmeye gerek yok.

Miran yüzüne sahte bir gülümseme kondurup, yanında ki Reyyan’a döndü.

M:Duydun mu karıcığım? Gerilmeye gerek yokmuş.

Konuşurken sesini kalınlaştırmaya başladı. Aynı anda da başını tekrar Serkan’a çevirdi.

M:Benim karıma gelmiş. Senin için her şeyi yaparım diyor, senden hoşlandığını ima ediyor, sonra da gerilmeye gerek yok diyor..

Reyyan, Miran’ın kolunu tutup konuşmaya başladı.

R:Miran, Allah aşkına gidelim. Bak herkes bize bakıyor. Bir tatsızlık çıkmasın ne olursun?

M:Tatsızlığı çıkartan ben değilim Reyyan. Bu herif. Başka neler söyledi sana? Daha başka ne biliyor? Neler söyledi sana başka?

Selim’in arkasını dönüp gitmeye başladığını görünce hızla yanına gitti. Gözlerinden çıkmak üzere olan bir ateşle baktı karşısında ki adama.

M:Sen kimsin? Sen kendini ne sanıyorsun, ne yerine koyuyorsun da, benim karımla böyle konuşuyorsun?..Bak beni tanımıyorsun, ben sana kendimi tanıtayım..Ben çok normal bir adam değilim..Şöyle anlatayım..Geliyor bana arada. Sinirlerime hakim olamıyorum. Elime, kafama mani olamıyorum. Birde şöyle bir detay var..Başkasıyla birlikte olduğunu ve hatta evli olduğunu bildiği halde birilerine asılan insanlara ayrı ayar oluyorum. Böyle bir sinir geliyor…Durmuyorda.

S:Nasıl yani? Durmuyor de-derken?

Miran ellerini önünde birleştirdi. Başını iki yana yaslayıp, boynunu kütletti.

M:Yanlış anlamayın, bir öğretmen olarak soruyorum. Engin bilginizden yararlanmak adına…Daha önce aparkat diye bir şey duydunuz mu?

Serkan şaşkınca baktı Miran’a.

S:Hayır duymadım.

M:Ne acı? O zaman ben söyleyeyim size ne olduğunu? Apartkat:Sağ ya da sol elin yumruğu ile aşağıdan, rakibin çenesinin altına doğru yapılan vuruş tekniğidir. Bu yumruğu yediğinde, böyle çizgi filmlerdeki yıldızları gerçek hayatta görüyorsun…Ama durun sizin bölüm tıptı değil mi? Aynı zamanda doktorsunuz.

S:E-evet..

M:O zaman siz anlatılmasından ziyade gösterilmesine önem verirsiniz? Yani kanıt istersiniz..

S:E-evet a-ama.

M:Ben hiç sizi kırar mıyım? Hemen gösteriyorum.

Kimse ne olduğunu anlayamadı. Bir anda Miran’ı, Serkan hocanın üzerinde gördüler. Etrafta insanlar toplanmış, Miran’ı kaldırmaya çalışıyorlardı. Miran ardı ardına yumruklarını savururken kimseyi görmüyor, duymuyordu.

M:Gebertirim lan ben seni. Öldürürüm seni. Sen hangi cesaretle benim karımla böyle konuşursun. Ne yedin, ne içtin sen de, böyle bir şeye cesaret edebildin. Senin aklını alırım ben, aklını..

Reyyan hızla Miran’ın yanına geldi. Ellerini sırtına koyup, çekmeye çalıştı.

R:Miran yapma Allah aşkına bırak adamı.

M:Ne demek bırak ya? Ne demek bırak? Söylediklerini sen duymadın mı, duymazlıktan mı geliyorsun?

R:Bırak kendi haline. Gidelim ne olursun? Herkes bize bakıyor.

M:Ben bu herifi geberteceğim. Ondan sonra zaten gideceğimiz bir yer var sen hiç merak etme. Sana da gelecek sıra. Şimdi kenara çekil, yanına gelmemi bekle.

Geri dönüp, yumruklarını ardı ardına savururken, kendisini durdurmaya çalışan herkese karşılığını yüksek çıkan sesiyle veriyordu. Yerde kendisinden geçmek üzere olan Serkan’dan ayrıldı. Hızla arkasını döndü. Saçları dağılmış, kıyafetleri sabah ki halinden çok farklı görünüyordu.

M:Bana bir kişi daha dokunursa, yemin ederim ki, bu heriften önce onu gebertirim. Uzak durun.

Son kez Serkan’ın üzerine çıkıp, birkaç yumruk daha attı.

M:Seni bir daha çevremizde görmeyeceğim. Yoksa bu halini mumla ararsın, anladın mı beni? Ziya ben gayet net anlattığımı düşünüyorum.

Bakışlarını kendilerini izleyen kalabalığa çevirdi.

M:Reyyan benim karım. Burada ki herkes şahit olsun. Bu adam bir daha benim karıma yaklaşırsa ben bunun hesabını sorarım..Yürü Reyyan gidiyoruz.

Miran, Reyyan’ı elinden tutmuş, arabaya doğru götürmeye başlamıştı. Karısının canını yaktığının şu anda farkında değildi. Hırsla Reyyan’ı arabaya bindirdi. Gözü dönmüştü, elleri titremeye başlamıştı sinirden. Yola çıktıklarında siniri arabayı kullanışını da yansımış, arabayı hızlı kullanmaya başlamıştı.

R:Miran korkuyorum biraz yavaşla.

M:Sen nasıl yaparsın bunu?

Reyyan gözlerini yumdu. Ne yani duymuş muydu Serkan hocaya söylediğini? Kocamı seviyorum demişti, hatta haykırmıştı. Ama farkına vardığı andan itibaren içinde tutmak istemiyordu. Birisine haykırmak istiyordu ve sinirle bu söylemesi gereken en son kişi olmuştu. İlk kocasına söylemek isterdi..Ama..Ama olmazdı..Miran böyle bir evlilik istemiyordu. O bağlılık istemiyordu. O kendisini istemiyordu hayatında. Kendisine itiraf ettiğiyle rahata ererken, Miran’ın beyazlaşan parmaklarıyla kocasının siniri tekrar aklına geldi. Kocamı seviyorum dediğini duymuştu kesin. O yüzden sinirlenmiş, bu kadar kızmıştı. Korkarak konuşmaya çalıştı tekrar.

R:N-Ne yaptım ben?

M:Nasıl izin verdin senin elini tutmasına?

Derin bir nefes alırken, Miran’ın söylediğiyle sinirleri tepesine çıkmıştı.

R:Miran sen sinirlisin ne dediğini bilmiyorsun. Ben izin falan vermedim. Serkan hocanın da izin istediğini hatırlamıyorum.

Miran sesini öyle bir yükseltti ki Reyyan’dan duyduğu sözle, Reyyan yerinden sıçradı. Muhtemelen arabanın dışından da duyulan bir sesti.

M:O adama hoca deyip durma. O herif hiçbir şeyi hak etmiyor. Bir daha o adamı görmeyeceksin.

R:Görmek zorundayım. Sen de biliyorsun. O benim öğretmenim, aynı zamanda hocam. Ya senin bu yaptığından sonra okul hayatım bundan etkilenirse ne olacak? Sana kızıp, benim mezun olmamı engellerse, benim hayatımı elimden alırsa ne olacak? Sen aklına eseni, o anki sinirle yaptın? Neden beni düşünmedin? Ya benim doktorluğuma engel olursa? O zaman ne olacak?

M:Hiçbir şey yapamaz.

R:Sen mi söylüyorsun bunu?

M:Evet ben söylüyorum. Kocan olarak söylüyorum..O adamın değil sana dokunması, bakmasına bile tahammül edemem ben. Ben sana dokunamıyorsam, hiç kimse dokunamaz..Hele ki o herif asla..

R:Sen..Sen delirmişsin..Benim üzerimde hakkın y..

M:Senin üzerinde her türlü hakkım var. Sen benimsin..Benim karımsın..Ama şu anda seninle konuşamam küçük hanım. Sakin bir yere geçip bu konuyu gözlerine bakarak tartışmak istiyorum.

Reyyan bakışlarını pencereden dışarıya çevirdi. Şehirden yavaşça uzaklaşıyorlardı. Şimdi otobana çıkmışlar, hızlarını biraz daha arttırmışlardı. İçinden adamla yapacağı tartışmanın ayrıntılarını düşünüyordu. Ona söyleyeceği sözleri kafasında toparlamalıydı. Çeşmeye vardıklarını fark edemedi. Düşündükleri Miran’ın ani freniyle dağıldı zihninden.

Farkına varamadığı bir hızla, çok büyük bir otelin önünde durdular. Arabadan inerken, yaptıkları tartışma zihninden silinmiş merakla kocasına bakmaya başlamıştı. Neler planlıyordu bu adam?

R:Mi-Miran neden geldik buraya? Ne işimiz var?

Reyyan’ın gözlerine bir an bakıp, gözlerini tekrar otele çevirdi Miran. Karısına cevabı, kolundan tutup sertçe yürütmek oldu.

M:Yürü..

Sesinde öyle bir ton vardı ki, Reyyan bir an kendisini öldüreceğini düşündü. Hala sinirliydi. Otelde hızla bir oda ayarladı Miran. Asık suratını hiç bozmadan asansöre yönlendirdi karısını. Reyyan kaçacakmış ve kendisi müsaade etmeyecekmiş gibi sıkıca sarıldı belinden. Reyyan kocasının sakinleşmesi için, sessiz kalmayı tercih etti. Onlara odayı göstermek için gelen görevli, odayı kısaca tanıtıp çıkışa yöneldi. Miran bir kağıt para çıkartıp, görevliye uzattı.

M:Güzelmiş. Teşekkür ederiz.

Reyyan, Miran’ın ses tonuyla kaşlarını çattı tekrar. Tamam toplum içinde zaten sert bir adam oluyordu ama sesi hiç bu kadar donuk çıkmıyordu. Miran odaya döndüğünde, Reyyan odanın ortasında durmuş, etrafına bakıyordu. Odayı incelemeye başladı istemsizce. Salonunun hemen ötesinde ki kapıdan, geniş yatak odasının birazı görünüyordu. Kocaman yatağı görünce istemsizce yutkundu Reyyan. Bakışlarını kocasına çevirdi. Bir etrafına bakıyor, bir kocasına bakıyordu anlamak için ama hiçbir anlam veremiyordu bu olanlara. Neden gelmişlerdi ki buraya?

R:Miran neden buraya geldik?

M:Gece burada kalacağız.

Reyyan şaşkınca baktı Miran’a.

R:Na-nasıl burada kalacağız? A-ama yanımıza bir şey almadık. Geceliğim..

Miran’ın bakışlarını görünce istemsizce sözlerini yuttu. Gözlerinden ateş çıkıyordu sanki. Miran sakin ama sinirli sesiyle homurdandı.

M:Gerekmeyecek zaten.

Karısının yanına doğru iki adım attı. Şimdi tam karşı karşıya duruyorlardı. Çatık kaşlarıyla karısına bakıyordu. Bakışlarında ki kararlılıkla korkmasına mani olamadı Reyyan.

R:Miran…Beni korkutuyorsun..Bak sinirlisin ama ne olursun sinirini benden çıkartma. Benden ne istiyorsun sen?

Miran gözlerini kırpmadan kararlı bir tonda konuştu. Sadece tek kelime çıktı dudaklarından.

M:SOYUN..

 

Loading...
0%