Yeni Üyelik
14.
Bölüm

14. Bölüm

@hercaisenaryosu

Reyyan sessizce yatağa gelmişti. Kocasına sıkıca sarılıp başını boynuna gömdü. Derin derin aldığı nefesler, gerçekten korktuğunu gösteriyordu. Elini beline götürüp, okşamaya, sakinleştirmeye çalıştı.

M:Sakin ol. Bir şey yok. Ben senin yanındayım. Sadece şimşek ve gök gürültüsü. Biraz sonra geçecek.

Reyyan cevap vermedi. Ama kocasına daha sıkı sarıldı. Birkaç dakika sonra nefesi düzene girmeye başlamıştı. sırtında dolaşan parmaklar onu rahatlatıyordu. Dudaklarını kocasının boynuna değdirdi. Tadını hissetti. Bir müddet daha öyle kaldılar. Reyyan farkında olmadan kocasının çıplak göğsünü okşamaya başladı. Miran’ı tahrik ettiğinin farkında değildi.

Korkusu tamamen geçmişti sonunda ama..ama kalbi neden böyle çarpıyordu. Sanki..sanki kocasının kalbi de öyle hızlı atıyordu.

R:Çok güzel kokuyorsun.

M:Normal yeni duş aldım..Sende çok güzel kokuyorsun.

R:Normal bende yeni duş aldım…Şe-şey yapacağız diye..

Miran çapkın bir gülümseme kondurdu yüzüne.

M:Ne yapacağız diye?

R:Anla işte.

M:Öyle mi?

R:Evet senin için temiz olmak istedim.

M:Sen zaten gördüğüm en temiz kadınsın. Hep mis gibi kokuyorsun.

Parmak uçlarını kocasının göğsünde gezdirdi tekrar. Kalbi iyice hızlanmıştı. Ani bir kararla hızla kollarından kurtuldu kocasının. Bütün vücuduyla onun bedeninin üzerine çıktı. Ellerini omuzlarına dayarken, adamın en hassas yerine oturmuştu. Miran şaşkınca kaşlarını çattı.

M:Re-Reyyan..

R:Geçen gece sarhoştum. Yılbaşı gecesi hani..

M:Eee..

R:Sabah uyandığım da neler yaptığımı hatırlamıyordum.

M:Bir şey yapmadın. Hemen uyudun.

R:Yalancı seni. Ben-ben sonradan her şeyi hatırladım.

Sonra ilk kez kocasının dudaklarına kendisi uzandı. Bir öpücük kondurdu. Saniyeler sonra birkaç santim uzaklaştı kocasından. Hala nefeslerini birbirlerinin yüzünde hissediyorlardı.

R:Bunu yapmanı istediğimi hatırladım. Çok utanç verici..Nasıl yaptım bilmiyorum..

M:Reyyan..

R:Göğüslerimi öpmeni de istedim ama sen centilmenlik edip öpmedin.

M:Sarhoştun.

R:Çok tatlıydın.

M:Hayır aptaldım.

Reyyan kocasına bir şey söylemedi. Pijamasının düğmelerini yavaşça çözmeye başladı. Artık utanması kalmamıştı. Ne istediğini biliyordu, artık almak istiyordu. Miran’ın şaşkın bakışları altında başından çıkartıp attı kenara. İçinde her zaman ki gibi başka bir şey yoktu. Kocasının karşısında tüm çıplaklığıyla duruyordu şimdi. Hafifçe öne eğilip, kocasının dudaklarına tekrar bir öpücük kondurdu.

R:Şimdi sarhoş değilim. İstersen öpebilirsin.

Miran son bir gayretle itiraz etmeye çalıştı. Karısının pişman olmasını istemiyordu artık. Üzülmemesi için boşanmayı bile göze almıştı. Kendi elleriyle karısını ateşe atmak istemiyordu.

M:S-sen ne yaptığını bilmiyorsun?

Reyyan şehvet ateşine düşmüş, yaptıklarını anlayamıyor, her yaptığı çok doğru geliyordu.

R:Hayır biliyorum.

Elleri hareketlendi, yavaşça genç adamın iç çamaşırı üzerine kaydı. Hafif bir baskıyla aradığını buldu. Bu yaptıklarından utanmıyordu. Kocasıydı bu adam. Bundan daha doğal ne olabilirdi? Uyguladığı baskıyla kocasının kasıldığını hissetti. Yüzüne zafer dolu bir gülümseme kondurdu.

Reyyan titremeye başladı ama titremesi korkudan değildi. Küçük elleri tekrar hareketlendi. Kocasının çamaşırının girişini zorladı. Bu yaptığına inanamıyordu. Birisi söylese tepkisini tahmin bile edemiyordu ama şimdi yapıyordu. Hem de çok doğal geliyordu kendisine. Daha büyük bir cesaretle kocasının üzerine uzandı tamamen. Öpücükleri artık kendisini aşmıştı. Reyyan ilk kez böyle öpüldüğünü ve en güzelinin bu olduğunu fısıldadı kocasının kulağına. Kulağına kondurduğu öpücükle Miran hızla yerinde doğrulup, yerlerini değiştirdi. Artık Miran üstteydi. Karısının canını yakmadan, ağırlığını vermeden üzerine uzandı.

İkisinin de üzerinde sadece alt çamaşırları vardı. Miran karısının gözlerine baktı soru sorarcasına. Reyyan soruyu anlamıştı. Elinin birisini kocasının yanağına koydu. Hafifçe okşadı.

R:Neden vazgeçtin? Hazırdım ben.

M:Hazır olduğunu hissetmekten ziyade, öyle düşündüğünü ve bu düşünceye benim seni zorladığımı sa..

Reyyan kollarını kocasının boynuna doladı.

R:Hadi al beni.

M:Eminsin değil mi? Ben seni beklerim. İstediğin kadar beklerim. Hazır olana kadar.

R:Ben hazır olmazsam başka kadınlara mı gideceksin?

Miran sinsi bir gülümseme kondurdu yüzüne. Karısının alnına bir öpücük kondurdu. Gözlerini gözlerine sabitledi.

M:Gitmeyeyim mi? Daha dün isteklerin için başka kadınlar var diyordun.

R:Şimdi karar değiştirdim. Eğer bana sahip olmak istiyorsan, başka bir kadın olmayacak. Sadece benim kalabilecek misin? Bunu başarabilecek misin?

M:Senin için her şeyi yaparım. Ama bu senin içinde geçerli. O Serkan zırtapozu başta olmak üzere hiçbir erkeği aklından bile geçirmeyeceksin.

R:Tamam..Anlaştık.

M:Anlaştık.

R:Tamam şimdi devam edelim mi? Neler olacak, nasıl olacak merak ediyorum doğrusu?

M:Beni şaşırtıyorsun.

R:Çok düşünme bende şaşkınım hala.

Miran karısının dudaklarına kapandı tekrar. Bir dakika sonra üzerinden kalkıp, parmaklarını bir tüyü gezdirir gibi karısının vücudunda gezdirmeye başladı. Göğüslerinde, düz göbeğinde, siyah, seksi iç çamaşırının üzerinde gezdirdi. Reyyan gözlerini yummuş, kendisini iyice teslim etmişti. Elini karısının siyah çamaşırına götürdü. Reyyan karşı çıkmadığı gibi kalçasını kaldırıp kocasına yardımcı oldu. artık o çamaşırın varlığı artık gereksiz geliyordu. Birkaç saniye sonra kendi çamaşırıyla birlikte odanın bir köşesine göndermişti.

Miran’ın dudakları karısının dudaklarından uzaklaşıp, vücudunda gezinmeye başladı. Göğüslerinde, göbeğinde, bacaklarında gezinmeye başladı. Bacaklarının kenarında ki dudaklar içe doğru kaymaya başlayınca itiraz edecek gibi oldu Reyyan. Hızla gözlerini açtı, fakat kapatması bir saniyesini aldı. Artık vücudunun ön tarafında öpülmedik bir nokta kalmamıştı. Dayanamayacağı bir kuvvet sarmıştı tüm vücudunu. Artık bir şeylere tutunma ihtiyacı duyuyordu. Etrafta gezdirdiği eller bir şey bulamayınca, açık bacakları arasında ki saçları yakaladı.

R:Mi-Miran..

Miran karısının ilk tecrübesi olduğunu elbette biliyordu. Elinden geldiğince yavaş olmaya çalıştı. İlk temastaki karısı gözlerini sıkıca yumdu. Sessizce beklemeye başladı Miran.

Reyyan derin nefesler alırken, sarhoş olmadığına memnundu. Her anını hatırlamak istiyordu. Kocasına yardımcı olabilmek için, kalçalarını oynatmaya başladı. Sonunda birleşme gerçekleştiğinde kocasının ismi firar etti dudaklarından.

R:Miran..

M:Güzelim…

Hissettiği önemsiz bir acıydı. Korktuğu kadar değildi ve gerçekten de harika bir histi.

Miran karısının yüzünü takip ediyordu. ilk anın dışında gevşediğini ve dudaklarının belirsiz bir keyifle kıvrıldığını görmüştü. İnce kollarını teşvik ettiğinin farkına varamadan sıkıca sarmıştı boynuna. Bacakları iyice açılarak ne istediğini kolayca anlattığında içi daha bir rahatladı. Canının acımadığından emin olunca, hiç acele etmeden kalçasını kıpırdatmaya başladı. Acemi karısının da kendi kalçasını oynatması bir erkek için gurur vericiydi.

M:Reyyan..

Bu anı o kadar beklemişti ki acele edip hemen bitsin istemiyordu. Karısının harika bedenini kolları arasına aldı. Öpüp okşamaya devam ederek onu tahrik etmeyi sürdürdü. Gereği kadar zevk verip, sonunu olabildiğince uzatmaya çalıştı.

Miran’ın hızlanan hareketleri, artık beklemeyeceğinin deliliydi. Doyuma ulaşmaları ikisi içinde inanılmaz güzel olmuştu. Reyyan kaç kere kasıldığını, kaç kere çığlık attığını hatırlamıyordu. Tırnaklarının kocasının sırtında bıraktığı izleri görmüyordu. Sadece muhteşem bir şey yaşadığını biliyordu.

Miran hiç farklı değildi. İnanılmazdı. Bütün gücü ile karısına baskı yaptığının farkında değildi. Ağırlığı ile onu ezdiğini, canını acıtabileceğini düşünemedi. Bu küçücük kadından yaşadığı doyumu daha önce hiç kimse de yaşamamıştı.

Bir süre sonra Reyyan gözlerini zorlukla açtı. Nefesini düzenlemeye çalışıyordu. Miran işin çoğunu üstlenmişti, nefesi daha hızlıydı. Kocasının saçlarına bir öpücük kondurdu Reyyan ödül niyetine. Şaşkınlığı hala gözlerinden okunuyordu.

M:İyi misin?

R:Çok iyiyim. Ben sana hazır olduğumu söylemiştim değil mi?

Miran başını kaldırdı. Destek aldığı kolları üzerinde doğruldu. Reyyan sonun da bacaklarını biraz gevşetti. Sımsıkı sardığı kocasının kalçalarını serbest bıraktı. Terlemiş siyah saçlarını okşadı. Miran bir şey demeden gülümsedi. Reyyan o anda utanacak durumda değildi. Çok yorulmuştu. Yana kayan kocasına sokuldu hemen. Kalkıp terli vücudunu yıkayacak hali yoktu. Bir düğme vardı sanki ve bütün elektriği bir anda kesivermişti. Tatlı bir uyku kollarını açmış onu bekliyordu. Kocasının boynuna bir öpücük kondurdu. Gök gürültülerinin uzaklaştığını bile fark etmedi. Zaten Miran’ın yanında artık gök gürültüsünden korkmuyordu da.

M:Pişman değilsin değil mi?

R:Hayır değilim. Sen peki pişman mısın?

M:Hayır..Sen pişman değilsen, bende değilim. Hayatımın en güzel anlarını yaşadım.

R:Bende..Daha önce böyle iyi hissettiğim bir an hatırlamıyorum.

M:Hadi uyuyalım. Yarına enerji toplamamız lazım.

R:Mirann..

M:Tamam tamam. Hadi uyuyalım.

R:İyi geceler.

M:İyi geceler güzelim.

Reyyan göğsünde yatan adamın saçlarını okşamaya başladı. Daha iki aydır tanıdığı adam şimdi göğsünde yatıyordu. Kendisini çıplak görmüştü. Defalarca kez öpmüştü. Onunla sevişmişti. Kollarında kıvranmış, kendisini kaybetmişti ve hiç korkmamış, çok normal gelmişti. Ah aşk ne değişik bir şeydi?

Reyyan başını aşağıya doğru eğip kocasının yüzüne baktı. Uyuduğunu anladığında parmaklarını siyah saçlarının içinde gezdirmeye başladı tekrar. Miran hafifçe homurdanıp, bacaklarını karısının bacaklarının üzerine atıverdi. Uyku yavaş yavaş kendisini etkisi altına alırken, aklına gelenle gözleri sonuna kadar açıldı. Kim bilir bu kara kafalı çapkın adam kaç kadının göğsünde böyle uyumuştu? Kim bilir kaç kadına böyle sarılmıştı? Bu pozisyon kendisi için ne kadar özeldi oysa. Miran’ın sadece kendisine öyle sarıldığını bilmeden kafasında kurmuş, uykuyu kendisine haram etti iyice.

Diğer elinin parmak uçlarını kaslı koluna koydu. Yavaşça gezdirdi. Kim bilir kaç kadın birlikte olurken sıkmıştı bu kolları. Sinirleri gerildi. Dişlerini sıktı. Bu adam bütün dengelerini alt üst etmişti. Düşüncelerden düşüncelere atlamaya başladı.

Ee ne olmuştu şimdi? Hayatının bir bölümü kapanmış mıydı? Artık tamamen bu adama mı aitti? Peki o adam da kendisine mi aitti? Düne kadar korkup çekinirken, şimdi bu durumdan çok mutluydu.

Gece sık sık uyanmış, kocasının hala aynı şekilde yattığını görünce yüzündeki gülümsemeyle daha sıkı sarılmıştı. Demek ki çok rahattı, hiç oynamamıştı bile. Mutlulukla gözlerini yumdu.

Sabah ilk uyanan Miran oldu. Gözlerini açmadan karısının huzur dolu kokusunu içine çekti. Gülümseyerek açtı gözlerini. Karısının nefes aldıkça yükselip alçalan göğüs kafesinden belli oluyordu hala uyuduğu. Çıplak göğsüne bir öpücük kondurdu. Olanlara hala inanamıyordu. Şimdi bu muhteşem kadınla bir mi olmuşlardı? Karısını istemediği bir şeye zorlamıştı. Basireti mi bağlanmıştı, yoksa kıskançlık gözünü kör mü etmişti? Bu sorulara bir cevap veremiyordu. Tek bildiği hiçbir şeyin düşündüğü gibi olmadığıydı. Reyyan’la birlikte olduğunda içinde ki arzunun söneceğini düşünmüştü. Oysa şu anda bile kendisini zor tutuyordu. Ne yapmıştı bu kadın? Nasıl başarmıştı bunu? Sorularına cevap yoktu. Başını kaldırıp karısına baktı. Huzurun kokusunu bir kez daha içine çekti.

Çok mu yorgundu acaba? Hazır sabah olmuşken, bir hasret mi giderselerdi? Acaba Reyyan ne düşünüyordu? Kendisi sanki hiç birlikte olmamışlar gibi arzu doluyken, güzel karısı ne düşünüyordu acaba? Bakışlarını karısının yüzünden çekti. Başının durduğu göğse baktı. İçinde kımıldanan duygulara engel olmaya çalışıyor ama pekte başarılı olamıyordu. Karısının göbeğinin üzerinde ki elini, yavaşça yukarıya çıkarttı. Bir göğsünü hafifçe avuçladı. Derin bir nefes çekti içine. Bu kadın bütün dengelerini alt üst etmişti.

Reyyan göğsüne temas eden parmakların baskısıyla hafifçe kımıldandı. Kımıldanmasıyla kasıklarına bir ağrı saplandı. Hafif bir inlemeyle, yüzünü buruşturdu. Elini istemsizce kasıklarına götürdü. Miran gördüğüyle hızla yerinden kalktı. Karısının yüzünü görünce içinde bir huzursuzluk belirdi.

M:R-Reyyan..Güzelim ne oldu?

R:Bir şey yok Miran.

M:Ağrın mı var?

R:Birazcık…Çok önemli değil. Geçer biraz sonra..

M:Sakın kımıldama sen tamam mı? Geliyorum ben biraz sonra.

Hızla yataktan çıktı. Altına çamaşırını geçirdi hızla. Kapıdan çıkıverdi kaşla göz arasında. Reyyan, Miran’ın çıkmasıyla yüzünü iyice buruşturdu. Ellerini kasıklarına götürdü. Derin bir nefes çekti içine. Yavaş hareketlerle üzerine bir çamaşır, bir de tşört giydi.

On, on beş dakika sonra Miran elinde bir tepsiyle geldi. Tepsiyi konsolun üzerine bıraktı. Çekmeceden Reyyan için bir çorap çıkarttı. Hızlı adımlarla tekrar karısının yanına geldi. Ayaklarını tutup, çorabı giydirdi. Sonra tekrar tepsiyi elini aldı. Dikkatli adımlarla karısının yanına geldi. Yatağın üzerine bırakıp, tepsinin içindeki sıcak su torbasını eline aldı. Karısının kasıklarının üzerine bıraktı. Örtüyü birazcık üzerine çekti. Kendisine şaşkınca bakan karısının dudaklarına hafif bir öpücük kondurdu.

M:Ne oldu? Ne bu surat?

R:H-Hiç..

M:Hadi bir şeyler ye. Sonra ağrı kesiciyi içeceksin. Sonra da bir sıcak duş aldın mı ağrı mağrı kalmaz. Hadi sen burada bir şeyler ye. Bende banyoyu hazırlayayım.

R:Teşekkür ederim.

M:Ne için?

R:Benimle ilgilendiğin için.. Umursamayabilirdin.

M:O zaman nasıl iyi bir koca olurdum? Hem..hem bir yerde benim yüzümden çekiyorsun bu acıyı. Benim senin acılarını dindirmem gerekiyor. Bu benim vazifem.

R:Ben yine de teşekkür ederim.

M:Karıkoca arasında teşekkür olmaz..Hadi sen ye bir şeyler, ben geleceğim biraz sonra.

R:Nereye?

M:Küveti dolduracağım. Sen de o zamana kadar ancak yersin.

R:Ben küveti sevmiyorum.

M:Ama bende yanında olacağım. Belki o zaman seversin.

R:Mirann..

M:Tamam tamam demedim bir şey. Sende hemen utan.

R:Utanırım tabi. Dediğin lafa bak.

M:Ne dedim canım? Alnımın akıyla karıma sulanıyorum. Suç mu yani?

R:Ne güzelde söylüyorsun öyle.

M:Teşekkür ederim hayatım. Hadi hadi araya kaynatma, ye yemeğini.

Miran karısının cevap vermesini beklemeden odadan çıktı. O hızla banyoya giderken, Reyyan gördüğü ilgiyle kanat takmış göklerde uçuyordu. Miran’ın kendisini bu kadar düşünmesi içindeki duyguları hareketlendirmişti. Yüzünde muhteşem bir gülümsemeyle yemeğini yemeye başladı. Karnını güzelce doyurmuş, hapını içmiş elini su torbasının üzerine koymuştu. Ağrısı birkaç dakika sonra hafiflemişti. Huzurla gözlerini kapatmıştı ki, Miran kapıdan girdi. Hemen tepsinin başına gitti. Karısının yemeğini yediğini görüp, hapı içip içmediğini kontrol etti. Sonra da gülümseyerek karısının yanına geldi. Üzerinden örtüyü alıp, su torbasını kaldırdı. Karısının eline bir öpücük kondurdu.

M:Gel hadi. Biraz sonra bütün ağrıların geçecek. Güven bana.

R:Özür dilerim.

M:Neden?

R:Başına bela oldum. Nereden birlikte oldum demişsindir?

M:Asla demem. Ben senin acılarını kendi içimde hissediyorum. Bunu sana şirin görünmek, bir daha ki birlikteliğimize bilet almak için demiyorum. Hissetmesem söylemezdim. Hem dediğim gibi ben sebep oldum bu acına. Eğer ben ısrar etmeseydim sen böyle acı çekmeyecektin.

R:Tühh hepsi senin yüzünden oldu gördün mü?

M:Evet.

R:Gece yarısı senin odana gelip, seni ayartan bende hiç suç yok oysa..

M:Yani yan..Reyyan sen benimle dalga mı geçiyorsun?

R:Dalga geçiyorum tabi Miran. Olan oldu ben pişman falan da değilim. Kendini suçlayıp ta hem kendini, hem de beni üzme. Anlaştık mı?

Miran yandan bir gülümseme kondurdu yüzüne.

M:Biz bu ara çok anlaşma yapıyoruz. Gözümden kaçmadı benim.

R:Allah Allah ne anlaşmasıymış o?

M:Hani senin beni kıskanıp, teklif ettiğin anlaşma var ya..

R:Kim kıskandı? Ben mi? Ne münasebet?

M:Tabi canım..Neyse fark etmedim sanma, konuyu dağıtmaya çalışıyorsun. Hadi banyoya artık.

R:Sen de hiçbir şeyi unutmuyorsun.

M:İşime gelen şeyleri asla unutmam. Hadi banyoya, hadi kollarıma.

Miran karısının elinden tutup, banyoya doğru götürdü. Parmaklarını birbirine kenetlemişti. Kenetlediği ellerinin üzerine bir öpücük kondurdu. Karşısında durdu. Ellerini kaldırıp, karısının tşörtünün eteklerine götürdü. Reyyan’ın gözlerine bakarak, başından çıkarıp kenara attı. Sonra ellerini Reyyan’ın çamaşırına götürdü. Parmaklarını bacaklarına sürterek yavaşça çıkarttı. Sonra karısının elini, kendi çamaşırının üzerine koydu. Karısının titreyen elleri, hızla çarpan kalbi gayet net duyuluyordu.

Üzerlerindeki kıyafetler yerle buluşurken, tekrar karısının elinden tutup, küvetin içine oturmasına yardımcı oldu. Arkasına geçip oturdu. Kollarını karısının beline sardı, kendisine çekti iyice. Avucuna doldurduğu suları karısının vücudunda gezdirmeye başladı. Reyyan iyice gevşemiş, sırtını kocasının göğsüne yaslamıştı. Utansa bile şu an için yapacak bir şey yoktu. Bu adam artık kocasıydı. Her anlamda hem de. Utanmayı bir köşeye bırakması gerekiyordu. Miran ellerini suyun içine daldırdı. Emin hareketlerle önce göğüslerine uzandı elleri. Ardından biraz daha aşağıya indi, göbeğinin üzerine geldi. Parmak ucunda okşarken, Reyyan da elini kocasının elinin üzerine koydu. Gözlerini kapatıp, başını geriye yatırdı. Kocasının yanaklarına, saçlarına kondurduğu öpücükleri derinden hissediyor, huzura kapılıyordu. Sonra Miran’ın elleri yeniden hareketlendi. Yavaşça biraz daha aşağıya indi. Kasıklarına gelip masaj yapmaya başladı. Reyyan masajın kendisine iyi geldiğini hissetmişti. Hiç bitmesin isterken, Miran kulağına yaklaştı.

M:Daha iyi misin?

R:E-evet.

M:Peki ne hissediyorsun?

R:Nasıl yani?

M:Utanıyor musun hala benden?

R:Utanmama izin vermiyorsun ki. Bu konuda sana teşekkür mü etmem lazım emin değilim ama çok doğal geliyor her şey. S-sen çok daha şeysin..ş-şey yani..Te-tecrübeli..Hep böyle mi olurdu? Şeyle yani...böyle miydi?

M:Hiçbir şey anlamadım desem.

R:Neyini anlamadın Miran?

M:Neyi anlayayım Reyyan? Şey, şey deyip duruyorsun. Ne anlamamı bekliyorsun?

R:İşine gelmedi ondan anlamamışsındır.

M:Reyyan gece birbirimizin olduk, şu anda küvetin içinde çıplağız, bir elim kasıklarında, malum bir tarafım kalçalarında sen hala bana laf sokuyorsun. Neymiş o benim işime gelmeyen şey?

R:Diyorum ki, sen hani tecrübelisin ya. Diğer kadınlarda da böyle oluyor muydu? Utanma babında..

M:Böyle açıkça sorsan ne oluyor sanki?

R:Off sordum işte…Cevap..vermeyecek misin?

M:Neye cevap vereyim Reyyan? Bilmiyorum ki.

R:Na-nasıl bilmiyorsun? Hiç mi utanmıyor bu insanlar?

M:Benim birlikte olduklarım utanma safhasını çoktan geçmişti.

R:Nasıl yani?

M:Ben ilk kez bakire birisiyle birlikte oldum. Sen benim için bir ilksin.

Reyyan şaşkınca açılan gözleriyle hızla doğruldu. Hareketiyle suyun bir kısmı taşmıştı. İkisi de umursamadı. Miran’a önünü döndü. Şimdi karşılıklı duruyorlardı. Bacakları birbirine temas ediyordu yine.

R:Sen ciddi misin?

M:Evet ciddiyim.

R:İnanmıyorum. Senin hayatında bir iz bıraktım yani, öyle mi?

Miran kollarını uzatıp, karısını belinden sardı. Ağır hareketlerle kucağına çekti. Dudaklarına yaklaşırken sesini olabildiğince kısmıştı.

M:Ben her zaman aklımda ne varsa, hiç dolandırmadan, evirip çevirmeden söylemedim mi sana? Neden inanmıyorsun bana?

R:İnanmamak değil. İnanamamak. Hayatına giren o kadar kadının hiçbiri mi?

M:Hiçbirisi..Sadece sen..İyi ki de sen..

Reyyan kollarını kocasının boynuna doladı, biraz daha yaklaştı.

R:Sende benim için ilksin. Her anlamda..Ben ilk kez bir erkekle dışarıda yemek yedim, alışverişe gittim, öpüştüm, bu kadar yan yana durdum. Sen benim bütün ilklerimin tek sahibisin. Teşekkür ederim. Çok duydum ilk birlikteliklerinden sonra değişen kocalar..Bu konuda çok şanslıyım.

M:Asıl ben şanslıyım.

Ilık su da yarım saat kadar kaldıktan sonra, beş dakika da durulandıktan sonra banyodan çıktılar. Miran yine karısının elini bırakmamıştı. Karısının üzerini giyinmesinden, saçlarını kurutmasına kadar her şeyi kendisi yapmıştı.

R:Miran ben kahvaltı hazırlayayım. Canının çektiği bir şey var mı?

M:Var.

R:Öyle mi? Ne istiyorsun? Ne olursun kolay bir şey olsun? Valla hiç halim yok.

Miran çapkın bir gülümsemeyle elini karısının beline sardı. Kendisine çekti yavaşça.

M:Neden halin yok hasta mısın yoksa?

R:Miran..

M:Hee anladım ben…Yorgunsun sen...

R:Yani işte biraz.

M:Neden yorgunsun peki?

R:Sabaha kadar at tepti ondan..

M:Allah Allah.. Ben kıskancımdır Reyyan hanım. Hangi atmış o? Tanıdık mı bari?

R:Tanıdık tanıdık. Adı Miran. Kendisi benim kocam olur.

M:İlginç biz atları konuşmuyor muyduk?

R:Mirann..Başlarım atına yaa. Hadi inelim aşağıya.

M:Üzerini değiştir, kahvaltıyı dışarıda yapalım. Atlar centilmenlikleriyle meşhurdur, o kadar yormuşuz, telafi edelim bari değil mi?

R:Ee edin bari.

Kahvaltıdan sonra tekrar eve dönmüşlerdi. Reyyan yol boyunca konuşmuş, Miran da sohbetine katılmıştı. Reyyan şaşırarak bakıyordu Miran’a. Gerçekten değişmişti, ilk kez anlamıştı bunu. Miran’ı ilk tanıdığı zaman konuşmaktan hoşlanmayan bir adamdı. Zorda kalmadıkça konuşmaz, eğlenmez, gülmezdi. Şimdi kendisi merhaba dese gülümsüyordu. Anlaşılan o ki, Miran gerçekten değişmişti.

Birlikte tekrar eve döndüler, Reyyan mutfakta abur cubur hazırlarken, Miran film seçiyordu. Mutfakta ki karısına seslenmeye başladı.

M:Reyyan. Alfa’yı izleyelim mi?

R:O ne ki?

M:Milattan önce de geçiyor. Evinden uzağa düşen bir adamın, kurtla olan arkadaşlığını konu alıyor. O olmazsa, Uzay Yolcularını izleyelim bilim kurgu.

R:O nasıl bir şey?

M:Onda da bir uzay gemisindeki yolculuğu anlatıyor. Yeni bir gezegen keşfetmişler, yüz yirmi sene uzaklıkta. Beş bin kişiyi dondurup, oraya götürüyorlar ama yoldayken, yolculardan birisinin uyku kapsülü bozuluyor ve doksan sene erken uyanıyor. Uyanmasıyla olaylar başlıyor.

R:Ayy ikisi de güzelmiş. Karar veremedim, sen seç.

Miran bir Reyyan’a bir televizyona baktı, başını iki yana sallayıp, güzel bir gülümseme kondurdu yüzüne.

M:Tamam o zaman Uzay Yolcuları’nı izleyelim. Onda güzel sahneler vardı.

R:Nasıl sahneler?

M:İzleyince anlarsın, ben sana büyük bir zevkle anlatırım.

Reyyan bakışlarını kaçırırken, Miran’ın yanına oturdu.

R:Tırstım ama..hayırlısı..

M:Tırsma tırsma..Hadi gel yamacıma.

Birlikte filmi izlemeye başladılar. Reyyan pür dikkat filmi izlerken, Miran elini başının altına koymuş, karısını izliyordu. Reyyan filme tepki verdikçe, Miran hafif bir gülümseme konduruyordu yüzüne. Filmin başlamasının üzerinden bir saat geçmişti ki, Reyyan’ın utandığı Miran’ın sırıttığı sahne geldi. Yavaşça karısının yanına yaklaştı. Elini boynuna dolarken, boynuna öpücük kondurmaya başlamıştı.

R:Mirann..

Miran boynuna doğru nefesini verirken cevap verdi karısına.

M:Hıı.

R:Miran dedim.

M:Hı.

R:Dursana film izliyorum.

M:Ne filmi ya?

R:Miran durur musun?

M:Reyyan Allah aşkına ben bu filmi boşuna mı seçtim? Neden benim hayallerimin önüne prangalar inşa ediyorsun.

R:Neymiş senin hayalin?

M:Şimdi bak onlar malum şeyleri yaptılar ya..

R:Eee..

M:İşte o sahnede senin böyle hafiften utanman lazımdı. Böyle yanakların kızaracaktı, sonra böyle çaktırmadan bana bakacaktın, benim de gecenin başından beridir gözlerim senin üzerinde olduğu için, o utangaç bakışları hemen görecektim. Sonra senin başını hemen çevirecektin ama ben böyle yavaşça kumandaya uzanacaktım. Sahneyi biraz geri alıp, o sahneyi geri açacaktım. Sonra bir daha izleyecektik, sonra bir daha izleyecektik. Sonra ben seni böyle kucağıma çekecektim, o güzel dudaklarını öpmeye başlayacaktım. Böyle birbirimizde kaybolacaktık. En sonunda da seni ben böyle kucağıma alacaktım, odamıza geçecektik gördüğümüz sahnenin beş katını yaşayacaktık…Amaa nerede? Benim hanıma bak. Yaşama aşkı bitmiş, gitmiş. Sanki seksen yaşında. Heves kalmamış. İnsanlar kocasının üzerine atlar, bizimkinin bir başım ağrıyor demediği kaldı. Yahu daha ilk kez birlikte olmuşuz, insan birazcık heveslenir, birazcık kabarır..Şu hale bak.

R:Miran daha ne kadar söyleneceksin Allah aşkına. Ne ara kurdun sen bu kadar hayali?

M:Seni kafede gördüğüm andan beri.

R:Şaka yapıyorum diyeceksen tam zamanı haberin olsun.

M:Ne şakası ya? Ben gayet ciddiyim. Hiç utanmıyorsun da şaka derken.

R:Azdın mı Miran?

M:Sence…Hadi bırak filmi odaya gidelim. Özledim ben.

R:Yaa hayır. Filmin en heyecanlı yerinde.

M:Filmin en heyecanlı yerini biraz önce geçtik zaten. Şimdi başka heyecanlar yaşama zamanı.

R:Miran.. Hadi lütfen. Filmi merak ettim valla.

M:Ben sana anlatırım.

R:Ya hayır ben izlemek istiyorum.

M:İşimiz bitince ben sana televizyondan açarım. Hevesini kursağında bırakmam. Şimdi yatak odasına bir televizyon siparişi veririm, iki üç saat içinde kurarlar. Bizim işimiz anca biter o zamana kadar, ne dersin?

R:Sen ciddi misin? Sırf bunun için yeni bir televizyon mu alacaksın?

M:Evet ne var bunda? Özledim kadın özledim.

R:Miran..

Miran dudaklarını büzüp karısına yaklaştı, sesini kıstı. Şimdi tam anlamıyla, şımarıklık yaparken annesine yakalanan bir çocuktu.

M:Valla özledim Reyyan. Burnumda tütüyorsun. Gece bizim işimiz kaçta bitti? Sen yorulma ben cevaplayayım, dörtte.. Şu anda saat kaç? Sen yorulma ben cevaplayayım, dokuz..Yanlış anlaşılma olmasın sabah dokuz falan değil, akşam dokuz. Tamı tamına on yedi saat olmuş.. Bak dile bile kolay değil. On yedi saat. Sen hiç mi özlemedin beni?

R:Özledim.

M:İyi tamam çok ısrar ettin çekilelim bari odamıza.

R:Ben mi ısrar ettim?

M:Tamam canım etmedin. Sen kırılma.

R:Miran valla çarpılacaksın.

M:Tövbe de kız. Sanki yalan söyledim ben.

R:Aman tamam tövbe.

M:Hadi gidelim.

R:Gidelim madem.

Miran birkaç adım attıktan sonra olduğu yerde durdu.

R:Ne oldu?

M:Televizyon siparişi vermedik. Nasıl bir şey olsun? 4k olur mu?

R:Sen ciddi misin?

M:Evet.

R:Saçmalama Miran. Ne gerek var? Ben şartsız şurtsuz gelirim seninle. Masrafa gerek yok.

M:Yok alacağım dedim alırım.

R:Gerek yok dedim Miran. İstemez.. Hadi gidelim odana.

M:Hadi gidelim odamıza…Senin haberin yok tabi.

R:Neyden?

M:Sen dışarıdan gelince duşa girdin ya..

R:Ee?

M:Hıh ben o arada senin eşyalarını buraya taşıdım. Artık birlikte kalacağız. Yani bu oda artık ikimizin yatak odası.

R:Miran.

M:Ra-rahatsız olur musun benden?

Miran’ın kaşlarını çatarak sorduğu soruya gülümseyerek cevap verdi Reyyan.

R:Hayır neden rahatsız olayım. Sen benim kocamsın, hem de her anlamda..Ama sen rahat edebilecek misin?

M:Neden etmeyeyim?

R:Hatırlamıyor musun? Hani sen evliliğe karşıydın, tek kadın anlayışı sana göre değildi, bu yüzden seninle sahte bir evlilik yaptık..Gerçi artık sahtelik kalmadı ama..

M:Ederim ederim. Ben çabuk alıştım sana. Eve senden önce gelince gözlerim seni arıyor valla.

R:Bak bunu bilmiyordum.

M:Daha neler neler?..Evde olmanda çok hoşuma gidiyor. Bana yemek hazırlaman, benimle ilgilenmen..her şey çok hoşuma gidiyor.

R:Bunları senden duymak çok tuhaf. Hiç ilk tanıdığım Miran gibi değilsin.

M:Değiştim sanırım biraz.

R:Sanırım.

Miran elini karısına uzatırken, hafif bir gülümseme kondurdu yüzüne.

M:Hadi gel.

Reyyan gülümseyerek tuttu kocasının elini.

Bu evliliğe çok çabuk alışmıştı. Miran hala boşanmak konusunda kararlıydı. Peki bu alışkanlık kendisine neye mal olacaktı? Nasıl eski hayatına dönecekti?

Başını iki yana salladı. Neye mal olursa olsun diye düşündü. Sevdiği adımın kollarının arasındaydı, sevdiği adamla evliydi, onun soyadını taşıyordu. Dünyanın en mutlu kadınıydı kendisi. Miran’ın ellerini kenetlemesiyle yüzüne tekrar bir gülümseme kondurdu. Boştaki elini kocasının koluna sardı. Başını omuzuna yaslarken, Miran’ın yüzünde gördüğü gülümsemenin her şeye bedel olduğunu düşündü.

Odanın kapısından girdiklerinde, kaçamak bakışlar önünde sonunda birbirine kavuşuyordu. Miran adımlarını aynanın önüne giden karısına yönlendirdi. Arkasından sarıldı. Çenesini boynuna yerleştirirken, elleri göbeğinde geziniyordu. Boynuna kondurduğu öpücüklerle Reyyan gözlerini kapatmış, bedenini kocasına yaslamıştı. Ellerini kocasının elinin üzerine koydu. Birkaç saniye sonra yüzünü kocasına döndü. Gözlerini yüzünün her zerresinde gezdirdi gözlerini. Yavaşça parmaklarının ucunda yükseldi. Dudakları kocasının dudaklarına temas ettiğinde, kocası belini kırarcasına kendisine çekti vücudunu. Birbirlerinin dudaklarında kaybolmuşken zamanın nasıl geçtiğini anlamıyordu ikisi de.

Miran ağır adımlarla geriye doğru giderken, karısını üzerine doğru çekiyordu. Sonunda yatağa eriştiğinde oturup, karısını kucağına çekti. Birbirlerinde kaybolurken, karısını iyice kendisine yaklaştırmıştı. Yatağa uzanıp, birbirlerinde kaybolmaları sadece birkaç saniye sürdü. Sonrası uzun süren bir doyumsuzluktu. Muhteşem bir tatminle birlikte, karısının üzerinden kalkıp, yanına uzandı. Başını Reyyan’ın göğsüne koyup, elini yumuşakça dümdüz göbeğinin üzerine koydu. Gözlerini kapatmış anın tadını çıkartırken, eli boş durmuyordu. Göbeğindeki eli bir yukarıya göğsüne doğru, bir aşağıya bacaklarına doğru gidiyordu.

M:İyi misin?

R:İyiyim..Gayet iyiyim..Sen..

M:Ben bomba gibiyim valla.

Başını geriye doğru çekip karısına baktı. Elini göğsünün üzerine kapattı. Hafifçe okşarken konuşmaya başlamıştı.

M:Çok ilginç biliyor musun? Kaç kez seviştik seninle ama sanki hiç birlikte olmamışız gibi. Benim sana karşı isteğim hiç azalmadı. Hele şu boynun var ya..Kokusuna bayıldığım, tadına hasta olduğum..

Dudaklarını karısının boynuna doğru bastırırken, derin nefeslerle içini dolduruyordu.

M:Tam bir ergen gibi oldum var ya. Seni hiç bırakmak istemiyorum, yanından ayrılmak istemiyorum. Ne olacak bu halim benim?

R:Bilmem..Ne olsun istersin?

M:Ben bilsem sana sormam. Aklım çok kaptırma kendini, önü sonu boşanacaksınız diyor ama kalbi..

Miran sözlerini yarıda kesmek zorunda kaldı. Kendisine gülümseyerek, ışıltıyla bakan gözlerdeki enerjinin bir anda söndüğünü gördü. Kırdığı potu yeni idrak edebiliyordu.

M:B-ben şey yani..Re-Reyyan..

R:Ta-tamam sorun yok. Böyle olacağını zaten biliyorduk. Üzülmedim merak etme. İnsan beklediği şey için şaşırmaz veya üzülmez sonuçta değil mi?

M:Özür dilerim. Ben..şey yani..ağzımdan bir anda kaçtı.

R:Kaçmakla alakası yok Miran. Yanlış söylediğin bir şey de yok. Bizim anlaşmamız tam olarak buydu zaten. Sen anneni mutlu edecektin, bende hayalimdeki paraya kavuşacaktım. Sonra hiç birbirimizin hayatına girmemiş gibi, birer yabancı gibi çıkıp gidecektik.

M:Reyyan yapma lütfen..

R:Haklısın sen. Önü sonu boşanma olacaksa, bir an önce olmasında bir sakınca yok. Bu ay işlemleri başlatabilirsin.

M:Bu-bu ay mı? Hemen mi?

R:Miran bir karar ver. Beni daha fazla arafta bırakma artık. Sen benden sonra hayatına eskisi gibi devam edebilirsin. Eminim ki boşandığını öğrenen benden çok daha güzel, alımlı, tutucu olmayan bir sürü kız peşine düşecek. Sende onlardan birisiyle beni kolayca unutursun. Ben ne yapacağım? Hayatım tamamen tepetaklak olmuş gibi hissediyorum. Boşandıktan sonra nerede yaşarım onu bile bilmiyorum. Lütfen bir an önce karar ver, lütfen..

Reyyan’ın konuşmasıyla bakışlarını kaçırdı Miran. Karısının yanından kalkmasıyla hızla yerinden kalkıp, Reyyan’ın önünde durdu.

M:Beni dinler misin Reyyan? Bak tamam anlaşmamız böyleydi ama ben daha yeni buldum seni, kaybetmek istemiyorum.

R:Ben senin yeni aldığın oyuncağın değilim.

M:Öylesin demedim, ima bile etmedim. Senin tahmininden çok daha fazla etkiledin benim hayatımı. Boşandıktan sonra senin yaşayacakların benim için de geçerli. Bende bocalayacağım.

R:Yani..Miran lafı dolandırma.

M:Ben seni kaybetmeye hazır değilim. Biliyorum çok bencilce ama..daha yeni kavuştum sana. Evliliğimizin tadını çıkarmamıza neden izin vermiyorsun? Sürekli birlikte olabiliriz, aşkla birbirimize sarılabiliriz.

R:Ben buna karşı değilim. Bu evlilikte hep kazanan taraf ben olamam.

M:Sen mi?

R:Para kazandım. Birbirinden tatlı, anlayışlı akrabalar kazandım. Kendi annemi tanımasam bile onun yerine koyabilecek kadar çok sevdiğim bir anne kazandım. Her ne kadar aşk istemese de mükemmel bir koca kazandım..Senin kazancın daha az bir kuru vücut işte o kadar. Bu evliliğin keyfini çıkartmana karşı değilim ama bu keyfi çıkartırken beni, benim ne hissedeceğimi de düşün lütfen.

M:Ben boşanmak istemiyorum.

Reyyan şaşkınca çattı kaşlarını.

R:Ne?

M:E-en azından şimdilik..Bana biraz zaman ver lütfen.

R:Tamam Miran. Boşanmak için senin hazır olmanı bekleriz. Zaten boşanmak maksadıyla evlendiğin karından boşanmak için, neden bu kadar isteksizsin anlamış değilim ama tamam, bekleriz.

Reyyan İç Ses:Mutlu ol Reyyan. Sevmiyor ama kaybetmekte istemiyor en azından. Mutlu ol.

M:İyi miyiz?

R:Sence Miran?

M:On dakika öncesine, o ahmaklığı yapmadan öncesine dönmek istiyorum.

R:Miran..

M:Bazen lafımı bilmiyorum işte. Sen tanımıyor musun kocanı?

R:Ben kocamı tanıyorum ama o beni tanımıyor sanırım. Söylesene, böyle bir cümleden sonra seninle evli kalmaya ya da seninle sevişmeye, hiçbir şey olmamış gibi davranmaya hazır bir kadın var mı çevrende? Peki ben, ben neden kabul ediyorum? Hiç düşündün mü?..Bence bir düşün.

M:Düşündüm tabi. Senin ne kadar özel bir kadın olduğunun bende farkındayım.

R:Özel öyle mi?

M:Reyyan..

Miran’ın mahcup çıkan sesiyle başını iki yana salladı Reyyan.

R:Ah Miran ah..Ne zaman görecek, ne zaman anlayacaksın çok merak ediyorum? Her konuda zehir gibi işleyen bu aklın, konu benim düşüncelerim olunca neden bu kadar körleşiyor ben anlamıyorum. Bence artık konuyu kapatalım ve aşağıya inelim artık.

M:Olmaz..Gülümse öyle gidelim. Valla adım bile atmam.

Reyyan, Miran’ın şirinliği karşısında istemsizce hafif bir gülümseme kondurdu yüzüne.

R:Gidelim artık.

M:Suat’ın kafeye gidelim mi? Hem arkadaşlarını görmüş olursun.

R:Tamam olur. Ben duşa gireyim, sonra hazırlanıp gidelim.

Reyyan banyoya doğru giderken, Miran da peşine takılmıştı. Miran’ın arkasından geldiğini görünce hafif bir gülümsemeyle kocasına döndü Reyyan.

R:Sen nereye?

M:Ee banyoya gireceğim dedin ya.

R:Evet ben gireceğim. Tek başıma.

M:Tek başına mı? Ne yapacaksın tek başına, sıkılırsın..

Reyyan kaşlarını kaldırdı şaşkınca.

R:Yahu banyoda tek başıma ne yapabilirim? Neden sıkılayım?

M:Sıkılırsın Reyyan. Benden iyi mi bileceksin? Hadi gidelim..

R:Miran..Madem artık karıkocayız..Benim sana bir şey itiraf etmem gerekiyor.

M:İtiraf mı? Ne itirafı? Eğer o Serkan zırtosuna gideceksen hayatta göndermem haberin olsun. Önce benim cesedimi çiğnemen lazım.

R:Aklın kaldı değil mi?

M:Kaldı tabi. Ne kolunu kırabildim, ne bacağını? Sapasağlam gitti.

R:Sapasağlam.

M:Sapasağlam tabi..Neyse sen itirafını yap artık ben sabırsızlanmaya başladım.

R:Yok canım takılmaya devam edecektim. Bir lavaboya benimle gelmediğin kaldı canım sıkılmasın diye.

M:Çok komik..Sen ne ara bu kadar komik oldun yaa?

R:Ben hep böyleydim. Bana ayak uyduramayan sendin. Asık sıratınla heykel gibi duruyorsun yanımda.

M:Alınırım bak. Ben asık suratlı mıyım?

R:Yani..İlk başta senden korktuğumu, çekindiğimi saklamadım hiç.

M:Yaa..Demek korkuyordun. Neden peki? Kötü mü davrandım sana farkında olmadan?

R:Çok sert duruyordun insan ister istemez çekiniyor.

M:Peki şimdi?

R:Hıı.

M:Şimdi nasıl duruyorum? Hala çekiniyor musun benden?

R:Hayır..Artık seni tanıyorum. O sert görüntünün altında ki kibar adamı gördüm..Artık beni korkutamazsın.

M:Tüh fırsatı kaçırdım yani.

R:Öyle..Hadi gidelim artık..

 

Loading...
0%