Yeni Üyelik
51.
Bölüm

51. Bölüm

@herdem6060

Umarım yorumları ve beğenileri bol olur.

Beni buradan ve Instagram'dan takip etmeyi unutmayın ❤

Instagram; herdem6060

İyi Okumalar

 

Altuğ, Cemal’in gidişinden sonra bir süre odasında kaldı. Herkes sevdiğinin yanına giderken ben burada ne diye kaldım diye kendini sorguladıktan sonra saatine baktı. Işık’ın uyumuş olabileceğini düşünerek odasının anahtarını aldı. Kart okuma sesinden uyanmamasını dileyerek içeri girdi. Beyaz geceliğinin içinde melek gibi gözüken kadınla bir soluk aldı. Derin uykuda bulduğu karısını rahatsız etmeden olduğu yere ayakkabılarını çıkardı. Tüm akşam millete hoş geldin demek için bir sürü insanla sarılmış, öpüşmüştü. Üzerine sinen başka kokulardan kurtulmak maksadıyla banyoya girdi. Suyu açtığında Cemal’in ne yaptığını merak etti. Anlattıklarıyla kendini suçlu hissetti. Yasmin’e bu denli aşkla bağlı olduğunu tahmin edememişti. Cemal’in anlattıklarını ses kaydı alıp, genç kadına göndermişti. Umarım bir faydası olur diye düşünürken bundan sonraki döneminde Işık ile yaşayacağı özel anlarında sorun çıkmamasını diledi. Çünkü karısıyla ne zaman güzel bir şeyler yaşasalar arkasından mutlaka onları hasret bırakacak bir olay yaşıyorlardı. Çabucak aldığı duştan sonra beline havlusunu sardı. Baş havlusuyla saçlarını kurulayarak banyodan çıktı. Olduğu yerde bir anda durdu.

Altuğ daha ne olduğunu anlamadan karısının dudaklarını dudaklarından hissetti. Bu kadın muhteşem öpüşüyor diye aklından geçirirken nasıl karşılık verdiğinin farkında değildi. Öyle kendinden geçmiş hale gelmişti ki, Işık’ı her öpüşünde böyle olmasına afallıyordu. Aslında Işık’ı zorlamamak adına uzak durması gerektiğini biliyordu. Aklının uzaklaş talimatlarına rağmen kalbine ve bedeninin isteğine karşı koyamadı. Üstüne tırmanan vahşi kediyle keyfi yerine geldi. Aynı şekilde aşkla hırsla karşılık verdi. Işık çıldırmış gibiydi. Dudaklarını ayırdıktan sonra şahin gözlere baktı. Hafif bir gülümsemeden sonra hoyratça adamın belindeki havluyu çekti. Hemen akabinde göğsünden ittiği gibi Altuğ’u yatağa düşürdü. Kocasından çıkan yabani sesle tekrar tebessüm edip ata biner gibi üzerine çıktı.

“Off çok seksisin…”

Altuğ’un cümlesi karısının dudaklarıyla kesilirken alt dudağını ısıran kadına şaşırmadan edemedi. Acaba birkaç saatte karısının içine ne kaçmıştı? Işık kocasının yüzündeki ifadesinden her şeyin hoşuna gittiğini görüyordu. Artık tamamen bir olduklarına göre Altuğ’a karşı içindeki vahşi kadını durdurmayı düşünmüyordu. Çünkü ilk günden beri adamına cinsel çekim duyuyordu. Kocasıydı ve istediği gibi hareket edebilirdi. Altuğ’un kulak memesini emmesi üzerine sesli inledi. Hafif doğrulup geceliğin üzerinden memelerini uzattı. Kumaşın üzerindeki o ısırış aklını başından alırken bir eliyle de kendine bastırdı.

Göğüslerinin her ısırılışında canı yanıyordu, bir taraftan da kanı kaynıyordu. Sesli inlemeleri meme ucu her ısırılışında adama kendini sürtmesi Işık için sıradan iken Altuğ için aklını kaybetme noktasına getiren hareketlerdi. Bazen o denli etkileniyordu ki kesinlikle bu kadına mecnunum, kalbimin bedenimin verdiği tepkilerden bu kadının ikinci yarım olduğunu biliyordum diyordu. İniltilerinin arasında her Altuğ deyişinde iyi ki peşine düştüm, iyi ki benimle olmaya ikna ettim diye aklından geçirirken göğüslerden ayrıldı. Elleriyle ilk görüşte vurulduğu muhteşem kalçaları sıktı. Bir parmağını sıyrılan gecelikten kadınlığa daldırdıktan sonra ıslaklığı eline bulaşınca resmen hırladı. Nefes nefes zorla konuştu.

“Bence fazla giyiniksin dişi kaplan.”

Işık kocasının kendisine taktığı lakabı duyduktan sonra gözlerini kıstı, kaşlarını çattı. Arkadan da çok yüksek sesle kahkaha attı. İçine giren parmağa kendini bu sefer o bastırdı. Tamamen içine giren parmağın verdiği zevkle ikisi birlikte inledi. Sevdiği adamın gözlerinin içine bakarak kısa geceliğin eteklerinden tutup çıkardı. Tekrar dizlerinin üzerine doğrulup kendini itti. İnanılmaz şekilde azmıştı ve seks konusunda deneyimleri Nirvana olan bu adama deneyimlerini unutturacak sevişmeyi yaşatmak istiyordu. Ellerini arkaya attı. Kocasının kazık gibi olmuş penisini tuttu. Sertçe sıktı ve aşağı yukarı sıvazladı.

“Işıkk!”

“Böyle işte ismimi bağıra bağıra söyle, seni becerenin ben olduğumu sakın unutma.”

“Unutmam! Asla unutamam lütfen hadi birleştir bizi…”

Işık kocasının iyice kararmış çehresine baktı, gülümsedi. Sonra eğilip çenesinden öptü. İyice ıslanan kadınlığını sürtmeyi ihmal etmedi. Bu hareket Altuğ’un dayanma noktasını çoktan geçtiğini gösterdi. Çünkü kadını belinden tuttu gibi altına aldı. Işık ani yapılan bu hareketi beklemediğinden çığlık atarken erkeğinin gücüne bir kere daha hayran kaldı. Poposunu kaldırıp birden içine giren adamla canı yandı. Çığlığı kocasının dudaklarıyla ve şifa veren öpücükleri ile kesilirken bedeni yeniden yumuşadı. Ellerini kaldırıp Altuğ’un göğsünde bulunan ince kılları okşadı. Altuğ da en az Işık kadar ses çıkarıyordu. Sevdiği kadının ellerinin göbeğine indiğini anladığında öpücüğü kesip, dizlerinin üzerine doğruldu. Yanlardan kadının belini tutup bir kere daha azıcık çıkıp daha derine girdi. Acı ile inleyen karısına konuşmadan edemedi.

“Çok darsın, özür dilerim.”

“Devam et, daha hızlı…”

Işık zor nefes alır gibi cevap verince artık adamı kimse tutamazdı. Temposunu önce yavaş tutarken kademe kademe hızlandırdı. Hem içine girip çıkıyor hem de kadının memelerini sıkıp duruyordu. Her girişinde daha yüksek tonda inleme ile giriş çıkışlarının süratini arttırdı. Bir elini kadının klitorisine bastırdı. Okşamaya başlayınca zaten çok yakın olan Işık birden içine giren kocaman penisiyle çığlık atarak doruğa ulaştı. Karısının rahatladığını anlayan Altuğ daha vahşileşip hayvani sesler çıkararak ılık ılık sevdiğine aktı. Başını arkaya atıp, gözlerini sımsıkı kapattı. Bedeninin akışından aldığı zevki sonuna dek yaşamak ister gibiydi. Kesinlikle hayatında yaşadığı en iyi seks bu derken iç sesinin azarıyla tebessüm ederek gözlerini açtı. ‘Bu güne dek yaşadığın ilk güzel sevişmeydi.’ Kalbinden gelen ses kesinlikle doğru diyordu. Karısıyla yaşadıkları seks olamayacak kadar romantik ve yürekten gelen hislerdi.

Işık ise tamamen başka boyuta geçmişti. Kocası üstüne yığılırken düşündüğü tek şey bu adam olağanüstüydü. Şimdiye kadar birlikte olduğu kadınların neden ondan kopamadıklarını anlamış oldu. Kesinlikle kadınların akıllarını Altuğ ile bozmaları normal gelmişti. ‘Yine en olmadık yerde en olmadık zamanda bu saçma fikri sadece sen düşünebilirdin,’ diyen iç sesine omuz silkmemek için kendini zor tuttu. Ne yapayım ben de böyleyim diye içinden cevap verirken Altuğ’un onu sarmalamasıyla duyduğu aşk tavan yaptı.

“Seni çok seviyorum Altuğ hem de çok…”

“Bende çok seviyorum karıcığım ve iyi ki evlendik.”

“İyi ki!”

“Bu gece başkaydın sanki.”

“Daha bir şey görmedin. Sana daha ne başkalıklar yaşatacağım.”

“Sabırsızlıkla bekliyorum dişi kaplanım.”

 

Cemal korkuyla geldiği odanın kapısında, bir süre kapıyı çalamadı. Elini kaldırdı, indirdi. Bir daha kaldırdı. En zorlu operasyonlara girerken bile böyle olmamıştı. Yasmin beni istemezse diye korkuyordu. Onu nasıl ikna edeceğini bilmiyordu. Bu bilinmezlik bu belirsizlik insanın içine değişik bir koku veriyordu. İlk defa deneyimlediği bu duyguyla baş etmeye çalışarak kapıya iki defa vurdu. Heyecanla beklerken daraldığını hissettiğinden gömleğinin üst düğmelerinden bir tane açtı. Derin derin soluklandı. Kapı açıldığında yüzü solgun sevdiğiyle içi parçalandı. Gözlerinde gördüğü acıyı kendinin verdiğini düşünmek istemedi.

Yasmin yana çekilince kısa adımlarla odaya girdi. Sessizce arkadan gelen kadın onu geriyordu. Bağırsa çağırsa daha kolay olacaktı. Ancak bu nahif halleri ne diyeceğini, ne yapacağını şaşırtıyordu. Arkasını döndüğünde sevdiği kadının yatağa oturmuş olduğunu gördü. Tansiyonunun düştüğünü bildiği halde düşündükleri için kendine küfür etti. İki büyük adımla yanına gelip dizlerinin üzerine çöktü. Ellerini tuttu.

“İyi misin?”

“İyiyim! Abime anlattıklarında samimi miydin?”

“Hem de hepsinde ama sen nereden biliyorsun?”

“Altuğ abim ses kaydı gönderdi.”

“Yasmin ben seni çok seviyorum, senin de hala beni sevdiğini biliyorum.”

“Bunca yıldan sonra yapabilir miyiz? Ben bundan pek emin değilim…”

“Ben eminim, nasıl her şeyi mahvettiysem öyle düzelteceğim.”

“Sen değil ben mahvettim. Bir ilişkiye yalan söyleyerek başlamamalıydım.”

“Senin gibi bir kadının bunu yapması için geçerli bir nedeni olmalıydı, bunu sorgulamadım. Direkt bana güvenmedi. Paragöz gördü diye yargıladım. Bana her anlatmak istediğinde konuşmak istemedim. Çünkü benim için tek sorun senin bana güvenmemendi. Güvenin olmadığı yerde sevgi de olmazdı.”

“Güvendim, hem de kendimden daha çok sana güveniyordum. Ama!”

“Ama!”

“Ergenlik dönemimde çok kiloluydum. Yüzümde ve vücudumda bir erkek kadar kıllanma vardı. Kızlar benimle dalga geçerdi. Berfin hepsini döverdi. Lise ikinci sınıfta soyunma odasında bir konuşmaya denk geldim. Hiç kız gibi değilmişim, mide bulandırıcı bir görüntüm varmış. Kıllarımı görmemek için yüzlerini çevirdiklerini söylüyorlardı.”

“Siktir, neden daha önce anlatmadın?”

“En acısı da neydi biliyor musun?”

“Duymak istemiyorum.”

“Duymalısın ancak o zaman neden böyle davrandığımı anlarsın. Kızlardan biri aynen şöyle diyordu. Dün gibi aklımda, hiçbir erkek tarafından sevilmeyecek. Neyse ki şanlı doğmuş babası ağa, babasının zenginliği ve şanı sayesinde bizimle değil de bu erkek müsveddesiyle evlenmek için sıraya girecek erkekler olacak. Yanıyorum yanıyorum da ona yanıyorum.”

Yasmin gözleri doldu dolu o kızı taklit ediyordu. Sanki acı vermiyor gibi konuşmaya çalışsa da günlerce bu konuşma yüzünden uykusuz kalmıştı. Sevdiği adamı bile bu salak konuşma yüzünden kaybetmişti. Çünkü böyle bir konuşmaya denk gelmese başta zengin olduğunu saklasa bile sonrasında bu denli geç kalmadan söylerdi. Oysa Cemal’e ne zaman ailesini anlatmak istese bununla ilgili kararlar alsa gece rüyasında o kızların konuşmalarını görmüş, biraz daha bekleyeyim diye kararından dönmüştü.

“Yasmin sen çok güzelsin, onların gözleri körmüş.”

“O konuşmadan on gün sonra falan annem durumumu fark etti. Ona ağlayarak anlattığımda kendisinin de on altı yaşına kadar benim gibi olduğunu sonrasında kendiliğinden düzeldiğini benimde aynı olacağımı düşündüğünden doktora götürmediklerini söyledi. Bende on altı yaşıma girmek üzereydim. Annem yine de beklemedi, beni hemen İstanbul’a götürdü. Doktora gittiğimizde hormonal bir sıkıntı ve çok kolay bir tedavisi var dedi. Gerçekten altı aylık bir tedaviden sonra hem kilo verdim, hem de yüzümdeki vücudumdaki kıllarda gözle görülür bir şekilde azalma oldu. On sekiz yaşımdan itibaren de dermatologlar ve güzellik merkezleri sayesinde eski halimden eser kalmadı.”

“Çok üzgünüm o küçücük halinde neler yaşamışsın.”

“Biliyor musun? Allah dermansız dert vermesin. Ben özel çocuklarım sayesinde kendi yaşadığımın ne denli basit olduğunu anladım. İki kendini bilmez kız yüzünden bu acılarıma değer miydi? Bu travma yüzünden seni kaybettim.”

“Kaybetmedin tamam dört yıl kadarcık bir açığımız var, onu da birbirimizden hiç ayrılmayarak kapatırız. Benimle evleneceksin değil mi?”

“Gerçekten istiyorsan.”

“İstemez miyim? Alaz’dan dayak bile yedim bak.”

Yasmin Cemal’in söylediğinden sonra sağ gözünün altındaki morluğa baktı. Elini kaldırarak parmak uçlarıyla dokundu. Neredeyse tüm konuşmayı dinlemişti. Abisinin vurduğu anlarda içi parçalanmıştı. Özellikle kendiyle ilgili söyledikleri ağlatmıştı. Ağlatmıştı ama ne içindi kendi bile bilemedi. Mutluluktan mı? Yoksa yıllarca gereksiz yere ayrı kaldıkları için pişmanlıktan mıydı?

“Çok acıyor mu?”

“Öpersen geçer.”

Yasmin dudakları kıvrıldı. Bunu sevgiliyken de yapardı. Eğilip usulca dudaklarını bastırdı. Eş zamanlı sevdiği adamın kapanan gözleri ve heyecanlandığını gösteren nefes alışlarıyla uzunca öptü. Sonra durduramadı kendini yüzünde küçük küçük buselerle gezinmeye başladı. Dudaklarına geçtiğinde tekrar yüzüne baktı. O gözlerin açılmadığını gördüğünde tebessüm edip, dudaklarını birleştirdi. Onlar çok acı çekmişti. Gereksiz kapris yapacak ya da aralarındaki bu durumu uzatacak halleri yoktu. Yetişkin iki insan olarak affetmenin yük aldığını bilecek kadar bu hayatın içindeydiler ve kaçırdıkları günlerin acısını çıkaracaklardı.

Öpücükleri derinleşirken Yasmin derinden bir inleme koyverdi. Çok özlemişti ve bu öpücükler özlemini giderecek gibi değildi. Onun olduğu ve onunla geçirdiği ateşli geceler gözlerinin önüne geldiğinde bedeni arzuyla doldu. Ne ara yatağa gelmişlerdi. Ne ara kocaman erkeği ağırlığını üstüne bırakmıştı. Onu bile anlamadı. Sabahlığı yukarı çekerek bacakları okşandığında hemen çırılçıplak kalıp sevdiği adamın tenine teninin kavuşmasını istedi. Cemal içini okumuş gibi öpücüklerini kesmeden kendini kaldırarak sabahlığın kuşağını açmaya çalıştı. Tek eliyle bir türlü açamayınca hızla kendini dizlerinin üzerine kaldırdı.

“Çok özledim yasemin kokulum her şeyini çok özledim,” diyerek bir buse daha kondurdu. Sonrasında yataktan kalkıp ışık hızıyla soyundu. Dirseklerinin üzerinde yükselmiş o soyundukça gözlerindeki tutku alev alan kadına aynı şekilde karşılık verdi. Sabahlığını ve kısa geceliğini parçalarcasına çıkardı. Sadece alt çamaşırıyla kalan kadını özlemle süzdü.

Upuzun boyu kaslı bedeniyle ağzı sulandı, güçlü erkeğine hayranlıkla bakmaya devam etti. Cemal’in ayak bileklerinden başlayan öpücükleri dilini gezdirmesi giderek yukarılara doğru çıkan diliyle kendini yastıkların üzerine attı. Normalde yapmayacağım dediği her şeyi bu adamla yapmıştı. Yine aynısı oluyordu. Onun gibi bir kadın abim dediği adamın otelinde yan odada kız kardeşi varken asla bunu yapmazdı. Ancak Cemal ile hiçbir zaman sınırları olmamıştı. İç çamaşırının üzerine bastırılan dudaklar bedenini gerdi. Genç adam gerilen sevdiğiyle durup yukarı yükseldi. Göğüslerinden birini avuçladı. Eğilip birkaç öpücük kondurdu o memelere, sonra alacağı cevabın olumsuz olmasından korkarak sormak istedi.

“İstemiyorsan devam etmeyelim.”

“İstiyorum.”

“Yanımda kondom yok.”

“Cüzdanında hep olurdu.”

“Senden sonra kimseyle birlikte olmadım.”

Yasmin uzun uzun adamın gözlerinin içine baktı. Doğruyu söyleyip söylemediğini anlamak istedi. Cemal gibi bir adam durmazdı. Hem sevgilileri olmuştu. Kendisiyle birlikteyken çok istekli olduğunu yaşayarak öğrenmişti. Elini kaldırıp, kara saçlarını okşadı. Alnında elini gezdirdi.

“Senin gibi birinin bunca zaman,” dedi ve devamını getiremedi. Çünkü Cemal dudaklarını dudaklarıyla örttü. Hırsla öpüyordu. Yasmin’in kimse olmadığını anlaması gerekiyordu.

“Sadece senin bedenini istedim.”

“O zaman durma…”

“Yasmin öyle özledim ki içine girdiğimde kendimi tutamayabilirim.”

“Tutma zaten ve umarım hamile kalırım.”

Cemal şaşkınlıkla ilk önce cevap veremedi. Çünkü sevgililiklerinin altı yada yedinci ayında birlikte olmuşlardı. İlki dahil hiçbir bir sevişmelerinde korunmadan birleşmemişlerdi. Yasmin hamile kalmaktan çok korkuyordu. Bu yüzdem kadının ilaç kullanmasına rağmen kondomu da ihmal etmemişlerdi.

“Ge...gerçekten benden bir bebek is..istiyor musun?”

“Hem de tüm kalbimle,” deyip adamı yatağa itti. Üstüne çıktı. Yılların özlemi vardı. Uzun uzun sevişmeye tahammülü yoktu. Bu yüzden adamın afallamış bakışmalarına rağmen eliyle tuttuğu kemik kadar sertleşmiş penisi kadınlığına dayadı. Birden oturunca Cemal vahşice inledi. Erkekliğini saran kadınlığı ilk defa hissetmek bir yana, özlemi aklını yitirmesine neden olacaktı.

“Yasminn!”

“Ne istiyorsun?”

“Seni sadece seni!”

Cemal’in sözlerinden sonra Yasmin oturup kalkmalarını süratlendirdi. Karnının içinde hissettiği penisle öyle zevk alıyordu ki gözlerini kapatıp kendini geriye yasladı. Sonra ellerini çok kıllı bulduğu göğse bastırıp hareketlerini hızlandırdı. Cemal’in bir elinin klitorisine baskı yapmasıyla gelmek üzere olduğunu anladığında yavaşlayıp sürtünmeye başladı. Onu çok sevdiğini söyleye söyleye doruğa ulaştı. Sakinleşmeye çalışırken içine akan sıvı ile gülümsedi. Başını sevdiği adamın göğsüne koydu. Gözlerini kapatıp, uyumak istedi. Cemal’in sırtını usul usul okşamasıyla erkeğinin üzerine daha çok abandı.

“En fazla iki haftaya evleniyoruz.”

Cemal böyleydi. Ona emrediyormuş gibi durur ama aslında hep Yasmin’in isteklerini yerine getirirdi. Sesini çıkarmadı. Cevap bile vermedi. Hamile kalmak istediğini söyleyerek bu hızlı evliliği aslında kendi istediğini yeterince açık etmişti. Yıllar sonra ilk defa huzurlu bir uykuya daldı.

Loading...
0%