Yeni Üyelik
5.
Bölüm

5. Bölüm

@herdem6060

Beni buradan ve Instagram'dan takip etmeyi unutmayın ❤

Instagram; herdem6060

İyi Okumalar

5. Bölüm

Beni öp...öper misiniz?"

Mehmet ilk önce yanlış duyduğunu sandı. Elinin birini başının arkasına atıp saçlarını kaşımaya başladı. Erkekliği anında tepki verip sertleşti. Dudaklarının da dilini gezdirdi. Hemen konuşmazsa kadının dudaklarına saldıracaktı.

"Centilmen bir erkek olmaya çalışıyorum, beni zorlamamalısın."

"Ö...özür dilerim," dedi ve yanından geçmeye çalıştı. O korktuğu şey olmuştu işte reddedilmişti. Demek ki güzelleşmek için o kadar uğraşması boşunaydı. Bu haliyle bile istenmemişti. Kolundan çekilince gözleri dolarken, bedeni adama kaydı.

"Gitme! Özür de dileme! Sadece beni hazırlıksız yakaladın, seni gördüğümden beri dudaklarına bakmamak için kendimi tutuyorum. Allah kahretsin bunu neden istiyorsun bilmiyorum ama hazır değilsin."

"Hayır istiyorum."

"Öpersem duramam, çok güzel bir kadınsın, senden çok etkilendim."

"Üzgünüm, seni zorla..."

"Mutlu özür dileme benden anlamıyorsun. Senin gibi bir kadını öpmek," dedi ve dayanamayıp dudaklarını birleştirdi. Mehmet tam tahmin ettiğim gibi deneyimsiz diye içinden geçirdi. Peki kadının heyecanlı ve beceriksizce karşılık vermeye çalışması onu neden böyle etkilemişti. İnleyerek belinden tutup kendine yapıştırdığında kadının ağzının içine diliyle daldı. Tadı kokusu başını döndürürken, çok uzun yıllardır bir kadın karşısında bu denli heyecanlanmadığını anımsadı.

Mine ise başka bir boyuttaydı. Hayatında ilk defa biri ona güzelsin demişti. Ailesi haricinde kadın erkek cinsiyet fark etmeksizin kimse onu kadın gibi bile görmemişti. Samimi olup olmaması umurunda değildi. Doğru olmadığını bilmesine rağmen bunu duymak gururuna iyi gelmişti. Dudaklarında dudaklarını hissettiğinde heyecandan bayılacağını sandı. Kadife gibi yumuşacık dudakları kendi dudaklarını okşar gibi öperken kendinden geçti. Diliyle ağzı aralandığında ise kadın olarak zevk almak kelimesinin ne anlama geldiğini yaşayarak öğrenmiş oldu. Mehmet'in belinden tutup sertliğine bastırdığında ilk önce irkilmiş, ama olağanüstü becerikli dudaklar onu yeniden sakinleştirmişti. Mehmet'in inlemelerini duyunca kalbi duracak gibi oldu. Eş zamanlı bacaklarının arasına bir ısı yayıldı. Dudakları kadife gibi demişti ama resmen kadının dudaklarını tüketircesine içine çekiyor, diliyle ağzını hükmediyordu.

Mehmet birden öpüşmeyi kesince Mine nefes nefese kalmıştı. Yığılıp kalmamak için adamın boynuna daha çok asıldı. 'Allah'ım bu ne olağanüstü duyguydu değil mi Mine,' diye soran iç sesiyle alt dudağını ısırdı. Hayatında bu öpüşmenin yaşattığı duyguyla mukayese edeceği hiçbir şey yaşamamıştı. İçi yaprak gibi titriyor, dudakları öpüşmekten sızlıyordu. Mehmet'e utanarak gözünün ucuyla baktığında onunda kayıtsız olmadığını gördü. Adamın geniş göğsü hızla inip kalkıyor, kararan gözleri dudaklarına dikmiş sessizce kollarını gevşetmeden bakıyordu.

Mine güçlükle yutkundu. Adamın ağzında kalan tadını almak istercesine dilini dudaklarında gezdirdi. Bu görüntüyle Mehmet'in gözleri daha çok karardı. O bakışlar tekrar bedenini alevlendirdi. Kadın yeniden öpmek için uzanmak istedi. O an aklından geçenleri sesli söylediğinin farkında olamadı.

"Tekrar öpsem edepsiz bir kadın olduğumu düşünür mü acaba?"

"Hayır, aklımdan geçenleri okuduğunu düşünürüm."

Hiç tereddüt etmeden verdiği cevaptan sonra Mehmet elini kaldırıp, kadının yanağını okşamaya başladı. Mine'nin duyguları öyle yükseldi ki, yanağını daha çok bastırarak adamın bu dokunuşuna kendini teslim etti. İçi arzuyla doldu, bu adam tarafından tamamen sarmalanmak istedi. İçi kararlılıkla doldu. Bu gece Mehmet ile sevişmeden giderse ömrü boyunca kendini affetmeyecekti. Hala yanağında onu okşayan elin üzerine elini koyarak yumuşacık içinden geldiği gibi fısıldadı.

"Beni tekrar öptükten sonra sevişecek miyiz?"

Mehmet kulaklarına dolan kelimelerle karnına yumruk yemiş gibi bir saniyelik nefesi kesildi. Bütün bedenini ihtiras sararken öldüğünü ve cennete düştüğünü düşündü. Hayatında gördüğü en seksi yaratık kendini ona mı sunuyordu? Daha önce böylesine tahrik olduğunu hatırlamıyordu. Şu an en çok istediği şey bu kadına sahip olmaktı. Fakat bir yandan da bu masum kadını korumak istiyordu. ‘Akılsız adamın tekisin,’ diyen iç sesine hak veriyordu. Onu şuracıkta yere yatırıp kendini sıcacık, davetkar ama tatlılığına gömmek için yanıp tutuşan aletine uymadan, bir kere daha ona sormak istedi. Saçlarını okşadı.

“Sen çok güzel bir kadınsın, ama…” derken Mine adamın dudaklarına elini koyup sözünü kesti. Mehmet dayanamayıp dudaklarına konan parmakları öptü.

“Lütfen, beni istemiyorsan anlarım.”

“Hayır sebep o değil.”

“Sebebini bilmek istemiyorum. Söz sonradan başına bela olmayacağım.”

Mehmet kahkaha atmak istedi. Sonradan başına bela olacağını düşündüğü için mi durduğunu sanıyordu. Doğru olduğunu düşündüğü şekilde hareket etmek için insanüstü bir çaba gösterdiğinin farkında değil miydi? Onunla sevişmeyi deliler gibi istiyordu. Çok olmasa da alkollüydü, tacize uğramıştı. Duygusal boşluktan bunu istediğini düşünüyor, sabah olduğunda pişman olmasından çekiniyordu. O kendiyle savaşırken dudaklarına kondurulan buse ile son direnci de kırıldı.

Pişmanlık olursa da olurdu. Yapacağı şeyin sonuçlarına katlanacak ve sorumluluğunu alacaktı. İyice sokuldu, öpüşlerini derinleştirdi. Sonrada durdu, elinden tutup yürümeye başladı. Üst kata merdivenlerden çıkarken Mine’nin titrediğini anladı. Kendi de titriyordu. Odasına geldiğinde ışığı yaktı. Evlendiğinden beri ilk defa kendi yatağında bir kadınla olacaktı. Ürkek gözlerle odayı incelemesine zaman verdi. Önünde durup saçlarını kulağının arkasına sıkıştırarak son kez sordu.

“İçki yüzünden kafası bulanmış bir kadın olarak değil de gerçekten istediğinden eminsin değil mi?”

“Sadece iki kadeh içtim.”

Kendinden emin bakışlarla söylenen cümleden sonra oh şükür dememek için kendini zor tuttu. Emin değilim dese ne yapardı bilmiyordu. Sanırım direkt odadan çıkardı. Yoksa yalvarması içten bile değildi. Kabarık düz saçlarında güzel gözlerinde bir daha bakışlarını gezdirip usulca kadının dudaklarına eğildi. Mine’nin gözlerini kapatıp, arzuyla dudaklarını aralayan haliyle tereddüdü tamamen kayboldu. Sarsıldığı kadar sarsıyor, tutkuyla dolduğu kadar tutkuyla karşılık alıyordu.

Öptükçe öpesi geliyor bir türlü devamını getiremiyordu. Biçimli büyük elleriyle kadının elbisesinin arkadaki fermuarını aşağı indirdi. Açılan tene parmak uçlarıyla dokunduğunda içi ürperdi. Yüzünün her zerresini öpüyor, kendi gibi kadınında zevk almasını istiyordu. Kulaklarına dolan kısık iniltilerle coştukça coşuyordu. Geri çekildi, kadının dolgun dudaklarının şişmiş hali kızarmış yanakları hoşuna gitti. İki eliyle omuzlarındaki askıları aşağı doğru indirdi. Elbise ayaklarının altına düştüğünde kırmızı renk askısız dantelli südyen ve külotu görünce eli ayağı birbirine dolandı. Sanki ilk defa iç çamaşırlı bir kadın görüyormuş gibi olmasına anlam veremiyordu.

Mine ise başka bir boyuttaydı. İçinde kelebekler uçuşurken bayılmamak için çaba sarf ediyordu. Gece kötü başlasa bile Mehmet’e rastladığı için şansının döndüğüne inanıyordu. Bütün vücudu duyguları adama tepki veriyordu. Öpüşmek çok güzel duyguymuş derken hangi ara iç çamaşırlarıyla kaldı anlamadı. Sanki üşüyormuş gibi zangır zangır titremeye başladı. Mehmet’in beğeni dolu bakışlarını gördükçe inşallah benim hayal gücüm değildir diye aklından geçirirken adam gömleğini çıkardı. Hayallerinde bile böyle iri ve görkemli bir beden olmamıştı. Zaten uzun boyundan dolayı sürekli başını yukarı kaldırmak zorunda kalıyordu. Yine dudakları kurumuştu. Gözlerini kaçırmak istedi. ‘Hani bu gece tamamen farklı bir Mine olacaktın. Sınırlarını zorlayacaktın,’ diyen iç sesiyle bakışlarını çekmedi. Evet, bu gece benim ve istediğim her şeyi yaşayacağım diyerek iç sesine aklından cevap verdi. Pantolonda çıktıktan sonra ağzının sulanması normal miydi? Adam elinden tuttu, gri tonlarda nevresimle kaplı yorganı kaldırdı ve yatağa oturttu. Dizlerinin üzerine çöktü. İki eliyle yanaklarını tuttu.

“Lütfen rahatla istemediğin hiçbir şeyi yapmam.”

“Gergin değilim sadece nasıl başlayacağımı bilmiyorum.”

“Muhteşem öpücüklerinle başlayabilirsin,” diyen adama baktı, onun için öpüşmeleri muhteşemdi tamam ama onun gibi deneyimli olduğu her halinden belli olan adam içinde öyle olması hoşuna gitti. Hem iki öpüşmeyi de o başlatmıştı. Demek ki tedirginliğimi belli ediyorum ki benden emin olmaya çalışıyor diye aklından geçirip, gözlerinin içine bakarak dudaklarına eğildi. Ufacık bir buse kondurdu, sonra bir daha bir daha derken tamamen adamın dudaklarına sahip oldu. Aynı öğrendiği gibi hareket ederek dilini ağzına ittiğinde Mehmet inleyerek ayaklandı. Kadını yatağa yatırdı. Öpüşünü derinleştirdi.

Öpücükten öyle etkilenmişti ki tırnaklarıyla geniş omuzlarına baskı yaptı. Mehmet dudaklarını emiyor, ısırıyor sonra öpüyordu. Kadının derin derin iç çekişleriyle tebessüm etti. Hoşuna giden bu duruma şaşırmayı bıraktı. Birkaç saat önce tanıdığı, hakkında adından başka hiçbir şey bilmediği kadın onu inanılmaz etkiliyor, damarlarındaki kanı alevlendiriyordu. Kalbi yerinden çıkacakmış gibi atarken ona bir an önce sahip olma isteği canını yakıyordu. Ürkek kuşu böylesine ateşliyken nasıl devam edeceğini bilmiyordu.

Ellerini bacaklarından aşağıya indirip, ayakkabılarını tek hareketle çıkardı. Doğrulup, ten renkli çorabı aşağıya çekiştirdi. Böyle baygın baygın bakma zalimin kızı diye içinden geçirerek çorabı parçaladı. Genç kadının inlemesiyle kendinden geçti ve direkt sütyeni çekiştirerek tomurcuklarını ağzının içine aldı. Diğer eliyle de öbür memenin ucunu sıkıştırırken ımmm diye çıkan seslerle çıldırmanın eşiğine geldi. Nazikçe saçlarının okşanması üzerine kafasını kaldırdı. Yanakları kızarmış ama tahrik olduğu her halinden belli kadın harikaydı. Göbeğinden aşağı doğru diliyle yol alırken, bacaklarını aralamaya çalıştı.

Mine o anda panikledi. Farkında olmadan bacaklarını sımsıkı kapattı. Mehmet’in şaşırdığını gördüğünde ne yaptığını anladı ve bacaklarını kendi açtı. Değişik duygular içindeydi. Karnından kasıklarına doğru sıcaklık indiğini hissediyor, bu hisse anlam veremiyordu. Boğazı kurumuştu. Çığlık takmak istiyor ama atmamak için dişlerini sıkıyordu. ‘Bu gece Mine’yi unut, içinden nasıl geliyorsa öyle hareket et. Adamın tutkusuna sende eşlik et,’ diyen iç sesine kesinlikle hak verdi. İç çamaşırı çıkartılırken müdahale etmemek yeniden külotunu çekmemek için kollarını açıp çarşafları sıktı.

“İnanamıyorum çok utanıyorum,” diye mırıldandı. Kadınlığına değen dudaklarla afalladı. Hemen toparlanmaya çalıştı. Bacaklarını tekrar kapatmak için hamle yapınca Mehmet seksi sesiyle sakinleştirmeye çalıştı.

“Hişşt sakin ol,” diyerek göbeğinden yatağa sabitledi. Marifetlerini göstermeye başladı. Sakin falan olamıyordu. Islaklığı gittikçe artarken nasıl sakin olabilirdi. İçine doğru kayan el ile çığlık attı. Kitaplarda okuduğu büyülü dakikalar bunlar mıydı? Kesinlikle hak verdi. İkinci elin girişiyle de kendin geçti. Parmakların hızlı hareketleriyle çığlık çığlığa hayatının ilk orgazmını yaşadı. Muhteşemdi, harikaydı inanılmazdı. Yaşadığı duygu tarif edilemezdi.

Mine tam teşekkür edecekken bacaklarının tamamen açıldığını ve erkeğin dizlerinin üzerinde olduğunu gördü. Aman Allah’ım görüp görebileceği en yakışıklı adamla birlikte olacaktı. Özene bözene yapılmış bir heykel kadar kusursuzdu. Biraz önceki duygularına tezat yeninden heyecandan titremeye başladı. Mehmet, kadının tepkilerini gördükçe gülümsedi. Nefesini tutmuş haline kendisinin sebep olduğunu onu bu kadar tahrik ettiğini bilmek çok hoştu. Birçok kadınla birlikte olmuştu ama kimse ona böyle bakmamıştı. Kimse bu kadın gibi karşısında heyecanlanmamıştı ve bunu başaran erkeğin kendi olması egosunu tavan yaptı. Bunun özgüveniyle utanç belirtisi hissetmeden erkekliğini sergilemekten çekinmedi.

Mine merak ve beklentiyle kıvranıyordu. O da bir an önce ona dokunmak ve esmer güçlü vücudunda dudaklarını gezdirmek istiyordu. Belki bakmaya çekindiği ihtişamlı uzvuna da dokunurdu. Acaba bundan hoşlanır mıydı? Biraz önce onun kendisine dokunduğu gibi ona dokunmasına izin verir miydi? Tam ona dokunmak istediğini ifade edecekken kadınlığının girişinde bir sertlik hissetti. O düşüncelerine öyle dalmıştı ki, adamın hareketlerini gözden kaçırmıştı.

Mehmet, genç kadının gözlerini kapatıp kendini kastığını gördüğünde anlam veremedi. Tepkilerinden aklına gelen şeyin olmasına olanak yoktu. Çünkü bir bakire böylesine ateşli ve cesur olamazdı. İş çamaşırını çıkartacağı zamanki tepkisine de şaşırmıştı. Ancak sonra kadınlığına yaptığı dil darbelerine verdiği karşılıklar yine aklına gelenin saçma olduğunu anlamasını sağlamıştı. Şimdide kaskatı bekleyen kadınla ilk önce ne yapacağını bilemedi. Eğilip dudaklarından öpmeye başladı. İstekle aldığı karşılıktan sonra kendinden vererek öpmeye devam etti. Altında kıvranmaya başlayan kadının gevşediğini anladığı anda itişini gerçekleştirdi. İlk itişiyle dudağını ısıran kadınla aklına gelenin doğru olduğunu anladı. Peki neden derken bir süre bekledi. Ancak kadının sıcak teni ve sımsıkı sarışıyla devam etmeden duramadı. İçinden çıkıp daha sert girdi, dudaklarından sertçe öpüp doğruldu. Pozisyonunu ayarladıktan sonra hızlandırdı. Artık dönüşü olmayan bir yola girmişlerdi. Birbirlerinin duygularını bedenlerini tüketene dek durmayacaklardı.

Loading...
0%