@herdem6060
|
Ankara'dan dönerken Bolu civarında daha kestirme olsun diye orman yolundan gitmeye karar vermiştim. İstanbul'a bugün dönmeyebilirdim aslında ruhen çok yorulmuştum. Pazartesi gün ki dava için çalışmak zorunda olmasaydım kesinlikle kalırdım. Kafam davul gibi oldu bugün hep zorlandığım, zorlanmaya da devam edeceğim davalardan birinden çıktım. Yine masum bir çocuk, yine tecavüz ve yine çok az ceza bazen nefret ediyordum bu meslekten... Acaba Türkiye de ceza avukatı olmak kadar zor bir meslek var mı? Adam küçücük çocuğa tecavüz etmiş. En az 20 yıl ceza alması gerekirken kanunlardaki boşluktan, yok kravat taktığından, pişman olduğundan, güzel giyimden yok iyi halden düşe düşe 4-5 yıl ceza alıyor. Böyle davaları kazanmış bile sayamıyorum kendi adıma. Utanıyorum artık adamlığımdan, insanlığımdan. Deli bir baş ağrısı ile ne kadar yol geldim bilmiyorum hava bayağı karardı karnım da acıktı. Tabi davadan istediğim kadar ceza çıkmadığı için yemek de yiyemedim. Atıştırmalık bir şeyler alabileceğim bir yer bulsam iyi olacak karnım doyar doymaz yola koyulsam on gibi evde olurum sanırım. Sıcak bir duş sonra doğru yatak 8 yıldır hala alışamadım sanki bu yıpratıcı mesleğe... Karşımda bir kız mı var yoksa yorgunluktan hayal mi görüyorum . Bu kız ne yapıyor böyle deli danalar gibi el kol harekeleri yapıyor. Küçük de sanırım ne işi var böyle ıssız bir yerde neyse zaten yorgunum başımı ağrıtmaya gerek yok durmayıp geçtim önünden... Elli metre kadar gidip, dikiz aynasından baktım. Yardım etmeyeceğim sadece merak ettim ne yapmış o yere çökmüş ağlıyor muydu? Allah kahretsin şimdi durmazsam gece boyu merak edeceğim. Durup arabasının oraya doğru yürüdüm sanırım arabası bozulmuş. Koşarak geliyordu karanlıkta bile vücut hatları ne kadar belli bu kızın böyle, zaten çatık olan kaşlarım daha çok çatıldı. Bu kıyafet ile böyle bir yerde ne işi vardı. Bacakları tamamen ortada ne yaptığını sanıyor Allah Aşkına... Bir de koşmaktan uzun siyah saçları yukarıya doğru kalkmış, göğüsleri inip kalkıyor.. Şuan onu incelemekten ne dediğini bile anlayamıyorum. "Böyle bir kıyafetle burada ne yapıyorsunuz " sesim çok yüksek çıkmıştı. Yüzündeki ifade birden değişti. Gözleri büyüyerek şaşırdı. Şaşırınca çok güzel bu kız dedi içimdeki ses... Sonra kaşlarını ağır ağır çatışını gördüğümde bu hali de çok güzel dedi tekrar iç sesim kafamı sağa sola sallamak zorunda kaldım. Deliriyorum sanırım diye son dakika "Sizi ilgilendirmez" dediğini duyar gibi oldum. Bak ya ben onun iyiliği için bu kadar tehlikeli ortamda ne yaptığını sorayım o birde bana artisleşsin peki öyle olsun hanımefendi tam arkamı dönerken "O zaman başınızın çaresine bakın" demem ile sert adımlar ile arabama doğru yürümeye başladım. Bu saatten sonra onu burada bırakamazdım. Zaten giymiş karman çorman renkli kısacık bir elbise aptal kadın. Düşüncelerime dalmış yürürken birden kolumdan geri çekildim. Ne oluyor lan bu ne biçim bir his... Bütün vücudum ürperdi bir rüzgar geldi geçti sanki tabi ya üzerimde sadece bir gömlek var. "Özür dilerim lütfen beni burada bırakmayın" dudakları mı titriyor onun dudaklarına bakmanın tam zamanı yüzünü incelediğimde fark etmiştim. Makyaj yok denecek kadar az ama neden bu kadar dolgun ki bunun dudakları şimdi... Kafamı doksan derece döndürüp, derin bir nefes alarak; "Tamam gelin arabada bekliyorum sizi" arkamı tekrar dönüp yürümeye başladım. Neden nefes alamıyorum şimdi durup dururken. Biraz daha kıza öyle bakmaya devam etseydim, kendimi tutamayıp dudaklarının tadına bakacağımdan korktum. O zaman o şerefsiz tecavüzcülerden ne farkım kalırdı. Arkamda şaşkın bir kız bıraktığımın farkındaydım fakat bende bedenimin tepkilerine şaşırıyorum. Sanki ilk defa bir kız görüyorum. En son bir hafta önce seks yapmıştım sanırım o yüzden böyle oldum. Bugün eve gitmek yerine takıldığım kızlardan birine gitsem iyi olacak diye o kadar kendime dönmüştüm ki ne zaman arabanın ön koltuğuna yerleştim, fark etmedim. Ne diye o kadar ters davrandım elin kızına şimdi diye kendi kendime konuşuyor nedendir bilinmez kendimi sakinleştirmeye çalışırken dikiz aynasından geliyor mu diye baktığımda üzerine bir ceket aldığını gördüm. Böyle daha iyi olmuştu sanki en azından vücudunun bir kısmı kapandı.. Gülümsedim. Sanane oğlum neresini açarsa açsın elin kızı dedi içimdeki ses... Koşarak arabaya bindiğinde iç ışıkları açtım. Arabayı hemencecik kokusu sardı. Mis gibi gül kokuyor ohhh... Yine ters ters bakıp ceketinin kırmızı olduğunu gördüğümde bir renk bu kadar yakışır bir kadına diye düşünmeden edemedim. Gonca kırmızı bir gül misali gencecik yaşı kaç bunun "Benim şarjım bitmiş. Aileme haber vermem lazım telefonunuzu kullanabilir miyim?" hala sesi titriyor üşüyor mu acaba... "Burada çekmez. Sorun nedir? Arabanız mı bozuldu? " Sinirlerimi bozdu bu kız benim sebepsiz sesim hala çok sert çıkıyordu. Kafasını yere eğip "Sanırım benzinim bitti tekerde patlamış olabilir çünkü birkaç defa tekledi sonra pat diye durdu." der demez lafı yapıştırdım. "Tabi sizde nazik elleriniz yada durun durun kılık kıyafetiniz kirlenmesin diye değiştiremediniz lastiği dimi? Öyle bir kafasını kaldırıp sinirle bana bakışı vardı ki güzel gözlerinden şimşekler çıkıyordu... Biraz daha üstüne gitsem ne yapacak acaba diye düşünürken "eee sadece ehliyet almakla iş bitmiyor değil mi hanımefendi" diye birden ağzımdan sözcükler döküldü. Daha derinlerine baktım bal gözlerinin yüzünün her zerresinde oyalandı bakışlarım benden rahatsız olmasını istedim nedensizce. Ne yapacak diye merakla beklerken... "Ben düşündüğünüz kadar nazik yetişmedim. Kibar bir kızda sayılmam. Çok karanlık lastiğin patlayıp patlamadığını dahi bilmiyorum. Ki patlamış olsa bile yedek bir lastiğim yok. Yakıt bitti diye arabam durdu diyelim. Kaç kişi bagajında ekstra yakıt taşıyor söyler misiniz?" Bu kız, Allah'ım içimden kahkaha atmak geliyor. Ne kadar hızlı konuşmuştu öyle hem de bana bağırıyor. Ha ha ilk defa böyle bir kız görüyorum birde suratını asıp bakışlarını cama çevirdi. Sinirlenince daha güzel oluyormuşsun küçük cadı. Dışımdan çok sert bakıyor olabilirim ama pamuk kadar yumuşadım desem yeridir. Tam arabayı çalıştıracakken gözüm bacaklarına takıldı. Allah kahretsin!!! neden daha uzun giyinmedin be kadın.. Dokunsam nasıl tepki verir acaba. Ha Cenkay ha bir sapıklığın kalmamıştı. Sanane lan kadının bacaklarından teninin nasıl olduğundan işine bak kendimi azarlayarak, arabayı çalıştırdım. Olabildiğince yanımdaki kadına bakmamaya çalıştım. Yüzüne bile bakmadan "Ben İstanbul'a gidiyorum sizi nereye bırakayım.. " ulan normal ses tonumu unuttum sanki ne demeye bu sertleşiyorum eee aşağılar sertleşince sesime de yansıdı tabi... "Ben de İstanbul da Leventte oturuyorum fakat bir otobüs durağında bıraksanız yeter." Sesi bile iç gıcıklayıcı bu kızın lan!!! oğlum kendine gel Cenkay hem sen kimseyi beğenmezsin, sana ne oluyor azgınlık dönemindesin herhal... İç sesim benimle kavga ederken göz ucuyla baktığım güzel hala camdan dışarıyı seyrediyordu. BUSE Kolundan çektiğimden beri öyle sert bakıyordu ki bedenimi titreme sardı. Bir insanın bakışları üşütür mü evet üşütürmüş onunla öğrenmiş oldum. Neden o kadar kötü bakıyor, oysa çok yakışıklı arabanın farlarının aydınlattığı ışıkta bile bakışları kurşun misali içime işliyordu sanki... Hem üşüyüp hem neden sıcak basıyordu beni sanırım ilk defa bir erkek bu kadar ters davranıyor bana tamam çok deneyimim yok fakat genelde kötü de davranmazlar... Özür dilediğim de arabasında beklediğini söyleyerek çekip gitti. Arkasından bakakaldım. Hemen kendime gelip, arabamdan çantamı sabah soğuk olmamasına rağmen sabah evden çıkarken ne olur ne olmaz diye aldığım kırmızı ince ceketimi üzerime geçirerek koşar adım arabasına gittim. Araba çok lükstü. Bir uçağın kokpitine girdim sandım bu ne bir sürü düğme var. Zengin biri olmalı zaten bu kadar havalı duruşundan da belli arabaya doğru yürürken arkasından baktığımda farkettiğim uzun boyu, şimdi arabanın içindeki ışıkla daha net gördüğüm simsiyah saçlar aman Tanrım çok yakışıklı!!! bir bıyık bu kadar mı erkeksi hava katar bir erkeğe hele o kirli sakal... Iyyy oysa ben bıyıktan nefret ederim nasıl onda hoşuma gitti anlamadım. Hem neden simsiyah giyinmiş ki yas tutuyor gibi... Bu kadar sert bakmasa keşke bana, sanki ona ya da ailesine bir şey yaptım. İncelemen bittiyse konuş istersen Buse diye azarlayan iç sesim sayesinde kendime geldim. " Telefonunu sorduğumda yine tersleyerek cevap verdi. Normal hali böyle sanırım diye kendimi teselli etmeye çalışsam da sonradan söyledikleri çileden çıkan bir Buse görmenin eşiğine getirdi. Bu adam ne zannediyordu kendini ya... Neymiş efendim ellerim yada elbisem kirlenmesin diye lastik değiştirmemişim. Yok sadece ehliyet almakla olmuyormuş... O yakışıklı yüzünü kedi tırmaladı misali tırnaklarımı mı geçirsem acaba... Derin derin sesli bir iki nefesten sonra cevabını verdim. Cama dönüp dışarıyı seyretmeye başladığımda sanki bakışları hep üzerimdeydi. İlk defa giydiğim bir kıyafetten bu kadar rahatsız oldum. Sabah severek giydiğim mini tulum şimdi kendimi çıplak hissettiriyordu. Bu güzel koku da ondan geliyor olamaz değil mi? Sakın bakma sakın, sakın, sakın... Yüzünü çevirme ona şuan ona muhtaçsın ne derse desin biraz önce ki gibi çıkışma, resmen bağırdım adama ya... Burnunda al ağzından ver, burnundan al ağzından ver evet böyle nefes al sakinleş hadi... Gözleri ne renkti, siyah mı yoksa siyaha çalan kahverengi miydi? Öyle kapkara giyinmiş ki göz rengi dönmüş bile olabilir... Sa-na-ne sanane acaba elin adamının göz renginden kendimi azarlarken acaba evli mi diye düşünmeden edemedim gerçi yüzük yok sanırım parmağında. Bu devirde kaç tane evli erkek yüzük takıyor acaba aptallığın üstünde bugün tabi adamın sahipsiz olmasını dilemen doğal. Hayır hayır bu kadar kaba bir adamı beğenmiş olamam değil mi? Kafamı bir sağa bir sola silkeledim salak salak hislerimi kontrol etmeliydim birbirine girdiler artık. Araba çalışmaya başladığından beri hiç konuşmadık sessizlik daha çok ona çekilmemi sağlıyordu. İçimdeki heyecan mı korku mu bir türlü karar veremiyorum ama biraz daha sessiz olursak delirecektim.. "Radyo açabilir miyiz?" dememle yüzüme bile bakmadan bir tuşa bastı. Spikerin birbirini yeni tanıyanlara, birbirlerine erken gidip, geç kaldıklarını düşünenlere ve hep ilk günkü gibi sevenlere gelsin anonsu arabanın içini doldururken, o an göz göze geldik. Hayır ya bakmamalıydım hemen kafamı çevirip gözlerimi yumdum... Koltuğa iyice yerleştikten sonra kendimi şarkının güzel melodisine bıraktım. Koray Avcı söylemeye başladı. Bugün dağların dumanı aralandı, hoş geldin Ah ışıklar içinde kaldım, yandım efendim Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar Sen bana geç geldin, ben sana erken Tutuşsun gün, yansın geceler, vaktimiz varken Bugün günlerden güzellik, sefa geldin, hoş geldin Ah bu yağmur yalnızlığımmış, dindim efendim Sen bana yangın ol efendim, ben sana rüzgar Tutuşsun gün, yansın geceler, zamanımız dar Sen bana geç kaldın, ben sana erken Soyunsun gün, sarsın geceler, vaktimiz varken Sonra dersinki neden bu kadar sigara içersin içerim işte, ben yazmayı pek bilmem dünya güzelim. Sadece geceler ışığı kovalarken gelir aklıma birkaç kelime. Şafak söker ben hala oturduğum yerde sayıklarım baş harfini, bazı bazı dem tutar kirpiklerim dans eder damlalarla, bir türkünün ezgisi gibi temizlenir göz bebeklerim, garip gelir akşamlara kadar beklediğim günler. Sen okulda istikbalini gözlerken ben dışarıda hapis beklerim. Bulutlarla baş başayken çok düşündüm o vakitleri, saçların omuzlarına elbise olduğu zamanlar, hani inadına topladığın halde çok da güzel gelirdin gözlerime. Öyle ya türkü gibiydi saçların, türkü gibiydi gözlerin. Sen bakmaya doyamazdın, ben türkülerimi söylerken her yazdığımı sana dinletirdim. Bilmezdim ben nerede ne konulacak. Virgülle noktayı sevgili zannederdim biri kaybolurken öteki yok olacak. Ben yazar hüzünlenirken ayır şu kelimeleri derdim, ben imlanın sırasını dizdikçe sen karalayıverirdin. Şimdilerde daha çok karalar oldum hatalarım geldikçe aklıma. Sonra dersinki neden bu kadar çok sigara içersin içerim işte, ben yazmayı pek bilmem dünya güzelim zaten yazsam da anlamazsın. Canım sıkıldı mı karalarım , ondada 2 damla göz yaşı akıtırız sonra dersinki neden bu kadar çok sigara içersin ne bileyim ben içerim işte..... |
0% |