@herdem6060
|
5. Bölüm BUSE Kızlarla güya adamı unutmak için buluşmuştum. Gecenin sonunda konunun yine kara yağıza gelmesi beni sinir etti. Ne yani adamdan etkilendim ve bu kadar zaman geçmesine rağmen kendime bile itiraf edemiyorum mu? Neyse uyumam lazım güzel mis gibi uykularımın içine etti zaten... Sarıyer tarafında deniz kenarında çok güzel bir sahil restaurantındaydım. Dışarıda lapa lapa o kadar güzel bir kar yağıyordu ki seyretmeye doyamadım. Kızlar nerede kaldı acaba aman önemli değil bu manzaraya saatlerce bekleyebilirim. "Yavrum çok mu geç kaldım.. " "Yok kara yağızım kızlar nerede kaldı diye düşünüyordum bende." "Kimse gelmediğine göre bal dudakların tadını doya doya çıkarayım o zaman" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Bu adam hep böyleydi zaten yer ve mekan fark etmiyordu. Alt dudağımı emerken ufak bir inilti döküldü dudaklarımdan, kollarımı boynuna sarıp saçlarını okşamaya başladım. Çok seviyorum saçlarını karıştırmayı, kendimizi kaptırmış dillerimiz artık birbiriyle dans ederken. "Yuh artık " diye bir ses duymam ile kendimi geri çekmem bir oldu. Off dudaklarından ayrıldıktan sonra neden bu kadar içerisi soğudu sanki, sesin geldiği yöne çekinerek baktığımda Merve'yi yanında kumral yakışıklı bir adam ile el ele gördüm. Tam kıpkırmızı olmuş yok hayır bu şekilde basılmış olamam derken uyandım... Allah'ım o nasıl rüya öyle ne oldu bana Rabbim bu sesini duyduğum kalbim mi? Ya bacaklarımın arasında hissettiğim sızı, kafamı sağa sola salladım. Aynı Harlequin kırmızı dizilerde okuduklarıma benziyordu. Gözlerimi yumdum o anı tekrar yaşamak ister gibi gözlerimin önüne geldi görüntüler hemen açtım kafamı sallayıp hiçte o saçma romanlarda okuduğum şeylere benzemiyor bir kere diye kendimi inandıracağım zaman Okurken hiç saçma gelmiyordu ama diyen iç sesten nefret ediyorum her şeyi yüzüme vurmak zorunda mısın? Aman Allah'ım o inleme sesi benden mi çıktı ne kadarda gerçekçiydi. Saate baktığımda 10 olduğunu gördüm. Sabah 5'de yatan biri için bu rüya yok kesin benim kıçım açıkta kalmış. Bu yaşa kadar öpüşmemiş bir kız nasıl böyle rüyadan bile zevk alır durumda olur. O zaman neden iç çamaşırım ıslak gibi onu hiç anlamadım. Anlamadın mı gerçekten dedi bu iç ses yine kendim ile kavga etmeye başlamadan hemen bir duş alıp ve kahvaltıyı hazırlayayım diye yataktan kalktım. Gözlerimi yumdum kalkmadan önce yine yüzü geldi gözümün önüme hafif gülümseyen hali Allah kahretsin ben çok hoşlandım o adamdan, kara yağızımdan ohh ne güzel ilk aşkım platonik ve adını bile bilmediğim bir adam oldu. Kısa bir duş aldıktan sonra çok utansam da gusül abdestimi alıp öyle çıktım banyodan. Giyindikten sonra hemen çayı koydum. Kahvaltılıkları çıkarıp, menemen yapmak için malzemeleri doğramaya başladım. Kafam yerinde değildi ama toparlanacaktım başka çarem mi vardı. Şuan itibariyle kara yağız bundan sonra düşünülmeyecek diye kararımı verdim. Zil çaldı hayret kim gelecekti ki diye mırıldanarak kapıyı açmaya gittim. Kapıda gördüğüm kişi ile yüzümde güller açtı. Ecem canım arkadaşım geldi. Ecem aslında Merve'nin üniversiteden arkadaşıydı ama nasıl Gökçe benim çocukluk arkadaşımken şimdi Merve ile de çok samimi ise bende Ecem ile aynı idim. Oda kuzenim gibi bankacıydı çok güzel alımlı biriydi. Tam bir çatlak İzmir'li olmanın verdiği bir rahatlık vardı. Yada biz öyle düşünüyorduk. Çünkü içimizde tek erkekler ile rahat rahat takılabilen oydu. Bize özellikle Merve'ye çok kızıyor her ortamda tatlı tatlı takılıyordu. Karpuz bile alacağımız zaman kırk tanesinin arkasına elliyo, oraya buraya atıyor, iyi mi kötü mü diye bakıyor insanlar, koca alırken neden denemeyecekmişiz derdi. Özellikle Merve'yi yerin dibine sokmak için onlar kaç tane kadının tadına bakıyor biz bir şey diyor muyuz ? diye uzayıp giden vaazlar vererek bizi kahkahalara boğan canım arkadaşım... "Hoş geldin canım" "Hoşbuldum. Erken mi geldim." "Yok yok gel kızlarda kalkar şimdi kahvaltı hazır olmak üzere..." "Bu manyak karı bana neden zamanında haber vermiyor Buse sabah çişe kalkmasam görmeyecektim mesajını sabahın 5'inde kahvaltıya gel diye mesaj atmış" dediğinde neden bu saatte Ecem'in de gelmiş olduğunu anlamış oldum. "Dur ben şunları kaldırayım beni erkenden buraya dikip kendi yatak keyfi yapamaz hanımefendi." diye jet hızı ile odaya daldı. Odanın kapısını açmasıyla bağırarak "Valla ben artık sizin lezbiyen olduğunuzu düşünmeye başlıycam lan bu ne 25 yaşına geldi daha bir erkek sokamadı şu yatağa bırak yatağa sokmayı elini değdirmedi. Kalk kız çılgın bakire nasıl sarıldın kıza öyle" dedi atladı üstlerine... Çatlak valla bu kız çatlak bununla evlenecek adam gerçekten şanslı neşesi, enerjisi hiç bitmiyor. Ben gülümseyerek kahvaltı için sofrayı hazırlamaya başladım. Merve'nin Ecem'e küfürleri, Gökçe'nin bıktım sizden sabah sabah karga bokunu yemeden nasıl bu kadar enerji buluyorsunuz diye söylenmeleri ile masayı hazırladım. Merve ile iki oda bir salon bir evde oturuyorduk. Mutfak küçük olduğu için masayı uzun ama geniş oda büyüklüğündeki koridora koymuştuk. "Hadi gelin her şey hazır" diye bağırmam ile masanın başına toplandılar. Aslında bu işleri genelde evin anası Merve yapardı. Rüyama şükretsinler ah yine rüya diyorum. Gerizekalı Buse düşünme dedikçe rüya diyorum ya... Ecem'in bıcır bıcır konuşmaları eşliğinde kahvaltı bitti. Dün geceki sert çıkışımdan sonra kızlar daha gizemli kahramandan konu açamadılar ama biliyorum ki Ecem'e ve diğer kızlara anlatmamak için deli oluyorlar. Kızlar birer kahve keyfinden sonra evlerine gittiler. Bizde Merve ile her zaman ki gibi hemen evin temizlik işlerine daldık. O genelde mutfak ve yemek ile uğraşırken ben temizlik yapardım. Yine aynı iş paylaşımıyla işlere koyuldum hem biraz tuvalet banyo ovsam fena olmaz. CENKAY Ali Buğra ve Cihat olmasa daha fazla kendimi kaptıracaktım küçük şeytana. Evet benim için artık küçük şeytandan başkası değildi. Hemen hemen iki gece de bir bara gidip minyon, siyah saçlı ve ela bal karışımı gözlü hatunlardan uzak durmuş, nerede uzun boylu sarışın veya kızıl taş gibi hatunlar varsa onlarla takılmıştım. Ama nafile her şekilde gözlerimi her kapatışım da beynimin içinde dolaştı. Ali Buğra ile üniversiteden arkadaştık ve Cihat ile kuzenlerdi. Bizde öyle tanışıp arkadaş olmuştuk gerçi onlar kardeşten öteydi ama son yıllarda beni de ayırmazlardı. Ali Buğra boşanma avukatı olmayı tercih ederken ben ceza avukatı olmak istemiştim. Ali Buğra'nın geçinemeyen çiftlerin evli kalmaları ile derdi vardı. Boşanmaları için elinden geleni yapıyordu. İnsan yuva kolay kurulmuyor, aile hayatı bozulmasın hemen yıkılmasın diye uzlaşma yoluna gider dimi? Yok tam tersi özellikle erkeklerin haklı olduğu konularda kadınlar hiçbir şey alamasın diye canla başla çalışırdı. O yüzden nerede ünlü oyuncu, şarkıcı ve iş adamı varsa Ali Buğra'nın bürosuna damlardı. Allah için hakkaniyetli vicdan duygusu olan bir avukattı eğer tamamen erkek suçlu olup, kadından mal kaçırmak için gelmişse, ne kadar para teklif ederlerse etsinler kesinlikle davayı almıyor, adamlarında hakkından geliyordu. Asla kadın müvekkili olmuyordu. Bunu sorduğumda ise para kazanmak için bile kadınların kaprisleri ile uğraşamam diye beni başından savıyordu ama biliyordum ki bana anlatmadığı bir yarası vardı bu konu da... Bazen evli ve kocasını aldatan kadınların davalarında ki hali beni bile korkutuyordu. Sanki kendi karısı aldatmış gibi nefret duygusu ile davaya çalışıyor o kadınları pişman ettiğini görmeden rahat etmiyordu. Bu yüzden de ülkenin en iyi kazanan avukatların arasında yerini aldı. Tabi ki bu konuda mütevazi olamıyormuş çünkü ünlü bekar çapkınların arasına da bu sayede adını yazdırmış. :) Benim kadar olmasa da çok yakışıklı kerata... Ben ne kadar medyadan uzak bir adamsam Ali Buğra o kadar ekran yüzüydü. Seviyordu kameraları ünüme ün katıyorum diye düşünüyordu. Cihat ise turizmciydi. Aileden kalan bir iki küçük oteli çok çalışarak on yıl gibi kısa bir sürede beş yıldızlı oteller zinciri haline getirmişti. İdeali dünyaya açılmak olsa da şimdilik on iki oteli olmuştu. Ali Buğra ve bana göre daha neşeli hayatı çok takmayan bir havası olsa da askerlik döneminde yaşadığı sıkıntılar yüzünden başka bir yüzü ortaya çıktı. Cihat'ın çocuksu bir yakışıklılığı varken sinirlendiğinde haşin ve gaddar erkek oluyordu. Yaklaşık 12-13 yıldır tanışıyor olsak da son beş yıldır kopmaz üçlü olmuştuk. Gayette memnunum bu durumdan beş yıl öncesine kadar daha kalabalık arkadaş çevrem vardı. Çok da sosyal bir insandım ama düşünüyorum da aslında ne yalan ne kadar boş bir hayatmış. İnsanları elemek hayatı sadeleştirmek demekmiş. Bugün yine eskilere daldım bu huyumdan kurtulmalıyım biliyorum ama eskileri düşündükçe daha çok güçleniyorum sanki. Küçük Şeytan adını koyduğum seksi kızım benim acaba neredesin neler yapıyorsun? Senin de benim gibi içinden çıkmayan acıların var mı? Hem neden bu kadar yüzün, gözün, dudakların özellikle o güzel bacakların aklımdan çıkmıyor. Neden başka bir kadın ile sevişirken bile senin bacaklarının belimi tamamen saramayacağını düşünüyorum. Neden, neden, neden.....
|
0% |