05*** : Selamünaleyküm güzel insan.

Luna Handan : Kimsiniz?

05*** : Selam verdik, bari ona cevap yazsaydın.

Luna Handan : Vahiy ile mi geliyor bu selam? İlginç birisiniz anlaşılan ama ben aradığınız kişi değilim. Biraz daha zorlarsanız dava edilirsiniz. İyi günler.

05*** : Adli işlemler başlatıldı. İyi günler.

Luna Handan : Numara komşusu falan mıyız?

05*** : Son sözünüzle kafamdaki zeki imajınızı bozdunuz. Numaram gözüküyor, sence böyle bir şey mümkün mü?

Luna Handan : Doğru, numaramı nereden buldunuz?

05*** : Kütüphanede kapağı dahil her yeri buruşmuş bir defter buldum, arasında para var diye sana mesaj attım. Gerekli değilse hiç zahmet etme, ben yerim parayı.

Luna Handan : O DEFTERDEKİ HİÇBİR ŞEYE DOKUNMA, BEN ALMAYA GELECEĞİM ADRES SÖYLE.

05*** : Olmaz, bu defterde aradığım bütün ders notları var ve finallere çalışacağım.

Luna Handan : Bak, o defter benim ve bana vereceksin. Yoksa savcılığa gidiyorum.

05*** : Ya bak, bir hafta sonra vereceğim zaten. Abartmaya gerek yok.

Luna Handan : Bir hafta olmaz! Ben o notları özenle çıkarttım, çalışmam lazım.

05*** : Ya lütfen. Bu sefer de kalırsam okuldan atılacağım.

Luna Handan : Olmaz.

05*** :

Luna Handan : Şaka mısın? Deli misin sen, gazete kuponundan hediye mi verdiler seni?

05*** : Notları mı verirsin kendimi mi asayım? Bak ip tavanda ha ona göre

Luna Handan : Bakayım ipe.

05*** :

Luna Handan : Fazla cafcaflı olmuş. Adı bile belli olmayan biri için fazla cesur itiraflar yapıyorsun.

05*** : Genelde çok yakışıklısın numaranı versene diyorlar ama kimlikte Tuğkan yazıyor.

Luna Handan : Çok komiksin, gülmekten öldüm. Kısa kes, yarın nerede buluşalım?

05*** : Hey yavaş ol! Hemen buluşma ayarladın ha, fenasın.

Luna Handan : Senin beynin bir paramesyumdan bile küçük olsa gerek. Notlarımı vermen için adres istedim.

05*** : Haa, öyle desene. Adresimi bilmediğine göre sana o notları bir hafta sonra veririm. Bu arada paramesyum balık türü mü? Ben fakir olduğum için çipura falan yiyorum öyle ecnebi balıklar bilmiyorum. Bizim mahallede kilosu yirmi beş liraya var onu yiyorum.

Luna Handan : Beni katil edeceksin. Cidden seni bulduğum yerde öldüreceğim. Hasta mısın sen? Yirmi beş liraya balık kuyruğu falan satıyorlardır sana.

05*** : En son üç sene önce yedim ondan aklımda o fiyat kalmış.

Luna Handan : Üç senedir balık yemiyor musun? Anlaşma yapalım, ben sana üç kilo balık alayım sen de notlarımı bana ver.

05*** : Ben evde başka bir şey yok diye bozuk peynirle sahur yapıp hastanelik olmuş insanım. Açlık bana işlemez, o notlar açlığımdan daha önemli. Bu arada karnımı doyuracak kadar imkanım var, yeni bir peynir alabilirdim ama üşengecim.

Luna Handan : O not gelmezse seni bulurum çocuk.

Tuğkan (not delisi) : Söylemeyedebilirdim ama iyi biri olduğum için söyledim, kütüphanede o kadar insanın içinden beni bulamazdın. O yüzden bir hafta versen ne olur yani.

Luna Handan : Bir hafta, sadece bir hafta veriyorum. Ondan sonra getiriyorsun.

Tuğkan (not delisi) : Aslansın, kaplansın, aşkımsın.

Luna Handan : Aşkın mıyım?

Tuğkan (not delisi) : Şaka olsun diye.

Luna Handan : İyi. Ben çalışmaya gidiyorum, deftersiz bir biçimde. Sen de git çalış, o sınavlardan geçemezsen defteri verdiğim için sana işkence edebilirim.

Tuğkan (not delisi) : Tamamdır, iyi akşamlar hayırlı cumalar.