@hestiamy
|
"Tuğkan kapıyı açar mısın?" Luna, Tuğkan'ın kapısına dayandı. Görüldü olan mesajlara ve açılmayan telefonlara rağmen kapıda durdu. (Tuğkan - Luna) Luna : • Luna_hndn: Kapına da yatarım, camına taş atarım, alırım, kaçarım... @ Tuğkanslaay 》Tuğkanslaay: Sen delisin. Kapının aralanmasıyla Luna kafasını kapıya çevirdi ve Tuğkan karşısında bitkin bir biçimde duruyordu. "Tuğkan." "Midem bulan-" daha cümlesini bitiremeden öğürerek Luna'nın üzerine kusan Tuğkan hafif baygınlıkla içeri gitti. "Sanırım ben de kusacağım, bu ne?" Luna üzerindeki görüntüye bakıp kustu ve gözleri kızarana kadar öğürmeye devam etti. "İyi misin?" Tuğkan kendini toparlamaya çalışıp Luna'ya baktı ama Luna'nın pek umurunda değildi. "Gel içeri, üzerini değiştirelim." Luna içeri girdikten sonra Tuğkan ona kıyafet verdi ve Luna bunları giyinip çıktığında Tuğkan battaniyenin altında yatıyordu. "Hastasın sanırım, biraz." "Yok, stresten oluyor arada böyle." "Bir hastaneye gitmek lazım, kafana darbe almışsın. Bu belirtiler iyi değil." "Yok, yok. İyiyim ben. Geldiğin için bile sana minnettarım. Üzerine kustuğum halde benden iğrenmiyorsun." "Yapacak bir şey yok, eğer senden iğrensem kustuğun geri alınacak mı? Hayır. Hem ben de kustum yanlışlıkla." "Komik bir tanışma olmuştu zaten, devamı da tuhaf oldu." "Kısmen, evde malzeme varsa sana bir rahatlatıcı çay yapayım mı?" "Vardır galiba. Böyle çayları yapmayı nereden biliyorsun?" "Çin'de bir atölyeye katılmıştım. Orada çay tarifleri öğrendim." "Ben de Bayburt'a dışarı çıkamadım on sekiz yaşıma kadar işte." Luna bu lafa karşı gülüp mutfağa geçti. (Cinnetten Çiçek Topluyorum Grubu) Tuğkan : Beyler kim kıza adresimi verdi, doğruyu söyleyin. Soner : Hangi kıza? Tuğkan : Kim olacak, Luna'ya. Emrecan : Evine mi geldi? Tuğkan : Gelmekle kalmadı, üzerine kustum. Soner : Utku : Oğlum ne yaptın? Tuğkan : O da midesi çıkana kadar kustu o görüntüyü görünce. Emrecan : Ve evi terk edip seni engelledi? Tuğkan : Hayır, bana rahatlatmak için çay yapıyor. Utku : Bu kız senden hoşlanıyor. Soner : Net. Emrecan : Ne zaman aga mezara girince mi? Tuğkan : İncir ağacı çiçek açınca Emrecan... Emrecan : İncir ağacı sana girsin Tuğkan. (Selen - Soner) Soner : Bugün biraz kötüydüm, ondan yazamadım özür dilerim. Selen : Dayak mı yedin? Soner : Yani öyle demeyelim de, biraz kavga ettim diyelim. Selen : Anladım, fazla canın acımadı değil mi? Soner : Neyse ki suratıma bir şey olmadı, sonra beğenmezsin falan. Selen: Ben senin her haline okeyim. Soner, neredesin? Soner : Heyecandan yazamamışım kusura bakma. Selen : Çok tatlısın oeudhsbtgrşw Soner : Teşekkür ederim. Selen : Rica ederim.
|
0% |