@hestiamy
|
Daha kaç hüzün mevsimi sığdıracağım, kaç ömrümü daha harcayacağım? Bu günlükte bütün sorular var ama cevapları yok. Belki de sorular cevaplardan daha önemlidir ne dersin? Kalbimde anıların kül olduğundan emindim oysaki. Üstüne bastırdığımda köz olduğunu, hatta hâlâ yandığını söyleyebilirim. İlk günkü gibi acıdı. Anılar acıtır mı? Acıtır. Anıların rengi solsa da kalbimi yakıyor. Sen şimdi anıların rengi mi olur dersin. Ben çocuksuydum ve böyle süslü kelimelere inanıp sığınırdım. Sen öyle değildin. Lütfen bu yazdıklarım eline geçmeden bul beni. Sana muhtacım. Bir insanın kokusuna muhtaç olunur mu deme? Gel... ◇◇◇
"Onu görmek istiyorum. O her ne kadar bu günlüğü bulduğumu fark edince pişman olacak olsa da onu görmek istiyorum doktor." "O ölmediyse siz günlüğü nasıl buldunuz?" diye sordu şüpheli bir tavırla. "Her hafta eski evimize giderim. Anahtarı ikimizde de olan ama asla içinde yaşamayı beceremeyip bir müze gibi öylece kullandığımız evimiz. Beşiğin içine bakarken köşesinde bu defteri gördüm. Zaten ev o gibi koltuğundan eve geldiğini anlamıştım. Belki de onu kurtarmamı istiyor ama ben onun hayatta olup olmadığını bile bilmiyorum. Bir yıl oldu. Bir yıl oldu bu günlüğü bulalı ve ben daha okumaya bile yeni cesaret edebildim." (Geçmiş) Rüzgarlı ve yağmurlu havada yürüyen Deniz Gökyüzü'nü görmüştü. Gece gece neden dışarı çıkmıştı ki? Kendi de gece olmasına rağmen neden dışarı çıktığını bilmiyordu, belki de yağmuru seviyordu. Belki de Gökyüzü de onun gibi yağmuru seviyordu. Kız kaldırımın köşesine oturdu ve kendini yağmura kaptırdı. Ağladı, sızladı ama adam kızın yerine canı yandığı halde onu öylece uzaktan izledi.
|
0% |